Ege Telgraf gazetesi yazarı Serkan Aksüyek’e yanıt

“Gerçekleri çarpıtamazsınız, 23 Nisan hak ettiği gibi kutlanacak”

Tarih:

4 Mayıs 2020

 

Ege Telgraf gazetesi yazarı Serkan Aksüyek’e yanıt:

“Gerçekleri çarpıtamazsınız

23 Nisan hak ettiği gibi kutlanacak”

 


Ege Telgraf gazetesinde Serkan Aksüyek’in, 4 Mayıs 2020 tarihli “Balon olan kim, 23 Nisan mı yoksa Doğu Perinçek mi?” adlı yazısında, Genel Başkanımız Sayın Doğu Perinçek’e yönelik saldırısına yanıtımızdır.


Aksüyek’in hedef aldığı Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek; Türk Ordusunu ve Türk Milleti’nin kahramanlarını esir eden Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk ABD-FETÖ kumpaslarını, hem mahkemede FETÖ-Gladyosunu yargılayan konuşmalarıyla hem de on binlerce yurtseverin Silivri Cezaevi önündeki protestolarına önderlik etmesiyle darmadağın etmiştir. Türk ordusunun ellerindeki FETÖ esaret zincirleri O’nun önderliği sayesinde kırılmıştır.

 

Dr. Doğu Perinçek; Türkiye’ye diz çöktürmek isteyen emperyalistlerin “Ermeni soykırımı” yalanını bitirmiş, AİHM’de kazandığı davalarla yalnızca İsviçre’nin değil bütün Batılı emperyalistlerin sırtını yere getirmiştir. Avrupa üniversitelerinde ders ve seminer olarak okutulan AİHM Perinçek-İsviçre kararlarıyla, 1915 olayları hakkında “soykırımla” suçlama iddiası da kesin olarak kalktı. Türkiye’ye bu tarihi zaferi kazandırmıştır.

 

Dr. Doğu Perinçek; Terörist başı Fethullah Gülen’in en güçlü olduğu, devlet ve siyasi partiler tarafından desteklendiği dönemde, “Cemaat değil Amerikancı F tipi örgüttür” diyerek FETÖ’ye bayrak açan tek siyasi liderdir. 15 Temmuz hain darbe girişimi gecesinde, ekrana ilk çıkan ve Türk ordusundan, Türk milletinden FETÖ’cülerle savaşmasını ilk isteyen siyasi parti genel başkanıdır.

 

Dr. Doğu Perinçek; Silivri zindanından çıkar çıkmaz “Tarikatların ve Cemaatlerin kökü kazınacak” sözüyle FETÖ’nün ve ona benzeyen örgütlerinin devletten temizlenme iradesini ortaya koyan öncüdür. Türk yargısına bütün FETÖ’cülerle gerektiği gibi savaşması için cesaret veren, “Türk yargısı altın çağındadır” diyen önderdir. FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in, onun cezaevindeki ve kaçak durumdaki müritlerinin, devlet düşmanı diğer tarikatların hedefindeki baş isimdir.


Dr. Doğu Perinçek; 1980’den bugüne üreticilerin kanını emen sıcak para komisyoncusu, faizci çeteye karşı kamucu ekonomi modelini savunmuş; Dolar ve Euro saltanatına son vermek için partisiyle kampanyalar yürütmüştür. İşçiye, çiftçiye, tüccara, esnafa, sanayiciye gerçekçi çözümler getirmiş ve son olarak Üretim Devrimi programını oluşturmuştur. Şimdi herkesin “çare kamuculuk” dediği gerçeği, yıllar öncesinden tartışmaya açmıştır.

 

Dr. Doğu Perinçek; Diyarbakır meydanında Türk bayraklarını dalgalandıran mitingleriyle, “Türk de biziz, Kürt de biziz, hepimiz Türk milletiyiz” siyasetiyle, PKK’yla savaşan Türk ordusuna karşı psikolojik savaşa göğüs germesiyle vatansever siyasetlerin yürütücüsüdür. Bu nedenle, sürekli Kandil’in açıklamalarında, gazetelerinde, dergilerinde hedef aldığı isimdir.

 

Dr. Doğu Perinçek; Uluslararası girişimleri neticesinde Rusya’la yaşadığımız uçak krizinin çözülmesinde oynadığı rollerle, Amerikan’ın Suriye’yi bölme, Irak’ı parçalama, İran’ı yalnızlaştırma siyasetlerine karşı duruşuyla ve çözümleriyle, Türkiye’nin son beş yılda emperyalizme zıt olarak değişen dış siyasetine yön vermiştir.

 

Dr. Doğu Perinçek; Üniversitelerde PKK’nın bir dönem kurduğu hegemonyaya son veren bir Atatürk gençliği yetiştiren, 30 ciltlik Atatürk’ün Bütün Eserleri’ni yayın hayatına kazandıran, Kemalist Devrim üzerine 8 ayrı kitap yazan, toplamda 50’in üzerinde kitabı olan, yüzlerce makalesi bulunan gerçek Atatürkçü ve entelektüel bir liderdir.


Özetle Sayın Doğu Perinçek, Türkiye’nin zor dönemlerinde her daim öncü ve cesur tavırlar alan önderi, Ergenekon destanındaki dağları eritmiş demircidir.

 

Bu saydığımız başarılar yalnızca bizim, Genel Başkanımız Doğu Perinçek’in değil Türkiye’nin başarılarıdır. Vatan Partisi, sizin gibi ölçütü oyları olarak görseydi, yukarıdaki başarıların hiçbirini elde edemezdi. Vatan Partisi devrimcidir, öncü partidir, hakikat savaşçıdır. Yakında da Türkiye’nin iktidarında olacaktır.

 

Gelelim 23 Nisan meselesine ve yaptığınız çarpıtmaya.

 

Genel Başkanımız Doğu Perinçek 23 Nisan’ın 100. Yılı için yazdığı yazıda şu tespitleri yaptı: “Bu bir devrim günü. Yeni bir meclisin kuruluşu, bir açılış günü değil yeni bir devletin kuruluş günüdür. Bu tarihi gün hem bizim tarihimizde milli bir devrim hem de dünya da bir devrim. Dünyanın yedi ikliminde büyük yankılar yarattı. Bütün mazlumlar dünyasında büyük etki yarattı. Herkes gözlerini buraya dikti. Atatürk’ün Samsun’a çıkmasıyla başlayan, kongrelerle devam eden süreçte bütün yollar da 23 Nisan’a çıktı ve Meclis kuruldu. Sonrasında yaşanan Cumhuriyetin ilanı gibi atılımlar da 23 Nisan da başladı. 23 Nisan, kendisinden önce yapılan 1876 ve 1908 devrimlerinin devamıdır, doruk noktasıdır.

 

23 Nisan’da padişahın saltanatı gitti, milletin saltanatı geldi. 1980 darbesiyle birlikte 23 Nisan’ın çocuk bayramı olması kanunlaştı. Atatürk bilseydi ki bir gün o 23 Nisan devrimi en sonunda bir balon bayramına dönüştürülecek, çok daha farklı tavırlar alırdı."

 

Görüldüğü gibi Genel Başkanımız 23 Nisan’ı, Kemalist Devrimin zirvesi, devrimle devlet kurmanın resmi günü olarak nitelendiriyor. Hatta yalnızca “23 Nisan’da Meclis açtık” demenin de hatalı olduğunu, bütün dünyanın karşısında 23 Nisan’da yeni bir devletin ilan edildiğini vurguluyor. Yeni devletin en belirleyici özelliğini de saltanatın sonlanıp, milli egemenliğe geçilmesi olarak değerlendiriyor. Burada 23 Nisan’ın büyüklüğüne yönelik bir yüceltme var.

 

Yazının hiçbir yerinde Atatürk’ün 23 Nisan’ı, çocuklara armağan etmediğine yönelik bir iddia yok. Ama şu eleştiri var: “Devrim-Kuruluş günü” olan 23 Nisan, özünden koparılmış ve isim değişikliği yapıldığı 1980 sonrasında da tamamen bir çocuk balon bayramına dönüşmüştür. Bu eleştiriye katılmayabilirsiniz, 23 Nisan’ın Milli Hakimiyetin öne çıkarılması gereken “Devrim-Kuruluş Günü” olarak kutlanmamasından rahatsızlık duymayabilirsiniz. 23 Nisan’ları çocuklarla şarkılar söyleyip, balon sallayarak geçirmeye de devam edebilirsiniz.

 

Ancak Atatürk’ün 23 Nisan’ı, bugünkü haliyle bir balon bayramı istediği için çocuklara armağan ettiğini iddia edemezsiniz.

 

Atatürk’ün 23 Nisan’ı ilk kutlamaya başladığımız yıllarda, konuşmalarında vurguyu nereye yaptığı bilmem sizin için ikna edici olur mu? Daha önce şu bilgileri verelim.

 

23 Nisan 1921’de yasayla Milli Bayram sayılan bayramın adı 1935’te çıkan yine bir yasayla konulmuştur. 27 Mayıs 1935’te kabul edilen ve 1 Haziran 1935’te Resmi Gazete ’de yayımlanan “Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun ”un 2/B maddesinde adı “Ulusal Egemenlik Bayramı” olarak geçer. ( İsmin yalnızca Ulusal Egemenlik olmasına dikkat!) Bugünkü “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” şeklindeki adı ise ilk kez resmi olarak 1971’de bir yönetmelikle geçmiş, 1981’de de kanunla değiştirilmiştir.

 

23 Nisan 1922’de ilk milli bayram olarak kutlandığı zaman Mustafa Kemal Atatürk, Anadolu’da Yeni Gün’e şu beyanatı verdi: “23 Nisan günü, Türkiye milli tarihinin başlangıcı, yeni bir dönüm noktasıdır. Bu gün bir husumet (düşmanlık) dünyasına karşı kıyam eden(ayağa kalkan) Türkiye halkının Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni vücuda getirmek ve onun etrafına toplanarak en hukuki manasında milli bir hükümet kırmak hususunda gösterdiği harikayı ifade eder.” ( Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.12, Kaynak Yayınları, İstanbul, s.391.)

 

Bu beyanatın başlığı da: “23 Nisan, yeni Türkiye’nin mukaddes halkçı inkılap bayramıdır.”

 

Sayın Serkan Aksüyek, şimdi bu bilgiler karşısında “Ama Atatürk 1929’da çocuklara armağan etti” demeyecektir umarım. Atatürk’ün hem bayramı henüz çocuklara armağan etmediği 1922 – 1929 arasındaki 23 Nisan beyanatlarına, hem de 1929 sonrası 23 Nisan beyanatlarına bakıldığında Devrimimizin Önderi’nin bu tarihi günü, “Kuruluş – Devrim” günü olarak kutladığını göreceksiniz.

 

Vatan Partisi’nin önderliğinde kurulacak Milli Hükümet’te 23 Nisan’lar Atatürk’ün konuşmalarında ve analizlerinde belirttiği gibi Devrim gününün özüne ve ruhuna uygun kutlanacaktır.

 

23 Nisan 2020’de Türk Milleti Aynı Balkonda 100 yıl öncesinin ruhunu da yeniden yaşatmıştır. Serkan Aksüyek, yalnızca Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’e değil, o balkondaki milletin devlet kurduğu gün olan 23 Nisan’a nişan almıştır.