Mehmet Bedri Gültekin Silivri'den Yazdı:ALEVİLİK TARTIŞMALARININ VARDIĞI YER!

TBMM’de Cemevi açılması talebi üzerine, CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün ile Cemil Çiçek arasında, Aleviliğin ne olduğu üzerinde yapılan tartışma, birbirinin zıddı gibi görünse de, sonuç olarak aynı amaca hizmet ediyor.
Cemil Çiçek, Diyanet İşleri Başkanlı...

Tarih:

TBMM’de Cemevi açılması talebi üzerine, CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün ile Cemil Çiçek arasında, Aleviliğin ne olduğu üzerinde yapılan tartışma, birbirinin zıddı gibi görünse de, sonuç olarak aynı amaca hizmet ediyor.
Cemil Çiçek, Diyanet İşleri Başkanlığına dayanarak “Alevilik İslam içidir ve ibadet yeri camidir” diyor.
Hüseyin Aygün ise, Cemil Çiçek’in sözlerini “Alevilik İslam dışıdır” diye yanıtlıyor.

1400 YIL SONRA İCAT EDİLEN “DİN”!
Hüseyin Aygün’den başlayalım: Aygün, tam 1400 yıldır kendilerini Müslüman olarak gören Alevi kitlesine; “Hayır, yanlış biliyorsunuz, siz Müslüman değilsiniz” demektedir.
Anadolu Aleviliği 13. ve 17. yüzyıllar arasında şekillendi. Ama kökleri Hz. Muhammed’in ölümünden hemen sonra, Ali taraftarları ile Ümeyye Oğulları arasındaki çatışmalara kadar gider.
8. yüzyıldan itibaren İslam dünyasındaki Mütezile ve Batınılik gibi felsefi ve toplumsal akımlar; Karmatilik, Babekilik, Haşhaşilik (Hasan Sabbah) ve Babailik gibi muhalif isyancı hareketler, Anadolu Aleviliğinin tarihsel kökleridir.
Orta Asya’dan Müslüman olarak Anadolu’ya gelen Türkmenler, hâkim Sünni feodal sınıfa karşı İslamiyet öncesi inançları ile İslam içindeki muhalif inanç akımlarını sentezleyerek yeni bir inanç dizgesi (Anadolu Aleviliği) oluşturdular.
Şeyh Bedreddin ve Celali isyanları, Anadolu Aleviliğinin ideolojik önderliğinde gerçekleşen, köylülüğün sömürü ve zulme karşı isyan çığlıklarıydı. (16. yüzyıla kadar Anadolu’nun yüzde 90’ının Alevi olduğu konusunda tarihçiler hemfikirdir.)
Anadolu Aleviliğinin oluşumunda, “on büyük şair” (Yunus, Nesimi, Abdal Musa, Kaygusuz Abdal, Pir Sultan Abdal, Hatayi, Köroğlu, Hasan Dede, Harabi ve Âşık Veysel) önemli rol oynadılar.
Hazreti Ali’den başlayarak bugüne kadar hiçbir Alevi büyüğü; “Biz İslam dışıyız” demedi. Tam tersine “Gerçek İslam biziz” dediler.
İbadetlerine “Allah, Muhammed, Ali” diyerek başladılar.
Mezarlıkların ayrı olması, ayrı bir dinin olmazsa olmazıdır. Oysa Aleviler, 1400 yıldır Sünnilerle aynı mezarlıklara gömülüyorlar.

ALMANYA’NIN ALEVİLİK AŞKI
“Alevilik İslam dışıdır” fikri, ilk defa 1990’ların sonunda Almanya’da, Alman devleti tarafından desteklenen kişi ve kuruluşlar tarafından savunulmaya başlandı.
Bu çıkışla iki hedef gözetildi:
1-Türk milletinin Alevi-Sünni ayrımı temelinde bölünmesini derinleştirmek. Mezhep ve din çatışmalarıyla zaafa uğratılmış ve emperyalist taleplere direnemeyecek bir Türkiye yaratmak.
2- “Sizin İslamiyetle bir ilginiz yok” diyerek Alevi vatandaşları boşluğa düşürmek ve böylece Hıristiyanlaştırma faaliyeti için uygun bir zemin yaratmak.
Nitekim Alevilere, “Siz İslam dışısınız” diyenler, aynı zamanda, Alevilik ve Hıristiyanlığın “ortak yönleri”nin de propagandasını yapmayı ihmal etmiyorlar.
Bu çabalar, ne yazık ki, karşılıksız kalmamıştır. Özellikle Avrupa’daki Aleviler içinde dikkate değer sayıda Hıristiyanlaşmaya rastlandığı, ilgilenen herkesin saptayabileceği bir gerçektir.

ALEVİ VARLIĞINI İNKÂR
Gelelim Cemil Çiçek’e;
En az bin yıldır ibadet yeri olarak “Cami”yi kullanmayan, kendine özgü bir ibadet şekli geliştiren ve bu ibadeti gerçekleştirdikleri yere “Cemevi” diyen bir topluluğa, “Hayır, siz bin yıldır yanlış yaptınız, haydi camiye!” diyen Cemil Çiçek, aslında Aleviliği yok saymış olmaktadır.
Alevilere böyle demek, tam bin yıldır Anadolu’da mücadele etmiş, yüz binlerce insanını bu mücadelede feda etmiş, her türlü zulme karşı direnmiş, darağaçlarında karalılıkla inançlarını savunmuş bir topluluğa; “Tarihini, mücadeleni, şehitlerini, varlığını, kısaca her şeyini bırak; kendini inkâr et” demekten başka bir anlama gelmez.

İKİSİ DE AYNI KAPIYA ÇIKIYOR
Sonuç olarak hem Cemil Çiçek, hem de Hüseyin Aygün, söyledikleriyle Alevi yurttaşları, Sünni yurttaşlardan ayırmaktadırlar.
Hüseyin Aygün, “Alevilik, İslam dışıdır” diyerek; Aleviliği ve Sünniliği ayrı ayrı dinler olarak karşı karşıya koymaktadır.
Cemil Çiçek ise “Alevilerin ibadet yeri camidir” diyerek tersinden yola çıkmaktadır, ama sonuçta Hüseyin Aygün ile aynı yere varmaktadır.
Varılan yer, Alevi ve Sünni’yi birbirinden ayırmak, birbirine düşürmek ve Türkiye’yi emperyalistlerin istekleri doğrultusunda iç çatışmalara sürüklemektir.
Değerli sanatçımız Sabahat Akkiraz’ın konu ile ilgili değerlendirmesiyle sözlerimizi bitirelim:
“Aleviliğe din demek, büyük bir yanlış ve provokasyondur! Dün Alevilere kâfir diyenlerle hiçbir farkımız kalmadı!”