Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer’le yaptığı söyleşide, önemli açıklamalarda bulundu.
Sade, son derece açık, haklı olmanın sağladığı özgüvenle konuşuyor Beşar Esad.
Türkiye-Suriye ilişkilerinin gelecekte nasıl olması gerektiği konusunda söyledikleri ise, tarihsel gelişmeye uygundur:
“Biz karşılıklı saygıya dayalı biçimde birlikte yaşamak zorundayız. Tüm coğrafyamızda eşitlik ilkesi doğrultusunda hareket edersek bu kriz atlatılır. Emperyalistlerin çizdiği sınırları ortadan kaldırırız.”
DOĞRU KONUMLANMA
Anahtar sözcük, “emperyalistlerin çizdiği sınırlardır.” Gerçeği bu şekilde tespit ettikten sonra, içine gireceğimiz mevzi, doğru mevzidir.
Emperyalizme karşı mücadele mevzisine girdikten sonra, çizilen sınırları tanımamanız doğaldır.
Çünkü o sınırlar, daha savaşın başında İngiltere ve Fransa’nın temsilcilerinin adıyla anılan Sykes-Picot Anlaşmasına göre, masa başında, bu ülkelerin çıkarları gözetilerek çizilmiştir.
Suriye, bugün emperyalizme karşı mücadele mevzisinde konumlanmış durumda. Onun içindir ki, “sınırları ortadan kaldırmaktan” ve “eşitlik temelinde”, “karşılıklı saygıya dayalı” birliktelikten söz edebiliyor.
YANLIŞ KONUMLANMA
Tayyip Erdoğanlar ise, emperyalizmin karşısında değil, yanında konumlanmış durumdalar.
Onun için, emperyalizmin çizdiği sınırlara karşı değiller. Hatta onlar, ABD emperyalizminin bölgemizde çizmek istediği yeni sınırların hayata geçmesi için çalışıyorlar.
Büyük Ortadoğu Projesi; Fas ve Moritanya’dan Orta Asya’ya kadar 24 Müslüman ülkenin sınırlarının yeniden çizilmesini öngörüyordu.
Sınırları değişecek ülkeler arasında Irak, Suriye ve Türkiye de bulunuyor.
İşte Tayyip Erdoğanlar, bu yeni sınırların çizilebilmesi için Suriye ve Irak yönetimlerine düşmanlık politikası izliyorlar.
Bu ülkelerde iç yıkıcılık ve bölücülüğe destek veriyorlar.
100 YIL SÜREN AYRILIK
Ancak, tarihin önüne geçilemez akışı, bölücülük yapanların değil, birlik isteyenlerin özlemlerinin gerçekleşeceğini gösteriyor.
1920’lerin başında Anadolu’da Kurtuluş Savaşı verilirken, Suriye’de emperyalizme karşı savaşanlar, TBMM’ye birlik için başvurdular.
Mustafa Kemal, Suriyeli antiemperyalistlere; “Önce vatanlarımızı kurtaralım, sonra birliği konuşuruz” cevabını verdi.
Türkiye’de antiemperyalist savaş başarıya ulaştı. Ama Suriye ve Irak; Fransa ve İngiltere’nin sömürgeleri olarak kaldı. Birlik gerçekleşmedi.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Suriye ve Irak bağımsızlıklarını elde ettiler. Bu sefer de Türkiye Atlantik ittifakına katıldı.
1950’lerden bugüne, Türkiye ile Suriye’nin yeniden bir araya gelmesinin önündeki en önemli engel, NATO olmuştur.
Böylece 94 yıl süren bir ayrılık yaşandı.
YENİ DÖNEM
2000’lerle birlikte, dünyamız yeni bir döneme girmiştir.
ABD’nin başında bulunduğu emperyalist kamp, sistem içinde çaresi olmayan bir krizin pençesindedir.
Gelişmekte olan ülkeler ve ezilen dünya ülkeleri, şimdi güçlerini birleştirerek, refah ve güvenliğe (barışa) ulaşmaya çalışıyorlar.
Önümüzdeki dönem, bölgesel birlikler dönemidir.
ŞİÖ (Şanghay İşbirliği Örgütü), Avrasya Birliği (Rusya, Belarus ve Kazakistan), MERCOSUR (Arjantin, Brezilya, Uruguay, Paraguay), CELAC (Latin Amerika ülkeleri birliği), ABÖ (Afrika Birliği Örgütü) vb. önümüzdeki dönem, dünyaya damgasını vuracak birliklerin öncüleridir.
Türkiye’nin de içinde bulunduğu Batı Asya ülkeleri, kaçınılmaz olarak Batı Asya Birliği’ne doğru gideceklerdir.
100’ÜNCÜ YILA DOĞRU
Sayın Beşar Esad’ın “emperyalistlerin çizdiği sınırları ortadan kaldırırız” sözleri, tarihi gelişmeye uygundur.
Suriye başta olmak üzere, İran ve Irak’ın değişik yöneticileri, zaman zaman benzer görüşleri dillendirdiler.
Türkiye’de ise “Batı Asya Birliği”ni, programının önemli bir maddesi olarak Parti programına alan İşçi Partisi savunuyor.
Bu birliğin gerçekleşmesinin önündeki engel, AKP iktidarıdır.
Onun için, AKP iktidarının yıkılması, bütün Batı Asya çapında, ekonomik olarak güçlü, terör sorununu bitirmiş, Kürt sorununu nihai çözümüne kavuşturmuş büyük birliğin kurulmasına doğru en önemli adımın atılması anlamına gelecektir.
Türkiye, Suriye ve Irak, ayrılığın 100’üncü yılına büyük ihtimalle, Beşar Esad’ın söylediği gibi, sınırları kaldırarak gireceklerdir.