Belki nesnel olmanın en zor olduğu “tatlı” çekişmeli konulardan biridir “köylerimiz”. Hepimizin köyü “dünyanın en güzel köyü”dür. Varsın bu konuda da nesnellik aranmasın! Nangong’u gezip gördükten sonra, fikrimiz değişmedi. En güzeli yine bizim köylerimiz! Bu kadar öznelliğe izin çıkarmıştık zaten. Ama Nangong köyünden de başka güzellikler öğreniyoruz. Bu kadar nesnellik de, gözü gören her insan kızında olmalı...
Çoğumuza göre, kendi köyümüz en güzel köydür. Öyle ya, o toprağın bağrından çıkmışızdır, o toprağın altında yatar atalarımız, analarımız... Anlata anlata bitiremeyiz köyümüzün güzelliklerini... Suyu başka güzel, dağı taşı başka... Evlerinin güzelliğine, ancak bir sabah birinin pencerisini açtığınızda varırsınız; yemişlerinin, meyvelerinin tadını ancak o ağaçların dallarından kopardığınızda... Bir türküleri vardır, en çok onlar yakar, en çok onlar keyiflendirir; bir oyunları, halayları, eşi benzeri yok... İnsanlarını ise hiç sormayın, “bizim köylümüz” başkadır...
BENİM KÖYÜM BAŞKADIR...
Köyünü anlata anlata bitiremeyenlerden biri, sizi kendi köyüne götürdüğünde de, çok beğenseniz bile, içinizden şöyle dersiniz: Benim köyüm daha güzel! Türkiye’de, belki de köylü nüfusunun yoğun olduğu bize benzeyen başka ülkelerde de, nesnel olmanın en zor olduğu ya da nesnelliğin en zor yakalandığı “tatlı” çekişmeli konulardan biridir “köylerimiz”. Varsın bu konuda da nesnellik aranmasın, müsade edin de bazı konularda öznel olalım, çünkü en güzel köy bizim köyümüzdür!
ÇİN’DE BİR KÖY: NANGONG
İşte bu duygularla, Ahmet Kudsi Tecer’in “Orda bir köy var uzakta, Gitmesek de görmesek de, O köy bizim köyümüzdür” mısralarını yazdığı köyümden ve köylerimizden çok çok uzakta, Çin’de bir köy ziyareti yaptım. Başkent Pekin’in 25 kilometre güneybatısındaki 4.5 kilometrekarelik bu köyün adı Nangong.
“SOSYALİST KÖYLERİN İNŞASI” HEDEFİ
Çin’in 1 milyar 300 milyonluk nüfusunun 900 milyonunu köylüler oluşturuyor. 14 Mart’ta sona eren Çin'in en yüksek yetki organı Çin Ulusal Halk Meclisi Yıllık Toplantısı’nda Çin Devlet Konseyi tarafından saptanan "Ulusal Ekonomi ve Toplumsal Gelişmeye İlişkin 11. Beş Yıllık Plan"ın üç ana hedefinden birini “sosyalist köylerin inşası” sloganıyla, kırsal kesimlerin gelişmesi oluşturuyor. Esas olarak tarımsal teknolojinin seviyesini yükseltmeyi, köylülerin gelirlerini ve köylerdeki temel tesislere yönelik yatırımları artırmayı hedefleyen “sosyalist köylerin inşası” projesi, Çin Başbakanı Wen Jiabao tarafından bu toplantının ardından şu sözlerle ifade edildi:
"Sosyalist köylerin inşası teorisi, modern tarımı geliştirme ve tarım sektörünün kapsamlı üretim gücünü yükseltme açısından ileri sürüldü. Köylerdeki altyapı tesislerinin inşasını ve köylerdeki sosyal davaların gelişmesini hızlandırma hedefini saptamamızın amacı, köylülerin üretim ve yaşam koşullarını düzeltmektir."
SANAYİ TARIMA, KENTLER KÖYLERE YARDIM EDECEK
Çin Başbakanı Wen Jiabao, sanayinin tarıma ve kentlerin köylere yardım etmesiyle, köylerin orta halli refaha kavuşturulmasının ve tarımda modernleşmenin, devletin modernleşme sürecinde önemli bir adımı olduğunu, böylece Çin ekonomisinin daha sağlam bir gelişme temeline oturtulacağını ifade etti. Wen Jiabao, yeni sosyalist köylerin inşa edilme sürecinde köylülerin demokratik haklarının güvence altına alınması ve köylülere gerçekçi çıkarların sağlanması gerektiğini de vurguladı.
“YERDEN GÖĞE DEĞİŞİM”
Nangong, bu politika doğrultusunda 1987 yılında başlayan çalışmalarla, “Yerden göğe değişim” sloganı altında neredeyse baştan başa yeniden inşa edilmiş bir örnek “köy”. Köy demeye dilimiz varmıyor, bin şahit ister! Ne taşı, ne toprağı, ne evleri, ne köylüsü ve en önemlisi yaşam koşulları köye benziyor.
“DUBLEKS KÖY EVLERİ”
810 hanelik bu köyde 3 bin kişi yaşıyor. En küçüğü 150 metrekare olan “dubleks köy evleri”nde, 3-4 oda, geniş mutfak ve salon bulunuyor. Tarımsal sanayi, ormancılık ve seracılığın yapıldığı köyün en önemli gelir kaynaklarından biri de kaplıcalar. 2000 yılından beri sıcak suyu her alanda değerlendiren köyde, gerek süs gerek sofralık balık üretim çiftlikleri ile tedavi ve turistik amaçlı havuzlar, içinde su kaydıraklarının bile olduğu su parkları bulunuyor. Seralarda ise, gelişmiş yöntemlerle, çiçek ve süs bitkilerinden meyve ve sebzeye kadar her şey yetiştiriliyor.
PİYANO BİLE!
Yolları, yerleşimi, tarlaları, bahçeleri, kısacası “şehir” planlaması son derece düzenli olan köyde, büyük alışveriş merkezleri, spor sahaları, içeri girerken ayağınıza “galoş” denilen o mavi poşetlerden taktığınız tertemiz halılarla kaplı kültür-sanat ve gösteri merkezleri, parklar, restoranlar, dans ve müzik etkinlikleri için tasarlanmış yapılar, kısaca ne isterseniz var! Piyano bile!
SARS DÖNEMİNDE PEKİN’E DESTEK
Birçok ödül almış ve örnek köy olarak seçilmiş Nangong köylülerinin sağlık sigortası var. Hatta sağlık hizmetleri o kadar gelişmiş ve yeterli ki, SARS döneminde 3 bin kişilik Nangong köyü, 14 milyon nüfuslu Pekin’e sağlık hizmetleri konusunda destek olmuş.
60 KAT ARTAN KİŞİ BAŞI YILLIK GELİR
Pekin’e 30 kilometre diye burayı göstermelik bir köy zannetmeyin... Hâlâ okuma-yazma bilmeyen köylüler var ki, yetişkinler için okuma-yazma ve eğitim kursları düzenleniyor. Ama bunun yanında, bilgisayar kursları da var. “Yerden göğe değişim” öncesi kişi başına yıllık gelirin 200 yuan (25 dolar civarında) olduğu köyde, bugünkü yıllık gelir 12 bin yuan’a ulaşmış. Yıllık 200 yuan’a pek inanamadığım için bir yanlışlık olmasın diye tekrar tekrar sorduğum “aylık mı, yıllık mı” sorusundan bunalan çevirmen arkadaşım, en sonunda şöyle bir açıklama yaptı bana: “Bu rakam, Çin’de yiyeceğini kendi ektiğinden çıkaran sıradan köylüler için normal bir rakam.”
EN GÜZEL KÖY
Nangong’u gezip gördükten sonra, fikrimiz değişmedi. En güzel yine bizim köyümüz, bizim köylerimiz! Baştan bu kadar öznelliğe izin çıkarmıştık zaten... Ama Nangong köyünde de başka güzellikler görüyoruz, başka güzellikler öğreniyoruz. Bu kadar nesnellik de, gözü gören her insankızında olmalı...
kutu
2 BİN ÜNİVERSİTE MEZUNU GENÇ KÖYLERE!
Pekin Belediyesi’nin aldığı bir kararla, 2 bin üniversite mezunu genç, başkent Pekin çevresindeki köylerde muhtar yardımcısı olarak çalışacak. Üniversite mezunları arasında da işsizliğin yaygın olduğu Çin’de, birçok genç bu yeni uygulama için başvuru yaptı. Çinli nüfus uzmanları, üniversite mezunlarının köyde çalışmayı tercih etmesinin nedenini, son yıllarda yüksek okulların daha çok öğrenci almasına ve buna bağlı olarak mezun olan öğrenci sayısının artmasına bağlıyor. Çinli araştırmacılara göre bir diğer etken ise, köy ekonomisinin gelişmesiyle birlikte, kırsal bölgelerde nitelikli insana duyulan ihtiyacın artması.
İyi maaşlı bir işin yanı sıra, üç senelik bir dönemi kapsayan bu projenin gençler için bir başka cazibesi daha var: Pekinli kimliği. Üç sene boyunca köylerde çalışacak bu gençlere tercihli politika uygulanarak, Çinliler için önemli bir ayrıcalık sayılan Pekinli kimliği verilecek.
“Yeni sosyalist köy inşası” kapsamında Pekin çevresinde bu yıl uygulanmaya başlanacak bu karar, hem gençler hem de ilgili devlet kurumlarının yetkilileri tarafından birçok açıdan tartışılıyor. Köy ve köy yaşamı hakkında çok da fikir sahibi olmayan ve çoğunluğu şehirlerde yetişmiş olan bu gençler, köylere gittiğinde, kim kime ne öğretecek? Köylü mü üniversite mezununu eğitecek, yoksa üniversite mezunu mu köylüyü eğitecek? Dile getirilen bir başka sorun ise, gençlerin yetki alanı konusunda. Muhtar yardımcıları, Çin’deki adıyla “köy başkan yardımcıları” köylüler tarafından seçiliyor. Ancak bu uygulamayla bir anlamda seçilmek yerine atanan gençlerin yetkisi, hem köylüler hem de diğer köy önderleri tarafından ne kadar kabullenilecek? Köyün, muhtar ve parti temsilcisi gibi diğer yetkilileri, bu gençleri hangi alanlarda değerlendirecek, gençler bilgi ve niteliklerini hangi alanlarda ortaya koyacaklar?
Öte yandan, bu uygulamaya daha olumlu bakan uzmanlar, gençlerin köylüler ve dış dünya arasında bir köprü kurabileceğini, köyü dışarıda temsil edebileceğini ve girişimcilik anlamında köye yenilikler getirebileceğini savunuyorlar.
Bu uygulama ve Kültür Devrimi sırasında, gençlerin eğitim için köylere gönderilmesi arasında da karşılaştırmalar yapılıyor. Bir tartışma programı sunucusunun bu yönde bir soru yönelttiği üniversiteli genç kız, “Kültür Devrimi’nde gençlerde tutku vardı, bizde de var” şeklinde bir yanıt verdi. Ancak, birçok genç ve yetkili, bugünkü koşulların ve gençlerin köyde çalışmaya sıcak bakmasının nedenlerinin Kültür Devrimi döneminden daha farklı olduğunu dile getiriyor. Temel gerekçe ise, piyasa ekonomisinden dolayı artık iş bulmanın üniversite mezunları için bile daha zor olmasına dayanıyor.