İşçi Partisi Merkez Yürütme Kurulu, 15 Eylül 2007 günü İstanbul’da toplandı; durumu tahlil etti ve özellikle önümüzdeki zor dönemin maddî olanak ve araçlarını oluşturmak için gerekli önlemleri ve örgütsel düzenlemeleri kararlaştırdı. Genel Başkan Doğu Perinçek, yayınladığımız genelgeyle, MYK kararına zemin oluşturan durum tahlilini özetliyor ve görevleri açıklıyor. Genelgeyi milletimizin ve halk önderlerinin değerlendirmesine sunuyoruz.
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in Parti Örgütlerine Genelgesi
Partimizi ve Milletimizi
Zor Dönemin Görevlerine Hazırlamak
15 Eylül 2007
İşçi Partisi Merkez Yürütme Kurulu, 15 Eylül 2007 günü İstanbul’da toplandı; durumu tahlil etti ve özellikle önümüzdeki zor dönemin maddî olanak ve araçlarını oluşturmak için gerekli önlemleri ve örgütsel düzenlemeleri kararlaştırdı. Dış savaşlar ve bağlantılı iç hesaplaşmaları kapsayan önümüzdeki süreçlerin anahtar kavramı, zorlukları yenmek ve devrimci çözümleri hayata geçirmektir.
İşçi Partisi Merkez Yürütme Kurulu’nun kararına zemin oluşturan durum tahlilini, genel ve güncel görevleri Partimizin ve Türk milletinin bilgisine ve değerlendirmesine sunuyorum.
I
DURUM
1. Turuncu Karşıdevrim
22 Temmuz 2007, Türkiye tarihinde bir dönüm noktasıdır. Turuncu Karşıdevrim gerçekleşmiştir. ABD güdümlü Mafya-Tarikat güçleri, devlet kurumlarını büyük ölçüde denetim altına almışlardır. Orduyu ele geçirememeleri onların tarihsel problemidir. Yargıda ve üniversitede de bazı direnme odakları görülmektedir. Komuta kademesi ve devlet içindeki diğer direnme odakları, Atlantik döneminden kalan ABD ilişkileri ve Kemalist Devrimcilikteki erozyon nedeniyle bulanıklık içindedir. Ordu’nun Kemalist Devrim mevzisinde tutarlı bir tavır içine girmesi kaçınılmazdır. Önümüzdeki süreç Ordu’yu vatan savunması görevinde kararlı olmaya zorlayacaktır. Bu süreçte İşçi Partisi’nin millete önderlik görevini yerine getirmesi belirleyicidir.
2. İçte ve dışta hesaplaşma
ABD dışardan, Haçlı irtica ve bölücü terör içerden Türkiye’yi bir hesaplaşmaya zorlamaktadır. ABD’nin İran’a hava saldırısı hazırlıkları yanında, Kuzey Irak ve Kıbrıs üzerinden yönelttiği silahlı tehdit ve içerdeki tehdit unsurlarını ateşe sürmesi, hesaplaşmanın sıcak boyutlarına işaret etmektedir.
3. Anayasa çarpışmaları
AKP’nin Turuncu Karşıdevrim’i bir anayasa taslağı haline getirmesi de, Türkiye’nin hesaplaşma döneminin önemli bir olgusudur. Hakimiyeti ele geçiren mafya-tarikat güçleri, devlet aygıtının ve toplumun bütünüyle ABD’nin stratejik hedeflerine göre örgütlenmesi ve harekete geçirilmesi için, 1982 Anayasasının devamı olan Richmond Anayasası’nı dayatmaktadırlar. Kemalist Devrim’in güçleri de kendi devlet ve toplum projelerini yeniden milletin önüne koymak durumundadırlar. Partimiz, bu çalışmalara başlamıştır. Turuncu Karşıdevrim ile devrim arasındaki boy ölçüşme, devletin örgütlenmesi ve hukuk düzleminde de yaşanacaktır. AKP, 2007 Karşıdevrimi’nin anayasasını getiriyor. Biz de örneğin 2010 Devrimi’nin anayasasını milletimize sunacağız. Her iki anayasanın toplumsal dinamiklerini ve uluslararası dayanaklarını tahlil ettiğimiz zaman, onların anayasasının yürürlüğe giremeyeceğini veya yürürlükte kalamayacağını, bizim Kemalist Devrim’i tamamlama anayasamızın ise, Türkiye’nin 21. yüzyılına ışık tutacağı kesindir.
4. ABD ve Türkiye ekonomisinde şiddetlenen, çok boyutlu kriz koşulları
ABD ekonomisi şiddetli kriz işaretleri vermektedir. Türkiye ekonomisi ise iflas etmiştir; hacizle karşı karşıyadır ve serumla yaşatılmaktadır. Ankara’daki iktidar sahipleri ve sistemin muhalifleri, kendi aralarında “Türkiye’nin boynunun borç yükü nedeniyle satırın altında olduğunu” söyleyerek, teslimiyette uzlaşmış bulunmaktadırlar. Kaldı ki, Türkiye’nin krizi ekonomik boyutla sınırlı değildir. Hatta daha önemlisi, Türkiye’nin fiilen yerel yönetimler üzerinden parçalanmakta oluşu, Türk milletinin etnik grup ve cemaatlere bölünmesi, bölücü terörün ulaştığı boyutlar ve Haçlı irticanın zorbalık eğilimleri içine girmesidir. ABD’nin AKP yönetiminin önüne vatana ve millete ihanet görevleri koyduğu ve bu görevlerin yerine getirilmesini bir takvime bağladığı görülmektedir. Zaman yalnız bizim için değil, ABD ve AKP yönetimi için de dardır. En son ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Nicholas Burns’ün Türkiye ziyareti, AKP’nin önüne konan yeni görevler buna işaret etmektedir.
5. Kitle hareketinin yeniden yükselişi
2007 baharında Cumhuriyet mitingleriyle doruğa yükselen kitle hareketi, geri çekilmiştir. Ancak kitle hareketinin yükselişi kaçınılmazdır. Bütün mesele, kitle hareketine hangi örgütlü gücün yön vereceğidir. Partimiz, önümüzdeki dönemin özelliklerini dikkate alarak bu göreve hazırlanmak durumundadır.
6. Türkiye ya devrim ya ölüm seçenekleriyle karşı karşıya
Varolan koşullarda bugünkü ABD güdümlü mafya-tarikat rejimiyle vatanımızı parçalanmaktan ve milleti bölünmekten kurtarma, ekonomik iflasa çözüm bulma ve bir süre sonra gündeme gelecek halkın karnını doyurma sorunlarına çare yoktur. Türkiye, vatanını savunabilmek ve milletini birleştirebilmek için, devrim yapmak zorunda kalacağı koşullara gitmektedir. Mustafa Kemal Paşa’nın Kurtuluş Savaşı başındaki “Ya istiklâl ya ölüm” parolası, bugün de geçerlidir ve bu parola, aynı zamanda “Ya devrim ya ölüm” anlamına gelmektedir. Çünkü istiklâlin Turuncu Karşıdevrimden sonra devrim dışında bir yoldan elde edilmesi olanağı bulunmuyor.
II
GENEL GÖREV: DEVRİMİN ARAÇLARINI İNŞA ETMEK
Milletimizin ve Partimizin önündeki zorlu dönemin genel görevleri dört maddede özetlenebilir:
1. PARTİ’nin millete önderlik görevini yerine getirebileceği bir kuvvete ve örgütlenme düzeyine ulaştırılması.
2. TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ’nin Kemalist Devrim’i tamamlama mevzisinde tutarlı ve kararlı bir konuma yerleşmesi.
3. MİLLETİN VATAN SAVUNMASI CEPHESİ’nde birleştirilmesi.
4. VATANSEVER MEDYA’nın halkı aydınlatma, milleti birleştirme ve seferber etmedeki görevlerini yerine getirebilmesi için güçlendirilmesi ve etkin kılınması.
III
GÜNCEL GÖREV: PARTİYİ ZOR DÖNEME HAZIRLAMAK
1. Parti’yi güçlendirmek ve örgütlemek
Şu anda kitle hareketi durgundur, fakat canlanacaktır. Partimizi yükselecek halk hareketine önderlik edebilecek bilinç ve ruh haline, örgütlenme düzeyine ve yeterli güce ulaştırmak, önümüzdeki kısa sürenin birincil görevdir.
2. Tutulacak halka: Aydınlık ulaştır, üye yap, örgütle (görev ver), ödenti al, iş ver
Aydınlık dergisi, bugün milletin önder kesimlerine önümüzdeki zor dönemin görevlerini kavratan biricik yazılı basın organıdır. Ancak Aydınlık, yalnız halk önderlerini aydınlatma ve bilgilendirme aracı değildir; aynı zamanda bir örgütleme ve seferber etme aracıdır. Şu an Aydınlık dergisinin örgütleyici işlevi önceliklidir. Her örgütümüz, merkezi örgütler, il ve ilçe örgütleri, belde örgütleri ve temel örgütler:
- Bulundukları alandaki kitle önderlerini saptayacak,
- Kitle önderlerine Aydınlık okutacak, onlarla siyasal ilişkiye girecek, zor dönemin görevlerini kavratacak;
- Kitle önderlerini biricik esas göreve, Partili olmaya davet edecek ve ikna edecek, Parti üyesi yapacak;
- Parti’nin yeni ve eski üyelerine görev verecek, onları Parti örgütünün mücadele ihtiyaçlarına ve üyenin yeteneğine uygun bir görevine yerleştirecek,
- Partinin eski ve yeni üyelerinin önlerine iş koyacak ve işi denetleyecek;
- Eski örgütleri gözden geçirip pekiştirecek, yeni örgütler kuracak;
- Eski ve yeni üyelerin örgütlü olmalarının gereği ve şartı olarak ödenti vermeleri sağlanacaktır.
Üye yapmak ile örgütlemeyi ayrı maddeler halinde saymamızın nedeni, Partimizin önemli bir üye kitlesinin Parti örgütünde görevlendirilmemiş olmasıdır. Üye yapmak örgütlemek için yetmiyor, üyeye Parti örgütünde somut bir görev ve mücadelenin ihtiyacına uygun işler verilecektir. Görev, yönetici görev de olabilir; en azından temel örgüt üyeliğidir.
3. Parti’nin inşasında hedef kitle: 300 bin kitle önderi
Partimiz, bir öncü partidir. Üyelerimiz, esas olarak öncülerden oluşur. Mahalle ve köy muhtarlarından kitle örgütü yöneticilerine, sendika yöneticilerinden meslek odası yöneticilerine, halkın güvendiği yerel önderlerden seçkin aydın, sanatçı ve siyasetçilere kadar, halka önderlik edecek veya özel görevler yerine getirecek her yurttaş, öncü adayıdır. Gerçek öncü, halk önderlerinin partide örgütlenmiş kesimidir. Bir kitle önderi, parti örgütüne katılarak öncüleşir. Parti’nin öncü çekirdeğinin çevresinde yine sıradan yurttaşlardan oluşan bir üye kitlesi bulunabilir. Ancak öncü çekirdek güçlü değilse, Parti görevlerini yapamaz ve amaçlarına ulaşamaz.
Bugün Partimizin kağıt üzerindeki üye sayısı 56 bin’dir. Ancak bu üyelerin ancak 10 bini öncü nitelikleri taşımaktadır.
Türkiye’de 300 bin kadar vatansever halk önderi bulunduğu varsayılabilir. Bu 300 bin önderin Partimizde toplanması, Türkiye’yi kurtaracak örgütlü siyasal gücün oluşması anlamına gelmektedir.
Partimizin örgütlenmedeki uzun vadeli hedefi, 300 bin halk önderini üye yapmak, örgütlemek, örgütte görevlendirmektir. Bu nedenle örgütlenme politikalarımız, kitle önderlerini örgütlemeye yönelik olacaktır. Sıradan, kenarda köşede kalmış insanların değil, öncelikle 300 bin halk önderinin kazanılması esas alınacaktır. Somut olarak 2007 yılı baharındaki büyük mitinglere katılıma önderlik eden ileri yurttaşlar, 300 bin halk önderinin önemli bir kesimini oluşturmaktadırlar. Partimiz programını ve mücadelemizi beğenmeleri de dikkate alınırsa, bu halk önderlerinin örgütlenmesi koşulları vardır.
4. Birinci hedef: Öncü çekirdeği 10 binden 20 bine yükseltmek
Bugün birinci hedefimiz, Partimizin öncü adına layık örgütlü üye sayısını 10 binden 20 bine çıkarmaktır. Bunun koşulları vardır. 22 Temmuz 2007, bir yönüyle vatansever kitle içinde bir düş kırıklığına neden olmuş; ancak önemsiz sayılamayacak bir kesimde ise sorumluluk duygusunu güçlendirmiş, fedakarlık ve hırsı kamçılamıştır. İşte bugün örgütlenmede öncülük vereceğimiz kesim budur.
5. Yeni kadro ihtiyacını esas olarak partimizin dışından karşılamak
7. Genel Kongremizde kabul ettiğimiz Yeniden Örgütlenme Seferberliği’nde, Partimizin yeni kadro ihtiyacını esas olarak Partimizin dışından sağlayacağımızı belirlemiştik. Şu an Partimize üye olmayan Türkiye çapında 300 bin halk önderi, Partimizin esas kadro kaynağıdır. Zor dönemin halk hareketine önderlik edebilmek için, Partimiz dışındaki kitle önderlerini üye yapıp görevlendirmek biricik çözümdür.
6. Aydınlık’ı örgütlenme ve kadro kazanmada başlıca araç olarak değerlendirmek
Halk önderlerine ulaşma, onları üyeliğe kazanma ve örgütlemede, Aydınlık en önemli aracımızdır. Ulusal Kanal geniş kitleleri Partinin siyasal etki alanına çekmekte, Aydınlık ise o geniş kitle içinden Parti için kadro yetiştirmektedir. Bu nedenle büyümek, örgütlenmek, kadro yetiştirmek için, Aydınlık dağıtım ve satışına özel bir önem vereceğiz.
22 Temmuz’dan sonra kitle önderlerinin zihninde bulanıklıklar oluşmuş ve bu olgu moralleri de olumsuz etkilemiştir. Aydınlık, güncel gelişmeleri işleyerek kafaları berraklaştırmakta ve başarının kaçınılmazlığını göstererek halk önderlerinin morallerini yükseltmektedir.
7. Öncü Gençlik’i güçlendirmek ve Parti yönetimlerini gençlerle kuvvetlendirmek
Zor dönem, gençliğin tarih sahnesine çıkacağı dönemdir. Bu nedenle her düzeydeki Parti örgütlerimiz, Öncü Gençlik’in güçlendirilmesine özel önem verecek, gençliğimizi anlayacak, gençliğe örgütün her kademeinde ve işte inisiyatif verecek ve örgütlerimizi gençlerimizle güçlendireceklerdir.
8. Öncü Kadın Merkez Yürütmesi’ni kadın kitlelerine yönelmek amacıyla yeniden örgütlemek
Cumhuriyet Mitingleri, kadının ilerici kitle hareketindeki belirleyici rolünü bir kez daha göstermiştir. Öncü Kadın Merkez Yürütmesi, bu tecrübeyi de değerlendirerek, önümüzdeki dönemin kitlelere önderlik görevini yerine getirmek için yeniden örgütlenecektir.
9. Kitle örgütlerinde vatansever önderliklerin oluşması için çalışmak
Sendikaların, meslek odalarının ve kitle örgütlerinin ABD ve AB denetiminden kurtarılması ve vatansever önderlikler oluşturulması için, bu örgütlerde çalışmayı yeniden örgütlemek ve başarı kazanmak durumundayız.
10. Günün ideolojik görevi: Milletimizin ve Partimizin kafasını ABD sisteminin sandığından kurtarmak
Her sistem kendi toplumunu yaratır. Sandığı toplumun önüne kim koyarsa, sandıktan genellikle o çıkar. Kemalist Devrim, kendi toplumunu kurmaktaydı. Ancak Türkiye’nin Küçük Amerika sürecine sokulmasıyla, 60 yılda bir Küçük Amerika toplumu da imal edildi. Bu nedenle 12 Eylül Anayasası ve Kenan Evren’in Cumhurbaşkanlığı 1982 yılında sandıktan yüzde 92 oyla çıktı. AKP yönetiminde gidilen sandıktan da sistem kendi çözümünü çıkardı. Bu çözüme yalnız AKP değil, artık Mecliste bulunan bölücülük ve sistemin parlamentodaki muhalefeti de dahildir.
Küçük Amerika sistemi, milletin egemenliğini ABD ve AB’ye devreden yönetimleri “milli irade” olarak gösterebilmektedir. Toplumun geniş kesimlerinin sistemin içinde bu tür yalanlara kanması olağandır. Sistemin bu ideolojik hegemonyasını kırmak için, halk önderlerinden başlayarak toplumu özgürleştirmek ve devrimcileştirmek, günün başlıca ideolojik görevidir.
11. Günün siyasal görevi: Halk hareketi içindeki ABD ve AB uzantılarını etkisizleştirmek
Cumhuriyet mitingleri ve MHP ile CHP’nin AKP’nin değirmenine su taşıyan uygulamaları, milletimize büyük tecrübeler kazandırmıştır. AKP’yi devirmek varken, Cumhuriyetçi cephe içindeki ABD uzantıları buna engel olmuş ve iktidarı AKP’ye teslim etmişlerdir. 22 Temmuz’dan sonra Abdullah Gül’ün seçilmesi ve AKP’nin iktidarını pekiştirmesi de, yine onlar sayesinde olmuştur. Bu tecrübelerden ders çıkarmak ve bu dersleri özellikle kitle önderlerine ve aynı zamanda bütün halka kavratmak, İşçi Partisi’nin görevidir.
Halk hareketinin birliği çok önemlidir. Ancak bu birliğin, halk hareketi içindeki ABD-AB partilerinin güdümünde kalması, sistemin başarısı olur. Halk hareketi, kesinlikle ABD ve AB denetiminden kurtarılmalıdır. Bu, hem doğru program meselesidir; hem de doğru örgütsel önderlik. Türkiye’nin önündeki büyük zorlukları yenmesi, ancak Milli Hükümet Programı’yla ve emperyalizmin güdümünde olmayan bir örgütsel önderlikle olabilir.
Partimiz, tarihi sorumluluğunu iyi kavramalıdır: Bu görevi yerine getirebilecek bir tek İşçi Partisi var. Bu durumda kendimize güvenmeliyiz ve halka İşçi Partisi önderliğinin zorunluluğunu ve kaçınılmazlığını kendi tecrübeleriyle göstermeliyiz.
12. Zor dönemde başarının şartı: Maddî olanak ve araçları büyütmek
Zor döneme girdiğimizi Parti olarak saptıyoruz; halk önderleri de görüyor. Milletin çoğunluğu ve hatta AKP’ye oy verenlerin çok önemli bir kesimi de bunun farkındadır.
Bu koşullarda, halk önderlerine ve milletin sorumluluk duyan kesimlerine önümüzdeki zorlukları anlatmak, bu zorlukları yenmek için bir bilinç ve kararlılık yaratmak dışında kolay bir çözüm yoktur.
Bu zorlukları çeşitli güçlere havale ederek kurtulacağımızı sananlar vardır ve büyük yanılgı içindedirler. Bu zorluklar öncelikle kararlı ve fedakar bir öncüyle ve aynı zamanda halkın fedakarlıklarıyla aşılacaktır. Atatürk’ün Sakarya Savaşı öncesinde Tekalüfi Milliye Kanunları’yla milletin fedakarlığına başvurması, milletine güvenen devrimci tutuma örnektir.
İşçi Partisi de, önümüzdeki dönemin zorluklarını aşmak için bu sorumluluğunu yerine getirmeye devam edecektir; başka çare yoktur.
Bu nedenlerle Partimiz, zor dönemin maddi araçlarını oluşturmak için, halk önderlerinin sorumluluğuna ve fedakarlığına başvurmakta çekingen olmayacaktır; cesur davranacaktır. Bu anlayışla Partimizin bütün örgütlerini seferber ederek,
Bir: Partimizin örgütlenme ve faaliyeti için gerekli maddî olanakları büyütmek ve sürekli kılmak gerekiyor.
İki: Ulusal Medya’nın sürekliliği ve daha etkin kılınması için gerekli maddi olanakların oluşturulması gerekiyor.