Görev bütün milleti uğursuz plana karşı birleştirmek, harekete geçirmek ve ayağa kaldırmaktır

Türkiye zor bir döneme girmiş bulunuyor. 11 Haziran’a göre bugün, çok daha olumsuz koşullar içindeyiz. Tarih, şimdi içine girdiğimiz dönemi “Fetret Dönemi” olarak kaydedecektir.
12 Haziran’da milletin önüne konan seçim sandığı, toplumumuzun etnik farklılıklar v...

Tarih:

Türkiye zor bir döneme girmiş bulunuyor. 11 Haziran’a göre bugün, çok daha olumsuz koşullar içindeyiz. Tarih, şimdi içine girdiğimiz dönemi “Fetret Dönemi” olarak kaydedecektir.
12 Haziran’da milletin önüne konan seçim sandığı, toplumumuzun etnik farklılıklar ve dinsel ayrılıklar temelinde bölünmüş olduğu gerçeğinin siyaseten tescil edilmesinden başka bir anlama gelmiyor.
12 Haziran’da kaybeden “Millet”; kazanan etnik aidiyet ve dinsel-mezhepsel kimlik bilinci olmuştur.
Toplumlar tarih içinde genel olarak ileriye doğru gider. Bu temel gerçek, zaman zaman toplumsal olarak geri doğru gidişlerin de olduğu gerçeğini değiştirmez.
12 Haziran’da Türk Toplumu tarih içinde Ortaçağ’a doğru geriye adım atmıştır.

SEÇİMİN GALİPLERİ
12 Haziran’da kazanan Amerika’dır. Sandığı koydu. Koşulları belirledi. Sonuçlar da dolayısı ile Amerika’nın eseridir.
Ve siyaseten kaderlerini Amerika’nın Bölgedeki varlığına bağlamış olanlar seçimleri kazanmıştır.
Birinci galip oy oranını 2007 seçimlerine göre üç puan, 2009 seçimlerine göre 11 puan artırmış olan AKP’dir.
AKP’nin kazanması BOP eşbaşkanlığının kazanmasıdır. Türk toplumunun Ortaçağ cenderesine girme yolunda kritik bir adım atması anlamına gelmektedir.
İkinci galip, PKK’dır.
PKK, birinci olarak YSK’nın bağımsız adaylarını veto etmesi üzerine kontrol ettiği kitleyi ayağa kaldırdı, Hükümete boyun eğdirdi ve iki gün içinde Yüksek Mahkeme’nin kararını geri aldırarak önemli bir güç merkezi olduğunu kanıtladı.
Sadece bu olay bile PKK’nın kitle desteğini önemli ölçüde artırdı.
36 bağımsız aday PKK’nın büyük başarısıdır. 2009 seçimlerinde yüzde 5.5 olan oyu bu seçimde yüzde 7’nin üzerine çıkmıştır.
Türkiye’nin etnik bakımdan parçalanması derinleşmiştir.
Kürt kökenli yurttaşlar nezdinde PKK, şimdi, düne göre başarıya çok daha yaklaşmış olan bir iktidar hareketidir.

HİTLERİN İKTİDAR YÜRÜYÜŞÜ
Durum, Hitler’in iktidar yürüyüşünü andırmaktadır. 1930’da yüzde 18 oy aldıktan iki yıl sonra kriz koşullarında oylarını yüzde 37’e yükseltmesi ve iktidar olduktan bir yıl sonra oyların yüzde 44’ünü alması, “sandığı koyanın sandıktan çıktığına” çarpıcı bir örnektir.
Hitler 1937 ve ya 38’lerde sandık koysaydı yüzde 90’lar gibi bir oy oranına ulaşacağı şüphesizdi.
AKP de benzer bir iktidar yürüyüşü gerçekleştirmiştir.
Ama Hitler emperyalist bir ülkenin başındaydı. O, ülkesini, dünya hakimiyeti rüyasını gerçekleştirmek amacıyla 2. Dünya savaşı felaketine sürükledi.
Tayyip Erdoğan ise Amerika ve Avrupa’ya bağımlı ezilen bir Dünya ülkesinin başında bulunuyor. Amerika’dan görev aldığını bizzat kendisi itiraf etmektedir.
Onun bütün yapabileceği Amerikan çıkarları doğrultusunda ülkesini felakete sürüklemektir.
Tehlikenin bizim tarihimizdeki adı; “Fetret” ya da “Mütareke” dönemidir. Ama aynı şekilde “Fetret” ya da “mütareke” dönemlerini, toplumumuzun büyük çıkışlarla aştığı da büyük tarihsel gerçeklerdir.

NEO OSMANLICILIK FELAKETİ
Şimdi 12 Haziran sonrasındayız.
Yanıbaşımızdaki Suriye’de akıl almaz gelişmeler yaşanıyor. AKP iktidarı alenen bu ülkedeki iç çatışmalarda taraf olmuştur. AKP, ABD adına “taraf”tır.
Dinsel ayrılıklardan kaynaklanıyor gibi görünen çatışmalar, her an etnik çatışmalarla başka bir düzleme kayabilir. Bu ülkedeki çatışmaların ABD patentli olduğu konusunda en ufak bir kuşku bulunmamaktadır.
ABD’nin patronluğunda “Neo Osmanlı” rüyaları görenler, Türkiye’yi büyük felaketlere sürüklemektedir.
Dört yıldır bu amaçla ülke içinde bir operasyon yürütülmektedir. Yurtseverler ile Türk Ordusu bundan dolayı hedef alınmıştır.
Şimdi 12 Haziran seçimlerinde alınan sonuçlardan sonra Tayyip Erdoğanlar daha büyük bir cüretle görevlerinin gereğini yapmaya başlayacaklardır.
Yeni Anayasa ile ulusal devletin tarihe havale edilmesi… Önlerindeki görev şimdi budur.

ÖNÜMÜZDEKİ GÖREV
Planları bugüne kadar işledi.
CHP ve MHP muhalefeti ile bu planın engellenemeyeceği bir kez daha ortaya çıktı. CHP ve MHP’ye verilen oylar, bu Partilere duyulan güvenden dolayı değil, AKP’nin ülkeyi sürüklemekte olduğu felaketi gören kitlenin çaresizliğinin sonucudur.
Unutulmaması gereken kritik nokta şudur:
Amerika ve işbirlikçilerinin çıkarına olan bu plan, Türkiye’nin; Türk ve Kürdüyle bütün milletimizin çıkarlarına taban tabana zıttır.
Şimdi görev bir kez daha bütün milleti bu uğursuz plana karşı birleştirmek, harekete geçirmek ve ayağa kaldırmaktır.
Cumhuriyet Güçbirliği, doğru programı ve doğru zeminde yürüttüğü mücadelesi ile içinde bulunduğumuz kör çıkmazdan kurtuluşun biricik adresidir.
Seçimde alınan sonuç bu gerçeği ortadan kaldırmıyor.
mbgultekin@ip.org.tr