Mehmet Bedri Gültekin Silivri'den Yazdı:SON SÖZÜ “MİLLET” SÖYLER

Emperyalist modernizm şakşakçılığı
Taraf gazetesinde Neşe Düzel, Murat Belge ile son çıkan kitabı üzerine bir söyleşi yapmış. Söyleşinin başlığı; “Mustafa Kemal ilerici değildi”. Değerlendirme Murat Belge’ye ait.
Bir aydın, Türkiye’nin son yüzyılın...

Tarih:

Emperyalist modernizm şakşakçılığı
Taraf gazetesinde Neşe Düzel, Murat Belge ile son çıkan kitabı üzerine bir söyleşi yapmış. Söyleşinin başlığı; “Mustafa Kemal ilerici değildi”. Değerlendirme Murat Belge’ye ait.
Bir aydın, Türkiye’nin son yüzyılını değerlendirdiği kitabı üzerine olan söyleşide, bir kere olsun emperyalizmi anmadan koca bir gazete sayfası dolu laf edebilir mi?
Konuşan “Taraf” yazarı olunca olur.
Amerikan emperyalizminin, Türkiye’ye yönelik yüzyılın en kapsamlı operasyonunda psikolojik savaş rolü üstlenmek için yayın hayatına soktuğu bir gazetede köşe kapmışsanız olur.
Veya bu operasyonu icra etmek üzere görevlendirilen F Tipi Gladyo’nun, “mayın eşeği” olma görevini kabullenmiş bir yayın organında kalem oynatanların emperyalizmi görmesi elbette ki söz konusu olamaz.

ORTAK ZEMİNİN YOKLUĞU
“Ahlak”, “vicdan”, “namus”, “gerçeğe sadakat” gibi kavramlar, kesinlikle kişinin durduğu yere göre değişen kavramlar.
Örneğin tarihin tanıdığı en yıkıcı, en asalak ve en zalim devletlerden biri olan Amerikan emperyalizminin emrine giren biri ile yukarıdaki kavramlardan hareketle bir tartışma yapamazsınız.
Asgari de olsa bir tartışma zemini bulamazsınız. Çünkü tercihini kendi halkının karşısında emperyalizmden yana yapmış olan kişi o zemini kendi elleriyle yok etmiştir.
Örneğin Hrant Dink mahkemesinin verdiği karar üzerine, Taraf ya da Zaman gazetelerinde “gerçeğe sadakatten” bahsetmek, kanıtlardan söz etmek saçmalıktır.
Çünkü gerçeğin karşısında konumlanmışlardır.
Bu durumda “ahlak” ve “vicdan” benzeri kavramlar birden bire anlamını kaybeder.
Murat Belge’nin “Militarist Modernleşme” adlı kitabı üzerine yaptığı söyleşi, insana bunları düşündürüyor.

OSMANLI İLERİ, CUMHURİYET GERİ
Şu değerlendirmeler Murat Belge’ye ait:
“Osmanlı kültür yoğun, ideoloji zayıf bir toplumdu. Cumhuriyet ise ideoloji yoğun, kültür zayıf bir toplum. Bir toplum kültür yoğun olduğunda yaratıcı insanlar çoğalıyor ve bu insanlar önerileriyle ufuk açabiliyor. (Onun için) Osmanlı’nın entelektüelleri ve askerleri daha moderndiler.
“Mustafa Kemal ilerici değil, pozitivist bir modernleşmecidir. İnsanı merkeze koymazsan… “vatan”, “millet” lafları ile ilerici olamazsın. Kendi iktidarı için insanı yok sayan laflardır bunlar.”
“Türkiye, Ordu’nun modernleşme zorlaması olmasaydı… evrimle bugünkünden daha modern bir toplum olurdu.”

MODERNLEŞMENİN ÖLÇÜTÜ
Bu fikirleri savunan şahısla nasıl bir tartışma yapacaksınız? Osmanlı feodal bir sistem, Cumhuriyet ise bütün eksik ve hatasıyla bir burjuva sistem. Arada çağ farkı var deseniz…
Hiçbir faydası yok, çünkü adam yeminli Cumhuriyet düşmanı…
Irak’ta, Afganistan’da, Libya’da Amerika tarafından yeniden inşa edilen feodal parçalanmışlığa alkış tutan bir zihniyetin, Mustafa Kemal’in Cumhuriyetine saldırmasından daha doğal bir şey olamaz.
“Jön Türkler, Kuvvayı Milliye, Cumhuriyet Devrimi olmasaydı Türkiye’de olamayacaktı” demenizin de bir önemi yok. Çünkü Sevr anlaşmasının öngördüğü parçalanmış Anadolu coğrafyası, Murat Belge’ye göre “modernleşme” tanımına çok daha uygun.
Çünkü “Ulusal devletin bizatihi kendisi modernleşmeye aykırı” diye düşünüyor.
“Mustafa Kemal ilerici değil pozitivist” diyor Murat Belge. Burjuvazinin ilericiliğinin, devrimciliğinin geride kaldığı dönemin ideolojisi olan pozitivizmle kendilerini Büyük Fransız Devrimi ve Ekim Devrimi ile dünyayı saran büyük devrimci dalganın Türkiye’deki tecellisi” olarak tanımlayan Mustafa Kemal nasıl özdeşleştirilebilir?
Bu soruya da cevap alamazsanız Murat Belge’den çünkü onun “gerçekliği” farklı.

KLASİK TARTIŞMA: EVRİM Mİ DEVRİM Mİ?
“Eğer Cumhuriyet Devrimi olmasaydı, Türkiye evrimle bugün daha modern bir ülke olurdu” iddiasına gelince…
Elbette “modernleşmeden” neyin anlaşıldığına bakmak lazım.
İstanbul ve Marmara’da İngiliz, Trakya ve Ege’de Yunan, Güneyde bir tarafta Fransız, diğer tarafta İtalyan, Karadeniz’de Pontus ve Doğu’da Ermeni işgali ile nasıl bir modernleşme olacaktı ise, Murat Belge’nin modernleşmesi öyle bir modernleşme.

SON SÖZÜ “MİLLET” SÖYLER
Karen Fogg, “Türklerin tarihiyle hesaplaşmak gerekir” demişti daha 15 yıl öncesinden. Elbette o, Türkiye’ye karşı saldırıyı yürüten merkezlerin belirlediği stratejiyi dillendiriyordu.
“Hesaplaşma” görevini üstlenenler, işlerini tamamlamak için koşulların uygun olduğunu düşünüyorlar.
Ama milletin, kendi tarihi ile ilgili sözü, her zaman için son sözdür.