Çünkü o doğrulardan yanadır. Doğruları var, onuru var, dimdik ve eğilmez başı var. Mangal gibi yüreği var. Vatan ve millet uğruna adadığı canı var. Bitmek bilmeyen enerjisi var, çabaları var. Ve etrafında kendisini çok seven ve takdir eden dostları var. Sen bilir misin böyle bir dostluğu?
F(fethulahçı) Tipi yayınlardan Aksiyon dergisinin 12 Mayıs 2008 tarih sayısında “Polemik”başlıklı yazının yazarı Mehmet Baki, kendi kendine döktürmüş! Konu yine aynı. Şahıslardan hareketle TSK’yı zayıflatmak. Zaten bu konu F tipi yayınların ortak paydası. ABD’den aldıkları emir bu!
Napolyon Bonapart, Akka Kalesini kuşatıp kahraman vezir Cezzar Ahmet Paşa’yı o yaşında yenerek kaleyi alamayınca çok uzun süren kuşatmayı kaldırıp Kahireye dönerken “ ben giremedim bari şapkam girsin” diyerek şapkasını kaleye fırlatmıştı. F Tipi yayınlar da bu tipten. Silahlı kuvvetlere nüfuz demiyoruz. Bari yazılarımızla, iftira ve yalanlarla karalayalım da bukonuda bir katkımız olsun!
İP’YE ÜYE OLDUĞUM İÇİN MUTLUYUM
Polemikçi Mehmet Baki! Ben emekli olduktan sonra birikimlerini vatan ve millet yolunda kullanmaya
devam edeyim diye önce başka bir partiye girdim. İki yıl denemeden sonra bu işin burada
olamayacağını anlayınca ayrıldım. Bir müddet sonrada İşçi Partisi’ne üye oldum. Diğer asker kardeşlerimin de böyle düşündüklerine eminim. Böyle yaptığım içinde mutluyum.
Parti içi demokrasi tam olarak İşçi Partisi’nde var. Partide kimsenin kimseye bir minnet borcu yoktur. Çünkü ortada sizlerin o çok alıştığınız maddi çıkarlar, avantalar, kayırmalar yoktur. Bütün masraflar kendi cebinden yapılır. Sonra İşçi Partisi’ne Devlet desteği olmadığı gibi sizlerin sayesinde “devlet kösteği vardır”.
Sizler olmasanız Ergenekon Destanı’nı kim yapardı? Bizim parti kendi yağıyla kavrulur da, kimseye minnet edip el etek öpmez başkaları gibi. Bu İşçi Partisi’nin doğasına aykırıdır. Kişi herkesi kendisi gibi bilirmiş!
SEN BİLİR MİSİN BÖYLE BİR DOSTLUĞU?
Gelelim Paşaların Perinçek’i konusuna: Bunu da sadece Paşalarla sınırlı tutmak yanlış. Doğrusu, İşçi Partili Paşaların, askerlerin ve tüm İşçi Parti’lilerin Perinçek’idir.
Sen hiç düşündün mü neden bizler diğerlerine nazaran Doğu Perinçek’i daha çok seviyoruz? Çünkü O’nun takdir edilecek yönleri çok; doğrulardan yanadır, doğruları var, onuru var, dimdik ve eğilmez başı var. Mangal gibi yüreği var. Vatan ve millet uğruna adadığı canı var. Bitmek bilmeyen enerjisi var, çabaları var. Ve etrafında kendisini çok seven ve takdir eden dostları var.
Sen bilir misin böyle bir dostluğu? Bu candan dostlar hiçbir partide, hiçbir liderin etrafında görülmeyen dostlardır. Bu dostluk, menfaat çerçevesi ile sınırlandırılmayan bir dostluktur.
Ayrıca Perinçek gerçek bir liderdir, lider doğmuştur. Liderliği de anadan doğmadır, sonradan olma değil. Bu candan dostlar çeşitli alanlarda denenmiş, tüm sıkıntılarda, mesela iki defa Lozan’da, Berlin’de, Paris’te, Kıbrıs’ta. Türkiye’nin birçok yerinde her türlü engellemelere ve maddi imkansızlıklara rağmen ayrılmamış, sıkılmış bir yumruk gibi bir arada bulunmuşlardır.
KİMİMİZ KILIÇ SALLADIK KİMİMİZ NUTUK ATTIK
İşte İşçi Partili paşalar da, askerler de bu candan dostların içindedir. Bu nedenle sayın Perinçek’e dostlarının, İşçi Partili paşaların, askerlerin ve tüm İşçi Partililerin Perinçek’i demek daha doğrudur.
Polemikçi sayın Mehmet Baki, bizler tevkif edilmek pahasına Türkiye’nin Ermeni konusunda çıkarlarını savunmak için “Ermeni Soykırımı yalanını buradan yüzünüze haykırıyoruz” demek için Avrupalara giderken sizler ne yapıyordunuz?
Şiiri hatırlar mısınız? Ne diyordu? “Neler yapmadık bu vatan için “Kimimiz kılıç salladık, kimimiz nutuk attık!” Peki siz ne yapıyordunuz? Yoksa sadece karalama mı yapıyordunuz? Şimdi yaptığınız gibi!