AKP iktidarının “12 Eylüllerden hesap soracağız” vaadiyle gittiği Anayasa değişiklik paketinin kabul edilmesinden tam 16 ay sonra, 95 yaşındaki Kenan Evren ve 90’ına merdiven dayamış Tahsin Şahinkaya hakkında iddianame hazırlandı.
“Yetmez ama Evet”çi takımı gene sahnede. Onlarda alkışlarıyla “Şov”a katılıyorlar.
Şimdi evinden dışarı bile çıkamayan Kenan Evren’in nasıl yargılanabileceği tartışılıyor. Yandaş basında, Mahkemenin evine giderek Evren ve Şahinkaya’yı yargılayabileceğini yazıyorlar.
Hazırlık ifadesini de öyle almışlardı.
Teferruatı bir yana bırakalım. İşin esasına gelelim:
12 Eylül’ün çocukları, 12 Eylül’ü yargılayabilirler mi gerçekten?
AMERİKA’NIN DARBESİ
Kenan Evren ve arkadaşları, Amerika’nın “bizim çocuklar”ı idi. Darbeyi Amerika planladı, Evrenler uyguladı.
Darbenin hemen sonrasında, CIA’nın Ortadoğu Masası şefi Graham Fuller, gelişmeyi Washington’a; “bizim çocuklar başardı” mesajıyla bildirdi.
“Our boy have done it”
“OUR BOY”, BOP GÖREVLİSİ OLDU
Demek ki 12 Eylül’ün bir numaralı faili ABD. Kenan Evrenler ABD’nin planlarını uygulayanlar konumunda.
Peki Tayyip Erdoğanların durumu ne?
Tayyip Erdoğan bizzat kendi ağzıyla tam 36 yerde, kameralar önünde Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesinin Eşbaşkanı olduğunu söyledi. İcraatı ortada.
Tam dört yıldır Amerika’nın Türk Ordusu’na, İşçi Partisi’ne ve Türkiye’nin tüm yurtseverlerine karşı yürüttüğü Ergenekon operasyonunun düğmesine, 5 Kasım 2007 günü Washington’da, Oval Ofis’te; Tayyip-Bush görüşmesinde basıldığını bizzat Fehmi Koru yazdı.
Önce Kanal 7 ekranında (28 Ocak 2008) daha sonra Yeni Şafak gazetesindeki köşesinde (1 Şubat 2008).
Tayyip Erdoğan’ın, ABD’nin yaptığı faaliyetlere ilişkin sicili oldukça kabarık. Üzerinde uzun boylu durmaya gerek yok.
Ama son olarak 10 Ocak günü Ankara’ya resmi bir ziyarette bulunan Norveç Başbakanı Jens Stoltenberg ile yaptığı basın toplantısında, “Amerikan askerlerinin Irak’tan çekilmelerinin yanlış olduğunu” söylemesine değinmeliyiz.
Dokuz yıl önce Irak işgal edildiğinde “Amerikalı kahraman kadın ve erkek askerlerin sağ salim evlerine dönmeleri için dua ediyorum” diye telgraf çekmişti. Tam dokuz yıldır ısrarla, bir buçuk milyon Iraklı Müslüman katleden Amerikan askerinin yanında…
İşte bu Tayyip Erdoğan, Amerika’nın 32 yıl önce gerçekleştirdiği darbenin hesabını soracak öylemi?
Hazırlanan iddianamede tek bir sözcükle ABD’den bahsedilmemesi yeterince uyarıcı değil midir?
12 Eylül Türkiye’nin yurtsever devrimci birikimine, emekçi örgütlerine ve Ordu’daki yurtsever subaylara saldırdı.
Aynı kesimler bugün de hedefte. 12 Eylül ile AKP iktidarının hedefi aynıdır.
PSİKOLOJİK SAVAŞ TAKTİĞİ
Peki öyleyse Kenan Evren’ler hakkında açılan dava, “12 Eylül darbesi yargılanacak” diye koparılan gürültü ne oluyor.
Dikkat ettiniz mi? Eski Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’un tutuklandığı günlerde hemen “Evren hakkında dava açılıyor” propagandası devreye sokuldu.
Tam bir psikolojik savaş operasyonu ile karşı karşıyayız.
Operasyon merkezi oldukça ince bir plan yapmış. Türk Ordusu’na yönelik operasyon bir aşama daha ileri götürülüp, iş Genelkurmay Başkanı’nın tutuklanmasına vardırılınca, halkın kafasını bulandıracak bir “numaraya” ihtiyaç duyuluyor.
12 Eylül, bütün halkın bilincinde, vicdanında mahkûm olmuş menfur bir eylem. Kenan Evren bu eylemin lideri.
“Evren’i yargılıyoruz” propagandası ile kitlelerde “Demek ki AKP iktidarı darbecileri gerçekten yargılıyor” kanaati yaratılacak ve bu arada Ordu’ya yönelik Amerikan operasyonu tam gaz yürütülmeye devam edilecek.
Oynanan oyun budur. Ve bu oyun klasik bir Kontrgerilla-Gladyo taktiğidir.
Gladyo, halka karşı korkunç suçlar işler ve daha sonra propaganda makinesini harekete geçirerek işlediği suçları muhaliflerine üzerine atar.
Bugün de Amerika, 12 Eylül 1980’de Türk milletine karşı işlediği büyük suçu; “sureti haktan görünerek” Türkiye’ye karşı yürüttüğü daha büyük bir saldırının malzemesi yapıyor.
Olay bundan ibarettir.