Vatan Partisi’nin, Cumhurbaşkanı Adayı Doğu Perinçek için açtığı imza masaları bazı illerde valilik ya da kaymakamlık tarafından engellenmeye çalışılıyor. Vatan Partisi Genel Sekreteri Utku Reyhan engelleme çabalarını, “Hükümet’in Doğu Perinçek ve Vatan Partisi’nden duyduğu korkuya bağlıyoruz. Çünkü Vatan Partisi sahaya en erken inen partidir. Erdoğan’ı 2019 seçimlerinde yenebilecek tek aday Perinçek’tir” diye yorumladı. Avukat Mehmet Cengiz de idarecilerin aldığı kararın açıkça Anayasa’ya aykırı olduğunu vurguladı.
Vatan Partisi, 2019’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri için Türkiye’nin dört bir yanında seferberlik ilan etti. Cumhurbaşkanı Adayı Doğu Perinçek için kolları sıvayan partililer, yurdun dört bir yanında imza masaları açtı. Ancak Vatan Partililerin bazı il ve ilçelerde açmak istediği masalar, valilik ya da kaymakamlıklar tarafından engellenmeye çalışılıyor. Ankara, İzmir, Aydın, Kocaeli, Sakarya, Mersin, Eskişehir ve Isparta gibi bazı illerde valilik ve kaymakamlıklar keyfi kararlarla partililerin masa açmasına izin vermedi. Parti teşkilatlarına gönderilen yazılarda imza masasına izin verilmemesine gerekçe olarak, “Seçim sürecinin başlamaması”, “Zeytin Dalı Harekatı süresince eylem, açıklama yapılmaması” ya da “OHAL” gibi çeşitli gerekçeler öne sürüldü.
‘KEYFİ UYGULAMA’
Vatan Partisi Genel Sekreteri Utku Reyhan, imza masalarına izin verilmemesini Aydınlık’a değerlendirdi. Türkiye’nin dört bir yanında çalışmalar yürüttüklerini hatırlatan Reyhan yetkililere, “Seçim sürecinin başlamamasını gerekçe gösteriyorlar. Ancak biz bu çalışmayı yurdun dört bir yanında yürütüyoruz. Yani İstanbul’da seçim süreci başladı da Ankara’da mı başlamadı? Bu keyfi uygulamaları kabul etmiyoruz” diyerek tepki gösterdi. Siyasi partilerin çalışmalarına sınır konulamayacağının altını çizen Reyhan, şunlara dikkat çekti: “Ankara, Aydın, Eskişehir, Kocaeli, Sakarya, Isparta, Mersin, İzmir’in bazı ilçelerinde imza masaları açmamız idari makamlarca engellenmektedir. Demek ki Türkiye’de farklı yerlerde farklı hukuklar uygulanıyor. Örneğin, bazı illerde seçim takviminin başlamadığı ileri sürülürken bazı illerde ise masa açmamıza izin veriliyor. Bu ciddi bir çelişkidir. Ne yani Ankara’da ve İzmir’de seçim süreci başlamadı da İstanbul’da mı başladı? Bu, imza masası açmak için başvuruda bulunduğumuz il ve ilçedeki mülki amirlerin keyfi uygulamalarıdır. Bir kere siyasi partilerin faaliyetleri anayasa tarafından güvence altına alınmıştır. Dolayısıyla siyasi partilerin çalışmalarına sınır konulamaz. İçişleri Bakanını ve ilgili illerin valilerini anayasaya ve kanunlara uygun hareket etmeye çağırıyoruz.”
‘YARGI YOLUNA GİDECEĞİZ’
Seçim için en erken sahaya inen partinin kendileri olduğunu vurgulayan Reyhan, bu yüzden çeşitli engellemelerle karşılaştıklarını ifade etti. Masa açılmasına engel koyan idari kararlarla ilgili yargı yoluna başvuracaklarını açıklayan Reyhan sözlerini şöyle sürdürdü: “Vatan Partisi Türkiye’yi yönetmeye adaydır. Seçimlere katılma yeterliliği olan dokuz partiden biridir. Bu yüzden de Türkiye’nin her yerinde çalışma yürütebilir. Biz bu engellemenin hükümetin Sayın Doğu Perinçek ve Vatan Partisi’nden duyduğu korkuya bağlıyoruz. Çünkü Vatan Partisi, sahaya en erken inen partidir. Yurdun dört bir yanında daha şimdiden on binlerce imza toplandı. Engellemelere rağmen çalışmalarımız başarılı gidiyor. İşgüzar yöneticiler ya kasıtlı olarak ya da kanunu bilmediklerinden bizim çalışmamızı engellemeye çalışıyorlar. Engellemelerle ilgili yargı yoluna başvuracağız ve bu yasaklamaları kaldıracağız. Ne yaparlarsa yapsınlar Doğu Perinçek kazanacak. Korkunun ecele faydası yok.”
‘ANAYASA’YA AÇIKÇA AYKIRI’
Konuyu Vatan Partisi Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Avukat Mehmet Cengiz’e de sorduk. İmza masası açmanın seçim süreciyle ilgili olmadığını belirten Cengiz, yetkililerin engellemelerine yasalarla cevap verdi. Cengiz, konuya şu sözlerle açıklık getirdi: “Anayasa’nın 67. maddesine göre, vatandaşlar kanunda gösterilen şartlara uygun olarak seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir. Yine Seçim Kanunu’nun 49. maddesindeki propaganda süresi aday için imza toplamayla ilgili değildir. Bu, seçim mitingleri, radyo ve televizyonla propaganda gibi seçim öncesi yapılacak propagandayla ilgilidir. Eğer, Cumhurbaşkanı adaylığı için imza toplamayı da bu 10 günlük kısa süreye indirgerseniz, yüz bin imzayı olanaksız kılarsınız. Kaldı ki, Anayasa’da seçim kanunlarının temsilde adalet ilkesine uygun olacağı öngörüldüğünden uygulamanın da buna göre yapılması gerekir. İdarece getirilen yasaklamalar bu düzenlemelere açıkça aykırıdır.”