Aydınlık Dergisi Ankara İstihbarat Şefi Levent Ak 25 Nisan 2010 tarihli Aydınlık dergisine İşçi Partisi 8. Genel Kurultayı (Muhyettin Öksün Kurultayı) izlenimlerini yazdı.Ak'ın izlenimlerini aşağıda sunuyoruz.
Emperyalizm olanca vahşiliğiyle milli devletin tüm kalelerine saldırıyor. Buna karşı Cumhuriyet mitinglerinde ayağa kalkan yurtsever hareketle emekçi hareketi birleşiyor. Gün, Türkiye’nin devrimcilerinin sahneye çıkma günü. Türkiye bu hesaplaşmadan ya devrimle çıkacak ve milli hükümetini kuracak; ya da karşı devrim vatanımızı parçalayacak. İşte bu tespitler, İşçi Partisi 8’inci Olağan Muhyettin Öksün Kurultayı’nda yapıldı. Kurultay delegeleri yeni görevlerini kendileri belirledi: “Hepimiz birer Doğu Pekinçek’iz! Bağımsızlık için canımız feda, hakkımız helal olsun!”
90 yıl öncesinin manzara-i umumiyesi: Çökmekte olan imparatorluğa yedi düvel saldırıyor. İstanbul’daki iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin(işgalcilerin) siyasi emelleriyle tevhit etmiş, Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş. Bu ülkenin insanları o gün ya kaderine buyun eğip karşı devrim hareketiyle parçalanıp yok olacaktı ya da devrim yapacak ve yedi düveli ve işbirlikçilerini alt edecekti. Üçüncü bir seçenek yoktu. İşte Anadolu insanı o çaresizlikten o gün bir devrimle çıktı.
90 YIL SONRA YENİDEN OLUŞAN DEVRİM KOŞULLARI
Bugünün manzara-i umumiyesi: Batı emperyalizmi, 90 yıl öncesinin rövanşını alırcasına cumhuriyetin temeline saldırıyor. Yerli işbirlikçileriyle, cumhuriyetin ordusunu “terör örgütü” ilan ediyor, vatansever aydınları tutsak ediyor, mafyalaştırdığı ekonomiyle bu sularda gemisini yüzdürmeye çalışıyor. Faşizm anayasalarını aratmayacak Anayasa değişikliği dayatmaları ve hükümdarlık hevesinin göstergesi “başkanlık sistemi” çıkışları da yaşananların tuzu biberi…
İLK KURŞUNU HER ZAMAN VATANSEVERLER YİYECEK!
İşçi Partisi işte tam da bu koşullarda, Ankara Büyük Anadolu Oteli’nde 17-18 Nisan günlerinde 8’inci Olağan Kurultayı’nı (Muhyettin Öksün Kurultayı) gerçekleştirdi. İşçi Partisi Merkez Karar Kurulu’nun Kurultay’a sunduğu raporu konuşmasında özetleyen İşçi Partisi Genel Başkanvekili Mehmet Bedri Gültekin, İşçi Partisi’nin önünde duran görevleri şöyle tanımladı: “Emperyalizm, 90 yıl önce verdiğimiz savaşın rövanşını almaya çalışıyor. Böyle bir süreçte Doğu Perinçek’lerin tutuklanması kadar doğal hiçbir şey yoktur. Vatan saldırıya uğruyorsa, ilk kurşunu vatanseverler yiyeceklerdir. Hasan Tahsin, ilk kurşunu yemişti. Doğu Perinçek de ilk kurşunu yiyecek, hepimiz ilk kurşunu yiyeceğiz! Ama unutmayalım ki, Hasan Tahsin ilk kurşunu yemeden önce ilk kurşunu da atmıştı!”
ASIL ŞİMDİ “TEK YOL DEVRİM!”
80 öncesi sol hareketin içinde, yaşanan gelişmelere ilişkin olarak devrim koşullarının oluştuğu değerlendirmeleri yapılıyordu. Bu saptama “tek yol devrim” ifadesiyle sloganlaştırılıyordu. Konuşmasında bunu hatırlatan Gültekin, “O gün bu saptama havada kaldı. Çünkü koşullar oluşmamıştı. Ancak bugün devrim koşulları oluşmuştur! İşte bugün ‘Tek yol devrim’ diyebiliriz.”
MİLLİ HÜKÜMET İÇİN HALK HAREKETİNİN BAŞINA
Peki bu nasıl olacak? İşçi Partisi, yurdun dört bir yanından gelen 753 delegeyle işte bu soruya cevap aradı. Yalnızca delegelerle değil, bir o kadar sayıda katılımcıyla da 1500 kişilik salonu hınca hınç dolduran öncüler, Türkiye’nin çıkış yolunu enine boyuna tartıştılar. Delegeler arasında güneydoğudan gelen topraksız köylü de, Yatağan’dan gelen enerji işçisi de… İşçi delege de vardı, sanayici delege de… Müzisyen delege de vardı, emekli subay da!
Her delege, kendi tecrübelerini aktardı Kurultay’a. Ağalığa karşı ellerinde Türk bayraklarıyla direnen, feodalizme karşı mücadelede Muhyettin Öksün’leri şehit veren Cumhuriyet Köylülerinin seçilmiş muhtarı Mehmet Tanrıkulu, yalnızca yoksul Kürt köylüsünün değil, Türkiye’nin kurtuluş formülünü anlattı: “AKP iktidarı eliyle yürütülen bölünme projelerine karşı “Diyarbakır’ı BOP’a değil Türkiye’ye yıldız” yapacağız. Büyük dava uğruna can vermek, sonsuza kadar yaşamaktır. Bu ülkenin bağımsızlığı için kefenleri giyiyoruz. Ölümün üzerine cesaretle gideceğiz. Hepimiz birer Doğu Perinçek olacağız. Bu vatan bu bayrak hepimizin. Biz bunları kanla aldık, bunları bizden ancak kanla geri alabilirler.” Tanrıkulu’nun bu anlamlı ve bütünleştirici konuşması Kurultay’da hemen karşılığını buldu. Denizli’nin Çivril ilçesine bağlı Karabedirler köyünden Kurultay’a katılan delegeler, Karabedirler’in Diyarbakır’ın Bismil ilçesine bağlı Aslanoğlu köyüyle “Kardeş köy” ilan edilmesi için Kurultay Divanı’na başvurdu.
EMEKÇİLER KEFENLERİ GİYDİ!
İşçi Partisi Sendika Büro Başkanı Mehmet Akkaya, Tekel işçisinin 15 yıldır süren mücadelesine dikkat çekerek şunları söyledi: “Tekel işçisinin mücadelesi daha önce kamuoyunda bu kadar yankı uyandırmıyor, destek görmüyordu. Peki şimdi neden ses getirdi? Çünkü toplumda da hükümetle büyük bir hesaplaşma arzusu var. Bu mücadelenin büyüyeceğini görüyoruz. Partimizin doğru bir karar vermesi gerekiyor. Eğer bu düğümün çözümü emekçi hareketinden geçiyorsa parti tüm gövdesiyle bu mücadelenin içine girecek.
TEKEL KAHRAMANLARI GÖREV BAŞINDA!
78 günlük Ankara direnişinin kahramanlarından Bursalı Tekel işçisi Bilal Temiz, direniş sürecinde tanıştığı İşçi Partisi’ne katılarak “ekmek ve vatan mücadelesini” bir arada yürütmeye karar vermiş. Kongrede de delege. Tekel direnişi sırasında şeker hastalığını dahi yok sayıp açlık grevine yatan işçilerden biri. Temiz “şimdi İşçi Partisi saflarında Tam Bağımsız Türkiye için ölmeye hazırım” dedi.
Muğla delegesi, Yatağan Termik santrali işçisi Mutlu Akseki de, Tekel işçisinin yürüttüğü mücadelenin yol göstericiliğinde, daha büyük mücadelelerin yakın olduğuna dikkat çekti.
Tarihte eşi benzeri görülmemiş bir destana imza atan Tekel işçilerinin sayısının sadece 10 bin olduğunu hatırlatan Akseki, “enerji alanı özelleştiriliyor. 4-C belası 100 bin işçinin başında 100 bin kişi ayağa kalkacak. Biz Yatağan’da tıpkı Tekel işçileri gibi ‘Ölmek var dönmek yok’ diyerek direneceğiz.”
İLK GÖREV GÜÇLÜ 1 MAYIS!
İşçi Partisi Genel Başkanvekili Mehmet Bedri Gültekin Kurultay başlangıcında yaptığı konuşmada, İşçi Partisi’nin öncelikli görevinin yükselen emek hareketinin başına geçmek olduğuna özellikle vurgu yaptı. Gültekin, güçlü bir 1 Mayıs kutlamasının etkili bir 26 Mayıs Genel grevini de beraberinde getireceğinin altını çizdi.
Genel Başkan Yardımcısı Ferit İlsever de konuşmasını bu konu üzerine inşa etti. Bugünün en önemli görevinin 1 Mayıs’ın en güçlü şekilde kutlanmasına katkı sağlamak olduğunu kaydeden İlsever “hem 1 Mayıs, hem de 26 Mayıs için var gücümüzle çalışacağız. Tekel işçisinin yola çıkarken söylediği gibi ‘ölmek var dönmek yok!’ diyerek bu yola çıkmalıyız” diye konuştu.
Halk hareketinin nasıl başına geçileceği ve ne şekilde yükseltileceği aslında Kurultay
sırasında şekillenmeye başladı. Tekirdağ örgütü, 26 Mayıs’ın hemen öncesinde köylü kurultayları düzenleyerek üretici mücadelesinin emek mücadelesiyle birleştirilmesi; en azından bunun ilk adımlarının bu kurultaylarla başlatılması önerisini getirdi.
Niğde il örgütü ise bölgedeki üreticileri örgütleyerek 26 Mayıs’ta traktörlü eylem gerçekleştirmeyi taahhüt etti.
KÖYLÜLERİM BENİ, ASKERE UĞURLAR GİBİ ANKARA’YA GÖNDERDİ
Milli hükümet nasıl kurulacak? İşte bu sorunun cevabını Ahmet Demirel veriyor. Demirel Antalya’nın Köprülü Beldesi’nden. Kendi köyünün neredeyse tamamını partili yapmış Demirel. Civar köylerde de partiyi hızla büyütüyor. Anadolu insanının ruh halini, Ankara’ya bağladığı umutları Demirel kadar kimse özlü anlatamazdı her halde: “Köprülü’den yola çıkarken köylüler beni askere uğurlar gibi yolcu ettiler.”
“Ben rahatım!” diyor Demirel, “Ergenekon denen şey bizim oraya hiç vurmadı. Bizim köylünün derdi ekmek-aş! Ergenekon’un ne olduğunu millet biliyor, görüyor. Sizlere söz veriyorum, ilk belediye seçimlerini Köprülü’de biz kazanacağız.”
SENİN YIKILDIĞINI GÖRMEDEN ÖLMEK BANA HARAM OLSUN!
İşçi Partisi 8’inci Olağan Muheyttin Öksün Kurultayı’nda delegelerde gözlenebilen en dikkat çekici yönler ise özgüven ve kararlılıktı. Tekirdağ delegesi Emekli Binbaşı Zafer Şen “bugün fikir tartışma dönemi bitmiştir, artık iş tartışma zamanı” diye başladığı konuşmasında şunları vurguladı: “Ben askerlik görevime başlarken vatanı korumak için yemin ettim. Emekli olduktan sonra da yeminimi tutabilmek için, İşçi Partisi saflarına katıldım. Ey Emperyalizm, senin kahpe kurşunundan 26 yıllık askerliğim boyuna korkmadım! Şimdi senin zindanından mı korkacağım! Senin yıkıldığını görmeden ölmek bana haram olsun.”
HEM FEDA OLSUN HEM DE HEM HELAL OLSUN!
İktidara giden yolda en büyük görevler, İşçi Partili kadınlara ve gençlere düşüyor. Öncü Kadın Genel Başkanı Pınar Gül, İşçi Partili kadınların bu zor görevlere hazır olduğunun altını çizdiği konuşmasını şu sözlerle noktaladı: “Önümüzde duran devrimdir. Şimdi partimize ve Türk milletine söz veriyoruz: “Hem feda olsun hem de helal olsun!”
Öncü Gençlik Genel Başkanı Tunç Akkoç’un kürsüdeki kararlı duruşu “Türkiye’nin geleceği işte bu gençlere emanet edilir” dedirtecek türdendi. Öncü Gençlik’in kitle çalışması yürüttükçe büyüdüğünü, güç topladığını örneklerle anlatan Akkoç şunları söyledi: “Şimdi yeni görevler koyuyoruz önümüze. Ağabeylerimiz Hasan Yalçınlar, Halil Alkanlar, Bora Gözenler, Muhyettin Öksünler gibi kendimizi devrime feda edeceğiz”.
Akkoç’un bu sözlerinin ardından salonda alkış tufanı koptu.
Divan Başkanı Av. Erdoğan Özer, yaşça belki de salondakilerin en kıdemlisi Emekli Kurmay Albay Cemalettin Korkut’u konuşması için kürsüye davet ederken “Gençlik Temsilcisi” diye takdim etti. Korkut, “Ben fedai sözünü anamdan duymuştum. Sonra bir de Doğu Perinçek’ten duydum” dedi.
EMPERYALİZMDEN YENİ BÜYÜK BELALAR GELECEK!
Merkez Karar Kurulu’nun rapor taslağında ABD’nin Irak ve Afganistan’da yenilgiler aldığı saptamasının yer aldığına dikkat çeken DPT Eski uzmanı Haluk Dural, partiye şu uyarıyı da yapmayı ihmal etmedi: “Kapitalizmin içine düştüğü derin kriz, ABD’nin Irak ve Afganistan’da yenilmiş olması; bölgemizin, Türkiye’nin ABD belasından kolayca kurtulacağı anlamına gelmiyor. Kriz, emperyalist ABD’yi daha da saldırganlaştıracak. Buna göre mevzilenmemiz gerekiyor.”
Tekirdağ delegesi Namık Kemal Üniv. Öğr. Üyesi Füsun Ekmekyapar’ın da Kurultay’a bir başka uyarısı oldu. Konuşmasında, doğal kaynaklara yönelik artan emperyalist saldırıya dikkat çeken Ekmekyapar, bunlara karşı yürütülecek mücadelenin bağımsızlık mücadelesinin bir parçası olacağının altını çizdi. Ekmekyapar şöyle konuştu: “ABD şimdi bize, Sınıraşan Sular Sözleşmesi’ni imzalatmaya çalışıyor. Belki 10 yıl sonra kendi suyumuzu kullanmak için vergi öder hale getirileceğiz. Türkiyemizi, kalemizi savunurken bunları asla göz ardı etmemeliyiz.”
DOĞU PERİNÇEK: ARAMIZDA!
İşçi Partisi, ilk kez genel başkanından yoksun bir kurultay gerçekleştirdi. Ama Kurultay’da hangi delegenin gözüne bakarsanız bakın Perinçek’in gözlerindeki ışıltıyı görebiliyorsunuz.
İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Cengiz’in, Kurultay’ın ilk gününde Doğu Perinçek’in Silivri’den gönderdiği mesajı okurken, sözleri sık sık “biz haklıyız biz kazanacağız”, “ölmek var dönmek yok” ,“öncü cesur Doğu Perinçek” sloganlarıyla kesildi.
.
Kurultay’dan, Doğu Perinçek’in yanı sıra yine Silivri’de tutulan İşçi Partililer Nusret Senem, Hikmet Çiçek, Emcet Olcaytu, Deniz Yıldırım ve Ufuk Akkaya’ya selam gönderildi.
ULUSLAR ARASI DEVRİMCİ DAYANIŞMA
İşçi Partisi 8’inci Olağan Kurultayı’nın Avrupa’dan ve Amerika Kıtası’ndan konukları da vardı. Sırbistan Sosyalist Partisi Parti Meclisi üyesi Duşan Galiçiç, Türk halkıyla aynı kültürün birer parçası olduklarını vurguladığı konuşmasında “Doğu Perinçek’in özgürlüğü için sizinle ortak mücadele yürüteceğiz. Bunun için and içiyorum. Şunu hiç aklınızdan çıkarmayın: Avrupa’da ve Balkanlar’da sizin hiç tanımadığınız dostlarınız ve mücadele arkadaşlarınız var!” ifadelerini kullandı.
Meksika Emek Partisi Yürütme Kurulu Üyesi Guadalupe Gamboa Ortiz de yaptığı konuşmada “İşçi Partisi, kardeş partimizdir. Mücadelenizi selamlıyoruz” dedi.
Yabancı konuklar Kurultay’ın ardından Silivri’ye giderek Doğu Perinçek ve mücadele arkadaşlarının duruşmalarına katıldılar.
KATILANLAR, MESAJ GÖNDERENLER…
Kurultay’a katılan konuklar ve mesaj gönderenlerin yoğunluğu ve bileşimi de dikkat çekiciydi. CHP Merkez Yürütme Kurulu adına İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Dursun Akdemir, BCP MKK Üyesi Ayşen Sibel İnözü, Yeni Parti Genel Sekreteri Perran Gökçe, ADD Gençlik Kolları Genel Başkanı Öner Tanık, Tarım Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Şükrü Durmuş, Liman-İş Sendikası Genel Mali Sekreteri Önder Avcı, Tek-Gıda-İş Sendikası Ankara 2 No’lu Şube Başkanı Ali İhsan Çil, şube sekreteri Mustafa Gölgeç, Tek Gıda-İş Ankara 1 No’lu Şube Sekreteri Halim Özen, Birleşik Büro-İş Sendikası Genel Sekreteri Hasan Bulut, OLEYİS Eski Genel Başkanı Seyfettin Baş konuklardan bazılarıydı.
Demokrat Parti Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, Türk-iş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, Haber-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Akcan, Uluslar arası Avrasya Hareketi Başkanı Aleksanr Dugin, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti Sofya Büyükelçiliği, Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Şenal Sarıhan, Gülyalı Belediye Başkanı Talip Şen, CHP Ordu Merkez İlçe Başkanı Av. Atila Şahin, ADD Eski Genel Başkanı Av. Ertuğrul Kazancı, ADD Malatya Şube Başkanı Ali Ekber Tunçdemir de Kurultay’ı, gönderdikleri mesajlarla selamladılar.
İhtiyaç, halklarımızı ABD’ye karşı birleştirmek
Uluslararası Avrasya Hareketi Yüksek Konseyi Başkanı Aleksandr Gelyeviç Dugin de Kurultay’a mesaj gönderenler arasındaydı. Emperyalizmin bölgemizde yürüttüğü faaliyetlere karşı Türk halkına da büyük görevler düştüğüne vurgu yapan Dugin’in mesajında dikkat çeken ifadeler şunlar:
“Ciddi bölgesel bir güç merkezi olarak Türkiye’nin artan rolü, uluslar arası ilişkilerde kendi ortaklarına “kamçı ve kurabiye” metodunu uygulamaya alışmış olan Washington’u rahatsız etmektedir. Ancak Türkiye’nin siyasi figürlerinin bir dizi eylemleri, uluslar arası ilişkilerdeki bu tür asimetrikliklerin kısa sürede ortadan kalkacağı umudunu vermektedir. Umuyoruz ki ayrıca bu gelişmeler, iç siyasetteki duruma da etki edecek ve sosyal istikrarı sağlayacaktır. Şüphesiz bunun için hem ülkesini Washington’un uydusu olarak görmek istemeyen, hem de komşu devletlerle eşit ilişkiler temelinde bir dostluğu arzulayan halk kitlelerinin birliğine ve güçlendirilmesine ihtiyaç vardır. Hem Rusya hem de Uluslararası Avrasya Hareketi, Türkiye’nin Jeopolitik rolünün yükselmesinden ve ayrıca halklarımız arasındaki karşılıklı dostluk ilişkilerinin güçlendirilmesinden yanadır. Bunun hayata geçirilmesi için elimizden geleni yapacağız. Ayrıca Parti’nin lideri Doğu Perinçek’e desteğimi ve en kısa zamanda özgürlüğünü kazanması dileğimi ifade etmeme izin veriniz.
Perinçek’in liderliğinde yola devam
Genel Başkanlığa yeniden oy birliğiyle Doğu Perinçek'in seçildiği İşçi Partisi 8. Olağan Muhyettin Öksün Kurultayı'nda Merkez Karar Kurulu şu isimlerden oluştu:
Mehmet Bedri Gültekin, Nusret Senem, Mehmet Cengiz, Ferit İlsever, Semih Koray, Şule Perinçek, Ulaş Gencer, Mehmet Tanrıkulu, Serhan Bolluk, Tugay Şen, Yalçın Büyükdağlı, Hasan Basri Özbey, Ceyhan Mumcu, Yaşar Müjdeci, Ali Mercan, Mehmet Akaya, Servet Cömert, Tunç Akkoç, Cüneyt Akalın, Turhan Özlü, Deniz M. Yıldırım, Pınar Gül, Arslan Kılıç, Servet Bora, Bayram Yurtçiçek, Ceyhun İlsever, Utku Reyhan, Fikret Akfırat, Turhan İçli, Kamil Dede, Mutlu Akseki, Erkan Önsel, Haluk Dural, Bülent Esinoğlu, Bora Toran, Zafer Şen, Hüseyin Karanlık, Osman Bilge Kuruca, Muharrem Yerli, Erdoğan Özer, Ali Karşılayan,Meltem Dikmen, Bilal Şimşir, Tuncay Kireçkaya, Hıdır Hokka, Ekrem Azaklı, Gani Bayer, Gökhan Dikmen, Mustafa Güleç, Osman Yılmaz, Sefa Koçoğlu, Ümit Akkoyunlu, Osman Aydın Şahin, Fevzi Kurtuluş, Orhan Ayber, İlknur Kalan, Şefik Çakmak, Bekir Taşlıtepe, Arif Doğan, Yüksel Sarı, Hayati Asılyazıcı, Hüseyin Öztürk, Ayhan Sarıhan, İrfan Yalçın, Dursun Karadağ, Adnan Konukman, Nazan Dikmen, Cengiz Çakır, Esin Turhan, Kartal Demir, Niyazi Işık, Çağatay Keskinok
Merkez Karar Kurulu ilk toplantısını yaparak Merkez Yürütme Kurulu üyelerini belirledi. MYK'ya seçilen isimler şöyle;
Genel Başkan Vekilli Mehmet Bedri Gültekin,
Genel Sekreter Hasan Basri Özbey,
Genel Sayman Osman Yılmaz,
Genel Başkan Yardımcıları; E. Korgeneral Yaşar Müjdeci, Ferit İlsever, Av.Mehmet Cengiz, Prof. Dr. Semih Koray, Av.Ceyhan Mumcu, E. General Servet Cömert, Turhan Özlü, Bülent Esinoğlu, Erkan Önsel, Av. Tugay Şen, Bayram Yurtçiçek
İlk görev: ATA’yı ziyaret
İşçi Partisi 8. Olağan Kurultayı'nda seçilen yeni Merkez Karar Kurulu üyeleri, ilk görev olarak Anıtkabir'i ziyaret etti. İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin ve beraberindeki heyet Mozeleye çelenk bıraktı.
Gültekin, Anıtkabir özel defterine şunları yazdı:
“Büyük Önder Atatürk,
İşçi Partisi 8’inci Merkez Karar Kurulu olarak huzurunuzdayız. 2010 yılı Türkiye’sinde, senin Gençliğe Hitabe’nde belirttiğin koşullar ne yazık ki, gerçekleşmiş durumdadır. “Dahli ve harici bedhahlar, vatanın tersanelerine girmiş, kalelerini zapt etmiştir”. Hatta ‘daha da elim ve vahim olmak üzere” diye tasvir ettiğin durumu da, ülke ve millet olarak yaşıyoruz.
Bu koşullarda toplanan İşçi Partisi 8’inci Genel Kurultayı(Muhyettin Öksün Kurultayı); çare olarak ‘Milli Hükümet İçin Halk Hareketinin başına’ geçmeyi kararlaştırmıştır.
İşçi Partisi 8’inci Dönem Merkez Karar Kurulu olarak bizler, senin manevi huzurunda söz veriyoruz: Gerçekleşmesi uğruna bir ömür boyu mücadele ettiğin Tam Bağımsız ve Ortaçağ karanlığından kurtulmuş gerçekten demokratik Türkiye hedefine mutlaka ulaşacağız.
Bu amaçla, varlığımızı, Türk milletinin varlığına armağan etme karar ve azmindeyiz.”
İP Genel Başkanvekili M. Bedri Gültekin:
Yenilmez bir parti olduğumuzu kanıtladık,
şimdi sıra devrime geldi
İşçi Partisi Genel Başkanvekili Mehmet Bedri Gültekin’in kapsamlı bir durum değerlendirmesi yaptığı Kurultay açış konuşmasında öne çıkan ayrıntılar şöyleydi:
“Tekel işçisi 78 günlük direnişte ne giymişti: “kefen!” Biz 6’ncı kongrede ne demiştik: “kefenleri giydik…”. İşte biz sürecin, Türkiye’yi buraya getireceği tespitini yıllar önce yaptık!
Çözüm neden biziz?
1-Biz bu senaryoların sahneleneceğini yıllar öncesinden görmüştük. Cinayetlerin olacağını, tertiplerin yapılacağını görmüştük.
2-İşçi Partisi, AB kapısında teslimiyete karşı duran tek partidir. Çözümü gösteren tek parti durumundayız.
3-Halk hareketinin içindeyiz. Tekel işçisiyiz, Tariş işçisiyiz, yoksul Kürt köylüsüyüz, halk hareketinin partisiyiz.
4-İşçi Partisi, zor günlerin partisidir demiştik. Bunu kanıtladık. İP, bunca saldırıya karşı dağıldığı bir an bile olmadı. İşçi Partisi, lideri, liderliği, kadroları, örgütü ve yarattığı olanakları devrimci çıkışa öncülük edecektir.
Şu anda biz tarihi bir eşikte duruyoruz. Geride bıraktığımız 2 yıllık sürede “saldırılara karşı ayakta durabileceğimizi kanıtladık” halkın öncüleri de 2 yıl boyunca bizi izlediler. Onları partimize katmak için şimdi bütün şartlar hazır. 2010 yılında İşçi Partisi’ni bir misli büyütmek için tüm koşullar uygundur. Şimdi önümüzdeki görev budur. Örgütsüz bir üyemiz dâhi kalmayacak.
GÖREVLERİMİZ…
Temel sloganımız “milli hükümet için halk hareketinin başına”. İşte bu sloganın gereğini hayata geçireceğiz. Bölünme planına karşı Cumhuriyet Köyü örneğini çoğaltmamız lâzım.
Ergenekon tertibine karşı mücadelemiz sürecek. Doğu Perinçek’in özgürlüğü Türkiye’nin özgürlüğüdür. Doğu Perinçeklerin özgürleşmesi Türkiye’ye karşı kurulan tuzakların boşa çıkması olacaktır.
ERDOĞANLARIN İKTADARINDA ADİL SEÇİM BEKLENEMEZ!
Tayip Erdoğan’ın başbakanlığında bir seçime gitmek o seçimden bir sonuç beklemek aymazlıktır. Her türlü hileyi yapacaklardır. Onun için, ancak Erdoğan hükümetinin yıkılmasının ardından yapılacak bir seçim adil bir seçim olabilir. Erdoğan hükümeti gayrimeşrudur. Erdoğan’ın başbakanlık koltuğuna oturtuluş süreci, eşbaşkanlık itirafları, AKP’nin Cumhuriyet karşıtı faaliyetlerin odağı olduğunu hükme bağlayan Anayasa Mahkemesi Kararı, bunun kanıtlarıdır. İşte bu nedenlerle AKP iktidarı yıkılmalıdır.
Biz bu mücadeleyi kazanacağız. Çünkü İşçi Partisi, Hasan Yalçınların, Suphi Karamanların, Halil Alkanların, Uçgun Gerayların, Bora Gözenlerin, Muhyettin Öksünlerin partisidir. Bu parti yenilmez bir partidir. Ve şimdi bizim yeni Muhyettin Öksünlere ihtiyacımız var.
KURULTAY KARARLARI
İşçi Partisi Merkez Karar kurulu’nun hazırladığı ve ortaya çıkan devrim koşullarında parti örgütlerini daha da “devrimcileştirmek, emekçileştirmek ve büyütmek” hedeflerini Kurultay’ın önüne koyduğu rapor taslağı, Kurultay’ca kabul edildi.
Kurultay’da ayrıca, 2008 yılında yüzlerce öncünün imzasıyla hazırlanan Milli Anayasa Bildirgesi, 25 Kasım 1999 tarihinde İP Merkez Komitesi tarafından alınan “Devletin Yeniden Yapılandırılması Üzerine” başlıklı karar, 21 Haziran 2007 günü İP Merkez Karar Kurulu’nca belirlenen “İşçi Partisi’nin Yurtta Barış Ortadoğu’da Barış Programı, İşçi Partisi’nin 9 Mayıs 2005’te Irak Türkmen liderleriyle birlikte yayınladığı “Türkiye’nin Milli Kuvvetlerinin ve Irak Türkmen Örgütlerinin Ortak Beyannamesi”, Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun 78’inci yıldönümü nedeniyle yayınlanan “İşçi Partisi Merkez Komitesi’nin İlköğretimden Üniversite Sonuna Kadar Türkçe Eğitim ve Öğretim Kararı”, ayrı ayrı oylanarak kurultay kararı haline getirildi.
İZLENİM…
İşçi Partisi saflarına yeni katılan ilahiyatçı Yusuf Dülger, Kurultay’a ilişkin izlenimlerini kaleme aldı. Dülger’in izlenimlerini özetleyerek yayımlıyoruz:
Hukukçu, eğitimci, araştırmacı, asker, işçi, köylü her kesimden insan bir bütünlük ve uyum içerisinde, iki gün, bıkmadan ve yorulmadan bu Kurultayda konuştu, dinledi, tartıştı. Kurultayı izlerken bazen tarih, bazen coğrafya, bazen toplum bilimi, bazen yurttaşlık bilgisi derslerini dinledim, yeni bilgiler edindim. Kurultay salonu iki gün boyunca, bir eğitim-öğretim alanı oldu, Sayın Doğu Perincek’in bilge kişiliğiyle bütünleşmişti; “Perinçek okulu/ekolu” oldu.
DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN YAŞANDIĞI PARTİ
Şimdiye kadar birçok partinin kurultaylarını izledim. Gündemlerin, “görüşler- dilek ve temenniler” gibi maddelerinde, partililerin yeterince konuşturulmadıklarına, eleştirel konuşma yapanların, düşünce üretenlerin susturulduklarına, genel başkanlığa yeni aday olanların dövülüp kovulduklarına tanık oldum. İşçi Partisi’nin bu kurultayında insanlık ve demokrasi düşmanı tavırlar yoktu. İsteyen istediğini konuştu. Yöneticiler eleştirildi, alternatif öneriler sunuldu. Divan ve mevcut yönetim bu eleştirileri olgunlukla karşıladı; bir sonraki kurultayda, “herkese söz verebilmek için” kurultay sürecinin en az üç gün yapılacağı sözü verildi. Hatırlayınız, birçok siyasi parti kurultaylarında birkaç kişi usulen konuştuktan sonra bir “yeterlilik önergesi” verilir, insanlar konuşturulmadan, düşünceleri alınmadan kurultay sonlandırılır. İşçi Partisi, “demokrasi ve düşünce özgürlüğü” konusunda diğer partilere bu açıdan çok güzel bir örnektir.
Kurultay konuşmalarında ilgimi çeken bir başka husus, yetişkinlerin yanında gençlerin de söz almaları, düşünce üretmeleridir. İP bu açıdan bakınca umut verici, sürekli, yenilenmeci bir parti özelliğini taşıyor.
BASKILAR YURTSEVERLERİ YILDIRMAZ
Ergenekon tertibiyle her türlü iftiralara, en ağır baskı ve işkencelere uğrayan İşçi Partisi Atatürk devrimine sahip çıkacağını bu kurultayda korkmadan, dost/düşman herkese duyurmuştur. Özgürlük ve ulusal egemenlik savaşında hep savunma hatlarını tutan İşçi Partisi bu kurultayda bir hamle yaptı:
“Sürekli savunma yapmak yerine taarruza geçme kararını” aldı.
Bu çok önemli bir hamledir. Bu hamlede, yurt ve ulusunun bölünmez bütünlüğünü savunan herkesin İşçi Partisi’ni yalnız bırakma hakkı yoktur. Artık herkesin bu taarruza katılma görevi vardır. Çünkü savunulmayan, düşmanı püskürtmek için taarruz edilmeyen kale düşer. Sonra bu ülke yalnız İşçi Partililerin değildir, herkesindir.
Bakmayalım bugün sayı ve servet olarak büyük sanılan partilerin çalımlarına! Büyük sandığımız partilerin çoğu bugüne kadar Türkiye’yi küçülttüler. Küçültülen Türkiye’yi İşçi Partisi büyütecektir.
Öyleyse: Yaşasın İşçi Partisi!