Genel Başkanımız Sayın Doğu Perinçek'in, ilan edilişinin 88. yılında Halkçılık Programı'na ilişkin Aydınlık dergisinde yayınlanan başyazısını sunuyoruz.
Türk Devrimi'nin temel programını TBMM Reisi Mustafa Kemal Paşa 13 Eylül 1920 günü Meclis'e sunmuştu. O program dört ay içinde 20 Ocak 1921 günü Anayasa haline geldi.
Türkiye, Halkçılık Programı'yla kuruldu. İstiklal Savaşı, o programla, o Anayasa'yla yapıldı.
İstiklâl Savaşı'nın programı, TBMM Reisi Mustafa Kemal Paşa'nın 13 Eylül 1920 günü Meclis'e kendi imzasıyla sunduğu Halkçılık Programı'dır.
TÜRKİYE DEVRİMLE KURULDU
Halkçılık Programı'nı okuduğumuz zaman, o büyük gerçekle karşılaşırız: Türkiye bir devrimle kurulmuştur. Türkiye Cumhuriyeti'nin temelinde bir devrim vardır.
Halkçılık Programı Madde 8 aynen şöyledir: "Türkiye Halk hükümeti, Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti unvanını taşır." İmza, Mustafa Kemal.
Şimdi bunlar bize doğal geliyor. "Türkiye" diyor... Oysa daha önce "Türkiye" yoktu, Osmanlı devleti vardı. İcra Vekilleri Heyeti'nin Meclis Başkanı Mustafa Kemal imzasıyla 13 Eylül 1920 tarihinde Meclis'e sunduğu Halkçılık Programı, Türkiye adını kullanan ilk anayasal belgedir.
Bu bir devrimdir. Osmanlı devletinin üzeri, bir kalemle çizilip üstüne Türkiye yazılmış değildir. Bunu kâtipler de yapabilirdi. Saltanatın üstü Anadolu İhtilali'yle süngüyle çizilmiştir. İstanbul'da bulunan "Osmanlı hükümetine, Osmanlı padişahına ve müsliminin halifesine isyan edilerek"(1) Ankara'da devrimci bir hükümet kurulmuştur. Ve devrim, anayasasını da getirmektedir.
İSTİKLÂL SAVAŞI'NIN ANAYASASI
Halkçılık Programı, 18 Eylül 1920 günü Meclis'te okunuyor ve 20 Ocak 1921 günü, yani Meclis'te okunmasından 4 ay sonra 1921 Anayasası oluyor. Halkçılık Programı öncülerin programıdır ve bir anayasa taslağıdır. Devrimin anayasasının taslağıdır. Bir beyanname veya basit bir açıklama değildir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin, Türkiye Devrimi'nin temelindeki düzenlemeyi, ideolojiyi, amaçları; kurulacak olan yeni devletin ve yeni toplumun esaslarını içermektedir.
Padişahın üzerini çiziyor, Osmanlı devletinin üzerini çiziyor, yerine Türkiye diyor. Henüz Cumhuriyet demiyor, ama aslında Cumhuriyet 23 Nisan 1920 günü BMM'nin Ankara'da toplanmasıyla fiilen kurulmuştu. İşte Halkçılık Programı, milli hâkimiyet sistemini getirmektedir.
Padişah, İstanbul'daki İngiliz zırhlılarının gölgesi altındadır. "Müslümanların halifesinin" iradesi, fermanı artık geçerli değildir. Ankara'da toplanmış olan BMM'nin iradesi geçerlidir. Meclis, İstiklâl Savaşı'nın yasama organıdır. Kelleyi koltuğuna almış, vazife üzerine düştüğü zaman "ahval ve şeraiti düşünmemiş" olan öncülerin oluşturduğu bir meclis!
MİLLETİ VE ORDU'YU İSYAN ETTİRMEK
Nutuk'un ilk on sayfasında bulacaksınız; bütün Nutuk'un özetidir; orada Atatürk der ki, "Müslümanların halifesine karşı milleti ve orduyu isyan ettirmek lazım geliyordu."(2) Milletin ve ordunun İstanbul'daki padişaha karşı isyanını örgütlemek için Ankara Hükümeti kurulmuştur.
Gerçi Halkçılık Programı'nda milli hâkimiyet esası, emperyalizm ve kapitalizmden milleti kurtarmak esası konduktan sonra, İstanbul'daki İngiliz'in esiri durumunda olan padişah ve halifeyi kurtarmaktan da söz edilir. Aslında padişahın ve halifenin işi Ankara'da kurulan hükümetle fiilen bitirilmiştir. Fakat padişahlığı ve halifeliği kaldırmayı, hukuki metinlere o gün koymuyor. O gün padişahlığı kaldıralım mı, kaldırmayalım mı tartışması açmanın bir yararı yoktur. Ancak üç ay içinde Program anayasa haline getirilirken, padişah da halife de öneriden çıkarılmıştır. Büyük Millet Meclisi tutanaklarına bakıyoruz, Ali Şükrü'ler, Hüseyin Avni'ler vb. çıkmışlar demişlerdir ki, sizin bu anayasanız, padişahı ve halifeliği yok ediyor. Mustafa Kemal Paşa da çıkıp demiştir ki; arkadaşlar şimdi burada padişahın ve halifenin yetkilerini konuşmanın anlamı yok. Bu program öyle bir yetkiden söz etmemektedir. Zamanı geldiğinde konuşulacaktır.
Sonuç olarak, 1921 Anayasası'nda adı bile anılmayan padişahlık, 1 Kasım 1922'de saltanatın ve 4 Mart 1924'te halifeliğin kaldırılmasıyla resmen de ortadan kaldırılmıştır.
MİLLİ DEMOKRATİK DEVRİM PROGRAMI
Halkçılık Programı'nın toplumsal-ekonomik yönüne geldiğimiz zaman, bir milli demokratik devrim programıdır. Öncelikle emperyalizmi hedef almaktadır. Düşman, Halkçılık Programı'nda açıkça saptanmıştır. Büyük Millet Meclisi; 18 Kasım 1920 günü kabul ettiği Halkçılık Beyannamesi'yle de o düşmanı aynı ifadelerle bütün dünyaya bir kez daha ilan etmiştir.
Halkçılık Programı ve Beyannamesi, halk hâkimiyetinin kurulmasını "Emperyalizmin ve kapitalizmin tahakküm ve zulmünden kurtulmak" diye tanımlamıştır. "Emperyalist ve kapitalist düşmanların tecavüzlerine karşı milleti savunmak (...) ve iç hainlerin cezalandırılması için orduyu kuvvetlendirme" görevi saptanır.
Burada, kapitalizme karşı olmaktan da söz ediyor. Kastedilen milletlerarası kapitalizmdir, iç kapitalizm değil.
Halkçılık Programı, özel kârı reddeden, halkın ihtiyaçlarını esas alan bir ekonomi kurmayı amaçlıyor. Milli karakterde, kamu ağırlıklı bir ekonomi düşünüyor. Komisyon Sözcüsü İsmail Suphi, Halkçılık Programı'nı açıklarken, "Türk köylüsü ve Kürt köylüsü"nü savunuyor.
ORDUYU GÜÇLENDİRMEK
Halkçılık Programı, ilk iş olarak orduyu kuvvetlendirmekten söz ediyor. 1920'de Meclis'in elinde doğru dürüst silah yok, ordu yok. Nasıl kurtulacaksın? Her devrimcinin denkleştirmesi gereken formülü Atatürk, Nutuk'ta ortaya koymuştur: Millet ve silahlı gücü olan ordu.
Birincisi milletin olacak, herkesin gerçi bir milleti var, ama ayağa kalkan, devrim yapacak bir milletin olacak! İkincisi o milletin bir silahlı kuvveti olacak ki, iktidarı alasın ve yeni devletini kurasın.
Mustafa Kemal, programı kütüphanede yazmıyor; ayağında çizmelerle yazıyor.
Halkçılık Programı, yönetimi her düzeyde "meclisler" sistemine oturtuyor. 1921 Anayasası'nda meclis yerine şûra, yani sovyet deniyor.
Bu sistemi, Mustafa Kemal, Ocak 1923'te İzmit Basın Toplantısı'nda Kürt meselesinin bir çözümü olarak da savunmuştur.(3)
Bugün Türkiye'nin hukuk fakültelerinde okunan anayasa hukuku kitaplarında, 1921 Anayasası incelenirken, o Anayasa'nın taslağı olan Halkçılık Programı'ndan söz edilmemektedir. Bu nasıl anayasa dersidir, bu nasıl üniversitedir?
Kemalist Devrim yıkıcıları, "Küçük Amerika"cılar, Halkçılık Programı'nı gizlemişlerdir. Çünkü tarihsel görevleri Kemalist Devrim'i yıkmaktı. O devrimin kökünde, işte o Halkçılık Programı vardı.
NOT: Halkçılık Programı'nın tam metni ve daha geniş açıklaması için bkz. Doğu Perinçek, Kemalist Devrim-6 Atatürk'ün CHP Program ve Tüzükleri, Kaynak Yayınları, İstanbul, Mayıs 2008, s. 25 vd., s. 58 vd.
Dipnotlar
1 Atatürk'ün Bütün Eserleri, Nutuk I, c.19, Kaynak Yayınları, 1. basım, 2006, s.31.
2 Atatürk'ün Bütün Eserleri, Nutuk I, c.19, Kaynak Yayınları, 1. basım, 2006, s.23-33.
3 Atatürk'ün Bütün Eserleri, c.14, Kaynak Yayınları, 2. basım, 2007, s.273-274.