Mehmet Bedri Gültekin Silivri'den yazdı: ÖRGÜT VE PROGRAM YOK MU?

Türkiye’yi baştan başa saran ve etkileri dünyaya yayılan büyük halk hareketi ile ilgili olarak televizyon ekranlarıyla gazete sayfalarında en çok duyduğumuz ve okuduğumuz değerlendirme şöyle:
1. Bu halk hareketinin bir ideolojisi ve programı yoktur. İnsanlar, birbiriyle il...

Tarih:

Türkiye’yi baştan başa saran ve etkileri dünyaya yayılan büyük halk hareketi ile ilgili olarak televizyon ekranlarıyla gazete sayfalarında en çok duyduğumuz ve okuduğumuz değerlendirme şöyle:
1. Bu halk hareketinin bir ideolojisi ve programı yoktur. İnsanlar, birbiriyle ilgisi olmayan talep ve söylemlerle alanlara çıkmaktadırlar.
2. Halk hareketinin arkasında bir Parti ya da örgüt/örgütler bulunmuyor. Kitleler kendiliğinden harekete geçmiştir.
Gazetelere yansıyan fotoğraf kareleri var. Atatürklü Türk bayrağı taşıyan, Bozkurt işareti yapan ve BDP flamalı göstericiler yan yana, kol kola.
Bu ve benzeri görüntüler, halk hareketinin ortak bir ideoloji ve siyasetinin olmadığının kanıtı olarak sunuluyor.

Program ve politika
Oysa, neredeyse Türkiye’nin bütün illerinde gerçekleşen eylemlerin, herkesin saptayabildiği bazı ortak yanları bulunuyor.
Bütün eylemlerde;
- Atatürk posteri ya da fotoğrafı ile
- Türk bayrağı bulunuyor.
- “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganı atılıyor ve
- “Hükümet İstifa” talebi seslendiriliyor.
Dört maddede özetlediğimiz program ve politikalar, halk hareketinin “bir ideolojisi ve ortak talepleri bulunmadığı” iddiasını çürütüyor.

Alanlar neyi anlatıyor?
Göstericilerin elindeki Atatürk fotoğrafı, emperyalizme karşı tam bağımsızlığın ve Ortaçağa karşı Cumhuriyet Devrimi’nin, laik-demokratik cumhuriyetin savunulmasıdır.
Atatürk’le alanlara çıkmak, AKP’nin, ABD çıkarları doğrultusunda bölgemize ve komşularımıza karşı işbirlikçi politikaya itirazdır.
Atatürk’ün adını haykırmak ya da resmini taşımak; Tayyip Erdoğanların, yüzlerce yıl öncesinin toplumsal ve siyasal ilişkilerini dayatma girişimlerine isyandır.
Türk bayrağı; dağıtılmaya, yok edilmeye çalışılan Türk Milletinin “beni yok edemezsiniz” haykırışıdır. Milli devletin kendini savunması, farklı kökenlerden gelme Anadolu insanının “Türk Milleti” ortak paydasında birleşme, kaynaşma iradesidir.
Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Devrimiyle, emperyalizme ve Ortaçağa karşı verdiği mücadele içinde ortaya çıkan Türk Milleti, iddia edildiği gibi “yapay” bir oluşum değil, yaşayan bir gerçeklik olduğunu bütün dünyaya göstermektedir.
Millet, “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganıyla, varlığına yönelen tehdidi gördüğünü ve bu tehdide karşı en kararlı mücadeleyi vermeye hazır olduğunu anlatmaktadır.
“Hükümet İstifa” sloganı ise, halk hareketinin etrafında birleştiği güncel taleptir.
Tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye, bu hedefe ulaşmak için “Mustafa Kemal’in Askerleri” olarak örgütlenmektedir ve güncel hedefi de “Hükümet İstifa”dır.
Alın size ideoloji, program, örgüt ve politika!

İdeolojik ve siyasi birlik
Bütün bu olguların ortaya koyduğu gerçek şudur:
Yapılan propagandanın aksine, halk hareketi ülkemizde hiçbir zaman bu kadar siyasileşmemişti.
Geniş kitlelerin ortak bir ideoloji ve program etrafında bu ölçüde birleştiği bir örnek en azından yakın tarihimizde yoktur.
Tam tersine, ortak ideoloji ve program öylesine güçlüdür ki, şimdiye kadar hiç yan yana gelmemiş veya yan yana geldiklerinde birbirleriyle çatışan kesimler-örgütler birleşmiştir.
Farklı partilere ve örgütlere mensup insanlar, artık omuz omuza mücadele ediyorlar. El ele tutuşuyorlar, birbirlerinin yardımına koşuyorlar.

Bir yıllık süreç
Halk hareketinin arkasında hiçbir parti ya da örgütün olmadığı iddiasına gelelim: 19 Mayıs 2012’de TGB İstanbul’da 230 bin genci Türk bayrağı ile yürüttü. Sloganı: “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”.
16 Eylül’de İşçi Partisi Hatay’da, AKP iktidarının yasaklamasına rağmen on binlerce yurttaşı, “Türkiye-Suriye Kardeştir” sloganı ile ayağa kaldırdı.
29 Ekim ve 10 Kasım’da Ankara’da; İşçi Partisi, TGB ve ADD’nin de içinde bulunduğu “Vatan ve Cumhuriyet Birlikteliği”nin öncülüğünde milyonlarca yurttaş, bütün engelleri aşarak, polis barikatlarını Türk Bayrağı ile yıktı, aynı sloganı haykırdı: “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz”
13 Aralık 2012 ve 8 Nisan 2013’te yüz binlerce yurttaş Silivri zindanının önünde toplandı: Aynı sloganlarla, aynı bayrak, aynı poster ve pankartlarla.

Örgütsüz değil, örgütlerin eseri
Şimdi bugünlerde yurdun dört bir yanında gerçekleşen eylemlere bakıyoruz.
19 Mayıs 2012’den başlayarak andığımız eylemlerin, daha büyük ölçeklerde ve toplumumuzun bütün kesimlerini kucaklayarak gerçekleştiğini görüyoruz.
Gelişmeye bağlı olarak talepler somutlaşmış.
Bütün il ve ilçelerde alanlara çıkan kitleye bakıldığında, son bir yıl içindeki kitle hareketini örgütleyen parti ve kitle örgütlerinin baskın karakteri rahatlıkla saptanabilir.
Tayyip Erdoğanlar paniklemiştir. Hiçbir egemen, örgütsüz kitle hareketi karşısında paniklemez.
Özet olarak:
Bugün bütün dünyanın hayranlıkla izlediği bu büyük halk hareketi, elbette eksiklikleri vardır ama esas olarak;
- Örgütsüz değildir, örgütlenmelerin eseridir ve mücadele içinde örgütlenme düzeyini yükseltiyor.
- Doğru bir ideoloji ve programın, kitlelere mal olduğu zaman ne denli büyük bir güç haline dönüştüğünün ispatıdır.

mbgultekin@ip.org.tr