İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 6 Haziran 2006 günü, Sanayi Bakanı Ali Coşkun'u ziyaret ederek, Türkiye'nin en verimli ve en karlı fabrikaları olan Bor, Ilgın ve Ereğli Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesi ile milli şeker sektörümüzün çökeceğini diğer fabrikalarımızın da kapanmakla yüzyüze geleceğini, bu nedenle özelleştirme programından vazgeçilmesini istedi. Görüşmede, İşçi Partisi'nin konuyla ilgili görüşlerini ve Bor'da Şeker-İş Sendikası ile birlikte düzenledikleri "Şeker Kurultayı"nın bilgilerini aktaran Perinçek, uygulmaya devam edilmesinin, Türkiye ekonomisine büyük zarar vermekte olduğunu, ayrıca uygulamanın pancar üreticisini açlığa sürükleyeceğini, yan ürünleri dikkate alındığında hayvancılıktan, sanayiye onarılmaz tahribatlar yaratacağına dikkat çekti. Ali Coşkun, bu yanlış karardan vazgeçmelerini isteyen Perinçek'e, önceki hükümet döneminde İMF'ye verilen söz doğrultusunda bu fabrikaların özelleştirme programına alındığını, ve fabrikaların zarara uğratıldığını, sorunları çözmeye çalıştıklarını, uyarıları dikkate alarak, kararı gözden geçireceklerini ifade etti.
30 Nisan 2006 günü Bor'da toplanan "Şeker Kurultayı"nda konuşan Perinçek şunları söylemişti;
"Ankarayı düşmandan kurtarmak ve Atatürk’ün Ankara’sı yapmak gerek.
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, “Bu salonda toplananlar, özelleştirmenin vatan yıkıcılığı olduğunda, Cumhuriyetin ve Atatürk’ün, liberal sistemin saldırısı ile yok edilmek istendiğini, artık ülkemizin önünde sadece bir programın olduğunu, bu programda ise bu salonda toplananların birleştiklerini, ama farklı yerlerde va dağınık durmaları yüzünden etkili olunamadığını” belirtti. Perinçek “program, Atatürk devrimlerini savunmak ve ilerletmektir. İkinci bir yol yoktur. Bu salonda oluşan görüş birliği Türkiye’nin her tarafında oluşmaktadır. Şimdi bu salonları ve dağınık bu kuvvetleri ulusa ve Cumhuriyete sahip çıkma ve devrim programında bir araya getirme görevinin karşısındayız. Ankara düşmanlar tarafından ele geçirilmişken, bu programı uygulamak mümkün değildir. Bugünün görevi bu salonları birleştirerek Ankara’yı yeniden Atatürk’ün, Cumhuriyetin ve Devrimin Ankara’sı yapmak için mücadele etmektir. “Türk iş işçi sınıfına ve vatana yönelen bu özelleştirme saldırılarında, üzerine düşeni yapacak güçtedir. Kendine güvenmelidir. Mücadele eden sendikaların davalarını, kendisinin ve Türkiye’nin davası yapmalıdır.”