Mehmet Bedri Gültekin Silivri'den Yazdı:KÜRT SORUNUNUN ULUSLARARASILAŞTIRILMASINDA YCHP’NİN ROLÜ

YCHP, geçtiğimiz günlerde Kürt sorunu ile ilgili olarak iki çok önemli adım attı.
Birinci olarak Güney Afrika’da katıldığı Sosyalist Enternasyonal toplantısında, Kürt sorununun uluslar arası bir sorun olduğunu söyleyen kararın altına imzasını attı.
(CHP’nin,...

Tarih:

YCHP, geçtiğimiz günlerde Kürt sorunu ile ilgili olarak iki çok önemli adım attı.
Birinci olarak Güney Afrika’da katıldığı Sosyalist Enternasyonal toplantısında, Kürt sorununun uluslar arası bir sorun olduğunu söyleyen kararın altına imzasını attı.
(CHP’nin, Türkiye’den yükselen tepkiler üzerine, “Kararın bu bölümünden haberimiz yoktu. Öğrendikten sonra itirazımızı yaptık” demesinde hiçbir samimiyet bulunmuyor.)
İkinci olarak YCHP, geçtiğimiz hafta İstanbul’da, II. Cumhuriyetçi, neoliberal ve dönek olarak bilinen “aydın” takımını topladı ve sorunun çözümünün nasıl olması gerektiğini tartıştı.
Katılımcılar daha sonra yaptıkları açıklamada, “toplantının çok olumlu geçtiğini” belirttiler.
İki adım birbirini tamamlamaktadır ve bütünsel bir programın parçasıdır.

EMPERYALİST PROGRAM
“Kürt sorununun uluslararasılaştırılması”, ABD başta olmak üzere bütün emperyalist çevrelerin öteden beri konu ile ilgili olarak uyguladıkları stratejinin esasıdır.
Özetle bu strateji, Kürt sorunu dolayısı ile ABD ve AB ülkelerinin; siyasi, diplomatik, ekonomi ve askeri araçlarla resmen “taraf” olmasını öngörür.
Türkiye’de bütün siyasi partiler, (PKK - BDP hariç) bugüne kadar bu talebe direndiler.
AKP gibi emperyalist projelerde görev alanlar ise, gerçekte bu stratejiye hizmet etmelerine rağmen en azından lafta da olsa karşı olduklarını söylüyorlardı.
İlk defa Türkiye’de bir Parti (YCHP), açıktan açığa çeşitli ülkelerden Partilerin aldığı bir kararın altına imza atarak, sorunun “uluslararasılaştırılmasını” istedi.
Onun için YCHP’nin attığı adım, “tarihi” bir adımdır.

NEOLİBERAL TAKIMIN PRATİĞİ
İstanbul’da toplanan neoliberal dönek takımının, Kürt sorununda CHP’nin akıl hocalığını üstlenmesi bu tablo içinde anlam kazanmaktadır.
Sözkonusu “aydınlar”;
- Kurtuluş Savaşımıza ve Cumhuriyet Devrimimize karşı Batılı merkezler tarafından örgütlenen ve sürdürülen ideolojik ve siyasi saldırı kampanyasının esas yürütücüleri olmuşlardır.
- 2002 yılından bu yana işbaşına getirilen AKP iktidarına, “soldan” ihtiyaç duyduğu destek görevini yapmışlardır.
-2007 yılından bu yana Türk Ordusu’na ve yurtsever devrimcilere karşı sürdürülen Ergenekon tertibinin arkasında durmuşlardır.
- 2010 yılında yapılan Anayasa referandumunda “Yetmez ama evet” diyerek, “evet” oyunun çıkmasında kendilerine verilen görevi yerine getirmişlerdir.
İşte bu takım şimdi YCHP’nin Kürt sorununun çözümü için görüş oluşturmasında “akil adamlık” görevini üstlenmiş.
Üstlendikleri yeni görev, 10 yıldan beri oynadıkları role uygundur.
Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş!

AKP VE PKK İLE UYUM
YCHP’nin Kürt Sorununun “uluslararasılaştırılması” yolunda attığı adımlar ile, AKP ve PKK’nın izledikleri politikalar arasında tam bir uyum vardır.
Erdoğan’ın Güney Afrika’da alınan karar üzerine CHP’ye yönelttiği eleştirilerin hiçbir önemi yoktur. BOP Eşbaşkanı olarak gerek Bölgede, gerekse Oslo sürecinde attığı adımlar ile AKP, Kürt sorununun gerçekte daha şimdiden uluslararasılaştırılması yolunda en önemli adımları atmıştır.
PKK ise, en başından beri sorunun uluslararasılaştırılmasını istiyor.
Abdullah Öcalan daha 1994 yılında Batılı liderlere gönderdiği mektupta, “Kürt sorununun dünyada acilen çözülmesi gereken sorunların başında geldiğini, bu amaçla yapılacak bir uluslararası müdahaleyi kayıtsız şartsız destekleyeceklerini” söylüyordu.
PKK’nın Suriye’deki gelişmelere bağlı olarak Hakkari’de yoğunlaştırdığı saldırılarını da, sorunu uluslararası platforma taşımak doğrultusunda yapılan bir hamle olarak anlamak gerekir.

YCHP’NİN TARİHİ “ROLÜ”
Geçen haftanın bu iki önemli gelişmesi, YCHP’nin üstlendiği “misyonun” ne olduğunu bir kez daha bütün çıplaklığı ile ortaya koyuyor.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘genel başkanlığıma da mal olsa bu konuda gerekli adımları atacağım’ mealindeki sözleri anlamlıdır.
YCHP yöneticileri girdikleri yolun CHP kitlesi tarafından kabul edilmeyeceğini bilmektedirler.
YCHP’ye bu “misyonu” yükleyen çevreler ise daha iyi bilmektedirler.
Ama Amerika, Kuzey Irak’taki Kukla Oluşumu Türkiye’ye doğru genişletme yolunda kritik adımları attıktan sonra, YCHP olmasa da olur.
Önemli olan o zamana kadar YCHP’nin Türk milletinin aldatılmasında, pasifize edilmesinde oynayabileceği rolü oynamasıdır.
Şimdi yapılan budur.