Mahkeme, bu karanlık tertibe bütünüyle teslim olursa; ANCAK SANDALYELERİMİZİ YARGILAYABİLİRSİNİZ!

*VİDEO HABER*
En son 12 Haziran 2009 tarihinde görülen 1. Ergenekon Davası duruşmaları 52 günlük aranın ardından yeniden başladı. Duruşmaya Danıştay saldırganları Alpaslan Aslan, İsmail Sağır ve Tekin Irşi de getirildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkeme'si heyeti duru

Tarih:

*VİDEO HABER*
En son 12 Haziran 2009 tarihinde görülen 1. Ergenekon Davası duruşmaları 52 günlük aranın ardından yeniden başladı. Duruşmaya Danıştay saldırganları Alpaslan Aslan, İsmail Sağır ve Tekin Irşi de getirildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkeme'si heyeti duruşmanın hemen başında Danıştay Davası ile Ergenekon davasının birleştirilmesi yönündeki kararını açıkladı. Böylece iki dava birleştirilmiş oldu.

Bu karar salonda büyük tepkiye neden oldu. İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Cengiz söz alarak bu karara itiraz etti. Cengiz,

“İşçi Partisi'nin saldırıya uğrayan hakim Mustafa Yücel Özbilgin ile aynı saftdır. İşçi Partisi bu davada olsa olsa müdahil olabilir. Birleştirilme kararı Türkiye ve Türkiye'nin milli güçlerine yapılan en büyük haksızlıktır” dedi.

Mehmet Cengiz'den sonra İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek söz aldı. Perinçek Danıştay katilleriyle aynı mahkemede yargılanamayacağını söyledi. Doğu Perinçek mahkeme heyetine, "Danıştay katillerinin bu salonda oturması halinde, bizi değil ancak sandalyelerimizi yargılarsınız" dedi.

Bu konuşmanın ardından tutuklulardan Doğu Perinçek, Nusret Senem, Hikmet Çiçek, Hayati Özcan, Kemal Alemdaroğlu, Muzaffer Tekin salonu terketti. Duruşmayı izleyenler de alkışlarla salon dışına çıktı. Mahkeme heyeti ise 2 davanın birleştirilmesine yapılan itirazları değerlendirmek üzere duruşmaya ara verdi.

Verilen aranın ardından karar yapılan itirazların reddedildiği açıklandı. Bu sırada söz alan İstanbul Üniversitesi Eski Rektörü Kemal Alemdaroğlu "Üniversitede türban takılmasını açık ve kapalı alanlarda yasakladım. İki defa TBMM'de sorgulandım, aklandım. Şu anda ben türban kararı nedeniyle Danıştay hakimini katledenlerle yargılanmaktayım. Bu, bana vereceğiniz idam cezasından daha ağırdır." dedi.

Konuşma ve dilekçeleri aşağıda sunuyoruz.

Doğu Perinçek ve İşçi Partililerin Ergenekon Davasına verdikleri dilekçe:

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na

Dosya No: 2008/209 E.

Danıştay suikastının getirilip bu davaya katılması, bir dizi tertibin son halkasıdır.
Bu uygulama hukuku çiğnemenin ötesinde zulümdür.
Okyanus ötesinden güdülen Cumhuriyet yıkıcıları, yargıyı karanlık amaçları için kullanılmaktadır.
Ülkemizin yalnız tersanelerine, haberleşme ağına, polisine değil yargısına da girilmektedir.
Devlet bağımsızlığının, millet birliğinin ve vatan bütünlüğünün temeli olan Atatürk Devrimi’ne karşı yürütülen psikolojik harekat, artık hiçbir sınır tanımıyor.
Biz İşçi Partisi olarak, bu zulme boyun eğmiyoruz; isyan ediyoruz.
Danıştay suikastı dosyası derhal bu davadan ayrılmalıdır.
Eğer Mahkeme, Türkiyemizi hedef alan bu karanlık tertibe bütünüyle teslim olursa;
Bizim burada ancak sandalyelerimizi yargılayabilirsiniz. 3 Ağustos 2009


Doğu Perinçek, İşçi Partisi Genel Başkanı
Nusret Senem, İşçi Partisi Genel Sekreteri
Hikmet Çiçek
Hayati Özcan
Muzaffer Tekin


Doğu Perinçek ve İşçi Partililerin avukatlarının mahkemeye verdikleri dilekçe:

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na


Dosya No: 2008/209 E.


Konu : Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine bomba atılması olaylarına ilişkin Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nden gönderilen dosya ve buna yönelik
iddiaların davamızdan tefriki ile yargılamanın bir başka esasla sürdürülmesine
karar verilmesi istemidir.

Açıklamalar :

1) Mahkemenizin 8 Mayıs 2009 günlü ara kararıyla Danıştay saldırısına ilişkin ‘Ankara 11.Ağır Ceza Mahkemesi dosyasının;
• Mahkemenizde birleştirilmesi yönünde muvafakat verilmesine,
• Birleştirme kararı verilerek dosyanın Mahkemenize gönderilmesi için Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na yazı yazılmasına,
• Dosya geldikten sonra yargılamanın bu dosyadan ayrı yapılıp yapılmayacağı hususunun değerlendirilmesine’
karar verilmiştir.
Bu muvafakati takiben Ankara 11.Ağır Ceza Mahkemesi’nce birleştirme kararı verilmiş ve dosya Mahkemenize gönderilmiştir.
Sorun bu aşamada iken, dava dosyasında yaptığımız incelemede Mahkemenizin, Adalet Bakanlığı Cezaevleri Genel Müdürlüğü’ne 27.07.2009 tarihli “ivedi faks” çekerek, anılan davanın sanıklarının 3 Ağustos 2009 günlü bu duruşmadan önce Silivri Cezaevi’ne nakillerinin yapılmasını istediğini ve nakledilen bu tutukluların bu duruşmada hazır bulundurulması için Silivri Cezaevi Müdürlüğü’ne yazı yazıldığını öğrendik.
Oysa 8 Mayıs 2009 tarihli ara kararınız açıktır:
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasının “dosyamızla” değil, “mahkemenizde” birleştirilmesine karar verilmiş ve “dosya geldikten sonra yargılamasının bu dosyadan ayrı yapılıp yapılmayacağı hususunun değerlendirileceği” belirtilmiştir.
Henüz böyle bir değerlendirme yapılmadan yani yargılamasının bu dosyadan ayrı yapılıp yapılmayacağı kararlaştırılmadan anılan tutukluların bu duruşmada hazır bulundurulmasının istenmesi fiili durum yaratılmasıdır.
2) 5 Mayıs 2009 ve 8 Mayıs 2009 günlü duruşmalarda da açıkladığımız gibi, kamu vicdanının kabul edemeyeceği bu duruma, Mahkemenizin İddianameyi hukuka aykırı biçimde kabul etmesi yol açmıştır.
Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesinin bombalanması gibi menfur eylemlerin Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılaması sürdürülürken davamızın İddianamesinde bunlara da yer verilmesi, ikinci bir yargılamaya konu edilmek istenmesi Mahkemenizce görmezden gelinmiştir.
3) Aslında bu, Danıştay saldırısı faillerini kurtarma operasyonudur. 31 Aralık 2010’da yürürlüğe girecek olan Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 102. maddesindeki değişiklik dikkate alındığında, davaların birlikte görülmesi halinde kovuşturma doğal olarak yıllarca süreceğinden; Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesinin bombalanması sanıklarının uzun süre tutuklu bulundurulması mümkün olmayacaktır.
Bu durum, “Ergenekon” adıyla bir terör örgütü yaratma, bu iddia ile yargılanan sanıklar hakkında “kanıt” üretme çabasının yanı sıra Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine bomba atılması fiillerinin sanıklarının tahliyesi, hatta belki de zamanaşımı hükümlerine göre cezadan kurtulmaları sonucunu yaratacaktır.
4) Mahkemenizin 8 Mayıs 2009 tarihli kararında Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin konuya ilişkin bozma ilamına atıf yapılarak; Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı temyiz aşamasında iken İstanbul C. Savcılığı’nın davamız iddianamesini Yargıtay’a gönderdiği belirtilmektedir. Anlaşılan o ki, bu kurtarma operasyonu Ergenekon Savcıları eliyle başlatılmıştır. Savcıların, Mahkemenize verdikleri iddianameyi, Mahkemenizin bilgisi dışında kendiliklerinden Yargıtay’da görülmekte olan bir dosyaya gönderme yetkileri yoktur. Bununla da yetinilmemiş kovuşturma aşamasına gelmiş bu soruşturmada, yetki alanı dışına çıkılıp Osman Yıldırım’dan gizli ifadeler alınarak, bunlar da temyiz aşamasındaki dosyaya gönderilmiştir.
Ancak Osman Yıldırım’ın dayanak alınan ifadelerinin yalan olduğu, Mahkemenizin araştırmaları sonucunda anlaşılmıştır. Getirtilen iletişim kayıtları, Osman Yıldırım’ın ifadesinde belirttiği toplantının fiilen yapılmasının mümkün olmadığını ortaya koymuştur. Daha dün Milliyet gazetesinde, Osman Yıldırım’ın psikolojik açıdan hasta olduğu, akli dengesinin yerinde olup olmadığının incelenmekte bulunduğu ilişkin rapor bulunduğu açıklanmıştır.
5) Ceza Muhakemesi Kanunu’nda davalar arasındaki bağlantı, 8 ve 11. maddelerde ayrı ayrı düzenlenmiştir. Olayda 11. maddede düzenlenen “geniş bağlantı sebebiyle birleştirme” yoluna gidildiği anlaşılmaktadır.
Belirttiğimiz bu gelişmeler karşısında birleştirmeye dayanak gösterilen Osman Yıldırım’ın beyanlarının yalan olduğu anlaşıldığına göre geldiğimiz aşamada bu bağlantının varlığından söz edilemez.
6) Danıştay saldırısı, Türkiye Cumhuriyeti’ne, Atatürk Devrim’ine, Türkiye’nin bağımsızlık ve egemenliğine, Türk Milletine yönelen hain bir saldırıdır. Bütün bu değerlerin yegâne savunucusu İşçi Partisi bu saldırının hedefi, muhatabı, mağdurudur. İşçi Partisi ve bu davada yargılanan başta Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek olmak üzere diğer yöneticileri bu davada taraf olacaklarsa, yerleri sanıkların yanı değil, mağdur, müşteki konumudur. İşçi Partisi, saldırıya uğrayan Türk yargısının, Atatürk Cumhuriyetinin, katledilen yüksek yargıcımız Mustafa Yücel Özbilgin ile aynı saftadır. İşçi Partisi yöneticileri, Danıştay saldırısı davasında olsa olsa müdahil olabilirler. İşçi Partisi yöneticilerini, bu suçun failleriyle aynı yerde oturtmak, Türkiye’mize yapılacak büyük bir kötülüktür, haksızlıktır.
7) Her şeye rağmen, gelinen noktada, kamu vicdanının kabul edemeyeceği bu durumu düzeltmek mümkündür.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 10. maddesi şöyledir:
“(1)Kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebilir.
“(2) …
“(3) İşin esasına girdikten sonra ayrılan davalara aynı mahkemede devam olunur”.
Buna göre, Ergenekon davasında yer alan Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesinin bombalanması ile ilgili iddialar önce, halen görülmekte olan Ergenekon davasından ayrılır ve ayrı bir dosya açılır; sonra da bu dosya Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin dosyası ile birleştirilerek yargılaması sürdürülüp sonuçlandırılır.
- Veya birleştirilecek olan bu davaların, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun, bağlantılı olduğu iddia edilen ceza davalarının birleştirilmesinin düzenlendiği 16. maddesinin 4. fıkrasında yer alan “Birleştirilmiş olan davaların ayrılması da bu suretle olur” hükmü uyarınca birleştirildikten sonra, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nden gönderilen dava dosyasındaki kanıtlarla birlikte ayrılması ve ayrı bir esasla yürütülüp sonuçlandırılması da olanaklıdır.

İstem : Açıklanan nedenlerle, davamızın İddianamesinde de yer alan Danıştay saldırısı
ve Cumhuriyet gazetesinin bombalanması ile ilgili iddiaların, CMK’nun 10.
maddesi uyarınca, davamızdan ayrılarak ayrı bir dosya açılmasına; yeni bir
esasa kaydedilecek bu dosyanın Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nden
gönderilen dosya ile birleştirilerek yargılamasının sürdürülüp sonuçlandırılmasına
karar verilmesini talep ediyoruz.
Saygılarımızla.
03.08.2009

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek
İşçi Partisi Genel Sekreteri Nusret Senem
İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ferid İlsever
İşçi Partisi Merkez Karar Kurulu Üyesi Serhan Bolluk
İşçi Partisi Merkez Karar Kurulu Üyesi M. Adnan Akfırat
İşçi Partisi Genel Merkez Basın Bürosu Başkanı Hikmet Çiçek
İşçi Partisi İzmir Ulusal Strateji Merkezi Üyesi Hayati Özcan

Vekilleri
Av. Mehmet Cengiz
Av. Hasan Basri Özbey
Av. Servet Bora


2009-08-03-Mahkeme Önü
Yükleyen dperincekinfo. - Son dakika haberler