İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 21 Haziran 2007 Perşembe günü, İşçi Partisi Genel Merkezi'nde yaptığı basın açıklaması ile Seçim Bildirgesini milletimize açıkladı.
İŞÇİ PARTİSİ SEÇİM BİLDİRGESİ
Ne ABD, ne AB! Tam bağımsız Türkiye!
Büyük Milletimize,
Bugün 21 Haziran, en uzun gün, en aydınlık gün.
Seçim Bildirgemizi en aydınlık günde, aydınlık gelecekleri kurma kararı ve güveniyle onayınıza sunuyor ve iktidar yetkisi istiyoruz.
I. BAŞI DİK TÜRKİYE İÇİN İŞÇİ PARTİSİ İKTİDARI
Genel Seçim ABD ile İşçi Partisi arasında.
Türkiye, her cephede Batı’dan gelen o “hayasız akın”la karşı karşıyadır.
Günün görevi, vatan savunmasıdır.
Geleceğimiz, bu görevin başarıyla yerine getirilmesine bağlıdır.
ABD yönetimi, Kuzey Afrika’dan Orta Asya’ya kadar Müslümanların yaşadığı 24 ülkeyi parçalama hedefini ilan etti. Bu emperyalist planlarına “Büyük Ortadoğu Projesi” adını verdiler ve uyguluyorlar. Kardeş Irak ve Afganistan’ı işgal ettiler, Lübnan’ı ateşe verdiler, Filistin’i böldüler ve Sudan’a bomba yağdırdılar. Bugün öncelikli hedefleri, Türkiye’dir. Ülkemizi parçalanmış gösteren haritaları NATO toplantılarında duvara yansıtmaktan çekinmediler.
Bölücü terörün arkasında ABD vardır. Haçlı irticayı besleyen ve büyüten de odur. ABD yönetimi, ülkemizin altına mayın döşetmekte, çarşılarımızda bombalar patlatmaktadır. Büyük Orta Doğu Projesi’nin bedelini Türkiye olarak her gün şehitler vererek ödüyoruz.
ABD yönetimi, kendi mezarının haritasını yapmıştır. İşçi Partisi, “ABD’yi Ortadoğu’da kendi yaptığı haritaya gömeceğiz” kararını ilan etmiştir. Bu irade, bir tek İşçi Partisi’nde bulunmaktadır. Diğer bütün partiler, ABD karşısında boyun eğmişlerdir.
Tayyip Erdoğan, “ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi içinde Diyarbakır’ı merkez yapacağını” kamuoyuna açıklamıştır; dahası o projenin eşbaşkanlığını üstlenmekle iftihar etmektedir (Kanal D, 15 Şubat 2004 ve AKP İstanbul Bayrampaşa İlçe Kongresi’nde, 4 Mart 2006 tarihli konuşma). Türkiye Cumhuriyeti başbakanlık koltuğunu, başka bir devletin proje görevlisi işgal etmiştir.
MHP, 15 Haziran 2007 günü yayınladığı Seçim Beyannamesi’nde “ABD ile stratejik ortaklık kurma” hedefini açıklamıştır (s. 121). Bölücülüğe ayrı devlet kurma hakkı tanıyan İkiz İhanet Sözleşmeleri’ni kabul eden 19 Mart 2001 tarihli Bakanlar Kurulu kararının altında Devlet Bahçeli’nin de imzası bulunmaktadır (Resmi Gazete, sayı 24352, 24 Mart 2001).
CHP Genel Başkanı Baykal, “Siyasal partilerin içinde Kürtçü kanatların olabileceğini, buna itirazının olmadığını, CHP içinde de Kürtçü kanat bulunduğunu” belirtmektedir (Hürriyet, 14 Haziran 2007).
AKP, MHP ve CHP, ABD’nin Haçlı seferinde “Eşbaşkanlık” görevi almak için kendilerini Vaşington yönetimine beğendirme yarışı içindedirler.
Türkiye’yi Avrupa Gümrük Birliği’ne sokan ve AB kapısına bağlatanlar da, bu partilerdir.
AKP, CHP ve MHP, “Hem ABD hem AB” diyorlar. Milletimiz ise, Tandoğan Çağlayan ve Gündoğdu’dan Diyarbakır’a kadar İşçi Partisi’nin “Ne ABD ne AB, Bağımsız Türkiye” sloganıyla ayağa kalkmıştır.
2007 Genel Seçimi, ABD güdümündeki partiler ile İşçi Partisi arasındadır.
22 Temmuz’da oluşacak Meclis’te mandacılar, haçlı irticanın temsilcileri, Barzani ve PKK kontrolündeki güçlerin de yer alacağı görülmektedir. Bunların hakkından ancak İşçi Partisi gelir.
ABD’nin yeni iktidar planını bozacak tek çözüm, İşçi Partisi’nin Meclis’e girmesi ve Milli Hükümeti kurmasıdır.
ABD güdümü altında ve AB kapısında, yoksulluğa, işsizliğe, teröre çare yoktur.
AB’ye girme iddiasındaki düzen partileri, ABD ve AB emperyalistlerinin çıkarlarını savunmaktadırlar. ABD güdümlü mafya tarikat yönetimi, vatanımızı Avrupa Kapısı’nda bölmektedir.
Çareyi ABD’de arayanlar, ABD’ye hizmet etmektedirler.
Çareyi AB’de arayanlar, AB’ye hizmet ediyorlar.
Çareyi Türkiye’de arayan Türk milletine hizmet ediyor.
Bir tek İşçi Partisi, Türkiye’nin Türkiye’den yönetilmesi için mücadele etmektedir.
Nisan ayından bu yana ellerinde al bayraklarla ayağa kalkan halkımız, Batı güdümlü iktidarların sonunun geldiğini ilan etmiştir.
Türk Ordusu, cephesini ABD tehdidine dönmüştür.
Bu koşullarda bütün mesele, Ankara’da milletin bütün imkân ve yeteneğini seferber edecek bir Milli Hükümetin kurulmasıdır. İşçi Partisi, bu görevi üstlenmeye hazırdır ve milletimizden yetki istemektedir.
Önümüzdeki kısa sürede Türkiye’nin bölünmesine ve teröre teslim olanlar yıkılacak; Türkiye’yi birleştiren İşçi Partisi iktidar olacaktır.
İşçi Partisi, Lozan, Berlin ve Paris’ten Batı devletlerine bayrak göstererek, Atatürk’ün bağımsız Türkiye’sini yeniden kurma yeteneğini kanıtlamıştır. İsviçre’ye Ermeni soykırımı yalanını kabul eden kanunu kaldırtıyoruz. Bu, başı dik Türkiye’nin zaferidir.
İşçi Partisi, vatanımızın kalesi Diyarbakır’dan ABD emperyalizmine bayrak göstererek, Türkiye’yi bütünleştirme yeteneğini de kanıtlamıştır. Diyarbakır Mitingi’ni bir tek İşçi Partisi yapabilirdi ve İşçi Partisi yapmıştır. Diyarbakır, artık AB’nin kapısı değil, Ankara’nın kapısıdır.
Batı güdümlü sistemin büyük faizcileri, hortumcuları, dolar ve borsa vurguncuları AB’nin 12 yıldızlı mavi bayrağı altında toplanırken, Türk milleti ay yıldızlı al bayrağımızın altında birleşmektedir. İşçi Partisi, al bayrağımızı yükselten partidir.
Türkiye’yi birleştirebilecek tek parti, İşçi Partisi’dir. Bu nedenle İşçi Partisi’nin iktidarı zorunludur ve kaçınılmazdır.
İşçi Partisi, 22 Temmuz 2007 Genel Seçimiyle Meclise girecek ve o andan itibaren siyasal sürecin merkezine yerleşecek, gelişmeleri belirleyen parti olacaktır. İşçi Partisi’nin Meclis’e girmesinden sonra diğer partiler içindeki vatansever milletvekilleri ABD ve AB güdümlü liderlerin güdümünden hızla ayrılacak ve İşçi Partisi’nin Milli Hükümet Programı çevresinde toplanacaklardır. Milli Hükümet, en geç iki yıl içinde kurulacaktır. Böylece Türkiye, yeniden Atatürk Devrimi rotasına girecektir.
AB kapısına bağlanmış partilerin hepsi birdir; hepsi çaresizdir; İşçi Partisi tektir.
İşçi Partisi bilgilidir, birikimlidir, kararlıdır, cesurdur.
Önümüzdeki zorlukları yenecek birikim, Türk milletinde vardır.
İşçi Partisi, işte milletin bu birikimini harekete geçirecektir.
İşçi Partisi, Ergenekon’daki Demirci’nin partisidir; milleti seferber eder; ateşleri yakar; demiri eritir, dağları deler ve halkı aydınlığa çıkarır.
21. yüzyıl, Türkiye’nin yüzyılıdır.
İşçi Partisi, 21. yüzyılın partisidir.
Egemenlik milletin, devlet halkındır!
ABD emperyalizminin Türkiyemizi AB kapısına bağlatarak dayattığı program, iflas etmiştir. Bu programı uygulayan iktidarlar, gümrüklerimizi dağıtmış, tarımı çökertmiş, kamu ekonomisini yıkmış, kamu hizmetine son vermiş ve kirli para vurgunundan pay alarak Dolar ve Avro’nun saltanatını kurmuşlardır.
Bu koşullarda kararımız kesindir.
Devleti mafyanın ve tarikatların elinden kurtaracağız!
Devlet halkındır!
ABD ve AB güdümlü yönetime son vereceğiz!
Egemenlik milletindir!
Hırsızın ve hortumcunun yönetimini yıkacağız!
Millî Hükümet!
Devleti çaresizlikten kurtaracağız!
Güçlü devlet!
Vatanı bölücüden, yıkıcıdan kurtaracağız!
Vatan bölünmez!
Cumhuriyet’i Haçlı irticadan kurtaracağız!
Atatürk’ün cumhuriyeti!
İnsanımızı işsizlikten, yoksulluktan kurtaracağız!
Herkese iş, herkese refah!
Ülkeye bolluk, topluma dirlik, çalışana varlık, çarşıya bereket!
Soyguncunun inanç sömürüsüne son vereceğiz!
İnanç vicdandadır!
Toplumu çürümekten kurtaracağız!
Temiz toplum, dürüst yurttaş!
Aileyi dağılmaktan kurtaracağız!
Mutlu aile, sıcak yuva!
İşte bütün bunlar için, İşçi Partisi iktidara gelecek, Milli Hükümeti kuracaktır!
II. MİLLÎ HÜKÜMET PROGRAMI
İşçi Partisi 7. Genel Kongresi, 23 Aralık 2006 tarihinde Millî Hükümet Programı’nı kabul etmiştir.
Millî Hükümet Programı, öncelikle bir millî direnme programıdır. Bu program, Türkiye’yi bölmekle tehdit eden emperyalist devletlerin her müdahalesine, her ambargosuna ve her hamlesine başarıyla karşı koyacak çözümleri içermektedir.
Türkiye’yi AB kapısına bağlayan ve ülke ekonomisini IMF’ye terk eden partiler, işsizlik ve yoksulluğun nedenidirler, o sebeple çare olamazlar. Onların başında oturduğu Batı güdümlü mafya sisteminde kaynaklar, “Üç Sülük” adını verdiğimiz, büyük tefecilere, dolar ve borsa vurguncularına ve hortumculara akıtılmaktadır. Milli Hükümet, devleti haraca bağlayan ve ülkenin kanını emen Üç Sülüğü Türkiye’nin vücudundan koparıp atacaktır. Bu sayede kaynaklar, yatırım, üretim ve hizmete akıtılacaktır.
Cumhuriyetimizi, yeniden “Kimsesizlerin kimsesi” olarak örgütleyeceğiz.
Dört yıl içinde her yurttaşımızı iş ve kazanç sahibi yapacak, yoksulluğun kökünü kazıyacağız.
Ülkeye, varlık, dirlik, bolluk ve bereket getireceğiz.
İşçi Partisi, Millî Hükümet Programı’nı kararlılıkla ve hızla uygulayacaktır.
Siyasette Devlete Bağımsızlık, Millete Egemenlik, Vatana Bütünlük
- Türkiye, Türkiye’den yönetilecek. Türkiye üzerindeki yabancı denetim ve müdahale bütün temelleriyle tasfiye edilecektir. Türkiye’yi Avrupa Kapısı’na bağlayan, millî devletimizi ve Atatürk Devrimi’ni tasfiye eden AB aday üyelik sürecine son verilecektir. AB Aday Üyelik Protokolü, Katılım Ortaklığı Belgesi, Müzakere Çerçeve Belgesi gibi Yeni Sevr antlaşmaları feshedilecek ve Türkiye, Avrupa Gümrük Birliği’nden çekilecektir. Bölücülüğe ayrı devlet kurma hakkı tanıyan İkiz İhanet Yasaları kaldırılacaktır.
- Millî devleti bağımsızlık ve halkçılık temelinde yeniden kuracağız. Türkiye Cumhuriyeti’ni yeniden Atatürk Devrimi temeline oturtacağız. İktidarın kaynağı halktır. Halk yönetimini, köy ve mahalleden Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne kadar her düzeyde, bütün toplumsal ve ekonomik koşullarıyla gerçekleştireceğiz. Özgür, aydınlanmış, çağdaş ve zengin bir toplum kuracağız. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, bu esaslara dayanarak yeniden yapılacaktır.
- Milleti birleştireceğiz. Arkamızda binlerce yıllık büyük imparatorluklar mirası bulunuyor. İmparatorluk kültürü, bir yönüyle kavimleri birarada yaşatma kültürüdür. Cumhuriyet Devrimi’nin milliyetçiliği, bu kültürden beslenir; etnik milliyetçiliğe ve bölücülüğe izin vermez. Büyük Devrimci Önder Atatürk’ün belirttiği gibi, “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.” Türkiye halkı, büyük bir devrimle millet haline geldi. Kemalist Devrim’i tamamlayarak, etnik gruplaşma, mezhepleşme ve tarikatlaşma zeminini oluşturan Ortaçağ ilişkilerine son verecek ve milleti birleştireceğiz. Cumhuriyeti kurma iradesi ve eylemine, eşit yurttaşlık bağına, ortak millî kültüre ve birlikte yaşama arzusuna dayanan millî birliğimizi pekiştireceğiz.
- Türk Silahlı Kuvvetleri’ni güçlendireceğiz. Ordumuzun caydırıcı gücünü geliştirecek ve millî savunma sanayisini ülke güvenliği için yeterli hale getireceğiz.
- Güçlü devlet, örgütlü halk, bölgeler arasında denge, herkese iş ve Ortadoğu’da ittifak programıyla terörü bitireceğiz. Türkiyemizin toprak bütünlüğü için, ülkenin bütün olanaklarını seferber edecek; devletin yaptırım gücünü kararlılıkla ve etkili olarak uygulayacak, bütün halkımızı ve özellikle Güneydoğu halkımızı bölücülüğe karşı harekete geçirecek, gerekirse Irak’ın toprak bütünlüğü amacıyla sınır ötesi harekât yapacak, Yurtta barış ve Ortadoğu’da barışı sağlayacağız. Türkiye’nin kararlı bir tutum içine girmesi ve Ortadoğu ittifakı, terörün arkasındaki emperyalist devletleri caydırmada ve barışı sağlamada anahtar olacaktır. ABD ve AB’nin düşmanca politikalarını geçersiz kılarak, bu devletlerle ilişkilerimizi olağanlaştıracağız. Türkiye ile Batı’nın büyük devletleri arasındaki ilişkiler, eşitlik, egemenliğe ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı, karşılıklı yarar ve barış içinde yaşama temeline oturtulacaktır. Bölgemizin ve dünyanın daha büyük savaşlara sürüklenmesini önlemenin biricik yolu budur.
- Halka güvenlik ve yurtta barışın sağlanması amacıyla Emniyet Örgütü yeniden yapılandırılacaktır. Polisin terfi ve atamalarında hukuk egemen kılınacak, keyfilik önlenecektir. Polisin özlük hakları ve çalışma koşulları iyileştirilecektir. Adli Kolluk Örgütü kurulacaktır.
- Basit, ucuz, açık, hızlı ve etkin yönetim kuracağız. Yasalar azaltılacak ve sadeleştirilecektir. Yönetim iş ve hizmet üretecektir. Kaynakları, emeği ve zamanı israf eden, yolsuzluğa batmış, pahalı, verimsiz, hantal yönetim yapısı kökünden değiştirilecektir. Halk girişkenliğini canlandıran, halka güven veren, denetime açık, basit, ucuz, hızlı ve etkin bir kamu yönetimi kurulacaktır.
- Topraklarımız üzerinde yabancı üs ve asker bulunmasına izin verilmeyecek, güvenliğimizi ve komşularımızı tehdit eden ikili antlaşmalar kaldırılacaktır. Türkiye, NATO’dan çekilecek, emperyalist askeri ittifaklara katılmayacaktır. İncirlik Üssü’ne el konacaktır.
- ABD’nin BOP saldırısında görev üstlenmeyeceğiz. Millî Hükümet, ABD’nin bölgemize ve Avrasya’ya yönelik müdahale ve saldırı eylemlerinde rol almayacak, BOP’ta, yeni adıyla Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi (GOKAP) içinde görev üstlenmeyecektir.
- Ortadoğu İttifakı’nı oluşturacak ve Avrasya’daki yerimizi alacağız. Türkiye, öncelikle komşularımız Suriye, Irak, İran ve Azerbaycan’la bölge ittifakını oluşturacak; Ortadoğu’ya barışı getirecek, gümrükleri indirerek bölgemizde ekonomik ilişkileri geliştirecektir. Dünyada ve bölgemizde güvenlik ve barış için, başta Rusya, Çin Halk Cumhuriyeti, Orta Asya Cumhuriyetleri, Hindistan, Pakistan olmak üzere Avrasya ülkeleriyle işbirliği ve dayanışmayı güçlendirecek, dünya dengelerini ülkemizin bağımsızlık, bütünlük ve gelişmesi için değerlendireceğiz. Şanghay İşbirliği Örgütü’ne katılacağız. Böylece ülkemizin ABD ve AB ile ilişkilerini normalleştireceği ve karşılıklı yarar esasına oturtacağı koşullar yaratılacaktır.
- KKTC’nin Türkiye ile bütünleşmesini sağlayacağız. Millî Hükümet, bölge ve Avrasya ülkelerinin de desteğini alarak, KKTC’nin Türkiye ile bütünleşmesini adım adım gerçekleştirecektir.
- Millî Hükümet, emperyalist amaçlarla uydurulan Ermeni soykırımı yalanına karşı özellikle ABD ve AB’de kapsamlı bir mücadele yürütecektir. Devletin girişimleri yanında, Batı ülkelerinde yaşayan beş milyon Türkün seferber edilmesi yoluyla, Ermeni soykırımı yönündeki parlamento kararlarının kaldırılması sağlanacaktır.
- Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çekilmesi için kardeş Azerbaycan desteklenecektir. Bunun için, devletin ve milletin bütün olanakları değerlendirilecek, milletlerarası alanda gerekli girişimler kararlı olarak yürütülecektir.
- Laikliği millî egemenliğin gereği olarak hayata geçireceğiz. Laiklik, halk yönetiminin şartıdır. İktidar, kralların, padişahların ve şeyhlerin binlerce yıldır iddia ettikleri gibi ilahî kaynaklı değildir. İktidar, yalnız ve yalnız halka aittir. Din bir vicdan işidir. Dünya işleri, devletin bağımsızlığı, milletin egemenliği, vatanın bütünlüğü ve halkın mutluluğu esaslarına göre düzenlenecektir. Herkes vicdan, kanaat, dinî inanç ve ibadet özgürlüğüne sahiptir.
- Haçlı misyoner faaliyetine izin vermeyeceğiz. Emperyalist devletlerin yıkıcı faaliyetinin aracı olan misyoner faaliyetine ve Fener Patrikhanesi’nin Lozan Antlaşması hükümleri çiğnenerek Ekümenik (Evrensel) ilan edilmesine izin verilmeyecektir. “Dinler arası diyalog” türünden emperyalist uygulamalar kesinlikle önlenecektir.
Ekonomide Varlık Bolluk Bereket
- Üretici korunacak ve desteklenecek. Avrupa Gümrük Birliği’nden çıkacak, millî sanayi, tarım ve ticaretimizi gümrüklerle koruyacağız. Başta tarım ürünleri olmak üzere Türkiye’de yeterince üretilebilecek malların, lüks tüketim maddelerinin ve ikame edilebilen malların dışalımına son verilecek; yerli üretimin verim ve kalitesinin artırılması için tarım ve sanayi desteklenecektir. Dışalım, millî ekonominin ayakları üzerinde doğrulmasına, üretimin artmasına, millî teknolojinin gelişmesine, halkın ihtiyaçlarının karşılanmasına ve millî savunmanın gereklerine bağımlı kılınacaktır.
- Tarım üretimi desteklenecek. Tarıma yılda 11 Milyar YTL destek vererek, çiftçiye bir liradan ucuz mazot, ucuz gübre, ucuz tarım ilacı, tohumluk, damızlık, ucuz tarım kredisi sağlayacağız. Tarım tekniğinin geliştirilmesi ve kooperatifleşme yoluyla çiftçi ekonomisini canlandıracak ve Türkiyemizi yeniden tarım ürünlerinde kendine yeterli ve gıda güvenliğine sahip bir ülke haline getireceğiz. Bunun için Avrupa Birliği ve IMF dayatmaları reddedilecektir. Tarım ürünlerine, üretimi özendiren değer fiyat verilecektir. Tarıma destek siyasetleri bir yıl öncesinden ilan edilecektir. Pamuk, tütün, çay, sıvı yağ, sigara, şeker, hayvan ürünleri gibi Türkiye’de yeteri kadar üretilebilecek tarım mallarının ve gıdaların dışalımı yasaklanacak; yerli üretim özendirilecektir.
- Yabancıya toprak satışını serbest bırakan kanun kaldırılacak. Başka yollarla da olsa vatan topraklarının yabancıların eline geçmesi önlenecektir.
- Herkese iş sağlamak için iç borçlar ertelenecek. Bütçeden bu yıl iç borç faizine ödenen 56 milyar YTL’yi on yıl takside bağlayacak ve büyük bir yatırım atağı başlatacağız. Devlet Tahvili ya da Hazine Bonolarından vadesi 10 yıl içinde dolacak olanların ana para ve aylık, üç aylık, altı aylık, ya da yıllık faiz ödemeleri, yeni bir ödeme planıyla on yıl takside bağlanacaktır. Küçük tasarruf sahiplerine olan borçlar düzenli olarak ödenecektir. Böylece millî devlet borç ve faiz batağından kurtarılacak, kamu kaynakları büyük bir yatırım planı uygulamak ve iş sahası açmak için değerlendirilecektir.
- Yatırım ve hizmet için kaynak: Hortumcunun malına el konacak. Batık bankaların devlete yüklediği külfet, 78 milyar YTL’dir. Yalnız Citibank’ın Tayyip Erdoğan yönetimi tarafından sıfırlanan vergi borcu 3 milyar dolardır. Bankaların içinin boşaltılması, rüşvet, yolsuzluk ve yeraltı ekonomisiyle yasadışı yollardan hortumlanan kaynaklar kamuya geri alınacak; büyük yatırım ve hizmet atağında kullanılacaktır.
- Halka refah sağlamak için, dolar ve borsa vurgununa son vereceğiz. Paranın giriş çıkışını denetim altına alacağız. Türkiye’de doların ve Avronun saltanatını, kirli para vurgununu bitireceğiz. Türk bayrağı altında Türk Lirası!
- İstanbul Menkul Kıymetler Borsası yeniden düzenlenecek. Yüzde 70 oranında yabancı kaynaklı kirli paranın denetimi altına giren İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nın yatırıma, üretime ve ekonominin verimliliğine katkısı bulunmayan, tersine kaynakları çarçur eden, küçük birikim sahiplerinin kandırılmasına ve kumar benzeri haksız kazançlar sağlanmasına olanak veren, en önemlisi emperyalist para operasyonlarıyla dışa kaynak kaybedilmesine neden olan bugünkü işleyişine son verilecektir. İşlem gören kağıtlarla ilgili yeni düzenleme yapılarak Sermaye Piyasası Kurulu’nun yetki ve sorumlulukları yeniden belirlenecektir.
- Dış borç yükünü hafifletmek için yeni takvim. Dış borç anapara ve faizlerinin, alacaklı ülke ve kuruluşlarla müzakere edilerek, Türkiye ekonomisinin gelişme olanaklarını yıkıma uğratmayan ve yıllara yayılan yeni bir ödeme planına bağlanması sağlanacaktır.
- Dar ve orta gelirlinin vergi yükü hafifletilecek. Dar ve sabit gelirliler, ücret ve maaşlılar üzerinde doğrudan ve dolaylı vergi ve sigorta primi yükünü azaltmak ve yatırımı özendirmek için vergi ve sosyal güvenlik kanunlarında gerekli değişiklikler hızla yapılacak; vergi yükümlülüklerinde adil dağılım sağlanacak ve vergi kanunları sadeleştirilecektir.
- Özelleştirmeye son verilecek, KİT’lerin verimli işletilmesi sağlanacak. Danıştay ve idare mahkemelerince alınmış, özelleştirilen 58 kurumla ilgili 56’sı kesinleşmiş 200’ü aşkın iptal ve yürütmeyi durdurma kararlarını derhal uygulayarak, kamu ekonomisini yeniden yapılandıracağız. Özelleştirme kapsamında bulunan ve yürütülen bütün işlemler derhal durdurulacaktır. Evvelce özelleştirme kapsamına alınan ve özelleştirilen, ortaklık yapısı kısmen ya da tamamen değiştirilerek yönetimi yerli ve yabancı sermaye ve işbirlikçilerine devredilen ya da bunlarla paylaşılan bütün İktisadi Devlet Teşekkülleri, Kamu İktisadi Kuruluşları ve bunların iştirakleri yeniden kamulaştırılacaktır. İktisadi Devlet Teşekkülleri, Kamu İktisadi Kuruluşları ve bunlara ait iştirakleri verimli hale getirmek için gerekli kaynaklar, Bütçeden karşılanacak; Devlet Yatırım Bankası yeniden örgütlenerek bu kuruluşların parasal ihtiyaçlarının karşılanmasına katkıda bulunması sağlanacaktır.
- Çiftçiye, işçiye, memura, esnaf ve zenaatkâra alım gücü, ülkeye bolluk, çarşılara bereket. Ürün taban fiyatlarının, işçi ücretlerinin, esnaf ve zanaatkâr gelirlerinin, memur, emekli ve yetim aylıklarının artırılması yoluyla iç pazarda talep büyütülecek ve refah yükseltilecektir.
- KOBİ’ler desteklenecek, esnaf, milli sanayici ve tüccar korunacak. Yabancı sermayeyi teşvike ilişkin düzenlemeler gözden geçirilerek, millî tüccar, sanayici ve esnaf üretime özendirilecek ve desteklenecektir. Yabancı hipermarket ve süpermarketler millîleştirilecektir. Toplumun üretim ve hizmet birikiminin en büyük ölçüde değerlendirilmesi ve istihdamın genişlemesi için esnaf, zanaatkâr ve KOBİ’ler üzerindeki vergi yükleri hafifletilecek; küçük ve orta büyüklükteki işletmeler desteklenecektir.
- Herkese sağlıklı konut. Milli Hükümet, herkese sağlıklı, güvenli, depreme dayanıklı, uygarca yaşayabileceği bir konut sağlar. Bu amaçla konut yapımı, merkezi olarak planlanacak, kooperatifleşme desteklenecek; her yeni yatırım, yaratacağı konut ihtiyacıyla birlikte ele alınacaktır.
- Turizme yatırım. Turizmde doğaya, tarihe ve sağlığa yatırım yapılacaktır. Millî Hükümet, yurdumuzun dört mevsimi birlikte yaşayan iklimini ve uygarlık birikimini, halkımızın ve insanlığın kültürel ve ekonomik gelişme ve zenginlik kaynağı olarak değerlendirecek; turizm işletmeciliğini yabancıların elinden kurtaracak ve milli işletmeleri destekleyecektir. Turizm bahanesiyle tarım ve orman alanlarını yıkıma uğratan betonlaşmaya son verilecektir.
Sağlıklı ve Güvenli Yaşam, Uygar Toplum, Halkçı Kültür ve Millî Eğitim
- Bütün yurttaşlara parasız sağlık hizmeti sağlanacak. Başta sağlık ve eğitim olmak üzere kamu hizmeti yeniden örgütlenecek ve kurumlaştıracaktır.
Devletin ve özel sektörün bütün sağlık hizmeti olanakları ve mali kaynakları güçlü bir kamu disipliniyle tek bir “Millî Sağlık Sistemi” altında birleştirilecek ve tek merkezden yönetilecektir. Sağlık alanındaki millî kaynaklarımız toplumsal yarar hedefiyle etkin ve verimli kullanılacak, sağlığın satılmasına son verilecektir. Ana rahminden ölüme kadar bütün yurttaşlarımızın sağlığı devlet güvencesinde olacaktır. Tıp bilimlerinin gerektirdiği hizmet ve ilaç, bütün yurttaşlarımıza bir yıl içinde ücretsiz olarak sağlanacaktır.
Milli Hükümet’le birlikte, sağlık güvencesi için para cüzdanı değil T.C. nüfus cüzdanı geçerli olacaktır.
Birinci Beş Yıllık Milli Sağlık Seferberliği iki yıl içinde başlatılacaktır. Sağlık Seferberliği’nde bir milyon gencimiz eğitilerek görevlendirilecektir. Böylece sağlıkta koruyuculuğa ve erken tanıya öncelik verilecek, yediden yetmişe bütün yurttaşlarımız için köy-mahalle-okul ve işyeri düzeyinde kitle sporu ve yeterli beslenme programları örgütlenecek ve gerekli altyapı hızla inşa edilecektir. Böylece, hastanelerimizdeki yoğunluk azaltılacak, halkımızın kuyruklarda eziyet çekmesi önlenecektir. Cumhuriyet döneminden bize kalan, başarılı olmuş Verem Savaş ve Sıtma Savaş Dispanserleri, Hıfsısıhha Enstitüsü gibi kurumlar çağdaş ölçülerde canlandırılacak ve etkin hizmet vermesi sağlanacaktır. Ülkemizin genetik ve sağlık teknolojileri alanında atılımı gerçekleştirilecek, yerli aşı, ilaç ve tıbbi cihaz sanayimiz geliştirilecektir.
- Sosyal güvenlik, çalışma hakkı ve iş güvencesi sağlanacak, Köy Hizmetleri yeniden örgütlenecek ve köylümüze hizmet götürülecektir.
- Anaokulundan üniversite sonuna kadar parasız eğitim, kültür ve spor hizmeti sağlanacaktır. Her yurttaşa bir yıl içinde parasız eğitim sağlanacaktır. Eğitimde öğrencilerden ve ailelerden katkı payı, yardım ve benzeri adlarla para alınmayacaktır. Ailesinden uzakta öğrenim gören, kimsesiz ve yardıma muhtaç öğrencilerin beslenme, giyim, uygarca eğlenme ve kültür ihtiyaçlarını devlet karşılayacaktır.
- Eğitim ve öğretimin birliği gerçekleştirilecek. Özel eğitim kurumlarının ve tarikat eğitim kurumlarının kamulaştırılması yoluyla eğitimi ve öğretimi yeniden Cumhuriyet felsefesi ekseninde birleştireceğiz. Türkçemizi iyi bilen, yurtsever, halka hizmet ruhuyla dolu, devrimci, özgür düşünceli, yaratıcı, başı dik, haksızlığa direnen, cesur, barışçı, dayanışmacı, emeğe saygılı, kamu mülkiyetine özen gösteren, paylaşmacı, insanlığa kardeşlikle bağlı, yetenekli, bilgili, sorumlu, “Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” kuşaklar yetiştirilecektir. Köy Enstitüleri tecrübesi, 21. yüzyıl eğitiminin ihtiyaçlarına göre değerlendirilecektir.
- Türk, İslam ve Doğu uygarlıklarının öğretimine özel önem verilecek. Toplumumuzun, Batı karşısında ezikliği aşılayan emperyalist kültürün etkilerinden arınması ve kendi uygarlık mirasını öğrenmesi için, Türk, İslam ve Doğu uygarlıklarının devlet kuruculuğuna, bilime, bayındırlığa ve uygarlığa yaptığı büyük katkıların öğretilmesine önem verilecektir.
- Üniversiteye giriş orta öğretime dayanacak, ÖSS adım adım kaldırılacaktır. İlk ve orta öğretim güçlendirilerek, bu eğitim kurumlarında yetişen gençlerimizin, hayatın her alanında yol gösterici ve nitelikli bilgi ve becerilerle donanmaları sağlanacaktır. Üniversiteye giriş sistemi, ortaöğretime dayandırılacaktır. Ortaöğretimin amacını, üniversite giriş sınavını kazanma becerilerinin verilmesine indirgeyen eğitim karşıtı anlayış ve uygulama terk edilecektir. Yetişmiş insan gücümüzün dağılımı, Üniversite Giriş Sınavı’nın bozucu etkilerinden kurtarılacaktır. Giriş sınavları ve diğer araçlar, eğitim planının uygulanmasına hizmet eden yönlendirici unsurlar olarak işlev görecektir. Gençlerimizin ilgi ve yetenekleri ile seçtikleri meslekler arasında uyum sağlanacaktır.
- Cumhuriyetin milî, halkçı ve devrimci kültürü hakim kılınacak. Yedi yaşından yetmiş yaşına kadar bütün toplum, yeniden Cumhuriyetin millî, halkçı ve devrimci kültürüyle ve sanatıyla eğitilecektir.
- Cumhuriyet Devrimi Kanunları uygulanacak. Vatanına bağlı, aydınlanmış, özgür bir toplum için Cumhuriyet Devrimi Kanunları’nı kararlılıkla uygulayacağız.
- Eğitim ve öğretim dili Türkçe olacak. Milli Hükümet, bütün yurttaşlarımızın Türkçeyi iyi bilmesini sağlayacak uzun süreli bir seferberlik yürütecektir. Anaokulundan üniversite sonuna kadar eğitim ve öğretim dili Türkçedir. Yabancı diller, en yetkin ölçülerde öğretilecektir. Millî Hükümet, kamu yönetiminde, eğitimde, çarşıda, sanayide, kültürde, sanat, eğlence ve sporda yabancı dillerin Türkçeyi bozan etkilerini önlemek, Türkçemizin bir uygarlık ve bilim dili olarak bütün gelişme olanaklarını değerlendirmek amacıyla “Uygarlık Dili Türkçeyi Geliştirme Yasası”nı çıkaracak ve uygulayacaktır. Türkiye’de kurulan bütün şirketlerin, basın kuruluşlarının, derneklerin ve diğer kurumların yabancı dillerden isim, unvan, marka vb. kullanmaları yasaklanacaktır.
- Sağlıklı, mutlu ve ahlaklı yurttaş yetiştirmek için amatör spor geliştirilecek. Gençlerimize ve her yaşta yurttaşımıza spor yapmaları için gerekli olanaklar sağlanacak, amatör spor kurumları ülkemizin her köşesinde yaygınlaştırılacak ve desteklenecektir. Gençlerimiz ve yurttaşlarımız, spor yarışmalarında düşmanlık ve bireyciliği kışkırtan kapitalist yozlaşmanın etkilerinden arındırılacaktır. Bedence ve ruhça sağlıklı, mutlu ve ahlaklı yurttaşlar yetiştiren, toplumda dostluğu, dayanışmayı ve kardeşliği güçlendiren bir spor kültürü geliştirilecektir.
- Çocuklar ve yetimler korunacak, sokakta tek bir çocuk bırakılmayacak. Çocuklarımızı sokağa atan, tinerci ve kapkaççı yapan mevcut düzen, temelden değiştirilecektir. Çocuklarımız her tür yozlaşmadan kurtarılacaktır. Yetim ve öksüzlerin bakımını ve eğitimini devlet üstlenecektir.
- Kadına eşitlik ve olanak sağlanacak. Millî Hükümet, erkekle kadın arasındaki eşitsizlikleri, kadın üzerindeki baskıları, dayağı ve cinsel tacizi bütün temelleriyle ortadan kaldırmak için, toplumun her kesiminde ve her alanda seferberlik yürütecektir. Kentlerde ve köylük alanlarda çalışan kadının hakları gerçekleştirilecek, eşit işe eşit ücret uygulanacaktır. Kadınların kültürel ve siyasal hayatta, yaratıcı ve önder roller üstlenmesinin önündeki engeller temizlenecektir. Bu amaçla yeterli kreş, yuva açılacaktır. Kadınları bedenlerini satmaya zorlayan ve aileleri büyük acıların içine iten ekonomik ve toplumsal temel ortadan kaldırılacaktır.
- Emekliler, dullar ve yaşlılar korunacak. Millî Hükümet ve yerel yönetimler, emeklileri, dulları, yaşlıları ve engellileri korur; onların ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamayı üstlenir; onların toplumsal hayata her alanda katılmaları için gerekli kurumları oluşturur ve kaynakları sağlar. Bu anlayışla öncelikli olarak emeklilerin, dulların ve yetimlerin aylıkları iki katına çıkarılacaktır.
- Engellilere toplum hayatında ve üretimde görev verilecek. Millî Hükümet, engellileri yardıma muhtaç kimseler olarak değil, ülkemizin gelişmesine katkıda bulunacak yurttaşlar olarak görür. Onların toplum hayatının her alanına, üretime, hizmetlere, kültür ve sanat faaliyetine etkin olarak katılmalarını sağlayacak bütün önlemler alınacak ve olanaklar sağlanacaktır. Engellilerle ilgili düzenleme ve kararlarda, engelli örgütlerinin görüşleri göz önünde tutulacaktır. Millî Hükümet, engellilerin üretim sürecine etkin katılımının sağlanması ve engellilere yönelik ayrımcılığın yaşamın bütün alanlarında ortadan kaldırılması için gereken önlemleri ivedilikle alacaktır. Engellilerin sağlık, eğitim, rehabilitasyon ve bakımları devlet tarafından üstlenilecektir. 65 yaşını doldurmuş muhtaç kişilere, işe girinceye kadar yoksulluk belgesi bulunan bütün engellilere net asgari ücret tutarında muhtaçlık aylığı ödenecektir. Kendi işini kuran engellilerin vergi bağışıklığı, ucuz kredi olanağı gibi önlemlerle desteklenmesi için yasal değişiklikler gerçekleştirilecektir.
- Şehit ailelerine ve gazilere saygı ve koruma. Türkiye’nin en değerli yeraltı zenginliği, toprağın altındaki şehit kemikleridir. Şehit ailelerinin ve gazilerin korunması, Cumhuriyet’in ve vatanın savunulması görevi içindedir. Milli Hükümet, bu anlayışla toplumumuzda şehit ve gazilere minnet ve saygı bilincini güçlendirir. Şehitlerimizin ve kahramanlarımızın anıları yaşatılacak, mezarları ve anıtları imar edilecektir. Şehitler ve Gaziler Kanunu çıkartılacak, gazilerimizin ve şehitlerimizin yadigârı olan ailelerinin kendilerine yakışan koşullarda geçim ve eğitimleri güvence altına alınacaktır. Gazilerimizin ve şehit ailelerinin dernekleri desteklenecektir.
- Ahlâkî çürümeye son verilecek. Milli Hükümet, insanı vatanına, topluma, üretime ve kendisine yabancılaştıran emperyalist kültüre karşı sürekli mücadele yürütür. Vatansızlaşmayı, milletsizleşmeyi, anarşizmi, bencilliği, malı kaldırarak köşeyi dönme ruhunu, havadan kazanmayı, açgözlülüğü, kapkaççılığı, vurgunculuğu, başkalarının sırtına basarak yükselmeyi, post kapmayı ve mevki düşkünlüğünü kışkırtan, toplumu unufak eden, yalnızlaştıran ve yırtıcılaştıran emperyalist ve kapitalist yozlaşmaya karşı; vatanseverliği, çalışkanlığı, paylaşma mutluluğunu, insan ve doğa sevgisini, hoşgörüyü, barışı temel alan toplumcu ahlakın ve değerlerin yayılması ve kök salması için çalışır.
III. BİR TEK İŞÇİ PARTİSİ VAR! OYLAR İŞÇİ PARTİSİ’NE!
Önümüzdeki dönemin iktidar formülü bellidir: Türkiye’yi birleştiren, iktidar olacaktır. Türkiye’yi İşçi Partisi birleştirir.
Bu nedenle İşçi Partisi’nin yakın zamanda iktidar olması, Türkiye için tek çözümdür ve kaçınılmazdır.
Arkada kalan yirmi yıl içinde, bu partilerin hepsi denendi. Hepsi aynı programı uyguladı. Tayyip Erdoğan’a iktidarı teslim eden onlardır.
Tayyip’i getiren, Tayyip’i götüremez. Bağlandıkları ABD ve AB aynıdır, dayandıkları hortumcular da aynıdır.
Hepsi ABD güdümündedir.
İşçi Partisi milletin emrindedir.
Hepsi AB kapısındadır.
İşçi Partisi Ankara kalesindedir.
Hepsi bayrağı düşürmüştür.
İşçi Partisi bayrağı yükseltmiştir.
Hepsi mal derdindedir.
İşçi Partisi Mehmetçik derdindedir.
ABD emperyalizminin, hortumcu iktidarını, yeniden merkez sağ ve merkez sola dayandırma plan ve tertibi boşunadır. Orada göçük var. Göçük üzerinde iktidar kurulamaz.
ABD güdümünde ve AB kapısında yoksullaşma var, parçalanma var, mayın var, bomba var. Bu nedenle Türkiye’nin önünde iki seçenek değil, tek seçenek bulunmaktadır. Milletimiz, İşçi Partisi önderliğinde ABD güdümünden kurtulacak, AB kapısındaki zincirlerini koparacak, egemenliğini eline alacaktır.
İşçi Partisi, halkımızın deyişiyle “Devletin yapamadıklarını yapmıştır.”
İşçi Partisi,
- Cumhuriyet miting ve yürüyüşlerini Batı güdümünü etkisiz kılarak tam bağımsızlık rotasına oturtulmasında;
- Diyarbakırlarda milletin ve ülkenin birleştirilmesinde,
- Özelleştirmeye karşı işçi eylemlerinde;
- Çiftçinin tarım girdilerini ucuzlatma ve yaşam mücadelesinde;
- Bismil ve Çat’ta ağalığa karşı mücadelede, gençliğin vatan savunmasında;
- Üniversitelerde bilim, özgürlük ve aydınlanma hareketinde;
- “Dayan Denktaş, Uyan Türkiye” yürüyüşleriyle Kıbrıs’ın savunmasında;
- Irak Türkmen örgütleriyle el ele Irak’ın bütünleştirilmesinde; Lozanlarda, Berlinlerde, Parislerde Ermeni soykırımı yalanını çiğneme mücadelesinde;
- Paris istasyonunda Genelkurmay Başkanımızın resimlerini çiğnetmeyerek ülke onurunu korumada;
- Uluslararası düzlemde Ortadoğu ve Avrasya ittifakının oluşturulmasında;
- Atatürk’ün Bütün Eserleri’nin toplanması ve halkımıza sunulmasında;
üzerine düşen görevi yapmıştır.
İşçi Partisi, devletimizin bağımsızlık ve egemenliği, milletimizin birliği ve onuru, halkımızın özgürlük ve refahı için mücadelede hep en önde olmuştur ve bayrağı yüksekte tutmuştur.
İşçi Partisi, Genel Başkanı Doğu Perinçek önderliğindeki tecrübeli, bilgili, cesur, dürüst kadrolarıyla; disiplinli örgütüyle, yiğit gençliğiyle; halka hizmet ruhu ve namusuyla sınanmış ve tek başına devletin yapamadıklarını yapmıştır.
İşçi Partisi, yıkıcı değil yapıcıdır; bozucu değil kurucudur; korkak değil cesurdur; boynu eğik değil başı diktir.
İşçi Partisi, devletin yapamadıklarını yapar; öyleyse devletin ve hükümetin başına geçecektir. Türkiye’nin ihtiyacı budur.
İşçi Partisi, sistem partileri gibi bir yiyiciler şirketi değil; Türk Devrim tarihinin fedailik mirasını sürdüren fedakarlar örgütüdür. Canlarını vatan ve millet için feda eden şehitlerimizi örnek alıyoruz.
Yurttaşlarımız, İşçi Partisi’ni bilmekte ve sevmektedir. Bugün her yerde Türkiye’yi İşçi Partisi’nin esenliğe kavuşturacağı konuşulmaktadır. Herkes, ergeç kurtuluşun İşçi Partisi iktidarında olduğunu keşfedecektir.
İşçi Partisi, eninde sonunda iktidara gelecektir. Türkiyemizin bağımsızlığı, birliği, bütünlüğü ve esenliği için başka bir seçenek yoktur. Bütün mesele, gecikmemektir.
Bir tek İşçi Partisi var!
Bayrağı İşçi Partisi yükseltiyor.
Sen de bayrağın altına gel!
Bayrağın altında toplan!
Büyük milletimiz, bize güven, biz size güveniyoruz!
Yaparız!
Oylar İşçi Partisi’ne!
Evet mühürünü Çoban Yıldızı’na bas!
Sen de emek ver, Türkiye’nin yüzünü güldür!
İyi olacak, çünkü İşçi Partisi var!