AKP iktidarının bütün engellemelerine rağmen, aralarında ADD, TGB ve Birleşik Kamu İş’in olduğu 40 kadar demokratik kitle örgütünün önderlik ettiği Ankara’daki Cumhuriyet yürüyüşü ve mitingi, bir milyonu aşkın yurttaşın katılımıyla ve büyük bir başarıyla gerçekleşti.
Sadece Ankara’da değil, yurdun dört bir tarafında milyonlarla ifade edilen halk kitleleri meydanlara çıktı. AKP’yi yıkma kararını ilan etti; yeniden Cumhuriyet Devrimi için kararlılığını ortaya koydu.
Bu büyük kitle eylemi ile ilgili olarak söyleyeceklerimiz şunlardır:
1- 29 Ekim Cumhuriyet miting ve yürüyüşleri, halk hareketinin yükselmeye devam ettiğini gösteriyor. 19 Mayıs’ta TGB önderliğinde 240 bin kişinin büyük yürüyüşü, 16 Eylül’de Hatay halkının İşçi Partisi önderliğinde AKP’nin yasaklamasına rağmen ayağa kalkışı, 29 Ekim’de bir üst seviyeye çıkmıştır.
Milletimiz, ülke bütünlüğüne ve varlığımıza yönelik ağırlaşan tehdide karşı, Öncü’nün mücadele çağrısına giderek daha fazla kulak vermektedir.
2- Halkın yüz binler ve milyonlar halinde devrimci mücadele çağrısına olumlu cevap vermesi ile, çeşitli anketlerin ortaya koyduğu yüzde 60’lara varan oranda yeni seçenek arayışı örtüşmektedir.
Halk, Meclisteki partilere itibar etmiyor. Sistem dışı çözümlere kitlesel olarak yöneliyor.
3- Halk hareketi 2007 yılındaki büyük Cumhuriyet mitinglerinden farklı olarak, bugün doğru politikalara sahip devrimci bir önderliğe kavuşmuştur.
Ulus’ta polisin saldırısına karşı kitlenin büyük bir disiplin ve soğukkanlılıkla karşı koymasının nedeni, kürsüye ve alandaki halka yön gösteren devrimci Öncü’nün varlığıdır.
4- CHP, 19 Mayıs büyük gençlik eyleminin içinde yoktu. İşçi Partisi’nin Hatay eylemine ise, bazı milletvekillerinin kendi bağımsız kararları ile katılmalarına rağmen Parti olarak karşı durdu.
Hatta, Kemal Kılıçdaroğlu, miting sonrası Hatay’a giderek, yasaklama kararı veren valiyi destekledi.
29 Ekim eylemine ise Kılıçdaroğlu önce Kadıköy’deki yürüyüşe katılacağını söyleyerek uzak durdu. Daha sonra gerek kendi Partisi içinden gelen tepkiler, gerekse mitinge katılımın çok büyük olduğunun belli olması üzerine destek açıklaması yaptı.
29 Ekim günü ise miting yönetiminin kürsüye davetini kabul etmemesi ve bir basın toplantısı yaparak alelacele alanı terk etmesi, gerçek tavrını ortaya koydu.
Ulus Meydanı’nda bulunan büyük kitlenin alana gelen Kılıçdaroğlu’na değil de, miting kürsüsüne olan ilgisi, CHP liderinin neden böyle bir tavır aldığını açıklıyor.
CHP, Anayasa Komisyonu’nda oturmaya devam ederek, Suriye’de Esad düşmanlığında AKP ile yarışarak ve Kürt sorununda ABD çözümleri içinde yer alma konusundaki ısrarlı tutumu ile ayağa kalkan halktan kopmuştur.
5- Şimdi görev, ortaya çıkmış olan bu büyük potansiyelin Partisini öne çıkarmak ve onun etrafında birleşmektir.
Aslında gerek son altı ayda ivme kazanarak yükselen halk hareketinin, gerekse onlarca şehir ve ilçede toplam olarak 30 bini aşkın öncünün katılımıyla gerçekleşen Milli Anayasa Forumlarının ortaya koyduğu gerçek şudur:
İşçi Partisi bütün bu eylem ve etkinliklerde, programı, politikaları, örgütü, liderliği ve kadrolarıyla Türkiye’nin ancak bir devrimle sorunlarını çözebileceğinin belli olduğu günümüz koşullarında devrimci bir Parti olarak öne çıkmaktadır.
Günün görevi, ne yapılması gerektiği konusunda İşçi Partisi ile aynı çözümleri savunmaya başlamış olan milletimizin çeşitli kesimlerinden öncülerin İşçi Partisi’ne katılmasıdır.
Türkiye’yi emperyalist kuşatmadan ve AKP iktidarından kurtaracak Milli Hükümet seçeneği, böylece gerçekleştirilebilecektir.
mbgultekin@ip.org.tr