Enerji Özelleştirmeleri ve Ulusal Enerji Politikası Kurultayı Ankara'da toplandı

İşçi Partisi Ulusal Strateji Merkezi USMER ve ULUSAL KANAL tarafından düzenlenen ve USMER tarafından düzenlenen "Enerji Özelleştirmeleri ve Ulusal Enerji Politikası Kurultayı 26 Haziran 2010 günü Ankara'da toplandı.

Belediye-İş Konferans Salonunda yapılan Kurultay'ın ...

Tarih:

İşçi Partisi Ulusal Strateji Merkezi USMER ve ULUSAL KANAL tarafından düzenlenen ve USMER tarafından düzenlenen "Enerji Özelleştirmeleri ve Ulusal Enerji Politikası Kurultayı 26 Haziran 2010 günü Ankara'da toplandı.

Belediye-İş Konferans Salonunda yapılan Kurultay'ın açış konuşmasını Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Sayın Turan Özlü yaptı. Kurultaya, Jeofizik Kurumu Onursal Başkanı ve Jeofizik Mühendisleri Odası eski Genel Başkanı Sayın Prof. Dr Ahmet ERCAN, Elektrik Yüksek Mühendisi ve Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Eski Şube Başkanı Sayın Ünal ERDOĞAN, Aksaray Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı ve Demir-Çelik İşletmeleri eski Genel Müdürü Sayın Prof. Dr. Sencer İMER, Jeoloji Mühendisleri Odası Onur Kurulu Başkanı Sayın Ayhan KÖSEBALABAN, Enerji Uzmanı Sayın Bülent HALLAÇ, Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Sekreteri Sayın Taci ALKAYA, Elektrik Elektronik Yüksek Mühendisi ve Elektrik Mühendisleri Odası Enerji Bürosu Koordinatörü Sayın Necati İPEK, Maden Mühendisleri Odası 2. Başkanı Sayın Niyazi KARADENİZ, Elektrik Mühendisi ve Enerji, Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası Genel Mali Sekreteri Sayın Fatih KAYMAKÇIOĞLU, Jeoloji Mühendisleri Odası Genel Merkez Yazman Üye Sayın Hakkı ATIL, Demokratik Sol Parti Genel Sekreteri ve Denizli Milletvekili Sayın Hasan ERÇELEBİ, İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı, USMER Ankara Temsilcisi ve Sanayi Eski Genel Müdürü Sayın Bülent ESİNOĞLU, Cumhuriyet Halk Partisi Mersin Milletvekili Sayın Ali Rıza ÖZTÜRK, Engeliler Federasyonu Genel Başkanı Sayın Turan İÇLİ, Ulusal Kanal İşçi Sendika Danışmanı ve Program Yapımcısı Sayın Mehmet AKKAYA, Birleşik Büro-İş Genel Sekreteri Sayın Hasan BULUT konuşmacı olarak katıldılar.

Akademisyenler ve uzmanlar, meslek odaları ve sendikaların temsilcileri ile siyasi parti tesmcilerinin katıldıkları üç oturumdan oluşan kurultayın sonunda bir sonuç bildirgesi yayımlandı. Sonuç bildirgesi şöyle;

Kurultay salonunda sunuşlar yapan konuşmacıların fikirleri, salondaki dinleyicilerle beraber tartışılmış ve aşağıdaki fikirler üzerinde görüş birliğine varılmıştır.
1- Enerji, tarımın ve sanayinin en önemli girdisi, eğitim, sağlık, iletişim ve güvenliğin sürmesinin en temel unsurudur. Bu nedenle enerji, devlet eliyle yatırım, denetim ve işletilmesinin şart olduğu en stratejik sektördür.
2- Emperyalizminin ve emperyalist sömürünün geleceği, dünya enerji sektörünü kontrol altına almalarına bağlıdır. Günümüzde yaşanan uluslar arası oyunların, işgallerin, darbelerin sebepleri arasında bu amaç, birinci sıradadır.
Ülkemizin her alanda uçurumun eşiğine gelmiş olmasında, enerji sektörümüz üzerindeki emperyalizmin egemenlik savaşı ve dünya enerji pazarına el koyma amacı için Türkiye’ye verilen görevler, tayin edici önemdedir.
Amerika ile beraber Avrupa Birliği emperyalizmi, dünya enerji pazarını kontrol etme çabalarında Türkiye’ye, kendi tekellerinin bekçiliği görevini vermek istemektedirler.
Avrupa Birliği emperyalizmi, Türkiye raporlarında bunu açıkça belirtmiştir.
Türkiye’yi, ‘AB’nin enerji yollarını daha iyi bir şekilde güvence altına almasına yardımcı olacak, su kaynakları ve bağlantılı altyapının yönetilmesi açısından AB’nin yeni politikalar geliştirmesine’ hizmet edecek ve ‘AB’nin enerji arzı güvenliğini temin edecek’ bekçi olarak görmektedir ve Hükümetlere bu görevleri vermiştir.
ABD ve AB emperyalistleri, bunların örgütleri olan IMF, Dünya Bankası ve OECD, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini, Türkiye’nin dış politikasını ulusal ihtiyaçlarımızdan koparmışlar, BOP projesinin uygulayıcısı haline getirmişlerdir. Başbakan Tayyip Erdoğan’a bu planın Eşbaşkanlığı görevini vermişlerdir.
3- Emperyalist devlet ve örgütler, ulusal enerji sektörümüzün parçalanmasını, enerjide devlet rolünün ortadan kaldırılmasını ve enerji sektörümüzün sonuna kadar yabancı egemenliğe sunulması programını, Hükümetlere bizzat talimatlarıyla uygulattılar. Bunun sonucu olarak, Madenciliğimizin bağlı olduğu kurum ve TEK, tekrar birleştirilmesini mümkün kılmayacak şekilde paramparça edilerek tasfiye edilmişlerdir. Petrol ve doğalgaz’da ulusal kurumlarımızın arama ve üretim yapmaları engellenerek dışa bağımlılığımız arttırılmaktadır.
Enerji sektöründe dışa bağımlılık, son 20 yıl içinde % 50 artarak, yüzde 73’e ulaşmıştır.
4- AKP hükümeti, bu emperyalist plan gereği, enerji sektöründe devletin varlığını tamamen ortadan kaldırmak ve sektörün tamamını yabancılara açmak için hızlı bir özelleştirme çabasına girmiştir.
Elektrik dağıtım ünitelerini 20 parçaya bölerek satmaya başlamış, bunlardan 16 bölgeyi satmıştır. Başta Elektrik Mühendisleri Odası olmak üzere meslek örgütlerimizin, yapılan satışlardaki usulsüzlükleri tespit ederek yaptıkları yürütmeyi durdurma talebi hakkındaki mahkemeler sürmektedir.
Hükümet, geri kalan 4 dağıtım bölgesini de satarak dağıtımı tamamen özelleştirmeyi, elektrik üretimi yapan hidroelektirk, termik, jeotermal ve doğalgaz santrallerini de satarak en geç 2015 yılında enerji sektörünün tamamını piyasa ekonomisinin egemenliğine teslim etmeyi planlamaktadır.
5- Bu emperyalist plan durdurulmalı, ulusal enerji sektörümüze sahip çıkılmalı, enerji sektöründe de, bağımsız, kamucu ve halkçı planlı model uygulanmalıdır.
6- Enerjide millî-doğal kaynaklarımıza öncelik tanınmalı, ithal fosil yakıta bağımlılık en aza indirilerek, akarsu, güneş, rüzgâr, biyoenerji ve yeraltı ısısı gibi temiz ve yenilenebilir kaynaklar değerlendirilmelidir.
Millî ekonomi ve ülke savunması açısından stratejik önem taşıyan doğal kaynaklar ile bor, trona, uranyum ve toryum gibi stratejik önem taşıyan madenler üzerinde sürdürülen özelleştirmelere son verilmeli, madenlerimiz kamu eliyle işletilmelidir. Yabancı sermayeye verilmiş olan maden ruhsatları ve imtiyazları gözden geçirilerek, millî çıkarlara uygun olmayanlar kaldırılmalıdır.
Özel sektörden ancak, devletin yetmeyeceği alanlarda, millî çıkar, üretim ve istihdam artışı, verimlilik, fiyat istikrarı, ucuz fiyat ilkeleri esas alınarak, ulusal ölçekteki halkçı ve kamucu ekonomik planlamanın bir parçası olarak yararlanılabilir.
7- Enerji sektörünün, özel sektörün ve yabancı tekellerin eline geçmesi halinde, ülkemizi ulusal çapta büyük depremler bekliyor.
Enerji alanında planlanan ve sürdürülen özelleştirmelere derhal son verilmeli, Özelleştirme idaresi bünyesine satılması için verilen kurumlarımız, derhal oradan alınarak kamu kurumu olarak devamı sağlanmalıdır.
8- TÜPRAŞ’ta, hukuki deyimle işgal yaşanmaktadır.
AKP Hükümeti tarafından Ofer’e hisse satışı kanunsuz bir şekilde gerçekleşmiştir. Petrol-İş in açtığı dava sonucunda bu özelleştirme iptal edilmiştir. Mahkeme kararı Danıştay tarafından da onaylanmıştır. Buna rağmen, TÜPRAŞ’ta Ofer’in işgali sürüyor.
Özelleştirmeleri iptal edilen 59 kurumumuz hakkında mahkeme kararları uygulanarak, kurumun kamuya tekrar özelleştirmeden önceki haline dönüştürülerek alınması, kesinleşmiş mahkeme kararları emridir.
Bu karara uymayan Hükümet ve bu kurumlarımızda işgali sürdüren şirketler, suç işlemektedir.
Buradan bir kez daha Hükümeti uyarıyor, mahkeme kararlarını uygulamaya davet ediyoruz.
Cumhuriyet savcılarını göreve çağırıyoruz.
TÜPRAŞ’ın da içinde olduğu 59 kurum hakkında mahkeme kararını uygulamayan Hükümet yetkililerini ve kurumları işgal altında tutanları yargılayarak işledikleri suç karşısında yasalarımızın emrettiği cezayı almaları, kamuyu uğrattıkları zararın tazminini ve kurumlarımızın kamuya tekrar iadesi için devletin olanaklarının harekete geçirilmesi için Cumhuriyet Savcılarının görevlerini yapmaları çağrısında bulunuyoruz.
9- Enerjiye sahip çıkmak Türkiye’ye sahip çıkmaktır.
Başta enerji alanındaki özelleştirmelerin durdurulması ve ulusal çıkarlarımıza uygun milli bir enerji programının uygulanmasını sağlamak için, toplumun bütün kuvvetlerini; güç ve eylem birliği yapmaya çağırıyoruz.
Enerji sektöründe toplumun büyük kuvvetleri örgütlüdür. Bu örgütlerimizin harekete geçmesi Türkiye’nin ayağa kalkması için yeter de artar.
a. Türk-İş’e bağlı dört önemli sendika bu alandadır. Başta Türk-İş Genel Başkanının Başkanlığını yaptığı Tes-İş Sendikası, T. Maden-İş, GMİS ve Petrol-İş Sendikaları, bu alandaki işçi örgütlerimizdir.
b. T. Kamu-Sen’in Genel Başkanı, bu alandaki T. Enerji-Sen Sendikasının da Başkanıdır. Ayrıca KESK’e bağlı ESM, özelleştirmelere karşı mücadele geleneği olan sendikalarımızdandır. Memur-Sen’e bağlı Enerji Bir-Sen’i de mücadelede yerini almaya çağırıyoruz.
c. TMMOB ve bağlı Odalarımız, bu mücadelede büyük önem taşımaktadırlar.
TMMOB bünyesindeki Enerji Kurulu, öteden beri mücadelenin içindedir. TMMOB’a bağlı Elektrik Mühendisleri Odası, Maden Mühendisleri Odası, Petrol Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası ve Jeofizik Mühendisleri Odası, meslekleri gereği enerji alanında çabaları olan örgütlerdir.
Ayrıca zaten pahalı enerji tüketen yurttaşlarımıza, özelleştirme halinde nelerle karşılaşacakları anlatıldığında oluşacak sinerjiye, enerjinin temel girdi olduğu sanayi ve esnaf örgütlerini de dâhil edildiğinde, enerji alanı toplumun neredeyse tamamını harekete geçirme potansiyeli olan alandır.
10- Biz Enerji özelleştirmeleri ve Ulusal Enerji Politikaları Kurultayı düzenleyicileri ve katılımcıları olarak, bu bilinçle, toplumun başta ilgili örgütlerini, sendika, oda, demokratik kitle örgütleri ve bütün siyasi partileri, enerji sektörümüze ve ülkemize sahip çıkmak için harekete geçmeye davet ediyoruz.
Bu örgütlerimize; enerji sektörüne ve ülkemize sahip çıkmak için, parçalı mücadeleleri ve güçlerini birleştirmek, eylem birliği içinde olmak şeklindeki tarihi ve acil sorumluluklarını hatırlatıyoruz.
11- Burada alınan kararlar gereği, özelleştirmelerin planlandığı yerlerde; panel, konferans, imza masaları, afiş, bildiri, kurultay, yürüyüş ve mitingler düzenleyerek, özelleştirme saldırısının durdurulması için bütün vatansever örgütlerin ortak çaba içinde olmalarını ve bu çabanın yurt çapına yayılması için plan yapılması gerektiği görüş ve kararındayız.

İlan ediyoruz.