Gelinen aşamada kamuculuk dışında insanlığı kurtaracak bir program bulunmuyor. Kamuculuk ise Marks demektir!

Türkcell, 19 Nisan günü İstanbul’da “Liderler Konferansı” düzenledi. Konuşmacı General Electric’in Genel Yönetmen’i (CEO diyorlar) Jack Welch. Konu: Serbest piyasa ekonomisi… Katılımcılar, Türk iş dünyasının önde gelenleri. Ünlü işadamı İshak Alaton, kapitaliz...

Tarih:

Türkcell, 19 Nisan günü İstanbul’da “Liderler Konferansı” düzenledi. Konuşmacı General Electric’in Genel Yönetmen’i (CEO diyorlar) Jack Welch. Konu: Serbest piyasa ekonomisi… Katılımcılar, Türk iş dünyasının önde gelenleri. Ünlü işadamı İshak Alaton, kapitalizmin insanlığı felakete sürüklediğini içeren kısa bir açıklama yapıyor ve ardından sorusunu soruyor:
“Adam Simith öldü sanırım. Çözüm için insanlığın Karl Marks’ı yeniden keşfetmesi mi gerekiyor?”
Durumu tam olarak anlatmak bakımından, Alaton’un sorusunun salondan çok yoğun bir alkış alığını da belirtelim.
Benzer sesler şimdi kapitalist dünyanın her tarafından sıkça duyulmaktadır. Elbette kapitalistlerin Marks’ı hatırlamaya başlamalarının bir nedeni vardır.

YANLIŞ
Öncelikle Alaton’un sorusunda bir yanlış ve bir doğrunun olduğunu belirterek konuya girelim. Yanlış şu: İnsanlık Karl Marks’ı hiçbir zaman unutmadı. Ölümünden bu yana geçen 130 yıl boyunca, Karl Marks fikirleri ile insanlığı sürekli etkilemiş ve yol göstermiştir.
Tüm dünya nüfusunun yaklaşık üçte birinin yaşadığı topraklarda Bilimsel Sosyalist programı savunan iktidarlar işbaşındadır. En az bir kadar nüfusun yaşadığı ülkelerde ise Bilimsel Sosyalizm, iktidar olmasa bile en önemli muhalefet hareketi durumundadır. Latin Amerika’da ise bilindiği gibi bugün sosyalizm rüzgârları esiyor.
Unutmak bir yana, Marks’ı rehber olarak kabul eden ülkelerin varlığı, Kapitalizmin insanlığı sürüklemekte olduğu ekonomideki büyük çöküşten dünyayı kurtarabilecek biricik seçenek olarak orta yerde duruyor.
Yarım yüzyıldır Batının ipine sarılarak var olan TUSİAD bile son günlerde, “Çin ile işbirliği yaparsak küresel krizi en az hasarla atlatabiliriz” demektedir.
Demek ki Marks’ın yeniden keşfedilmesi diye bir şey söz konusu değil. Marks, temsil ettiği fikirler ve o fikirlerin pratikteki sonuçları ile dünyamızın son 150 yılının en büyük gerçekliğidir.

DOĞRU
Öte yandan Alaton, çok önemli bir doğruya parmak bastı. Kapitalizm, gezegenimizi öyle bir yere getirdi ki bizzat kapitalistlerin bile, kendilerini kurtarmaları için Marks’ı hatırlamalarına ihtiyaçları vardır.
21. yüzyılın başında kapitalist dünyanın manzarası şöyledir:
Kapitalizm, üreten bir sistem olmaktan çıkmıştır. Üretenler kenarlara sürülmüş, mafya babaları, borsa simsarları, uyuşturucu tacirleri ve her türlü spekülatör, sistemin efendileri haline gelmiştir.
Bütün zenginlikleri elinde toplamış olan bir avuç asalak ile açlıkla yüzyüze olan yüzmilyonlar günümüzün acı gerçeğidir. Dünyanın gündeminde açların isyanı vardır.
Kapitalist toplumlar, çürümenin doruğundadır. Uyuşturucunun ve mafyanın esiri olan toplumlar ile bireyciliğin pençesinde, doğaya, topluma ve kendisine yabancılaşmış insanlar, kapitalist dünyanın büyük gerçeklikleridir.
Kapitalist metropollerdeki bir avuç asalağın sefahati için, Irak’ta, Afganistan’da milyonlar ölüme sürüklenmektedir. Sistem, her zamankinden daha fazla kanla beslenir hale gelmiştir.
Aşırı kâr hırsının yıkıma uğrattığı doğa. Ozon tabakası delinen atmosfer… Yok olan ormanlar. Küresel ısınma sonucu adım adım çölleşen dünya. Kapitalizmin elinde ölüme giden gezegenimiz.
Dünyamızın bu tablo içinde gideceği çok fazla bir mesafe yok. İşte İshak Alatonların feryadının nedeni budur. Konferans salonundaki diğer iş adamları da bu gerçeği teslim ettiklerini alkışları ile gösteriyorlar.

KAMUCULUK
Evet, Dünyamızın serbest piyasa ile gidebileceği bir yer yok. Ve şimdi, serbest piyasanın en azılı savunucuları bile düne kadar küfrettikleri; ekonomiye devlet müdahalesinden medet umar hale geldiler.
Bilindiği gibi ABD, piyasaya devamlı para sürerek serbest piyasaya güvenmediğini gösteriyor. Demek ki “görünmez el”, her derde deva değilmiş!
İngiltere, iflas eden en büyük bankalarından Northern Rock’u devletleştirdi.
Kamu sektörünün önemli rol oynadığı Çin, Hindistan ve Rusya gibi ülkelerin ekonomik bakımdan iyi durumda olmaları, devletçi politikaların, birçok kapitalist tarafından da kriz karşısında başvurulacak biricik çare olarak önerilmesine yol açıyor.
Bugün gelinen aşamada kamuculuk dışında insanlığı kurtaracak bir program bulunmuyor. Kamuculuk ise Marks demektir.

ZALİMLERE KARŞI İSYAN
“Eşitsiz ve dehşet verici bir dünya yaratan ve giderek vahşileşen bir borsa simsarları, spekülatörler ve mali haydutlar çetesiyle karşı karşıyayız. Buna bir son vermeliyiz”.
“Günün birinde aç insanlar zalimlere karşı ayaklanacaklar”.
Bu sözler Birleşmiş Milletler Gıda Hakkı Raportörü Jean Ziegler’e ait. Çıplak gerçeğin çarpıcı bir tasvirini görüyoruz burada.
Açların insanı, asalaklar için güvenli hiçbir yer bırakmayacak. Çünkü açlar, şimdi sadece uzak coğrafyalardaki ezilen halklar değil. Kapitalist metropollerde, o bir avuç asalağın hemen yanı başında bulunuyorlar.
Açların, daha adil ve yaşanılası bir dünya için; diğerlerinin ise, kendileriyle birlikte felaketin eşiğine getirdikleri gezegenimizin geleceği için Marks’a, her zamankinden daha fazla ihtiyaçları var.
mbgultekin@i.org.tr