Cumhuriyet için Güçbirliği, İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, Eğitim- İş, Yerel-İş, Birleşik Sağlık-İş, Cumhuriyetçi Avukatlar Derneği, Cumhuriyet Kadınları Derneği, Türk Kadınlar Birliği, Ulusal Eğitim Derneği, ULUSAL KANAL, Ulusalcı Mimar ve Mühendisler, USMER (Ulusal Strateji Merkezi), EĞİT-DER, Biz Kaç Kişiyiz Derneği, EGÖDER (Ege Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği), TGB (Türkiye Gençlik Birliği), TOBAV İzmir Şubesi, Talat Paşa Komitesi, Çağdaş Eczacılar Derneği, Türk İdareciler Derneği İzmir Şubesi, 9 Eylül Cumhuriyet ve Demokrasi Platformu, ATAK İzmir Derneği, İlk Kurşun Gazetesi, Ulusal Uyanış Platformu, TESUD (Türkiye Emekli Subaylar Derneği) Karşıyaka Şubesi, Dokuz Eylül Cumhuriyet ve Demokrasi Platformu tarafından düzenlenen ve İşçi Partisi, CHP, DSP, SHP, Yeni Parti İzmir İl Başkanlıkları tarafından desteklenen "İŞSİZLİĞE, YOKSULLUĞA, YOLSUZLUĞA KARŞI ULUSAL BİRLİK MİTİNGİ" 7 Şubat günü İzmir Gündoğdu Meydanında yapıldı. binlerce İzmir'linin katıldığı mitingde İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin de bir konuşma yaptı. Gültekin'in konuşması özetle şöyle;
İzmir’in aydın ve aydınlık öncüleri,
Cumhuriyet mitingleri 13 Mayıs 2007’de bu alanda taçlandı.
Bir yılı aşkın süredir Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir kanunsuzlukla yürütülen Ergenekon tertibine en büyük tepki, geçen sene 27 Temmuzda gene bu alanda toplanan onbinlerle gösterildi.
Şimdi bir büyük krizin pençesindeyiz.
Büyük bir çıkmazın içindeyiz.
Gündoğdu meydanında sizler gene tarihi bir mesaj vermek için toplandınız,
Türkiye’nin çözümünü haykırıyorsunuz.
Krize cevap tam bağımsız Türkiye,
Krize cevap halkçı devletçi ekonomi,
Krize çözüm Mustafa kemal Atatürk’tür diyorsunuz.
Türkiye’ye en anlamlı mesajı veriyorsunuz.
İzmir tarihi rolünü bir kez daha oynuyor.
Öncü İzmir’e selam olsun
HALKIN DERDİ BAŞKA, İKTİDARIN DERDİ BAŞKADIR.
Türkiye can derdinde, Tayip Erdoğan Davos’ta “seçim şovu”nda,
AKP, Türkiye’nin gündeminin en başına bu “seçim şovu”nu oturtmak istiyor.
Gerçekte Davosta olup bitenler, Türkiye’nin Tayip Erdoğanlar eliyle içine düştüğü ibretlik durumu gösteriyor
Türkiye tarihinde hiçbir devlet adamı uluslararası bir toplantıda omzundan dürtülerek susturulmak istenmedi.
Tayip Erdoğan asıl bu durumu açıklamalıdır.
Türkiye, asıl bu durum üzerine düşünmelidir,
Davos’ta Tayyip Erdoğan’ı omzundan dürterek susturmak isteyen o kişi, o cesareti nereden aldı?
Gerçek şudur: Başka devletlerin “proje görevlisi” olmayı kabul edenlerin, uluslar arası plaftformlarda itibarı olmaz.
Onlar, gerektiğinde “deliğe süpürülmesi” düşünülen adamlardır.
Onlara bağrılır, omuzlarından dürtülür. Çünkü onlara bu hak, bizzat o omzundan dürtülenler tarafından verilmiştir.
Bütün bunlar olup bittikten sonra sergilenen sahte kabadayılıklar seçim şovundan başka bir şey değildir.
Ama bütün bunlar Türkiye’nin gerçek gündemini değiştiremiyor
TÜRKİYE’NİN GERÇEK GÜNDEMİ
Türkiye’nin gerçek gündemi ekonomik krizdir
Kapanan fabrikalardır,
İnen kepenklerdir,
Üretim yapamayan çiftçilerdir,
Ürettiğini satamayan üreticilerdir,
İş bulamayan üniversite mezunlarıdır,
Türkiye’nin gerçeği son bir yıl içinde işsiz kalan 500 bin işsiz;
Çocuğunun kafasına kurşun sıkan ve intihar eden işsizlerdir,
Türkiye’nin gerçeği, 300 milyar dolar dış borç,
200 milyar dolar iç borçtur.
Türkiye’nin gerçeği, 100 tefeciye her yıl 50 milyar ytl’nin üzerinde ödenen iç borç faizidir.
Evet, Türkiye’nin gerçeği Cumhuriyet tarihinin en büyük krizi ile yüzyüze olmasıdır.
Ve Türkiye’nin gerçeği, AKP iktidarının bu kriz karşısında hiçbir çözümünün olmamasıdır.
CUMHURİYET KATLEDİLİYOR
Türkiye’nin bir başka gerçeği hukuk devletinin katledilmesidir.
Emperyalistlerin, Haçlı irticanın ve bölücülerin; Cumhuriyetten, Mustafa kemalden ve yurtseverlerden rövanş almak için yaptıkları saldırıdır.
Türkiye’nin gerçeği F tipi Çete’nin Devleti işgal etmesidir,
Polis kılığına girmiş Çete mensuplarının, sahte kanıtlarla gece yarısı aydınları gözaltına alması, tutuklamasıdır.
Gazeteci kılığına girmiş tetikçilerin tutuklanacak aydınların listelerini yayınlamasıdır,
Türkiye’nin asıl gündemi, devlet yöneticisi kılığına girmiş Amerikan devleti görevlilerinin ülkenin tepelerini işgal etmesidir.
Türkiye’nin gündemi; haçlı İrticanın, Soros çocuklarının ve bölücülerin kolkola, elele; Türk Ordusu’na karşı iktidarın sağladığı her tülü koruma altında yaptıkları saldırıdır.
Türkiye’nin gündemi, Silivri zindanının yurtsever aydınlar ve devrimcilerle doldurulmasıdır.
BOP EŞBAŞKANI TAYYİP
Türkiye’nin asıl gündemi, yalan söyleyen bir kişinin Başbakanlık koltuğunu işgal etmesidir.
Tayyip Erdoğan, önce inkar ettiği BOP eşbaşkanlığı görevini şimdi kabul ediyor
Ama Büyük Ortadoğu Projesinin
Kadın haklarının geliştirilmesi
Ekonomik kalkınma
Ve insan haklarının iyileştirilmesi olduğunu söylüyor
Gerçekte ise BOP, Filistinlinin başına bomba,
2 milyon Iraklıya, 1 milyon Afgan’a mezar;
Türkiye için ise etnik ve dini çatışma,
Ekonomik yıkım demektir.
Filistin için kameralar önünde ağlayanların;
Amerika’nın katlettiği 2 milyon Iraklı ve 1 milyon Afganlı Müslüman için dökecekleri iki damla gözyaşı yok muydu?
Tayyip Erdoğan 2003 Nisan’ında Bush’a gönderdiği mektupta;
“Amerikalı kahraman kadın ve erkek askerlerin evlerine sağ salim dönmeleri için dua ediyorum” demişti.
Katil Amerikalı için dua eden, Iraklı için ağlamaz, Filistinli için de ağlayamaz
KRİZE ÇÖZÜM VAR!
Gümrük Birliği Antlaşmasını yırtarsan, IMF ve DB reçetelerini çöpe atarsan, Gümrükleri yeniden dikip, iç piyasanı emperyalist haydutlardan korursan, AB üyelik başvurusunu geri çekersen,
Bir avuç tefeciye bütçeden yılda 57 milyar lirayı vermezsen,
Hortumcunun malına el koyarsan,
Dış borcu yeniden yapılandırırsan,
Özelleştirilen KİT’leri yeniden kamulaştırırsan,
Tarımı destekleyip sanayi korursan,
Türkiye’de Türk lirası, Türk bayrağı dersen,
Parasız eğitim, parasız sağlık dersen,
Devlet bütün yurttaşlarına iş bulmakla yükümlüdür dersen,
Avrupa kapılarında sürünmek yerine “Türkiye; İran, Irak, Suriye ve Azerbaycan’la ortak ekonomik bölge kurmalıdır” dersen;
İşte o zaman krize çözüm olduğunu göreceksin.
Çünkü kriz her şeyden önce Batı kapitalizminin krizidir,
Serbest piyasa sisteminin krizidir.
Mustafa Kemalin halkçı devletçi ekonomisini uygulayan hiçbir ekonomi krizde değil.
BU PROGRAMI ANCAK BİR MİLLİ HÜKÜMET UYGULAYABİLİR!
Bu programı Ankara’da Türkiye’nin olanaklarını Türkiye için kullanan bir Hükümet,
Batı’dan gelen kanunları değil, Ankara’da TBMM’de yapılan kanunları uygulayan bir Hükümet,
Citibank’ın 3 milyar dolarlık vergi borcunu affeden değil, o kaynağı esnafa kredi, çiftçiye ucuz mazot olarak veren bir Hükümet,
Çalıklara Sabah ve ATV’yi alması için 750 milyon dolar kıyak yapmayan,
20 yaşındaki çocuğuna 100 metrelik gemicikleri almayan,
Eşinin parmağına 60 bin liralık yüzük takmayan bir Hükümet ancak bu programı uygulayabilir.
Bu programı ancak bir Milli Hükümet uygulayabilir
29 MART SEÇİMLERİ
Önümüzde bir yerel seçim var,
Bu seçim bir fırsat olarak değerlendirilebilir,
Bütün yurtseverler güçbirliği yaparak emperyalistlere, Haçlı İrticaya ve bölücülüğe esaslı bir cevap verebilirler
İşçi Partisi bu amaçla İl genel Meclisi seçimlerine bütün Türkiye’de kendi adaylarıyla katılıyor,
Bunun yanısıra Belediyelerimizi AKP’den ve bölücülerden kurtarmak için her seçim çevresinde, en güçlü aday etrafında en geniş birliği sağlamak için çalışıyor.
Belediye başkanlığı seçimlerinde Oyları bölmeyelim, en güçlü aday etrafında birleştirelim.
AKP’den ve bölücülerden belediyelerimizi kurtaralım!
İl Genel Meclisi seçimlerinde ise,
- Krize karşı halkçı devletçi ekonomi için,
- Emperyalist saldırıya karşı vatanı savunmak için,
- Ergenekon tertibine cevap vermek için,
- NATO’dan çıkmak ve teröre son vermek için,
- Parasız eğitim parasız sağlık için
- İrticanın Ortaçağ karanlığından Türkiye’yi kurtarmak için,
- AKP’yi alaşağı etmek için,
- Doğu Perinçeklerle dayanışma için,
- Kemalist Devrimi tamamlamak için,
- Halk hareketine önderlik edecek ve Milli Hükümet programını savunan Devrimci Öncü Partiyi güçlendirmek için,
Oyları bölmeyelim, birleştirelim!
Türkiye’nin önünü açalım!