FINDIKTA DÖNEN OYUNLAR

AKP Hükümeti 14 Temmuz günü yeni fındık politikasını açıkladı. Buna göre TMO bundan sonra fındık alımı yapmayacak. Fındık alım satımı tamamen serbest piyasada gerçekleşecek.
Eğimi yüzde 6’dan aşağı olan araziler ile rakımı 750 metreden yüksek olan yerlerde ...

Tarih:

AKP Hükümeti 14 Temmuz günü yeni fındık politikasını açıkladı. Buna göre TMO bundan sonra fındık alımı yapmayacak. Fındık alım satımı tamamen serbest piyasada gerçekleşecek.
Eğimi yüzde 6’dan aşağı olan araziler ile rakımı 750 metreden yüksek olan yerlerde fındık bahçesi olmayacak. Bu şekilde 640 bin hektar olan fındık alanı, 400 bin hektara çekilecek.
Hükümet, bu politikasını hayata geçirmek için 2010 yılından başlayarak 3 yıl boyunca dekar başına 150 Tl destekte bulunacak. Aynı şekilde alternatif ürüne geçecek olanlar da teşvik edilecek.
AKP, açıkladığı bu tedbirlerin “Devrim” olduğunu söyledi. Konuyu yakından izleyen herkes, uzmanlar, üretici örgütleri ve üreticiler ise gelişmeyi “Devrim” değil ihanet olarak değerlendirdiler.
Önce Fındıkta durumun ne olduğuna bakalım:

RAKİPSİZ ÜRETİCİ
Türkiye, Dünya fındık üretiminin yüzde 80’nine yakınını üretiyor. Öte yandan Dünya fındık ticaretinin yaklaşık yüzde 85’ini de Türkiye gerçekleştiriyor.
Türkiye dışında fındık üreten ülkeler Yunanistan, İtalya, İspanya ve Portekiz’dir. Avrupa Birliği bu ülkelerdeki fındık üreticilerini desteklemektedir.
Türkiye Fındık’ta, dünya tekeli durumundadır. Dolaysıyla fiyatı istediği gibi belirleme olanağına sahiptir. Buna rağmen dünya fındık fiyatları Türkiye’de değil, Avrupalı alıcıların oluşturduğu Hamburg borsasında belirlenir.
Türkiye 2008 yılında fındık ihracından 2 milyar dolar kazanmıştır.
400 bine yakın aile geçimine fındıktan sağlamaktadır ki bu 2 milyon nüfus demektir. Öte yandan Karadeniz Bölgemizde yaşayan 8 milyon kişi, çeşitli ölçülerde fındığın ana unsuru olduğu ekonomik refahtan yararlanmaktadır.
Türkiye’de yıllık ortalama 650 bin ton fındık üretilmektedir. Gene bu üretimin yaklaşık 600 bin tonu ihraç edilmekte ve içerde tüketilmektedir. Artan 50 – 100 bin ton ise depolanmakta ve yokluk yıllarında değerlendirilmektedir.
Ve dünyada fındık tüketimi yıllar içinde giderek artmaktadır.
Kısacası Türkiye’nin elinde kalan fındık yoktur. Ciddi anlamda böyle bir sorun olmamasına rağmen AKP İktidarının “Fazla üretim var. Üretimi düşürmeliyiz. Devlet piyasadan çekilmeli” demesini ve bu görüşüne uygun olarak yaptığı son düzenlemeyi nasıl anlamalıyız?

FINDIK TÜCCARLARI
Dünya fındık fiyatı, belirttiğimiz gibi Hamburg Borsası’nda Avrupalı alıcılar tarafından belirleniyor. Türkiye’nin fındık ihracatı ise aralarında Tayip Erdoğan’ın has adamı Cüneyt Zapsu’nun da bulunduğu bir avuç tüccar aracılığı ile gerçekleştiriliyor.
Bir avuç tüccar’ın oluşturduğu Fındık Tanıtım Grubu 30 Haziran günü toplandı ve izlenmesi gereken politikaları tek tek belirledi.
AKP Hükümeti’nin fındık ile ilgili olarak 14 Temmuz’da açıklamış olduğu kararlar, Fındık tüccarlarının alınmasını istediği tedbirlerin birebir aynısı.
Hükümetin açıklamış olduğu tedbirler fındığın piyasa fiyatını aşağı çekmekten başka bir şeye hizmet etmiyor. Bunu isteyenler ise yabancı şirketler ve onlarla iş tutan yerli tüccarlar.

“YOK” YILI
Geçen yıl Türkiye bir kilo iç fındığı yaklaşık beş dolardan ihraç etti. Bu sene fındığın “yok” yılı. Fındık rekoltesi (yıllık ürün) düşük olacak. Dolaysıyla iç fındığın kilosunu 10 dolardan satma olanağı doğmuş vaziyette.
Öte yandan fındık tüccarları, alıcı şirketlerle belli bir fiyattan fındığı satmak üzere anlaşma yapmış durumdadırlar. Yani fındığın fiyatının fazla yükselmemesi lazım…
Üretim fazla olursa, fındık başka yerlere de satılabilir. Belli tüccarlardan başkaları da devreye girebilir. Onun için Fındık üretimi az ve Avrupalı firmaların talep ettiği kadar olmalı ki ve bütün ürün Cüneyt Zapsuların kontrolünde olabilsin.
Koparılan gürültünün ve oynanan oyunların nedeni budur.

YANLIŞLAR VE DOĞRULAR
AKP 14 Temmuz tarihinde çıkardığı yasayla Türk fındık üreticisini değil;
Birinci olarak Fındık alıcısı olan Avrupalı büyük şirketleri,
İkinci olarak Cüneyt Zapsu gibi bir avuç fındık tüccarını,
Üçüncü olarak Yunan, İtalyan ve İspanyol fındık üreticilerinin çıkarlarını gözetmiştir.
Açıklanan gerekçelerin gerçeklikle bir ilgisi yoktur. Son yirmi yıl itibariyle fındık üretimine bakıldığı zaman stokta kalan ürün, yüzde 10’dan daha fazla değildir. O stoklar da rekoltenin düşük olduğu yıllarda eritilmiştir.
Türkiye’nin alması gereken tedbirler şunlardır.
1. Türkiye fındık fiyatının Hamburg’da belirlenmesine müdahale etmelidir. Fındık Borsası, Ordu, Trabzon veya Giresun’da olmalıdır.
2. Fındık alanlarının daraltılması politikası terk edilmelidir. Devlet fındık üreticisini desteklemelidir.
3. Dış tanıtıma kaynak ayrılmalı ve fındığa yeni dış pazarlar yaratılmalıdır.
4. Fiskobirlik yeniden alıcı olarak devreye sokulmalıdır. Devlet fiyat belirlemede aktif rol almalıdır. Fındık fiyatı, asgari 6 TL olmalıdır.
5. Dışsatım Tüccarın insafına terk edilemez. Devlet, tüccarın yanı sıra Fiskobirlik vb. kurumlar aracılığı ile dışsatım gerçekleştirmelidir.
6. Dünyanın ve Türkiye’nin ağır bir ekonomik kriz içinde olduğu koşullarda, tarım ve tarıma dayalı sanayiye ağırlık vermek Türkiye için bir çıkış yolu olabilir. Bu açıdan da Hükümetin benimsediği politika son derece sakıncalıdır.
mbgultekin@ip.org.tr