Geleceğin Dünyası ve Türkiye

İngiliz Bankası HSBC’nin CEO’su Michael Geoghegan, geçenlerde Hong Kong’da Amerikan Ticaret Odası’nda bir konuşma yaptı.
Konuşmada bir nokta hariç, yeni bir şey yok. Özetle diyor ki Geoghegan; “ Artık geri dönülemez bir noktaya geldik. G7’lerin devri geçti. Şimdi...

Tarih:

İngiliz Bankası HSBC’nin CEO’su Michael Geoghegan, geçenlerde Hong Kong’da Amerikan Ticaret Odası’nda bir konuşma yaptı.
Konuşmada bir nokta hariç, yeni bir şey yok. Özetle diyor ki Geoghegan; “ Artık geri dönülemez bir noktaya geldik. G7’lerin devri geçti. Şimdi oların yerini; Çin, Hindistan, Rusya, Brezilya, Endonezya, Meksika ve Türkiye gibi ülkeler alıyor.”
Türkiye hariç, diğer ülkeler ile ilgili olarak yapılan tespite katılmamak mümkün değil. Batı ekonomilerinden bağımsız politikalar izleyen, ulusal ekonomilerinin çıkarlarını esas alan bu ülkelerin, emperyalist ekonomilerin krize sürüklendiği günümüzde, yıldızları hızla parlıyor.
Bütün Batı ekonomilerinin küçüldüğü 2009 yılında Çin ekonomisi yüzde 8, Hindistan ekonomisi yüzde 6, Brezilya ekonomisi ise yüzde 5’e yakın büyüdü.
Çin, 2010’un ilk çeyreğindeki büyümesi ise yüzde 14.
Türkiye ise işbaşındaki işbirlikçilerin Batı güdümlü politikalarından dolayı açıklanan resmi rakamlara göre yüzde 5 küçüldü. (gerçek küçülme oranının bu rakamın çok üstünde olduğu konusunda oldukça yaygın bir kanaat vardır.)
Onun için Geoghegan’ın analizinden, Türkiye ile ilgili kısmı çıkarmak gerekiyor.
Ama gene de Türkiye konusunda yapılan tespit üzerinde durmak lazımdır. Türkiye, nasıl oluyor da geleceğin dünyasının parlayan yıldızları arasında sayılabilmektedir?

MADDİ KOŞULLAR
Öncelikle şunu söyleyelim: Türkiye, dünyada potansiyel olarak gelişme olanağına sahip ülkelerin başında gelmektedir.
Son altmış yıldır izlenen işbirlikçi politikalara rağmen dünyanın 17. büyük ekonomisine sahiptir.
Türkiye’nin sanayi altyapısı, 1930’larda ve ardından 1960’larda gerçekleştirilen hamlelerle oldukça gelişmiştir.
Bir ülkenin ekonomik gelişmesinde son derece önemli bir rol oynayan yetişmiş ve genç bir nüfusa sahip olmak açısından da Türkiye avantajlıdır.
Bor gibi stratejik bir madenin dünya rezervlerinin yüzde 70’inden fazlası Türkiye’dedir.
Tarımsal üretim açısından dünyanın kendi kendine yeterli sayılı ülkelerinden biriyiz.
Fındık, Kaysı, çekirdeksiz kuru üzüm vb. açısından dünya üretiminin tamamına yakınına Türkiye sahiptir.
Tarih, doğa ve deniz turizmi açısından Türkiye eşsizdir.
Bütün bu avantajlar düşünüldüğünde, Türkiye’nin geleceğin yıldızları arasında yer alma potansiyeline sahip olduğu söylenebilir. Bu bakımdan HSBC’nin CEO’su haklıdır.

HANDİKAPLAR
Ama Türkiye’nin büyük handikapları vardır:
Birinci olarak Türkiye’nin başında; varlığını, iktidarını ve geleceğini ABD emperyalizmine bağlamış olan bir iktidar bulunmaktadır.
İkinci olarak Amerika’nın beşinci kolu Fethullahçı Gladyo, devlet ve toplum içinde önemli mevziler ele geçirmiştir. Ülke ekonomisinin gelişmesinde en önemli etken olan bağımsız hareket etme yeteneği, Gladyo tarafından baltalanmıştır.
Ergenekon tertibi sadece belli kesimlerin tasfiyesi olarak ele alınamaz. Ergenekon tertibi Türkiye’nin bağımsız gelişme olanaklarının darbelenmesi anlamına gelmektedir.
Türkiye ekonomisi, yıllardır uygulanan neo liberal politikaların sonrasında tamamen sıcak paraya bağımlı hale gelmiştir. Tarım ve sanayi çökertilmiş, bankacılık sektörü önemli ölçüde, sigortacılık tamamen yabancıların eline geçmiştir.
Türkiye Avrupa Birliği’nin kapısına bağlıdır. Ne içeri alınmakta be de uzaklaşabilmektedir. Avrupa Birliği’nin kapısına bağlı olmak Türkiye’nin gelişme olanaklarını baltalamaktadır.
AB kapısına bağlı olmak ve ABD güdümünde bulunmanın sonucu olarak ulusal devletimiz dağılmakta ve millet olarak çözülmekteyiz. Yani ekonomik ve sosyal gelişmenin zemini ortadan kalkmaktadır.
Batı destekli bölücülük ve Haçlı İrtica, ulaşmış oldukları güç ve etkinlik ile Türkiye’nin elini kolunu bağlayan önemli güçler olarak sahnededirler.
İşte bütün bunlardan dolayı Türkiye’nin önünde çok ciddi engeller vardır.

GEORGEAN HAKLIDIR
Bu tablodan hareketle Türkiye ile ilgili olarak yapılabilecek gerçekçi değerlendirme şöyledir:
Türkiye’nin önünde iki yol vardır:
Türkiye, bir devrim yaparak ayak bağlarından kurtulabilir ve 21. yüzyılın dünyasının önder ve yıldız ülkelerinden biri olabilir.
Veya Türkiye, ayakbağlarının esiri olarak emperyalist senaryoların başarıyla uygulandığı bir ülke olacak, Yugoslavya ve Irak’ın kaderini yaşayacaktır. Bu durumda bırakalım geleceğin dünyasında önemli bir rol oynamayı, ayak altında kalan ülkelerden biri olacaktır.
Ama olacak olan şudur: Türkiye ayak bağlarından kurtulacaktır. Bunun ilk adımı olarak AKP iktidarından kurtulacak ve bir Milli Hükümet kurulacaktır.
Sonuç olarak Georgean haklıdır.
Türkiye, ayakbağlarından bir devrimle kurtulacak ve geleceğin yıldız ülkelerinden biri olacaktır.
mbgultekin@ip.org.tr