CHP’de “isyan” falan yok. Hepsi esir, susturulmuş. Sadece itiraz eden birkaç yurtsever var. CHP 47’lerden sonra sosyal demokrasiyle sisteme hapsedildi. Sosyal demokrasi zaten kapitalist sistemin solu teslim aldığı bir hapishaneydi. Bizde de öyle oldu. Altı Ok’u “Babaannemizin resmi” gibi duvara astılar, Y -CHP’yi ilan ettiler. Turgut Özal’lardan sonra ise, Mafya sisteminin esiri oldular. Bu yüzden bugün FETÖ’ye meydanlarda alkış yağdırıyorlar. HDP’yi Meclis’e sokup, PKK’ya operasyonlara karşı çıkıyorlar. Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ), tüylerini diken diken ediyor. ABD emperyalizmine toz kondurmuyorlar. Bekliyorlar ki, efendileri Tayyip Erdoğan’ı devirsin de iktidar yolları açılsın.
Y -CHP’nin değişmesi sistemin değişmesine bağlıdır. Sistemi, onun parçası olduktan sonra, içeriden değiştirebilir misiniz. Sistemi içeriden ne kadar değiştirirseniz, CHP’yi de o kadar değiştirirsiniz. Boş kağıda imzalar, yedek milletvekili ve disiplin kurulu tehditleri sadece AKP MHP için değil, CHP milletvekilleri için de geçerlidir.
ÖNCÜ, MÜCADELE EDER
Sistem de, içindeki unsurları da değişecekse, sadece dışarıdan değişir. Mafya sisteminin dışındaki güçlü öncü, mücadele eder, nesnel zeminin de izin vermesiyle değiştirir. Görmüyor musunuz; 34 kez BOP Eşbaşkanlığını ilan eden Tayyip Erdoğan, nereden nereye geldi. Bugün gerçek yurtseverin görevi, evinde köşeye çekilip, boş hayallerle CHP’de Altı Ok’un yeniden doğmasını beklemek yerine, öncü partide görev alıp onu güçlendirmektir. CHP yarın değişecekse de böyle değişir.