Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız TÜMSİAD’ın düzenlediği “Türkiye’nin enerji politikaları” konulu konferansta yaptığı açıklamada ; …siyasi istikrarı tehdit eden unsurların ortadan kaldırılması…” şeklinde açıklamalarda bulunmuştur. Yaklaşık bir hafta öncede başka bir AKP’li vekil basına yaptığı açıklamalarda ; “… muhalefete sesleniyorum sakın ha bir harf bile söylemeyeceksiniz…” diye tehditler savuruyordu.
Bu bir tehdittir. Öncelikle sormak gerekir. Siyasi istikrardan ne anlıyorsunuz? Neyi kastediyorsunuz? Sakın bu AKP’nin kayıtsız ve şartsız desteklenmesi olmasın? Yada ABD’nin BOP projesi memurluğunun son bulması olmasın? Türkiye’de milli bir hükümetin geliyor olması sizi endişelendirmiş olmasın?
Amerikanın BOP projesi kapsamında ülkeyi pazarladılar. AKP’nin geleceği kalmamıştır. Ya iktidar koltuğunda oturacak yada yüce divanda yargılanıp hapse gideceklerdir. Başka seçeneği kalmamıştır. AKP sararmış yaprak gibi sallanmaktadır. Bu nedenle istikrardan kastı, iktidar koltuğunda oturmayı garanti altına almaktır.. İşte bunu garantilemek için önlerindeki Atatürk’çü ve yurtsever muhalefeti yok etmek zorundadırlar. Bu bir tehdittir. Bu AKP Faşizminin ayak sesleridir. Peki enerji konusunda neden çırpınıyorlar?
Aslında enerji özelleştirmeleri ile ülkemize son darbeyi vuracaklar. Tüm Cumhuriyet döneminde 6 milyar dolarlık özelleştirme yapılmışken, Sadece AKP döneminde 32 milyar dolarlık özelleştirme yapılmıştır. Buna karşın işsizlik %4,5’ten %14,3’e çıkmıştır. Dış borç ise 250 milyar dolar artmıştır.Ne borçlar azalmış nede işsizlik azalmıştır. Tersine artmıştır.
Özelleştirme, aynı zamanda yabancılaştırmadır. 4 sent’e malolan bir kilovat enerjiyi, 16 sent’e alıyoruz. Bu da sanayi üretimine yansıyor ve dış satımı zorlaştırıyor. Şimdiye kadar yapılan özelleştirmeler ile enerji ucuzlamamış, aksine pahalanmıştır. Yeni özelleştirmeler ile enerjiyi daha pahalıya alacağımız kesindir. Bu kez yapılmak istenilen özelleştirmeler, daha acımasız ve daha saldırgan ve yıkıcıdır. Çünkü, bu özelleştirmelerde ilk kez akarsu ve akarsu güzergâhının özelleştirilmesi vardır. Bir diğer başka önemli konu ise, doğal gaz tekelinin devletten alınıp yabancı ortaklı şirketlere verilmesidir. 1700 adet küçük hidroelektrik santralinin plansız bir şekilde özel kişiler tarafından inşa edilmesi, tarım alanlarını ve köylünün yaşam yerlerini tehdit etmektedir.
Akarsuların özelleştirilmesi, bilindiği gibi, Avrupa Birliği’nin Türkiye ile yaptığı anlaşmaların içinde mevcuttur. Dicle ve Fırat’ın sularının denetimini uluslararası denetime verilmesi kararına varılmıştır. Şimdi gerçekleştirilen hidroelektrik santrallerinin ve güzergâhlarının özelleştirilmesi, AB kararlarının uygulamasının başlangıcıdır.
Enerji Dağıtım Sistemleri nasıl yabancılaşacak? Türkiye, yirmi bölgeye bölünerek enerji dağıtım sistemleri özelleştirilmiştir. Geriye dört enerji dağıtım bölgesi kalmıştır. Enerji dağıtım birimlerini satın alan yerli işverenler, işletme sermayesi tedarik etmekte zorlandıkları için, bu tesisleri birer ikişer yabancı ortak ile yabancılara terk etme yolundadırlar. Bir savaş durumunda, evimizdeki bir tek adi ampulü bile yakamaz duruma düşmemiz işten bile değildir. Enerji Üretim tesislerimiz de yabancılaşacak. 45 bin Megavat kurulu termik gücün yarısını özelleştirdiler. Şimdi de geri kalanını yabancılaştıracaklar.
Enerjisi ve planlaması kendi elinde olmayan bir devletin, hiçbir kurumu güvende olamaz. Olası bir savaş halinde, hatta bazen barış halinde bile enerji güvenliği olamayan bir ülkenin diğer güvenliklerinden bahsedilemez. İşte ülkemizin güvenlik sorunu haline gelen enerji özelleştirmelerinde Taner yıldız, karşılarına çıkacak muhalefete tahammül edemezler. Çünkü onları iktirdar koltuğunda oturtan Amerika ve AB’ye söz vermişlerdir. Gidin önce Kayseri il merkezinizde istikrar sağlayın. Kapısı kapalı duruyor.
Her türlü baskı girişimlerine ve tehditlerine karşı biz, İşçi Partisi olarak, ülkemizin bağımsızlığını ve güvenliğini de tehdit eden bu yağma ve talana karşı duracağız. Halkımızı ve ülkesini düşünen bütün partileri, bu yağmanın sürmesine karşı birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.