Kürt sorununda çözüm mü? (4)

Kürt sorununda “tarihi bir fırsat” ile karşı karşıyayız diyenlerin temel gerekçeleri, ‘Amerika’nın çözüm için harekete geçtiği’ iddiasıdır. Biz ise bu gerekçe, terörün, sadece ve sadece daha da azgınlaşacağının gerekçesi olabilir diyoruz.
Gerçekte ise A...

Tarih:

Kürt sorununda “tarihi bir fırsat” ile karşı karşıyayız diyenlerin temel gerekçeleri, ‘Amerika’nın çözüm için harekete geçtiği’ iddiasıdır. Biz ise bu gerekçe, terörün, sadece ve sadece daha da azgınlaşacağının gerekçesi olabilir diyoruz.
Gerçekte ise Amerika, büyük bir ekonomik çöküş yaşamaktadır. Aynı zamanda Irak ve Afganistan’da askeri yenilgi ile yüzyüzedir.
Amerika’nın yenilmesi ve bunun sonucunda Bölgeden askeri gücünü çekmesi ise, terörün son bulması ve barış için gerekli koşulların doğması anlamına gelir.
Çözüm programı bu temel gerçeğe dayanmak zorundadır.

1. Doğru felsefe, büyük millet kavramı
Bölücü terör belâsından kurtulmak için öncelikle doğru felsefe gerekir. Ülkemize hükmeden anlayışa göre, yurdumuzun güneydoğu bölgesi “başka bir coğrafya”dır ve orada yaşayan insanlarımız “başka bir sosyolojik yapıda”dır. Bu görüş, PKK’nın görüşüyle aynıdır.
Türk kavramını bir etnik gruba, bir ırka indirgeyen anlayış, Kürt yurttaşlarımızı kucaklayamamakta, onları itmektedir. Öncelikle bu anlayışın, devlet katından ve zamanla toplumdan temizlenmesi gerekmektedir.
Türk milleti, bir etnik grup veya ırk değildir. Atatürk’ün 1930 yılında Medeni Bilgiler kitabında tanımladığı üzere, “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.”
Bu tarihsel gerçeğe dayanmak, her etnik kökenden yurttaşımızı öz kardeş, tek millet anlayışı temelinde birleştirecek ve terörün ırkçı zeminini temizleyecektir. Türkiye’de “biz ve onlar” ayrımı en büyük yanlıştır. Türk de biziz, Kürt de biziz; hepimiz Türk milletiyiz.

2. ABD güdümünden ve ab kapısından kurtulmak
Türkiye, terörü bitirmek için ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’ne karşı konumlanmak ve AB aday üyeliğinden derhal çekilmek zorundadır. Irak’ı işgal ederek bölen ABD, oradan Türkiye’ye terör ihraç etmektedir. ABD ile ittifak, bugün teröre kucak açmak anlamına gelmektedir. Öte yandan AB’ye üye olma programı, Türkiye Cumhuriyeti devletinin tasfiye edilmekte olduğu kanısını perçinlemekte ve Türkiye’yi öncelikle yurttaşlarımızın zihninde bölmektedir. Milletimizin ve özellikle milletimizin ayrılmaz parçası olan Kürt yurttaşlarımızın beklentileri, Washington ve Brüksel’e yönlendirilmiştir; Türkiye Cumhuriyeti bir umut olmaktan çıkarılmaktadır. Oysa Millî Devlet, özgürleşme ve zenginleşmenin biricik siyasal çerçevesi ve aracıdır.

3. Halkı kazanmak
Türkiyemizin her bölgesinde ve özellikle güneydoğu’da yaşayan yurttaşlarımızı kazanmak, terörü bitirmenin en temel şartıdır. Halkı kazanan savaşı kazanır.

4. Aciz devlete son, güçlü devlet
Bugün devlet teröre karşı acz içindedir. Devlet cenaze törenlerinde ağlamaktadır. Çünkü ABD güdümünde ve AB kapısında eli kolu bağlanmış, çaresiz kalmıştır.
Milli bir Hükümet ise, bölücü teröre karşı, devletin yaptırım gücünü, milletin bütün olanaklarını seferber ederek, kararlı ve etkin biçimde uygulayacaktır.

5. Teröre ve bölünmeye özgürlük yok
Geldiğimiz aşamada Kürt sorunu, demokratik haklar açısından esas olarak çözülmüştür. Kürt dili üzerindeki yasak ve baskılar kaldırılmıştır. Kürtçe öğrenim kurumları açılabilmekte, Kürt kültür kurumları faaliyet gösterebilmektedir. Televizyonlardan Kürtçe yayınların önü açılmış, Kürtçe gazete ve dergiler yayınlanmaktadır.
AB kapısında Türkiyemize “İnsan hakları” yaftası altında teröre özgürlük hukuku dayatılmıştır. 2001 yılında DSP-MHP-ANAP Hükümeti’nin Bakanlar Kurulu kararıyla kabul ettiği ve 2003 yılında AKP ve CHP oylarıyla yasalaştırılan İkiz İhanet Yasası derhal kaldırılmalıdır.
Etnik grup, din ve mezhep temelinde siyasal örgütlenme yasağı kararlı olarak uygulanmalıdır. Bağımsızlık ve barış içinde yaşamak, en büyük insan hakkıdır.

6. Herkese iş, köylüye toprak
Kamu yatırımlarıyla Güneydoğuda herkese iş sağlanmalıdır. Köklü bir toprak reformuyla hazine toprakları, mayınlı araziler, aşiret ve ağa toprakları köylüye dağıtılmalı, bölgedeki ağalık ve şeyhlik düzeni tasfiye edilmelidir.
Türkiyemizin varlığını tehdit eden dış ve iç güçlere karşı bir millî direnme ekonomisi yapılandırılmalı, bölgeler arasında dengesizlikler giderilmelidir.

7. Irak’ın toprak bütünlüğü
Irak’ın toprak bütünlüğü Türkiye’nin toprak bütünlüğüdür. Irak halkı ve bölge ülkeleriyle işbirliği yapılarak, Irak’ın toprak bütünlüğü sağlanmalıdır.

8. Ortadoğu ittifakıyla Ortadoğu’ya barış
Türkiyemizin ve bölge ülkelerinin bağımsızlığı, egemenliği, bütünlüğü ve barış amacıyla Irak halkı başta olmak üzere İran, Suriye ve Azerbaycan ile ittifak kurulmalı ve geliştirilmelidir. Bu ülkelerle güvenlik dahil her alanda işbirliği yapılmalı, gümrüklerin kaldırılmasından bir Ortadoğu Devletler Birliği’ne uzanan kapsamlı bir beraberliğin koşulları adım adım geliştirilmelidir.

9. Avrasya ittifakı
Türkiye, ABD’nin Haçlı saldırısına, etnik bölücülüğüne ve yıkıcılığına karşı, Rusya, Orta Asya Cumhuriyetleri, Hindistan ve Çin Halk Cumhuriyeti ekseninde oluşan Avrasya işbirliğine katılmalıdır.
“Tarihi fırsat”, işte bu programı uygulamakla olur.
mbgultekin@ip.org.tr