Mehmet Bedri Gültekin Silivri'den yazdı:MISIR, NASIR’DA BİRLEŞİYOR!

Yunus Soner, 7 Aralık 2012 tarihli Aydınlık gazetesinde Kahire izlenimlerini yazdı. Mısır halkı, Cumhurbaşkanı Mursi’ye karşı günlerdir alanlarda. Müslüman Kardeşler, alanlara çıkan halka saldırıyor.
Yunus Soner’in en anlamlı gözlemi, her yerde, Mısır’ın milli k...

Tarih:

Yunus Soner, 7 Aralık 2012 tarihli Aydınlık gazetesinde Kahire izlenimlerini yazdı. Mısır halkı, Cumhurbaşkanı Mursi’ye karşı günlerdir alanlarda. Müslüman Kardeşler, alanlara çıkan halka saldırıyor.
Yunus Soner’in en anlamlı gözlemi, her yerde, Mısır’ın milli kahramanı Nasır’ın posterlerinin olması.
Yani her inançtan ve görüşten Mısırlı, Nasır’da birleşiyor. Emperyalizme ve Ortaçağ gericiliğine karşı mücadeleyi, milli tarihlerinin en büyük liderini bayrak yaparak yürütüyorlar.

Nasır’ın Tarihi Rolü
Nasır, 1952 yılında İngiliz kuklası yönetimi devirerek iktidara gelen “Genç subaylar” hareketinin lideri.
İhtilalden sonra devlet başkanı oldu. Ve bir müddet sonra Süveyş Kanalı İdaresini millileştirdi.
Süveyş gibi stratejik bir suyolunun millileştirilmesi, İngiltere ve Fransa gibi emperyalist devletlerin kabul edebilecekleri bir hamle değildi. Mısır’a askeri müdahale yapıldı.
Nasır, bir yandan bütün Arap dünyasından sağladığı destekle, öbür yandan dönemin dünya dengelerini iyi gözeterek, bu saldırıyı boşa çıkardı.
Elde ettiği başarılarla yüzyıldır sömürgeciliğin hedefi olan Arap halklarına ilham ve moral kaynağı oldu. Laik ve demokratik bir program uygulayarak bütün Mısır’ı birleştirdi. Milli birliği sağladı. Böylece ulusal uyanışın, demokratik gelişmenin ve milli birliğin sembolü haline geldi.
1967 yılında İsrail’le yapılan savaşta uğranılan yenilgi bile, Mısır halkının Nasır’a olan sevgi ve güvenini azaltmadı.
Yenilgiden önemli dersler çıkarıldı. Nasır, 1970 yılında öldü, ama Mısır, onun çizdiği yoldan ilerleyerek, 1973 yılında İsrail ile yaptığı ikinci savaşı kazandı. İşgal altındaki topraklarını kurtardı.

Mazlumlar Dünyasının Lideri
Nasır, 20 yıla yaklaşan iktidarı döneminde, sadece Mısır’ın değil, dünya siyasetinin önemli simalarından bir oldu.
Adı, Mao, Gandi, Nehru, Castro, Ho Şi Minh, Kim İl Sung, Lumumba, Nkrumah, Tito gibi dönemin en önemli antiemperyalist liderleri ile birlikte anıldı.
Nasır, bağımsızlıkçı duruşuyla sadece Arapların değil, bütün mazlum milletlerin gönlünde yer etti.

Müslüman Kardeşler
Bugün iktidara gelen Müslüman Kardeşler ise, Nasır’ın iktidar yılları boyunca emperyalizmin yedeğinde Mısır’ın milli kuvvetlerine karşı mücadele etti.
Nasır sonrasında Mısır’da devrimin donması, tutuculaşması ve adım adım halktan kopması, Müslüman Kardeşler’i güçlendirdi.
1980 sonrasının uygun uluslararası koşulları, dünyanın her yerinde olduğu gibi Mısır’da da dinci gericiliği emperyalizmin yedeğindeki bir güç olarak büyüttü.
Batı işbirlikçisi haline gelmiş olan sistem, 2000’li yıllarda tıkandı. Müslüman Kardeşler, halk hareketinin mevcut yönetimi devirmesinden sonra ortaya çıkan otorite boşluğunu iyi değerlendirdi ve iktidar oldular.

Bugünkü Durum
Müslüman Kardeşler’in iktidar olduğu Mısır’da tablo şudur:
1- Milli birlik dinamitlenmektedir. Halk inançlarına göre bölünmektedir. Şeriatı Anayasanın temeli yapmaya çalışan Müslüman Kardeşler, nüfusun yüzde 15’ini oluşturan Hıristiyan Araplar (Kıptiler) ile nüfusun yarısından fazlasını oluşturan laik-demokrat kesimi dışlamaktadır.
Mısır tehlikeli bir şekilde bölünüyor ve iç çatışmalara sürükleniyor.
2- Bağımsızlık sorunu Mısır’ın en yakıcı sorunu olmaya devam ediyor. Başından beri emperyalist merkezlerle ittifak halinde olan Müslüman Kardeşler, bu konumlarını bugün de sürdürüyorlar.




Milli Demokratik Devrimin Sembolleri
Arkamızda kalan yüzyıllık dönemde her Müslüman ülke, bağımsızlık ve demokrasi yolunda verdiği mücadelede, önderlikler yarattı, liderler yetiştirdi.
Türkiye’de Atatürk, Mısır’da Nasır, Suriye ve Irak’ta BAAS Partisi (Saddam Hüseyin ve Esad), Libya’da Ömer Muhtar ve Kaddafi, Tunus’ta Habip Burgiba, Cezayir’de Bin Bela, Pakistan’da Cinnah; devrimin liderleri oldular.
Mustafa Kemal, bütün bu liderlerin öncülüydü. Başka bir deyişle, bu liderlerin hepsi Atatürk’ün açtığı yoldan ilerlediler.
Bu gerçeği ifade eden bizzat kendileridir.
Müslüman halklar şimdi bağımsızlık ve demokrasi, laik cumhuriyet ve milli birlik için yeniden ayağa kalkıyorlar ve doğal olarak tarihlerinde bu programın mücadelesini vermiş, başarılar kazanmış liderlerini hatırlıyorlar.

Atatürk’te Birleştik
Türkiye’de 2007 Cumhuriyet mitinglerinde, son olarak 19 Mayıs, 29 Ekim ve 10 Kasım kitlesel eylemlerinde halkımızın etrafında birleştiği sembol Atatürk’tür.
“Atatürk’te Birleştik” sloganı, günümüzde çok geniş bir cepheyi birleştiriyor.
Nasıl Türkiye Atatürk etrafında birleşiyorsa, Mısır da kendi “Atatürk”ü, Nasır etrafında birleşiyor.
Bu gerçek, Türkiye’nin de, Mısır’ın da benzer sorunlarla yüz yüze olduğunu ve çözümün de benzer programları uygulamaktan geçtiğini gösteriyor.

Devrimin Potansiyel Ülkeleri
Türkiye ve Mısır, Müslüman dünyanın görece en gelişmiş ülkeleridir.
Büyük nüfusları, önemli bağımsızlık ve demokrasi mücadelesi geçmişleri ve büyük tarihleri olan ülkelerdir.
Bu ülkelerin Ortaçağ cenderesi içine sıkıştırılmaları, yeniden emperyalist boyunduruğa vurulmaları mümkün değildir.
Atatürk’ün ve Mısır’ın Milli Demokratik Devrim programlarının yeniden iktidar olması kaçınılmazdır.