Mehmet Bedri Gültekin Silivri'den yazdı:10 KASIM VE SONRASI

29 Ekim’de büyük Cumhuriyet hareketini gerçekleştiren “Vatan ve Cumhuriyet Birlikteliği”, 10 Kasım’da bütün yurttaşları saat 9’u 5 geçe Anıtkabir önüne, Tandoğan Meydanı’na çağırdı.
İşçi Partisi, DSP ve CHP de aynı çağrıyı yaptılar.
...

Tarih:

29 Ekim’de büyük Cumhuriyet hareketini gerçekleştiren “Vatan ve Cumhuriyet Birlikteliği”, 10 Kasım’da bütün yurttaşları saat 9’u 5 geçe Anıtkabir önüne, Tandoğan Meydanı’na çağırdı.
İşçi Partisi, DSP ve CHP de aynı çağrıyı yaptılar.
29 Ekim’den biliyoruz ki, Devlet Bahçeli yönetiminin olumsuz tutumuna rağmen, MHP’nin kitlesi de bu çağrıya uyacaktır.
AKP’ye oy veren yurttaşların önemli bir kısmı da kuşkusuz Atatürk sevgisini o gün Tandoğan’da paylaşacak.

DOĞRU PROGRAM
Millet bir “program” etrafında ayağa kalkmaktadır. Haykırılan sloganlarda, “Birliktelik” adına yapılan açıklamalarda bu programı görüyoruz:

- Tam Bağımsız Türkiye. Tayyip Erdoğanların BOP eşbaşkanlığına hayır!
- Bölünmenin ve emperyalizme teslimiyetin anayasasını kabul etmiyoruz. Milli Anayasa!
- Ortaçağ karanlığına, tarikatlara, bölünmeye, etnik parçalanmaya, inanç ayrımcılığına son! Milli birlik, kardeşlik ve eşitlik!
- Kürt sorununun emperyalist politikaların bir aracı olarak, varlığımıza ve milli birliğimize yönelen bir tehdit haline getirilmesine hayır! Emperyalizme karşı mücadele zemininde Kürdümüzü, milletimizin ayrılmaz bir parçası olarak birlik ve kardeşlik zemininde kucaklamak.
- Halkçı-devletçi ekonomi politikalarıyla, milli ekonomiyi ayağa kaldırmak. AKP’nin, milletin çoğunluğunu sadakaya muhtaç eden, vurguncu soygun sistemine karşı çıkmak.
- Gladyo-Mafya-Tarikat hukukuna hayır! “Ergenekon” ve “Balyoz” davaları ile zindanlara atılan yurtseverlere ve “Kemal’in askerleri”ne özgürlük.

Milyonlar, işte belli başlı maddeleri böyle olan devrimci program etrafında ayağa kalkmaktadır.

DOĞRU ÖNDERLİK
Elbette sağlıklı bir kitle hareketi için sadece doğru taleplerin varlığı yetmiyor. Yakın tarihimizin tecrübelerinden biliyoruz ki, doğru bir önderlik, ayağa kalkan halkın başarıya yürümesi için “olmazsa olmaz”dır.
19 Mayıs’ta 200 bini aşkın gencin katılımıyla gerçekleşen büyük İstanbul yürüyüşü, 16 Eylül’de AKP iktidarının yasaklamasına rağmen, İşçi Partisi’nin mitinginde Hatay halkının ayağa kalkması ve nihayet bütün engelleme ve tertiplere rağmen başarıyla gerçekleşen 29 Ekim buluşması, halk hareketinin artık doğru bir önderliğe kavuştuğunu gösteriyor.

- Bu önderlik tehditler ve baskılara boyun eğmemiştir. Güvenilirdir.
- 29 Ekim günü Ulus Meydanı’nda polisin yaptığı saldırı karşısında paniğe kapılmamış, soğukkanlı bir şekilde kitleye önderlik etmiş ve sonunda barikatları parçalayıp atmıştır. Zor zamanların önderliğidir.
- Maceracı olmadığını kanıtlamıştır. Önderlik ettiği kitleyi başarı esasını gözeterek yönetmektedir. Akıllıdır.
- Birleştiricidir. Çok çeşitli kesimlerden yurttaşları, farklı siyasi partilere mensup halkı ortak bir hedef etrafında bir araya getirmiştir.

Her kitle eylemi, bu gerçeğin daha da net olarak görülmesini sağlamaktadır.

ÖNÜMÜZDEKİ ADIM VE SONRASI
Bütün gelişmeler, milletimizin, “Vatan ve Cumhuriyet Birlikteliği”nin 10 Kasım çağrısına büyük bir coşkuyla olumlu yanıt vereceğini gösteriyor.
Bugünün Türkiye’si, 28 Ekim’in Türkiye’sinden farklıdır.
Emperyalizm ve işbirlikçilerinin cephesi şaşkınlık içindedir. Bölünme ve iç çatışma işaretleri vermektedir.
Milli cephede ise moraller yüksektir. Mücadele isteği bugün daha güçlüdür.
Şimdi bu moral gücünü ve mücadele isteğini, milyonlar halinde 10 Kasım’da Ankara’da göstermek gerekiyor.
Sonrası, bu büyük potansiyelin iktidar yürüyüşünün planlanmasıdır.
10 Kasım’dan sonra bu asli görevi konuşacağız.