'Ermeni soykırımı' iddiaları yalandır. Sorun, Kurtuluş Savaşında silahla; Lozan’da antlaşmayla çözülmüştür.

Sayın Rauf Denktaş’ın başkanlığında kurulan ve “Ermeni soykırımı” yalanlarına, geçtiğimiz yıllarda Lozan, Paris, Berlin gibi Batı merkezlerinde düzenlediği etkinliklerle yanıt veren TALAT PAŞA KOMİTESİ olarak;
Bir grup sözde “aydın”ın, Batı desteği ve Ab...

Tarih:

Sayın Rauf Denktaş’ın başkanlığında kurulan ve “Ermeni soykırımı” yalanlarına, geçtiğimiz yıllarda Lozan, Paris, Berlin gibi Batı merkezlerinde düzenlediği etkinliklerle yanıt veren TALAT PAŞA KOMİTESİ olarak;
Bir grup sözde “aydın”ın, Batı desteği ve Abdullah Gül’ün himayesinde başlattıkları “Ermeni kardeşlerimizden özür diliyoruz” kampanyasını kınıyor ve şu tarihi gerçekleri bir kez daha hatırlatıyoruz:
1. 1914-1922 yılları arasında büyük devletlerin paylaşım ve işgal girişimlerine karşı vatan savunması için mücadele ederek çağımızın ilk milli kurtuluş savaşını verdik. Mazlum milletlere önderlik ettik.
2. O dönemde İngiliz, Fransız ve Çarlık Rusyası tarafından Türkiye’yi paylaşmak amacıyla kurulan ve ateşe sürülen Ermeni çetelerinin yok edilmeleri, cephe gerisinde çıkarılan isyanların bastırılması ve bu isyanlara destek sağlayan unsurların zorunlu göçe tabi tutulmaları uluslararası hukukun öngördüğü meşru müdafaa hakkıdır.
3. Bu hakkın kullanılması sırasında meydana gelen karşılıklı kırım gibi büyük acıların, göçlerin ve felaketlerin sorumluları emperyalist devletlerdir.
4. Paylaşım ve işgal tehdidine karşı kendimizi savunduk. Geçmişte yaşanan, bizim açımızdan haklı, istilacılar ve ateşe sürdükleri unsurlar açısından ise haksız bir savaştır.
5. Sorun, Kurtuluş Savaşında silahla; Lozan’da antlaşmayla çözülmüştür.
6. 100 yıl sonra sözde “Ermeni soykırımı” iddialarının yeniden gündeme getirilmesi, eski emperyalist emellerin günümüz koşullarına uyarlanmasıdır. Amaçları, Türk Kurtuluş Savaşı’nı mahkûm etmektir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna yol açan büyük devrimi “soykırım” ilan etmeleri, ırkçı bir anlayışın ifadesidir.
7. Türkiye, yalnız Batı parlamentolarında alınan sözde “Ermeni soykırımı” kararlarıyla değil, çok yönlü bir tehditle karşı karşıyadır. Kuzey Irak’ta fiilen kurulan kukla devlet, ordumuzun Kıbrıs’ta “işgalci” kabul edilmesi, vatanımızın güneydoğu bölgesine yönelik açık müdahaleler, tehdidin kapsamını ortaya koyan olgulardır.
8. Türkiye’nin karşılaştığı bu durum yerel değil, küresel bir tehdittir. Balkanlar’da, Kafkaslar’da, Ortadoğu’da, Orta Asya’da ve Afrika’da yaşananlar, etnik ve dinsel grupları birbirlerine karşı kışkırtma girişimleri bunu göstermektedir.
9. Milletlerarası hukuk, ülkelerin toprak bütünlüğünü ve devlet egemenliğini güvence altına almaktadır. Emperyalistler, bu uygulamaları ile milletlerarası hukuku çiğnemektedirler.
10. “Ermeni soykırımı” yalanlarını desteklemek, aslında bu emperyalist saldırganlığı desteklemekten başka bir anlama gelmiyor. Bu nedenle milletimizi ve bütün insanlığı “Ermeni soykırımını tanıma” örtüsü altındaki girişimlere karşı uyanık olmaya, Türkiye’nin haklı davasını kararlı olarak desteklemeye ve dayanışmaya çağırıyoruz.