Milliyet gazetesinden Kadri Gürsel, 9 Temmuz tarihli köşe yazısında “AKP”ye nasıl alternatif olunabilir” konusunu işlemiş. Yazıyı, “CHP, ne yapmalı?” diye de okuyabiliriz.
Aslında CHP yönetimi, “Kaset komplosu”nun gerçekleştiği 2010 Mayısından bu yana, tam da Kadri Gürsel’in söylediği yolda ilerliyor. Ancak, anlaşılan Gürsel atılan adımları yeterli bulmuyor ve CHP’den daha açık ve daha çabuk olmasını istiyor.
Önce Kadri Gürsel’in ne dediğine bakalım:
“MUKTEDİR” VE “KURUCU İRADE” SAHİBİ
Kadri Gürsely AKP’yi, Mustafa Kemal’le kıyaslanabilir bir iktidar sahibi, bir “muktedir” olarak görüyor. AKP minderinde güreşenlerin sürekli olarak kaybetmelerinin yol açtığı ruh hali…
“Muktedir AKP”, kendi dünya görüşü olan “Suni muhafazakârlığı” bütün millete benimsetmeye çalışıyormuş. Bu da “Kemalist Türkiye’nin tarihsel açmazının baş aşağı çevrilmiş haliymiş…”
‘CHP paradigma değiştirmese, iktidar olmak bir yana, büyük şehirlere ve kıyı bölgelerine sıkışıp kalmış olan laik Türkler itilip kakılacak, yaşam tarzları İslami tasallut altında her geçen yıl daralacak, çocuklarını gönderecek okul bulamayacaklar veya eğitim onlar için çok pahalı hale gelecek, kamu yönetiminden dışlanacaklar, kamu kaynaklarından giderek daha az pay alacaklar vb. vb.’
GÜRSEL’İN ÖNERİLERİ
Peki, çare nedir?
Kadri Gürsel’e göre çare, ‘Kürtlerin, Alevilerin ve laik Türklerin ittifakıdır.’ Kısacası Kadri Gürsel, AKP gericiliğinin 10 yılda gerçekleştirilmesinde çok önemli bir yol kat ettiği Ortaçağ’a ait bölünmeleri esas alarak konuşuyor. Teslimiyet ve mahkûmiyet buradan başlıyor.
Gürsel’in yukarıdaki ifadelerini, ‘Çare CHP ile BDP’nin ittifakıdır’ diye de okuyabiliriz. Bu ittifak “Etnik ve dinsel aidiyeti dışarıda bırakan bir Türkiyelilik ya da Anayasal vatandaşlık üst kimliğinde birleşerek” gerçekleşecekmiş…
Türkiyelilik ve Anayasal vatandaşlık üst kimliği bilindiği üzere bugün PKK’dan F Tipi Örgüt’e, Avrupa’dan Amerika’ya herkesin üzerinde birleştiği “çözüm”!
Bu hedefe varabilmek için Kadri Gürsel CHP’ye iki önemli politika önerisinde bulunuyor:
1. “laik Türkler ulusalcı bir zaviyeden Kürt düşmanlığı yapmayı bırakmalıdır.” Çünkü, hak ve eşitlik ortak paydasında Kürtler, laik Türkler ve Aleviler doğal müttefiktir.”
2. “CHP, üniter devlet tabusunu bırakmalıdır. Üniter devlet, bugün devleti tamamen ele geçirmiş olan AKP’nin işine yaramaktadır ve laiklerin devleti, bugünkü halleriyle geri alma ihtimalleri yoktur. Tam tersine, ‘başta eğitim, emniyet ve yargı olmak üzere, merkezin önemli bir kısım yetkisinin yerele devredilmesi’ yani ‘ademi merkeziyetçilik’ gerekmektedir”. Ve “laiklerin çıkarı bu bakımdan da Kürtlerinkiyle örtüşüyor.”
YENİLGİNİN KABULÜ
Kadri Gürsel’in makalesi, aslında yenilmiş olduklarının ve kendi güçleri ile hiçbir şey yapamayacaklarının itirafıdır. Halkı kazanmak gibi bir iddiası kalmamıştır. PKK’ya sarılarak kurtulabileceğini zannetmektedir.
Bu anlayış sahipleri, Türk emekçilerini (işçi, köylü ve esnaf) AKP’ye terk etmiştir. Bu toplum kesimlerini AKP’nin etkisinden kurtaramayacaklarını düşünmektedirler.
Gerçekten de kurtaramazlar. AKP’nin politikalarını taklit ederek, kimseyi ikna etmek mümkün değildir.
Bu anlayışa göre Kürtler de PKK’ya aittir. Onları da PKK’nın etkisinden kurtarmak mümkün değildir.
Geriye kala kala “laik orta sınıf” ile kıyı şeridindeki halk kalmış. Sadece bu kesimlere dayanılarak AKP’den iktidar alınamayacağına göre, geriye tek bir yol kalıyor.
“Kürtlerle” (PKK) anlaşmak…
CHP'NİN ÖNÜNE KONAN MALUM PROGRAM
Bunun yolu da PKK’nın taleplerinin kabul edilmesinden geçer.
O taleplerin başında da bilindiği üzere “Demokratik özerklik” geliyor. Yani Ademimerkeziyet..
“Eğitim, emniyet ve yargı başta olmak üzere Merkezin önemli bütün yetkilerini yerele devrettikten” sonra, PKK’nın diyecek sözü kalmaz.
Eğitim konusunda “yerel” söz sahibi olduktan sonra anadilde eğitim sorunu kendiliğinden çözülmüş olacak. “Türkiyelilik” ve “Anayasal vatandaşlık” kavramları etnik temelde siyasal statü isteklerine cevap veriyor. Bütün bunlar gerçekleştikten sonra “Genel Af” (Öcalan'ın ev hapsine çıkarılması dâhil) “barış” için kaçınılmazlık olarak görülecek.
AKP bütün bu “çözümlerle” yüzde 95 mutabık olduğunu daha önce açıklamıştı.
F tipi Cemaat de bu çözüme dünden razı…
Kadri Gürsel’in iktidar reçetesi bu “çözümün” ısıtılarak CHP masasına servis edilmesinden başka bir şey değil.
Önümüzdeki yazılarda bu konuyu işlemeye devam edeceğiz.