PKK’nın Suriye kolu olan PYD’nin nerede durduğu konusunda Türkiye’de başından beri bir kafa karışıklığı oldu. AKP çevreleri, en başından beri bilinçli olarak PYD’nin Esat yönetimi tarafından desteklendiğini propaganda ettiler.
Öte yandan bir kısım sol çevrelerde ise, Suriye ordusu ile herhangi bir çatışma yaşanmaması, tam tersine Özgür Suriye Ordusu adını kullanan çetelerle zaman zaman yaşanan çatışmalardan hareketle, PYD’nin emperyalizmin denetimi dışında olan bir kuvvet olduğu kanaati yaygındı.
Son gelişmeler, AKP’nin kasıtlı propagandasının gerçekleri yansıtmadığını açıklıkla ortaya koymuştur. Öte yandan PYD’nin antiemperyalist bir konumda olduğu yolundaki görüşlerin de doğru olmadığı artık ortadadır.
Değişik kaynaklardan gelen haberlere göre, PYD’nin de (PKK) içinde olduğu Kürt Yüksek Konseyi, SUKO ile anlaştı.
ABD’nin Son Hamlesi
ABD, bilindiği üzere Kasım 2012’de, Suriye Ulusal Konseyi’nin bütün muhalefeti kapsamadığı iddiasıyla Katar’ın başkenti Doha’da, muhalefeti yeniden yapılandırmak üzere topladı. Bu toplantının sonunda SUK (Suriye Ulusal Konseyi), SUKO (Suriye Ulusal Koordinasyonu) oldu.
Amerika’nın rahatsızlığının esas nedeni, SUK içinde Kürtlerin, daha doğrusu PYD’nin bulunmayışı. Çünkü PYD, Suriye Kürtleri içinde tartışmasız en büyük örgüt durumundadır.
İkincisi, Amerika açısından Suriye operasyonunun öncelikli hedefi, bu ülkenin kuzeyinden, Kuzey Irak’tan Akdeniz’e uzanan bir Kürt koridorunun oluşturulmasıdır. Bütün diğer hedefler; - İsrail’in güvenliği, İran ve Rusya’nın bölgedeki en önemli müttefikinin bertaraf edilmesi vb.- daha sonra gelir.
Onun için ABD, AKP’nin PKK’ya ilişkin olarak yaptığı itirazları aşmak için bir süre bekledi. SUK’un bir sonuç alamadığı ve Suriye Ordusu karşısında tutunamadığı gerçeği ortaya çıktıktan sonra harekete geçti.
Suriye bataklığına boğazına kadar batmış olan AKP’nin, ABD’nin yeni dayatması karşısında yapacağı hiçbir şey yoktu.
Suriye Bataklığındaki AKP
Amerika tarafından önce AKP’nin, daha sonra Türkiye’nin başına oturtulan çapsız ekip, Suriye konusunda en başından beri hep yanlış hesap yaptı. Tayip-Gül-Davutoğlu ekibinin ne dünyamızın yaşadığı gelişmeleri, ne de Suriye’nin gerçek gücünü okuyabilecek birikimleri bulunuyor.
Onlar Libya’da yaşananların aynen Suriye’de de tekrarlanacağını umuyorlardı. Onun için Amerika tarafından Suriye’ye müdahale görevi önlerine konulduğu zaman balıklama atladılar.
Çapsızlıklarıyla orantılı olarak “Yeni Osmanlı” rüyaları görmeye başladılar. Suriye’nin “iç işimiz” olduğunu ilan ettiler. “Aylar”, hatta “haftalar” içinde Suriye operasyonunun biteceğinden ve “Şam’da bayram namazı kılacaklarından” emindiler.
Onun için Türk milletinin duyarlılıklarını da göz önüne alarak kısa süre içinde zaten düşecek olan Suriye pastasını paylaşacaklar arasında PKK’nın olmaması için gayret gösterdiler.
PYD bu nedenle SUK içinde yer almadı. Hatta Özgür Suriye Ordusu içindeki bazı grupların PYD ile girdiği çatışmaların arkasında AKP’nin olduğunu tahmin etmek de çok zor değil.
Ama bu hesapların hiçbiri tutmadı.
AKP’nin Görmedikleri
Birinci olarak, Esat yönetiminin emperyalist müdahaleye karşı vatan savunması yaptığını ve arkasında Suriye halkının büyük çoğunluğunun olduğunu görmediler. Irak ve Libya örneklerinin, Suriye halkına, bağımsız ve laik bir yönetimin hayati önemini kavratacağını hesap edemediler.
İkinci olarak, özellikle Libya’da yaşananlardan sonra İran, Rusya ve Çin’in başını çektiği dünya güçlerinin Suriye’nin arkasında daha kararlı bir şekilde duracağını hesaplamadılar.
Üçüncü olarak, “Büyük Müttefikleri” ABD’nin Suriye hesapları ile, kendilerinin yeni Osmanlı rüyalarının örtüşmediğini de fark edecek durumda değildiler.
Ve nihayet, Türk Milletinin Suriye’ye yönelik emperyalist müdahaleye kararlı olarak karşı çıkacağını ve Suriye politikasının kendi sonlarını getireceğini göremediler
“Anlaşma”nın gösterdiği
Ahmet Davutoğlu, son olarak Fas’ın başkenti Rabat’ta yapılan “Suriye’nin dostları” toplantısı dönüşünde yaptığı açıklamada, federasyon ya da ademi merkeziyet modellerinden hangisinin tercih edileceğine, “Suriye halkının” karar vereceğini ve kendilerinin yapılacak tercihe saygılı olacaklarını açıkladı.
Öte yandan PYD Başkanı Salih Müslim, SUKO ile federasyon ve demokratik özerklik modellerini konuştuklarını ve büyük ihtimalle demokratik özerklik modeli üzerinde anlaşacaklarını açıkladı.
PYD’nin açıklamasında, uzun bir liste halinde anlaşmaya varılan konular da sıralanıyordu.
Kısacası Tayyip-Gül-Davutoğlu yönetimi, PKK’nın da içinde olduğu yeni Suriye projesini kabul etmiş durumdadır.
Bu “Anlaşma”nın bir ABD operasyonu olduğu herkesçe biliniyor.