4 Nisan NATO’nun kuruluşunun 60. yıldönümü. Türkiye kuruluşundan üç yıl sonra NATO’ya üye oldu.
57 yıllık NATO üyeliğinin Türkiye’ye maliyeti şöyle özetlenebilir:
- 60 yıllık NATO üyeliği Türkiye’nin bağımsızlığını adım adım terk etmesi ve Amerika’ya bağlanmasının tarihidir.
- Daha NATO’ya girmeden Amerikan çıkarları için askerimizi Kore’ye gönderdik. 741 askerimizi vatan savunması için değil, Amerika için feda ettik.
- NATO’ya üye olduk ve Atatürk Devrimi yıkıldı. Emperyalizm şimdi “tarihimizle hesaplaşın” dayatmasını önümüze koyuyor. Kurtuluş Savaşını, Cumhuriyet Devrimlerini, Atatürk’ü ve bütün devrimci atılımlarımızı mahkum etmemizi istiyor.
- NATO’ya üye olduk ve o günden bu yana NATO’nun gizli örgütü Gladyo, Türkiye’de örgütlendi ve Türkiye düşmanı faaliyetlerini sürdürüyor.
- NATO’ya üye olduk, Türk Milletinin etnik farklılıklar ve inanç farklılıkları temelinde parçalanması başladı. Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Devrimi ile hızlanan milletleşme sürecimiz tersine döndü.
- NATO üyeliği Türkiye’ye Kahramanmaraş, Çorum, Sivas katliamlarını getirmiştir. Cumhuriyetin geride bıraktığı Ortaçağ’ın mezhep çatışmaları yeniden önümüze gelmiştir.
- NATO üyeliği, Türkiye’yi etnik terörle karşı karşıya bırakmıştır. Türkiye’nin toprak bütünlüğünü hedef alan bölücü terör “Büyük müttefikimizin” hakimiyet alanında üslenmiş, koruma görmekte ve Türkiye’yi vurmaya devam etmektedir.
- NATO’ya üye olduk, Aydınlarımız katledildi. Uğru Mumcu’lar, Abdi İpekçiler, Eşref Bitlisler, Doğan Öz’ler vb. vb. NATO’nun “Derin Devleti” tarafından öldürüldüler.
- NATO’ya üye olduk ve milli ekonomimiz yıkıldı. KİT’lerimiz tasfiye edildi. 1930’larda bir ekonomik kalkınma mucizesi gösteren Türkiye, şimdi Dünyanın en kırılgan ekonomisi sahip. Tarım ürünlerini bile dışardan ithal eden bir ülke haline geldik.
- NATO’ya üye olduk, ezilen dünyaya sırtımızı döndük. Kore’den sonra Cezayir Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda da emperyalistlerin yanında saf tuttuk.
NATO’ya üye olduk ve Amerika’nın “bizim oğlanlarının” 12 Mart ve 12 Eylül’de tezgahladığı iki Darbey yaşadık. Türkiye’nin yurtsever devrimci ve Kemalist aydın birikimi iki kez biçildi.
Bu darbelerle emperyalizm aynı zamanda Türk Ordusu’na da operasyon yaptı. Binlerce Kemalist subay tasfiye edildi.
NATO’ya girdik ve Türkiye yeniden tarikat ağları ile örüldü. Ortaçağ gericiliği hortlatıldı.
NATO üyeliğinin Türkiye’ye maliyeti konusunda çıkardığımız bu liste uzatılabilir. Kısacası NATO’ya üye olduk, Ankara’dan yönetilen Türkiye Cumhuriyeti’nin yerini, Washington ve Brüksel’den yönetilen bir mafya-tarikat rejimi aldı.
Bütün bunlar NATO üyeliğinin Türkiye’ye nasıl büyük bir fatura çıkardığını gösteriyor. Ama daha önemli olan şudur: Türkiye’nin NATO üyeliğinin devam etmesi durumunda ödeyeceği fatura, bundan önce ödedikleri ile kıyaslanmayacak kadar büyük olacaktır.
ÖNÜMÜZDEKİ TEHLİKE
Şimdi bizi bekleyen tehlikenin ne olduğuna bakalım:
Birinci olarak Obama’nın Türkiye’ye gelişi ile birlikte önümüze konan dayatmaların listesine bir göz atalım:
1. Afganistan’da ABD için Taliban ile savaşacak muharip asker. Basına yansıdığına göre ABD ilk elde yaklaşık bin asker istiyor.
2. Irak’ta ABD’nin çekilmesi sonucunda oluşacak boşluğun AKP’nin emri altındaki Türk askeri tarafından doldurulması.
3. Kıbrıs’ta Batı’nın talepleri doğrultusunda çözüm. Denktaş ve diğer yurtseverlerin Ergenekoncu olarak yargılanıp tasfiye edilmeleri.
4. Ermenistan sınırının açılması. Azerbaycan’ın arkadan hançerlenmesi.
Bu liste de uzatılabilir. Örneğin Türk toplumunun etnik köken ve inanç farklılıkları temelinde parçalanması ve siyasi yapının demokratikleşme adı altında bu parçalanma üzerinde inşa edilmesi; etnik ve dinsel çatışmanın, geçmişteki Maraş ve Çorum olayları ile kıyaslanmayacak boyutlarda önümüze gelmesi demektir.
Türkiye’yi bekleyen tehlike, dışarıda ABD için Mehmetçiğin kanını dökmek, içerde ise etnik ve dinsel çatışmalar içine yuvarlanmaktır.
GLADYO HUKUKU
NATO üyeliğinin devam etmesinin belki de en önemli sonucu 13 Nisan (bugün) 12. Dalgası gerçekleştirilen Ergenekon Operasyonudur. Böylece Obama ile kapalı kapılar ardında neler konuşulduğu da ortaya çıkmış oldu.
NATO; Fethullahçı Gladyo’nun ve AKP’nin önüne Atatürk Cumhuriyeti’ni tamamen tasfiye etme görevini koymuş durumdadır. Bir orta yol yok ve bir kez daha ortaya çıktı ki bu operasyonla Cumhuriyet Hukuku yerine yeni bir Hukuk yerleştirilmektedir.
Bu Hukuk’un tek bir maddesi vardır: Amerika’ya, AB’ye, F Tipi Örgüt’e ve AKP’ye karşı isen suçlusun. Atatürk ve Cumhuriyet’i savunuyorsan suçlusun.
İşte NATO üyeliğinin Türkiye’yi getirdiği nokta burasıdır.
Türkiye önümüzdeki dönemde kritik bir tercih yapacaktır.
Ya NATO’da kalmaya devam edecek, içerde ve dışarıda büyük bedeller ödeyerek parçalanacak ve sömürgeleşecek;
Ya da NATO’dan çıkarak yeniden Atatürk’ün başı dik, bağımsız ve demokratik ülkesi olacak.
Yani Olmak ya da Olmamak; Türkiye’nin sorunu budur.
mbgultekin@ip.org.tr