İşçi Partisi VIII. Dönem Merkez Karar Kurulu 4. Toplantısı, 18-19 Eylül 2010 günlerinde Ankara’da yapıldı. Genişletilmiş olarak yapılan toplantıya, MKK üyelerinin yanısıra Merkez Disiplin Kurulu Üyeleri, İl Başkanları, Öncü Gençlik ve Öncü Kadın Genel Yönetim Kurulu üyeleri ve il başkanları ve Merkez Büroların üyeleri de katıldı.
Toplantıda, 12 Eylül 2010 günü yapılan halkoylamasının sonuçları ve siyasi durum değerlendirilerek, yeni dönemin görevleri tespit edildi. 52 katılımcının söz alarak görüşlerini açıkladığı toplantıda canlı ve verimli tartışmalar yapıldı.
Merkez Karar Kurulumuzun değerlendirme ve kararları aşağıdadır.
İl Örgütlerimiz, derhal Genel Üye Toplantıları düzenleyerek, kararları birlikte okuyup tartışacak ve görevleri belirleyecekler, belirlenen görevleri süratle yerine getireceklerdir.
I. REFERANDUM SONUÇLARI VE SİYASİ DURUM:
Geleceği belirleyecek olan yüzde 42’nin direnç atılımıdır.
BOP eşbaşkanlığı, hilesi, kanunsuzluğu, bütün devlet olanaklarını seferber etmesi, baskı, şiddet ve zorbalığı ile evet oylarının yüzde 58’e ulaşmasını sağlamıştır. Ancak, Türkiye’yi yok etme saldırısına, Milletin yarıya yakın bir kısmı, vatanseverlik bilinciyle karşı durmuştur. Yüzde 58’in, imal edilmesi, neyi oyladığını bilmemesi, Ortaçağın derin gücü, rüşvet vb şekilsizliğinin karşısında, HAYIR direnci çok önemlidir ve geleceği aydınlatmaktadır. Dayanılacak, AKP’yi yıkacak büyük bir güç ortaya çıkmıştır.
Evet’in iki sorumlusu: Kılıçdaroğlu ve Başbuğ!
Kılıçdaroğlu, “Genel Af” gafıyla o yurtsever kesimi “Evet”e itti. Ayrıca o yurtseverleri kazanmaya yönelik bir halkoylaması siyaseti izlemedi. BOP Eşbaşkanlığı, ülkenin bölünme tehlikesi gibi konuların uzağında durdu. Oysa Hayır bu temalarla yükselebilirdi. Evet’in yüksek olduğu yerler: Erzurum, Elazığ, Sivas, Yozgat, Erzincan, Çorum, Osmaniye vb MHP’nin güçlü olduğu yerler. Bu kitle, MHP ile AKP arasında gidip geliyor. Buralarda MHP’li kitle, evet dedi. CHP, genel af diyerek ve yurtsever kesimi kazanmaya yönelik bir halkoylaması stratejisi izlemeyerek, o kesimi AKP’ye itti. MHP, Fethullah Hoca ve tarikatlara bağlanan, 2002’de AKP’yi iktidar yapan, 2007’de AKP’yi bir kez daha iktidar yapan ve Abdullah Gülü Cumhurbaşkanı seçtiren uygulamalarıyla sorumludur. Bu kez de Kılıçdaroğlu, diğer hatalarıyla birlikte, çıkıp “Genel af” diyerek ve o yurtsever kesimi kazanmaya yönelik bir siyasetten özellikle uzak durarak, AKP’ye çalıştı. AKP, kritik sorunun o yurtsever-muhafazakar kesim olduğunu anladı. Hep onlara seslendi. Diyarbakır’da bile Kürt yurttaşları değil, o yurtsever-muhafazakar kesimi kazanmaya önem verdi. Onlara mesaj yolladı.
İlker Başbuğ ise, YAŞ’taki teslimiyetçi tutumuyla önemli oranda hayır oyunu “Evet”e yöneltmiş oldu. AKP, mağdur olduğu için değil, Ordu’yu bile dize getirdiği görüntüsüyle oy almaktadır. Nitekim, 2007’de de öyle olmuştur.
Gayrimeşru iktidar, gayrimeşru referandum!
3 Kasım 2002 akşamı AKP iktidarının gayrimeşru olduğunu ilan etmiştik. Bu bir propaganda teması değil, nesnelliğin ifadesiydi. Nitekim Anayasa Mahkemesi’nin 30 Temmuz 2008 günlü AKP’nin cumhuriyet yıkıcılığının odağı olduğuna hükmetmesi, bu kararımızı doğrulamıştır. Gayrimeşru AKP’nin, referandumu da gayrimeşrudur. BOP eşbaşkanlığı, vatana ihanet, Türkiye’yi bölmek meşru olamaz! Milli irade, ancak bağımsız ve egemen bir ülkede oluşabilir. Her türlü kanunsuz ve ahlak dışı yöntemlerle mafya tarikat yapılanmasının imal ettiği sonuçları kabul etmek, milli irade yakıştırmasıyla saygı duymak olanaksızdır. 12 Eylül 1982’de, Amerika’nın ‘bizim oğlanları’ olan Kenan Evrenlerin, halktan yüzde 92 oy alarak yürürlüğe koydukları 12 Eylül Anayasası ne kadar meşruysa, 12 Eylül 2010 referandumu ve sonuçları da o kadar meşrudur!
ABD, Türkiye’yi bölüyor.
Bu bölünme etnik gruplara, tarikatlara ve mezheplere bölünmedir. Türk-Kürt, Alevi-Sünni bölünmesi derinleşiyor. Ancak bu bölünme bazılarının iddia ettikleri gibi seçmenin bölünmesi değildir. Seçmen her seçimde elbette bölünür. Partiler oy alınca, seçmen bölünmüş olmaktadır.
Türkiye, kargaşalığa ve iç çatışmalara sürükleniyor.
Türkiye kargaşalığa ve iç çatışmalara itilmektedir. Gelen özerklik ve federasyon değildir. Çünkü gerçeklik düzleminde özerklik ve federasyon diye bir çözüm yoktur. Bu tür “çözümler”den söz edilmesi, iç çatışmaları perdelemektedir. Bu süreç, federasyon veya özerklikte duracak bir süreç değil, kanlı çatışmalara giden bir süreçtir.
AKP’nin işi çok zor.
Bugünkü zafer havası çok çabuk geçecektir. AKP’nin zorlukları aşma şansı bulunmamaktadır. Tam tersine Türkiye, maceralara sürüklemekte, ABD planlarına iyice mahkum hale getirmektedirler.
Türkiye’yi ancak İşçi Partisi Kurtarır.
Yüzde 42’de Partimizin rolü ve katkısı büyüktür. Sözcü gazetesinin, 11 Eylül günlü sayısında Partimizin bildirisini başyazı olarak yayımlaması ve bu gerçeği tespit etmesi, çok anlamlıdır ve milletin yargısının dile getirilmesidir.
Gelinen noktada Türkiye’yi ancak İşçi Partisi’nin programıyla yapılacak bir devrim kurtarabilir. İşçi Partisi kurtarabilir. Bu tarihsel ve bilimsel gerçeği zihnimize altın harflerle kazımalıyız.
II. GÖREVLER:
1. Örgütlenme Atağı
Günün devrimci görevi: İşçi Partisi’nin örgütlemek ve büyütmek!
Türkiye, zor bir dönemden geçmektedir. Zorlukların artacağı, iç çatışma ve kargaşanın yaşanacağı bir sürece giriyoruz.
Devrimci partiler, bu dönemlerde büyür ve tarihsel rollerini bu dönemlerde oynarlar.
Devrimin tek çözüm halinde gelmesi, bir yandan yükümüzü artırırken, diğer yandan koşulları da elverişli hale getirmektedir.
Tanımladığımız tarihsel misyonumuz gündeme gelmektedir.
Bu misyonu başaracak bir İşçi Partisi inşa etmek, işin esasıdır. Günün devrimci görevi budur! Bunun için Partiyi derinlemesine örgütlemek, öncüleri kazanmak, büyütmek günün görevidir. Bu yönüyle, 12 Eylül 2010 öncesine göre koşullar partinin büyümesi için daha elverişlidir. Referandum süreci ve sonuçları, sistem partilerinin hali, düzen içi çözümün tükenmişliği ve yaşanan yıkımlar bu olanağı bize fazlasıyla tanımakta, İşçi Partisi’nin çekim gücünü artırmaktadır.
Bunun için ittifak ve cephe laflarını bir kenara bırakıyoruz. Halkoylaması sırasında bir cephe oluştuğunu söylemek yararlıydı. Ama artık, Partimize kadro ve kitle kazanma; çalışmamızın esasını oluşturacaktır. CHP ve MHP’yi ittifaka kazanmak için değil, kadrolarını ve tabanlarını ve ayrıca partisiz devrimcileri Partimize kazanmak için çalışacağız. Görevimiz; CHP ve MHP’yi kurtarmak değil, Türkiye’yi kurtarmaktır.
Örgütlenme mücadele temelinde olacaktır. BOP eşbaşkanlığını yıkmak, Türkiye’yi iç çatışmalara sürükleme planlarına eylemli olarak karşı koymak, Ergenekon tertibine karşı verdiğimiz mücadeleyi sürdürmek, Milli Hükümet hedefine ulaşmak önümüzdeki mücadele konularıdır.
a. Örgütlenme Bürosu
Yeni Örgütçüler: Merkez Yürütme Kurulu Üyeleri
Örgütlenme Büromuzu yeniden düzenliyoruz. Örgütlenmenin Genel Sekreterliğe bağlı olmakla birlikte, ayrı bir büro olarak düzenlenmesi, işi tali hale getirmektedir. Bu durum, uygulamada aksama ve eksikliklere yol açabilmektedir. Dönemin ihtiyaçlarını göz önüne alarak Örgütlenme ve Genel Sekreterlik bürolarını, Genel Sekreterin başkanlığında birleştiriyoruz.
Merkez Yürütme Kurulumuzun üyeleri; Genel Başkan Vekili, Genel Sekreter, Genel Sayman ve Genel Başkan Yardımcılarımız, partimizin örgütçüleridir. Genel Merkezin her bürosu aynı zamanda bir örgütlenme bürosudur. Kendi alanlarını örgütleyeceklerdir.
b. Partiyi büyütme ve derinlemesine örgütleme:
Önceliğimiz partimizi büyütmektir. Bununla birlikte, mevcut örgütlerimizin güçlendirilmesi ve derinleştirilmesine önem vereceğiz. Bu kapsamda süratle temel örgütleri kurmak, örgütsüz, görevsiz üye bırakmamak ilk adımdır. Bununla birlikte ilçe – belde örgütleri, mahalle ve köy temsilcilikleri kurmayı da hedefleyeceğiz.
c. Örgüt Klasörü:
İl örgütlerimiz 6 dosyadan oluşan, “Örgüt Klasörü”nü 15 Ekim 2010 gününe kadar tamamlayacaklardır. Örgüt klasörü, bürokratik bir işlem değil, partiyi büyütme, derinlemesine örgütleme ve öncüleri kazanma çalışmasının olmazsa olmaz koşuludur.
Örgüt klasörü, bir kere yapılarak, tamamlanacak bir çalışma değildir. Daimidir. Canlıdır. Sürekli güncellenecek, geliştirilecek örgütlenme kılavuzudur. Örgütlenme klasörü çalışmasını tamamlayan örgütlerimiz süratle sonuç almaktadır.
d. 10 Görev:
Önceki MKK toplantımızda belirlediğimiz, örgütlenmede 10 GÖREV geçerlidir ve daha da önemli hale gelmiştir. Bütün il ve ilçe örgütlerimiz, 10 GÖREV’i, Parti binalarının başköşesine asacaklar, kadrolarımız ezberleyeceklerdir. “10 GÖREV”i, her günün akşamında, yapılan işleri saptayarak, tekmil verilecek, sonuçları değerlendirilecek bir talimat olarak ele alacağız.
10 GÖREV arasında yer alan ÖRGÜT KUR talimatında, ilk olarak kurulacak örgütü, TEMEL ÖRGÜT olarak belirliyoruz.
e. Hedef Kitle: Yüzde 42’lik Hayır Cephesi
Belirttiğimiz üzere, Milletin yüzde 42’si – aslında yarıdan fazlası- BOP Eşbaşkanlığı karşısına dikilmiştir. Bu, AKP’yi yıkma, Türkiye’yi yeniden Kemalist Devrim rotasına sokma çağrısıdır. Yüzde 42’yi oluşturan yurttaşlar ve özellikle bu kapsamda yer alan CHP’li, MHP’li veya partisiz kadrolar hedef kitlemizdir. Kadro ve kitle kazanmak için bir derya karşımızdadır. Referandum sonrası tepkiler buna işaret etmektedir. Gençlik örgütüne yöneliş de bunu göstermektedir.
f. Kitle Örgütlerinde Çalışma:
Her dönem olduğu gibi siyasi çalışma, örgütlenme, kadro ve kitle kazanma çalışmamızın esası kitle örgütlerinde çalışmadır. Partimizi büyütme, örgütümüzü güçlendirmeye özel önem verdiğimiz bu süreçte kitle örgütlerinde çalışma daha da önem kazanmaktadır. Bir kitle örgütüne üye olmayan ve faaliyetlerine katılmayan üyemiz kalmayacaktır.
g. Öncüleri Partilileştirmek:
Öncüleri partileştireceğiz. Bu çalışma salt merkezi bir faaliyet değildir. Bütün örgütlerimiz her düzeyde öncüleri belirleyecek ve kazanacaktır. Devrimci süreç, yeni kahramanların öne çıkmasını sağlamıştır. Bu kahramanlar ve hedef kitle içinde belirttiğimiz kadrolar öncelikli olarak ulaşmamız gereken kesimlerdir. Öncüleri, Partiye davette tutucu davranılamaz. İşçi Partisi’nin öncülere çağrısı davet değil, görev tebliğidir.
h. Yılsonuna Kadar Her Örgüt İki Etkinlik:
Bütün il örgütlerimiz 2010 yılı sonuna kadar halka açık iki etkinlik (panel, konferans, miting vb) düzenleyeceklerdir. Etkinliklerin konu, konuşmacı ve zamanlaması, Genel Sekreterliğimizle görüş alışverişi yapılarak belirlenecektir.
i. Eğitim ve Örgütlenme Konferansları:
Örgütlenme tecrübelerinin aktarımı ve eğitim amacıyla “Kitle Örgütleri Konferansı” ve "Örgütlenme Konferansı” düzenlenecektir. Konferanslarda, “kitle örgütleri çalışması” ve “örgütlenme”de örnek/model çalışmalar ayrıntılarıyla irdelenecektir. Konferansların tarih, yer ve katılımcıları bilahare bildirilecektir.
2. Bildiri:
Referandum sonuçlarını değerlendiren bildiri hazırlanmıştır. Merkezi olarak bastırılacak olan bu bildiri hafta sonuna kadar illerimize ulaştırılacaktır. İl Örgütlerimiz, bütün güçlerini seferber ederek, bildiriyi yurttaşlara ulaştıracaklardır.
3. Kemalist Devrim 4 Ve 7 Kitaplarının Satışı:
Genel Başkanımız Sayın Doğu Perinçek'in "Kemalist Devrim-4 / Kurtuluş Savaşı'nda Kürt Politikası" ve Kemalist Devrim-7 / Toprak Ağalığı ve Kürt Sorunu" adlı kitapları yayımlanmıştır.
Ülkeyi bölünmekten kurtaracak TEK PARTİYİZ. Bu program, 40 yıllık mücadele ateşinde oluşturuldu. Gerekçeleri tarih temeline oturtularak kitaplar haline getirildi. Programın özü: Kürdümüzü Cumhuriyetimize kazanmaktır
Ekinde 35 dakikalık bir belgeselin DVD’sinin de olduğu Kemalist Devrim-4 kitabının yeni basımını ve Kemalist Devrim-7 kitabını yaygın bir biçimde satışı görevimizdir. İsteyen örgütlerimize Kemalist Devrim 7 kitabı için de, belgesel DVD’si gönderilecektir.
4. Eşbaşkan DVD’si:
BOP Eşbaşkanlığına karşı mücadelede kullanacağımız önemli bir malzeme üretilmektedir. DVD olarak hazırlanan ve 1 Milyon adet üretilecek propaganda malzemesinde, Ulusal Kanal’da yayınlanmakta olan EŞBAŞKAN belgeseli, Genel Başkanımızın Türk Milletine “İrtica Brifingi”, Kemalist Devrim 4 kitabının ekinde yer alan “Kürt Sorunu” belgeseli vb filmler yer alacaktır. Üretim tamamlandığında örgütlerimize gönderilecektir. Bu çalışmanın yürütülmesine ilişkin genelge bilahare iletilecektir.
5. Ergenekon Tertibine Karşı Mücadele:
Ergenekon tertibine karşı mücadelede yeni yöntemler geliştirilmektedir. İlk etapta “Doğu Perinçek ve Yurtseverlere Özgürlük Komiteleri” kuruyoruz. İstanbul’da başlatılan bu çalışma kısa sürede bütün illerimize yaygınlaştırılacaktır.
Ayrıca tertibe karşı yurtdışında geniş kapsamlı bir bilgilendirme faaliyeti başlatılacaktır.