“Sizin mahkemeniz bu süreçte ne yapacak? Bizim hakkımızda vereceğiniz kararın hiç önemi yok. Onu tarih yazmayacak. Tarih şunu yazacak: ‘Kukla devletin kurulmasında İstanbul’da böyle bir mahkeme vardı, şöyle rol oynadı.’ Ben sizden hâlâ umudu kesmiş değilim. Sonradan gurur duyacağınız bir karar alın.”
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Ergenekon davasının 164. duruşmasında mahkeme heyetine işte böyle seslendi. 26 Ekim’de görülen duruşmada söz alan Perinçek, Öcalan ve PKK ile sürdürülen görüşmeler hakkında konuştu. Perinçek,
görüşmelerin, Amerika’nın dünya planının merkezindeki ‘Büyük Kürdistan’ amacına hizmet ettiğine vurgu yaptı.
Perinçek, partisinin 1991 yılında Güneydoğu’da yaptığı mitinglerin de görüntülerini
izletti. On binlerce Kürt yurttaşın katıldığı mitinglerde ‘Kardeşlik’ sloganlarının
atıldığına dikkat çeken Perinçek:
“Ben milletime burada çözümü sunuyorum” dedi.
Perinçek’in tarihi uyarılarda bulunduğu konuşmasından bir özet sunuyoruz. İddia makamının bizimle ilgili suçlamalarından biri de “Doğu Perinçek, Abdullah Öcalan ile görüştü.” Bu, suçu kanıtlayan eylemlerden biri olarak iddianamede sürekli işlenmiştir.
25 Ekim günlü Vatan gazetesi, BOP eşbaşkanlığının Öcalan ile bir barış protokolü
yaptığını yazıyor. Açıklayan Aysel Tuğluk. Tayyip Erdoğan 34 ayrı yerde BOP Eşbaşkanı olduğunu bizzat itiraf ediyor, Erdoğan, Amerika’nın Türkiye’nin tepesine
oturttuğu, ABD hiyerarşisi içinde bir memur. İşte o zatın başında bulunduğu kurum, Öcalan ile sürekli görüşmenin ötesinde bir barış protokolü yapmış. Şu mahkemenin vereceği kararların bile BOP eşbaşkanlığı ve PKK arasındaki görüşmelerde verildiği biliniyor.
TUNCAY GÜNEY'İN KONUŞTURULDUĞUNUN KANITI
Doğu Perinçek’in denetiminde Genelkurmay ile Öcalan görüşmeleri yapıldığı iddiası
da var. Bunun ne olduğu da aydınlandı. Milliyet gazetesi 29 Eylül 2009’da
yazdı: “Üç gizli Öcalan toplantısı.” Toplantıyı yapanlar kim? Başbakanlık, MİT, Dışişleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı… Tutanakları bile var.
Habere göre toplantılar 1999’da yapılmış. Bu tarihte Doğu Perinçek nerede?
Mahkemeniz sordu, cevap da aldı, ben o zaman Haymana Cezaevi’ndeyim…
Burada ilginç bir nokta daha ortaya çıkıyor.
Tuncay Güney o üç gizli toplantıyı nereden biliyor? Bu, Tuncay Güney’in yönlendirildiğinin, konuşturulduğunun çok önemli bir kanıtı. Doğu Perinçek adı da
Tuncay Güney’e özellikle söylettiriliyor.
"BÜYÜK KÜRDİSTAN"I 1990'LARDA KURMAYA BAŞLAMIŞLAR
Özal zamanından beri bu irtibatlar kurulmuş. MİT de burada aktif görev alıyor.
Demirel, Abdullah Öcalan’a kravat hediye ediyor. Ben bunları eleştirmek için söylemiyorum. Nasıl olduğunu söylüyorum. Çiller görüşmeleri sürdürüyor. Erbakan Başbakanken, milletvekili Fethullah Erbaş’ı yolluyor ve onunla da görüşme yapılıyor. Sonra bütün bu görüşmeleri yetkili şahıslar açık açık söylediler. Kim o yetkili şahıslar?
MİT Müsteşarı Sönmez Köksal…
Milliyet gazetesine verdiği röportajda bakın aynen şöyle söylüyor:
“…Türkiye, Kuzey Irak’la ilişkilerini geliştirmeye çalışmalı. Vize kalkabilir. Ekonomik entegrasyon geliştirilebilir. Antep, Diyarbakır, Mardin gibi birtakım kentler, bölgesel entegrasyonu kolaylaştırıcı bir ekonomik planlama içinde olabilir.”
Sözde Kürdistan’ı kuruyor bunlar! Aslında ikinci İsrail. ABD’nin kuklası olan
“Büyük Kürdistan”ı kurmaya daha 1990’larda başlamışlar. Ne demek entegrasyon?
Urfa’yı Antep’i Mardin’i Kuzey Irak’a entegre etmek! Böyle söylüyor Sönmez Köksal.
MİT KABUL ETTİ, PKK DOĞRULADI
MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, “PKK ile görüşmeleri MİT yapar.” diyor, açık açık anlatıyor. Bakın bu sizleri çok yakından ilgilendiriyor. “Biz Ergenekon davalarını açmasaydık, Kürt açılımı yürür müydü?” diyor. Ergenekon işte bunun için yapıldı. MİT Müsteşar Yardımcısı açık açık söylüyor. Öneş, “ABD projeleri çerçevesine Öcalan ile görüşülüyordu” diye açık açık söylüyor. Daha sonra, PKK’nın basın görevine bakan çocuk, Vanlı yurttaşımız Günan Arslan görüşmeleri tarih tarih yazdı. Bakın PKK da aynı şeyi doğruluyor. Bir tarafta MİT, bir tarafta PKK!
KERKÜK'Ü ALACAĞIM DİYE DİYARBAKIR'I VERME PLANI
Bu görüşmelerin amacı ne? 1988 Martında biz 2000’e Doğru dergisinde
açıkladık, “Pentagon’un Kürt Senaryosu” diye kapak yaptık. Bizzat Orgeneral Necdet Üruğ ve Orgeneral Necdet Öztorun bize açıkladılar: “1986’da ABD Savunma Bakan Yardımcısı George Taft geldi. ABD’nin Kürt Senaryosu’nu getirdi. Biz görüşmeyi kabul etmedik.”
Bu açıklama Org. Üruğ’un evinde, teybe de alınmış konuşmadır. O zamandan beri biz bu plan üzerinde duruyoruz. Bu plan Türkiye’ye nasıl sunuluyor? “Bakın genişliyoruz, Kerkük’ü alacağız”… Kerkük’ü alacağım diye Türk milletini aldatarak Diyarbakır’ı verme planı! Bakın MİT Müsteşarı da söylüyor. Diyarbakır’ı Mardin’i Urfa’yı Kuzey Irak’a entegre etme planı. Kekük’ü Türkiye’ye değil; buraları Kuzey Irak’a entegre ediyor.
ABD’nin Ortadoğu Planı budur ve bu plan uygulanmaktadır. Tarih, buna “hıyanet” diyecek. Bunun karşısında duran tek kurum İşçi Partisi’dir. TSK bile bu plana karşı durmadı. Durmadığı için ne oldu? Bakın bugün fuhuş operasyonları düzenlenmektedir. Sonuç itibariyle, ABD’nin savaşmadan yenme stratejisine,
TSK savaşmadan yenilme stratejisi ile cevap veriyor.
GÖRÜŞMELER MİT MÜSTEŞARI DÜZEYİNDE
KCK iddianamesinde konuşma kayıtları var. Bu kayıtlarda Tayyip Erdoğan’ın ağzından “Özal’ın başını yediler. Buna rağmen merak etmeyin, ben sizi MİT Müsteşarıyla görüştüreceğim” deniyor. Bakın JİTEM, yüzbaşı falan değil; MİT Müsteşarı düzeyinde görüştürüyor! Bunlar kayda geçmiş durumda ve mahkeme dosyalarında var.
ABD’nin dünya planının merkezinde Kürdistan vardır. Biz ne yaptık? Bunu 1988’den beri biliyoruz, saptadık ve İşçi Partisi adına bunun mücadelesini veriyoruz. Kimse hayal kurmasın, Türkiye’nin 1980-90’lardan itibaren bir milli devleti yoktur. Arayan bulamayacaktır onu. Ancak bu millet ayağa kalkacak da işte o zaman…
GÖRÜŞME BÖYLE YAPILIR
Biz yaptığımız görüşmeleri yazmışız. Apo o zaman “Biz Sevr’e karşıyız” diyordu.
Bakın, bu görüşmelerde Öcalan, “Ortak zemin Kemalist Devrimdir.” diyordu.
“Türkçe bizim ortak dilimiz” fikri vardı.
Öcalan “Biz Bekaa’da Kürtçe eğitim yapamıyoruz devlette mi yapacağız?” diyordu.
“Ben rüyalarımı bile Türkçe görüyorum” diyordu. “Türkler bizim ağabeyimizdir. Milletin adı tabii ki Türk milleti olacaktır. Devletin adı tabii ki Türkiye Cumhuriyeti olacaktır.” diyordu.
Abdullah Öcalan ile görüşme işte böyle yapılır!
Şimdiki görüşmelerle ise PKK Sevrci yapıldı.
ORHAN PAMUK OLMAYI KABUL ETMEDİM
Ben yalnız Bekaa’ya gitmedim. Avrupa Parlamentosu’nda konuşan ilk Türk’üm.
Avrupa Irkçılıkla Mücadele Birliği (LICRA), FIDEY ve FIDEF, 10 Temmuz 1991 tarihinde bir mektup yazarak, beni Avrupa’nın bir numaralı lideri Poos’la görüşmek,
Avrupa Parlamentosu’nda konferans vermek ve bana Altın Tüy Ödülü’nü (Plam do’r) vermek üzere davet etti. Avrupa gazeteleri o zaman “İnsan hakları savaşçısı” diye başlıklar attılar. Ben bu seyahatimde, “Ey Avrupalılar, Ey Amerika! Bize karışmayın!” dedim. “Kürt meselemize parmağınızı sokmayın. Bizim meselemiz, biz çözeriz.” Bana Avrupa’nın liderleri dediler ki o zaman, “Aman konuşmanda Avrupa’ya, Amerika’ya dokunma, komünizmi istediğin kadar öv.” “Siz beni kişilik olarak bu meseleyi konuşmak için çağırdınız. Doğrusu neyse onu konuşurum.” dedim. Avrupa’nın 1 No.lu lideri Poos ile görüşen ilk Türk’üm. Ben Orhan Pamuk olmayı kabul etmedim. Altın Tüy, Nobel’den daha kıymetli bir ödüldür. Benim için resepsiyon düzenlendi. Programa göre, orada bana ödül verilecekti. Verilmedi. Ben de milletimin gururuyla “Hani ödül?” demedim ve döndüm. Ben orada onların söylediği gibi konuşsam, yumuşatsam… Haa, onu da ima ettiler: “Seni Türk politikasında büyütürüz”. Ben buna boyun eğmediğim için buradayım. …Ve size kumanda edenler oralardan geçti!
ÇÖZÜM'ÜN GÖRÜNTÜLERİ
Biz halkımızla birleştik, Kürt halkını kazandık. On binlerce, yüz binlerce Kürde, “Kardeşlik” ve “Kahrolsun Amerika” sloganları attırdık. Liderlerimiz öldürüldü. Bugünkü de aynı operasyonun devamıdır. Türkiye’nin birliğini bütünlüğünü savunanlar, burada hapislere atılmıştır. Büyük Kürdistan’ı kurana kadar da devam edecektir. Ama kuramayacaklar, onu da söyleyeyim. Doğu Perinçek, konuşmasının bu bölümünde, 1991 yılında lideri olduğu Sosyalist Parti’nin Diyarbakır, Batman ve Cizre mitinglerinden görüntüler izletti. Mahkeme salonundaki iki dev ekranda, miting meydanlarını hıncahınç dolduran on binlerce Kürt yurttaş ve kürsüde konuşan Perinçek görünüyordu. Perinçek, mitinglerde yaptığı konuşmalarda, “Burada kardeşlikten başka ideoloji kan getirir”, “Türk emekçileriyle ezilen Kürt halkı birlik olursa buradan zafer çıkar” diyordu. Her üç mitingde de meydanları dolduran yurttaşlar, Perinçek’in konuşmasını sık sık “Kardeşlik, kardeşlik”, “Amerika kahrol” sloganları atarak destekliyordu. Perinçek, bu görüntüleri izlettikten sonra şöyle devam etti: Burada aynı zamanda milletime bir çözüm sunuyorum. Emperyalizme karşı halk nasıl birleştirilir? Sayarak, severek, ona Ankara’dan Erzurum’dan Ege’den el uzatarak, haksızlığa karşı çıkarak…
Bu mitinglerin ardından bölgede 10 liderimiz öldürüldü. Kim öldürdü? Gladyo!
Daha önce de PKK öldürmüştü! İki cephede birden savaştık.
PERİNÇEK İLE BİRLEŞMEYİN TALİMATI
Öcalan, “Sosyalist Parti, halkı ayağımın altından çekiyor.” dedi. Özal, HEP yöneticilerini çağırdı. Görüşmeye giden Mahmut Alınak ve Adnan Ekmen bizzat anlattı. Özal, onlara şöyle demiş: “Sizden bir şey istiyorum, Doğu Perinçek ile birleşmeyeceksiniz.”
Neden? Doğu Perinçek Amerika’ya karşı!
Cizre’de kendi gözlerimle gördüm PKK barikatını. Halk barikatı yardı da mitinge
geldi!
Devlet, CHP listesinden HEP’e 22 milletvekilliği teklif etti. Bize de 4 milletvekilliği
teklif ettiler. CHP, PKK ile işbirliğini kabul etti; ancak biz o planın da içinde yer almadık.
Onun için sizin mahkemenizin sorumluluğu çok büyüktür. Sizin mahkemeniz bu süreçte ne yapacak? Hakkımızda vereceğiniz kararın hiç önemi yok. Onu tarih yazmayacak. Tarih şunu yazacak: Kukla devletin kurulmasında İstanbul’da böyle bir mahkeme vardı, şöyle rol oynadı. Ben sizden hâlâ umudu kesmiş değilim. Ben insandan umudu kesmem. Bu kararı hâlâ verebilirsiniz. Sonradan gurur duyacağınız
bir karar alın.