* Bahçeli, Baykal ve Ağar başta olmak üzere Ön-Tayyipler, millete dönüp “Sizi Tayyip’ten ben kurtarırım” imajını cilalarken, Washington yöneticilerine dönüp, “Benden daha better Tayyip bulamazsın” diye yanıp yakılmaktalar.
* Bugün Türkiye için en büyük tuzak, “Tayyip’i götürmek” parolasıyla yeni Tayyip’i iktidara getirmektir.
TAYYİP ERDOĞAN HANGİ SÜRECİN ZEHİRLİ MEYVESİ
1990 yılı sonunda, maden işçileri “Özal gider, dertler biter” diye yürümüştü. Özal gitti, dertler bitmedi. Çünkü yeni gelenler de Batı’dan dayatılan aynı neoliberal programa bağlıydılar. Demirel-Erdal İnönü, Çiller-Baykal, Erbakan-Çiller, Yılmaz-Ecevit, Ecevit-Bahçeli-Yılmaz ve Tayyip Erdoğan yönetimleri sırasıyla geldiler. Washington’a Türkiye’de “hükümet” dayanmıyor; dayanamaz. Çünkü uyguladıkları program, işçi ve çiftçisinden esnaf, sanayici ve tüccarına kadar bütün bir milletin felâketi olmuştur. Halk yoksullaşırken, bir tek ABD güdümlü mafya ve tarikat şeyhleri zenginleşiyor. Bu yüzden hiçbir hükümet dört yıldan fazla dikiş tutturamıyor. Ama bu kez, ABD aynı programı başka markayla piyasaya sürüyor.
1980 yılı 24 Ocak kararlarıyla başladı bu süreç. Arkasından 12 Eylül 1980’de 24 Ocak’ın sopası geldi. CIA istasyon şeflerinin “Bizim oğlanlar” dediği Cunta, mafya tarikat rejimini kurmak için ellerine sopayı aldılar. “Dünya ekonomisiyle bütünleşme” dediler, sonuçlarını yaşıyoruz. Tayyip Erdoğan bu sürecin zehirli meyvesidir. Bu nedenle 12 Eylül’den bu yana Türkiye’de ABD’den mührü alanlar, “Tayyip Erdoğan’ı getirenler familyası” olarak isimlendirilebilir. Veya onlara “Ön-Tayyipler” adı da verilebilir.
ÖN-TAYYİPLER TEKRAR SAHNEDE
Son zamanlarda Ön-Tayyipler’in, Tayyip Erdoğan’ı iktidardan indirme rolüne talip olarak yeniden sahne aldıkları görülüyor. Demirel, Ecevit, Bahçeli, Baykal, Çiller’in İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, Türkiye’nin başına getirdikleri Tayyip Erdoğan’ı götürme iddiasıyla milletten oy istiyorlar. Çünkü artık oylar, ancak Tayyip’i götürme adına avlanabilir.
Ön-Tayyipler ile Tayyip Erdoğan arasında Türkiye’yi AB kapısına bağlama ve ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’ne piyonluk konusunda bir görüş ayrılığı yok. Türkiye’yi Avrupa kapısındaki zincirlerinden çözme kararında olsalar, ABD’nin 24 İslam ülkesini parçalama planlarına karşı vaziyet alsalar, Demirel’in de, Baykal’ın da, Devlet Bahçeli’nin de “Ön-Tayyip” olduklarını hatırlatmaktan vazgeçmeye hazırız. Herhangi bir siyasal partinin ABD’nin denetimi dışına çıkması, bizi ancak sevindirir. Nitekim 9. Cumhurbaşkanı Sayın Demirel, Avrasya Sempozyumu’na katıldığı, Lozan ve Berlin harekâtlarını desteklediği zaman, kendilerini alkışladık.
Ancak Ön-Tayyiplik, köklü bir bağlantı. Son 25 yılın siyasal partileri, İşçi Partisi dışında, hep AB kapısının mütemmim cüzleri, yani tamamlayıcı parçaları haline gelmişlerdir. Bizi Kapı’ya bağlayan zincirden kurtulduğumuz zaman, Kapı’nın teferrutlarından da kurtulacağımıza önümüzdeki süreçte tanık olacağız.
FETHULLAH HOCA ÖDÜLLÜLER
Ön-Tayyipler, 25 yıl Fethullah Hoca’dan irşat aldıktan sonra, “laik” olduklarını hatırladılar. 12 Eylül sonrası iktidarların en önemli özelliklerinden biri, Fethullah ödüllü olmalarıdır. Özal, Nakşibendi idi. Demirel, Ecevit, Hikmet Çetin vb hep, Fethullah Hoca’dan ödül almışlardır. Bahçeli’nin MHP’sinin içi tarikat ağlarıyla örülüdür. Baykal da, Moon Tarikatı üzerinden Fethullah Hoca’yla aynı merkezlere bağlıdır. AB üyeliğinden yana olmak, laikliğin ve Türk Devrimi’nin ayak altına alınmasını gerektirmiştir.
Bizde irtica, hep Haçlı irticadır. Batı emperyalist sisteminin denetimi altına girdiniz mi, tarikatlarla aşna fişne kaçınılmazdır. Ecevit, Baykal, Bahçeli ve diğerleri, hükümet ve muhalefet dönemlerinde hep bunu kanıtlamışlardır. Türkiye, son 25 yılda Ön-Tayyipler yönetimi altında, Haçlı irtica batağına sürüklenmiştir.
BETER-TAYYİP ADAYLARI
Türkiye, ABD ve AB emperyalizminin denetiminden kurtulmadığı sürece, önümüzdeki dönem Tayyip yönetiminin daha beterleri gelecektir. Her Ön-Tayyip, eğer bir daha iktidarı kapacak olursa, Beter-Tayyip olur. Onların tek bir ezberi var: Türkiye’de mühür ABD’den alınır. ABD ise, kendi programını uygulamakta ve şimdi Beter-Tayyip’ini aramaktadır.
Bahçeli, Baykal ve Ağar başta olmak üzere Ön-Tayyipler, millete dönüp “Sizi Tayyip’ten ben kurtarırım” imajını cilalarken, Washington yöneticilerine dönüp, “Benden daha better Tayyip bulamazsın” diye yanıp yakılmaktalar. Bilindiği gibi Amerikancada “better” daha iyi anlamına geliyor. Bizim için Beter-Tayyip, ABD için Daha İyi Tayyip’tir.
Tayyip, Tayyip’i götürür mü? Götüreceklerdi de, niçin başımıza getirdiler?
BİRİCİK SEÇENEK
Tayipleri götürecek tek olanak, İşçi Partisi’nin Milli Hükümet seçeneğidir. Dün yayınlanan aylık Teori dergisinde, Millî Hükümet Programı taslağını bulacaksınız. Tayyip Erdoğan’ı iktidardan indirecek ve Beter-Tayyiplere iktidar olanağı vermeyecek program budur. Çünkü bu program, Türkiye’yi emperyalizmin denetiminden kurtarmanın rotasını belirliyor.
Millî Hükümet Programı, milletimizin öncüleri arasında tartışılıyor ve olgunlaştırılıyor. Eski Hazine Kambiyo ve Bankalar Genel Müdürü Ali Kocatürk’ün, CHP eski milletvekili Ali Nejat Ölçen’in ve Haluk Dural’ın Programa katkıları da yine Teori’nin son sayısında yayımlandı. Milletin öncüleri, Ergenekon’dan 21. yüzyıldaki çıkış programını yaratıyor. Milletin büyük gücünü birleştirme yeteneği, yalnız bu programın partisinde bulunuyor. Muğla Mumcular kasabasının aydın çiftçilerinden CHP’li Fuat Bey Perşembe günü şöyle dedi: “Halkın yönelişi başladı, İşçi Partisi tam patlama yapacak.”
Türkiye, ne Tayyip’lere, ne de Beter-Tayyiplere bırakılmayacaktır.
(Aydınlık, 2 Temmuz 2006 Başyazı)