Doğu Perinçek'in taleplerini haklı bulan Mahkemeden Ergenekon savcılarına uyarı:İDDİANAMEDEKİ 10 YANLIŞI DÜZELTİN!

Ergenekon davasının görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in savunmasında dile getirdiği talepleri haklı bularak, savcıların hazırladığı iddianamede yanlış olarak değerlendirdikleri 10 noktanın düzeltilmesini istedi. S...

Tarih:

Ergenekon davasının görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in savunmasında dile getirdiği talepleri haklı bularak, savcıların hazırladığı iddianamede yanlış olarak değerlendirdikleri 10 noktanın düzeltilmesini istedi. Savcılara bu konuda sürenin de verildiği karar, davanın 3 Şubat 2009 tarihli duruşmasında alındı.

Ergenekon davasının görüldüğü mahkemede dün alınan kararla savcıların hazırlamış olduğu iddianamedeki çelişkili durumların giderilmesi hedefleniyor. Mahkeme, iddianamede yer alan ve yanlış olduğu ortaya çıkan noktaları Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara bildirdi. Mahkeme savcılara süre vererek bu yanlışların düzeltilmesini istedi.

İste o yanlışlar:

Yanlış 1:
İddianameye göre Ergenekon örgütünün gizli "yeniden yapılanma belgesi' Bilecik'te Veli Küçük'ün isteği ile Doğu Perinçek ve arkadaşları tarafındanhazırlanmıştı ve iddia Tuncay Güney'in ifadelerine dayandırılıyordu.
Oysa Tuncay Güney'in basına dağıtılan kasetlerinde böyle bir ifadenin yer almadığı ortaya çıktı.

Yanlış 2:
İddianamede Güney'e dayandırılarak Doğu Perinçek ve arkadaşlarının Ergenekon yeniden yapılanma belgesini Veli Küçük'ten aldıkları talimatla yazıldığı ileri sürülmüştü.
Oysa Güney'in sorgusunda böyle bir ifade kullanmadığı ortaya çıktı.

Yanlış 3:
İddianamenin Güney'e dayandırılan "Bilecik toplantısındaki o belgeyi Doğu Perinçek, Suphi Karaman, Hasan Yalçın, Deniz Bilge ve Erol Bilbilik" yazdı şeklindeki ifade Tuncay Güney'in mülakatında yer almıyor.

Yanlış 4:
Doğu Perinçek Veli Küçük'e bir mektup yazdı ve 'Arz ederim' ifadesini kullandı.
Dava dosyasındaki mektup incelendiğinde böyle bir ifadenin olmadığı ortaya çıktı.

Yanlış 5:
Doğu Perinçek'in PKK kurucusu olduğu ve PKK'nın ikinci lideri olduğu iddiasına da Perinçek daha önce verilmiş mahkeme kararlarını ve Milli Savunma Bakanlığı'nın resmi yazılarıyla yanıt verdi.

Yanlış 6:
İddianamede, İşçi Partisi'nde ele geçirilen belgede 'İhanet eden ve ayrılanı öldür' eklindeki ifadenin olduğu söyleniyor ancak belge incelendiğinde böyle bir ifadenin belgenin alında olmadığı ortaya çıkıyor.

Yanlış 7:
İddianamede Doğu Perinçek'in Abdullah Öcalan'ı Türkiye'ye getiren Özel Kuvvetler Komutanlığı elemanlarıyla birlikte PKK ile görüşme yaptığı belirtiliyor. Oysa bu suçlamaların yapıldığı dönemde Doğu Perinçek başka bir tertip nedeniyle Haymana Cezaevi'ndeydi.

Yanlış 8:
İddianamede yine Perinçek'e yollanan bir takım PKK mektuplarından bahsediliyor. Oysa bu mektupların sahteliği kesinleşmiş ve iftira oldukları mahkeme kararıyla da belirlenmiş. Üstelik bu durum iddianamenin yazılmasından önce savcılığın bilgisine sunulmuş.

Yanlış 9:
İddianamede Ulusal Kanal'ı Ergenekon örgütünün kurduğu ileri sürülüyor. Ticaret sicili ve RTÜK kayıtlarıyla Ulusal Kanal'ın kuruluş tarihinin 15 Aralık 1994 olduğu gözetildiğinde, 1999 yılında kurulduğu ileri sürülen Ergenekon örgütünün, kanalı kurması mümkün değildir.

Yanlış 10:
İddianamenin 1546'ıncı sayfasında, Perinçek'in geçmişte yazdığı kitaplarda Ermeni soykırımını savunduğu ileri sürülmektedir. Bu iddiananın da herhangi bi kanıtı yoktur.

Savcılar bu yanlışlara cevap verecek

Mahkemenin yanlış olarak değerlendirdiği bu iddialarla ilgili kendisine süre verilen savcılar, bu süre içinde bu yanlışlara bir yanıt verecek veya aksini kanıtlayıp tekrar mahkemeye gönderecek.

Sayın Perinçek'in savunmasında dile getirdiği bu yanlışlar hakkında avukatları aşağıdaki dilekçeyi mahkemeye vermişlerdi;

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na

Dosya No: 2008/209

Konu: Müvekkil Doğu Perinçek’in sorgusunda ifade ettiği;
a) İddianamedeki maddi hataların düzeltilmesi,
b) Suç duyurularında bulunulması,
c) Getirtilmesi talep edilen bilgi ve belgelerin celbi istemidir.

Açıklamalar :

I. İDDİANAMEDEKİ MADDİ HATALARIN DÜZELTİLMESİ İSTEMİ

1. Bilecik toplantısı
İddianamenin 887, 1408, 1522, 1552 ve diğer sayfalarında “Tuncay Güney Mülakatı”nda, “Ergenekon Yeniden Yapılanma Temel Belgesi”ni, Doğu Perinçek, Suphi Karaman, Hasan Yalçın, Deniz Bilge, Erol Bilbilik Bilecik’te hazırladılar” beyanının yer aldığı ileri sürülmüştür.
Müvekkilin sorgusunda ayrıntılarıyla açıkladığı gibi “Tuncay Güney Mülakatı”nda böyle bir ifade yer almamaktadır. (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.9

2. Veli Küçük talimatı
İddianamenin 56, 887, 1408, 1522, 1552 ve diğer sayfalarında “Tuncay Güney Mülakatı”nda, “Doğu Perinçek ve arkadaşları ‘Ergenekon Yeniden Yapılanma Belgesi’ni Veli Küçük’ün talimatıyla yazdılar” dediği iddia edilmektedir.
“Tuncay Güney Mülakatı”nda böyle bir anlatım yer almamaktadır. (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.10)
3. Belgeyi yazanlar
İddianamenin yukarıda belirtilen bölümlerinde “Tuncay Güney’in Mülakatı”nda, ‘Ergenekon Yeniden Yapılanma Belgesi’nin Doğu Perinçek, Suphi Karaman, Hasan Yalçın, Deniz Bilge, Erol Bilbilik tarafından yazıldığının söylendiği ileri sürülmektedir.
Keza, “Tuncay Güney Mülakatı”nda böyle bir anlatım da yoktur. Bu husus müvekkilin sorgusunda ayrıntılarıyla açıklanmıştır. (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.10-12)
4. “Arz ederim” ifadesi
İddianamenin 1415 vd sayfalarında Doğu Perinçek’in, Veli Küçük’e “arz ederim” sözcükleriyle biten bir mektup yolladığı iddia edilmektedir. Söz konusu mektup dava dosyasındadır. Bu mektubun incelenmesinde, “arz ederim” ifadesinin yer almadığı sabit olmuştur. (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.12-15)
5. Perinçek, PKK kurucusu
İddianamenin 280. sayfasında “Doğu Perinçek’in, PKK kurucusu ve PKK’nın ikinci lideri olduğu” iddia edilmektedir.
Bu iddianın iftira ve yalan olduğu, yıllar önce Milli Savunma Bakanı ve Milli Eğitim Bakanı’nın resmi yazıları ve kesinleşmiş mahkeme kararıyla sabit olmuştur. (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.21-22)
6. İP belgesinde “haini öldür” ifadesi
İddianamenin 63. Sayfasında, İşçi Partisi’nin “Devletin Yeniden Yapılanması” dokümanında, “ayrılan ve ihanet eden örgüt üyelerinin öldürüleceği hususu bulunmaktadır” deniliyor. Söz konusu belgede böyle bir ifadenin yer almadığı sabittir. (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.31-32)
7. Genelkurmay-PKK görüşmelerinde Perinçek aracılığı
İddianamenin 276 vd, 281, 1526 sayfaları vb yerlerinde, Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarıldığı ve Türkiye’ye getirildiği dönemde, Türk Silahlı Kuvvetleri ile PKK arasında görüşmeler örgütlediği ve toplantılar düzenlediği iddia edilmektedir.
Oysa bu dönemde Doğu Perinçek’in Haymana Cezaevinde tutuklu olduğu ve belirtilen etkinlikleri yapmasının fiilen olanaksız olduğu bellidir. (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.19-21)
8. Perinçek’e yollanan PKK mektupları
İddianamenin 280 ve 1499. sayfalarında, daha önce sahteliği kesinleşmiş ve iftira oldukları mahkeme kararları ile belirlenmiş sahte mektuplara yer verilmiş ve bu mektupların, PKK tarafından Doğu Perinçek’e gönderildiği iddia edilmiştir.
İddianamenin yazılmasından önce iddia makamının bilgisine sunulmuş bu mahkeme kararlarına rağmen, aksi sabit olan bu iftiranın iddianamede tekrar edilmesi mutlaka düzeltmeyi gerektirmektedir. (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s. 22-24)
9. “Ulusal Kanal’ı Ergenekon örgütü kurdu”
İddianamenin 1651.sayfasında Ulusal Kanal’ı Ergenekon örgütünün kurduğu ileri sürülmektedir. Ticaret Sicili ve RTÜK kayıtlarıyla Ulusal Kanal’ın kuruluş tarihinin 15 Aralık 1994 olduğu da gözetildiğinde, 1999 yılında kurulduğu iddia edilen Ergenekon örgütünün Ulusal Kanal’ı kurmuş olmasının mümkün olamayacağı açıktır. (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.33-34)
10. “Perinçek geçmişte Ermeni soykırımını savundu”
İddianamenin 1546. Sayfasında Doğu Perinçek’in geçmişte yazdığı kitaplarda “Ermeni Soykırımı”nı savunduğu ileri sürülmektedir. Herhangi bir kanıta dayanmayan bu iddianın da düzeltilmesi gerekir. (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.36)
Yukarıda sıralanan bu iddiaların tamamının gerçeğe aykırı olduğu belgelerle sabittir. Kasta dayanmıyorsa maddi hatadır. Düzeltilmesi zorunludur. Aksi, iddia makamının iftira ve hakaret kastıyla hareket ettiğini gösterir.
Bu nedenle belirtilen ve İddianame’de yer alan bu “maddi hatalar”ın, iddia makamınca düzeltilerek, tutanağa yazdırılmasının istenmesine karar verilmesini talep ediyoruz.

II. SUÇ DUYURULARINDA BULUNULMASI İSTEMİ:

1. Yukarıda belirtilen ve iyi niyetle “maddi hata” olabileceği ileri sürülen dayanaktan yoksun hususlar, hakaret ve iftira oluşturmaktadır. Bunların “maddi hata” kabul edilip düzeltilmemesi halinde suç kastı kesinleşecektir.

2. İddianamenin 277, 278, 1525. sayfaları ve diğer yerlerde Türk subaylarının, Doğu Perinçek’in “organize ve referansı” ile Barzani ve Talabani’ye 24 bin silah verdiğini, bu silahların 6 bininin yine Türk subayları tarafından PKK’ya teslim edildiği yazılmıştır. Bu iddianın dayanaksızlığı Doğu Perinçek’in sorgusunda ayrıntılarıyla açıklanmıştır.
Bu iddia, soruşturma safhasında tarafımızdan Genelkurmay Başkanlığı’na iletilmiş ve doğru olup olmadığı sorulmuştur. “Genelkurmay Başkanı namına” gönderilen 20 Mayıs 2008 tarih ve “Ad. Müş. 3050-37-08. O.Ö.90017316” sayılı cevabi yazıda suçlamanın “tamamen asılsız ve mesnetsiz” olduğu bildirilmiştir.
Bu yazı, daha soruşturma sırasında tarafımızdan savcılığa sunulduğu halde gizlenerek, gerçek dışı iddia iddianameye yazılmış ve huzurda tekrarlanmıştır.
Bu durum, savcılık görev ve yetkilerinin kötüye kullanılarak, delillerin karartılmasıdır. Oysa CMK’nın 170/5 maddesi uyarıca savcılar, sanıklar lehine olan delilleri de toplamak ve huzura getirmekle yükümlüdürler. Olayımızda bırakınız lehe delil toplamayı, kendilerine sunulmuş kanıtı bile gizlemişlerdir. (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.15-19)
3. İddianamenin 1413 vd. ile 1525. sayfalarında Aydınlık gazetesinde Org. Çevik Bir’in, Kırıkkale MKE’deki sabotajı yaptırdığı yayınının yer aldığı iddia edilmiştir. Mahkemeye sunulan Aydınlık gazetesinin 6 Temmuz 1997 tarihli ilgili nüshasında bu iddianın tam tersine “Kırıkkale’deki patlama ABD’nin Genelkurmay’a cevabı” denildiği bellidir. Savcıların açıp bakarak kolayca tespit edebilecekleri bu gerçeği tahrif etmeleri suçtur. (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.19)
4. Keza iddianamenin 285 vd, 1522. sayfalarında Doğu Perinçek’in Abdullah Öcalan ile yaptığı röportajları yayımlayarak PKK propagandası yaptığı suçlamasında bulunuluyor. Bu husus daha önce de ileri sürülmüş, soruşturma ve kovuşturma konusu olmuş, aklama ve takipsizlik kararları verilmiştir (İstanbul 2 Nolu DGM, 27.06.1990, E. 1989/277, K. 1990/148; İstanbul 2 Nolu DGM, 04.12.1991 E. 1991/216, K. 1991/454 sayılı beraat kararları ve İstanbul C. Başsavcılığı’nın Hz. 1997/1777, K. 1997/237 sayılı takipsizlik kararı). Bu yargı kararları görmezden gelinerek aynı suçlamanın yeniden getirilmesi, yargı kararlarının hiçe sayılması, görevin kötüye kullanılmasıdır. (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.25-31)
5. İddianame’de Doğu Perinçek’in Veli Küçük, Sevgi Erenerol, Kemal Kerinçsiz ve Sedat Peker ile yurtdışında bir araya gelerek toplantı ve seminerler yaptıkları ileri sürülmektedir. Böyle bir iddiada bulunabilmek için öncelikle adı geçen kimselerin yurt dışına çıkış ve giriş tarihlerinin Emniyet’ten istenip karşılaştırma yapılması gerekir. Savcılar bunu yapmamış, yurtdışında görüşme ve buluşma uydurmuşlardır. Bu da kamu görevini kötüye kullanmak, en azından ihmal etmektir. (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.32-33)
6. İddianame’nin 1602 ve 1701. sayfalarında yalnızca “Tuncay Güney’in Mülakatı”na dayanılarak Doğu Perinçek’in Devlet Tanıtma Fonundan Ermeni meselesi için 300–400 milyar TL para aldığı iddia edilmiştir. Keza bu iddianın da araştırma yapılmadan suçlama konusu yapıldığı dosya içeriğinden bellidir. Başbakanlık’a yazı yazılarak tanıtma fonundan böyle bir ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmaksızın Cumhuriyet Savcılığı adına böyle bir iddiada bulunulması savcılık görevi ile bağdaşmaz. (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.33)
7. Savcılar tarafından hazırlanan dava dosyasında ve İddianamede, Türk Silahlı Kuvvetleri ve sanık olmayan komutanlara iftira ve hakarette bulunulmuş, bu yolla ulusal güvenlik zaafa uğratılmaya çalışılmıştır.
İddianamede ve dosyada şu iddialara yer verilmiştir:
a) “Ergenekon demek TSK demektir”
Sorgucu- “Şimdi bu Ergenekon yapılanması TÜRK ORDUSU’nun içerisindeki yapılanma mı?”
Cevap- “Zaten Ergenekon demek TSK demek.” (İddianamenin temel dayanağı olan Tuncay Güney Mülakatı, s.81.)

b) “Ergenekon’un merkezi üç Genelkurmay başkanı ve üç Jandarma
Genel Komutanı”
“Ergenekon’un çekirdek kadrosu Org. Karadayı, Org. Kıvrıkoğlu, Org. Torumtay, Org. Eşref Bitlis, Org. Koman, Org. Betir, Org. Erkaya, Tümg. Osman Özbek, Tuğ. Veli Küçük. “Bunlar Karadayı, Kıvrıkoğlu, Veli Küçük, Eşref Bitlis, Teoman Koman paşa, Rasim Betir paşa, Osman Özbek bunların bir grup olduğunu söylüyorlar.” (Tuncay Güney Mülakatı, S. 29)
Sorgucu- “Çekirdek kadrosunu saydım on-onbir kişi, o kadroyu bir daha sayar mısın?
Cevap- “Çekirdek kadro olarak İsmail Hakkı Karadayı’nın, Necip Toruntay’ın, Teoman Koman paşanın, Rasim Betir paşanın aynı şekilde Kara Kuvvetleri’nde Nejat Müldür’ün… Deniz Kuvvetleri’nde Güven Erkaya vardı.” (Tuncay Güney Mülakatı, S. 94)
c) “Ergenekon’un kurucuları ve önemli yöneticileri asker”
“Ergenekon terör örgütünün yapılanması içinde askeri yapılanmanın çok önemli yerinin bulunduğu, Ergenekon başkanlığına bağlı 7 gizli birimin 5 tanesinin başında asker bulunduğunun belirtilmesi ve bu bölümlerin başkanlıklarına komutanlık diye isim verilmesinden bu örgütlenmenin kurucularının ve önemli yöneticilerinin asker kökenli olduğunu göstermektedir.” (İddianamenin 3. bölümü olan “Ergenekon Terör Örgütü’nün Deşifre Edilebilen Yapılanması” başlığında “1. Askeri Yapılanması”, s. 117)
d) “Ergenekon sivil ve askeri şahıslarca bizzat yönetiliyor”
“Örgütün homojen bir yapıda olduğu sivil ve askeri şahıslarca bizzat yönetildiği anlaşılmaktadır.” (İddianame, s. 118)
e) “Egenekon, TSK içinde gizlice yapılandı”
“Ergenekon terör örgütünün Türk Silahlı Kuvvetleri’nde gizlice yapılandığı… anlaşılmıştır.” (İddianemenin “Sonuç” bölümü, son sayfa.)
f) “Nihai olarak askeri şahısların yardımı ile hükümeti yıkmaya teşebbüs
ettiler”
“Oluşacak gerginlik ortamından yararlanılarak, nihai olarak askeri şahısların yardımı ile yönetimi değiştirmek amacıyla hükümeti yıkmaya teşebbüs ettikleri… açıkça anlaşılmıştır.” (İddianame, “Sonuç”, s. 2455.)
g) “Org. İlker Başbuğ’un katıldığı, ATO’daki ‘Devrim Yasaları’nın 80.
Yılı’ panelinde ‘yeni bir oluşumun kurulduğu’ duyuruldu”
“İP çağrısı ile düzenlenen KKTC eski Cumhurbaşkanı Denktaş’a destek amacıyla yürüyüş ve daha sonra yürüyüşçüler, Ankara Ticaret Odası’nda düzenlenen, ADD eşgüdümünde 40 kuruluşun ortak düzenlediği ‘Devrim Yasalarının 80. Yıldönümü’ paneline katılıyor. ADD Genel Sekreteri Kutlu Aydoğan’ın yönettiği panele İlker BAŞBUĞ, Özden ÖRNEK, Aytaç YALMAN, Şener ERUYGUR, Şükrü SARIIŞIK gibi üst düzey askerler ve eşleri… katıldığı. ADD başkanı Ertuğrul Kazancı panel sonrasında Ulusal Uyanış Birlikteliğe Çağrı Bildirgesi okuyarak yeni bir oluşum kurulduğunu duyuruyor.” (İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile ilgili “Aramada elde edilen deliller” başlığı altında. İddianame s. 1488)
h) “Genelkurmay Başkanı Org. Kıvrıkoğlu, Org. Özkök’e suikast
düzenletti”
“Kara Kuvvetleri Komutanı iken Siirt’de öldürülmeye çalışılan Hilmi Özkök’ün başarılı olması istenmiyordu. Kıvrıkoğlu ve ekibinin emri ile Siirt’de birlik denetlemeleri sırasında helikopterlere bir gün öncesinden parça sökülerek sabotaj yapılan… bu olayı takip eden Özel Kuvvetler personeli Hilmi Özkök gibi ordu içerisinde para yemeyen ve temiz bir komutanın varlığının istenmesi sebebi ile bu birim tarafından korumaya alınmıştır… Helikopterlere yapılan sabotajı tim personeli tespit etti ve… komutanı çekerek diğer helikopterlere binmesini sağladı. (İddianame s. 653.)

i) “Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt ve Genelkurmay
Başkanı Org. Kıvrıkoğlu, 60 milyon dolar rüşvet aldılar ve paylaştılar”

“Yaşar Büyükanıt ordu içerisinde yapılan TAFICS’de Aziz Yıldırım’ın şirketine ihale vererek 90 milyonluk işi 150 milyon dolara yaptırmış, aradaki 60 milyon doları da Aziz Yıldırım ile paylaşmıştır. Bu durum Kıvrıkoğlu tarafından biliniyordu, kendisinin de bu işten payı vardı.” (İddianame, s. 654.)
j) “Patlayıcılar, suikast silahları, el bombaları TSK’dan temin ediliyor”
“Örgütün eylem ve fiillerinde kullanılmak için lazım olan patlayıcı maddeler, suikast silahları ile el bombalarının, yine askeri yapılanma içinde bulunan örgüt üyelerince rahatlıkla temin edilebildiği de anlaşılmaktadır. (İddianame, s. 121.)
k) “Genelkurmay, Öcalan ile sürekli görüşüyordu ve Öcalan’ın şartlarını
kabul etti”

“Tuncay Güney’in bu iddiaları ile ilgili, araştırması yapılabilecek konularda araştırmalar yapılmış ve elde edilen sonuçlar Tuncay Güney’in doğruluğunu göstermiştir.” (İddianame, s. 278.)
“Veli Küçük, Doğu Perinçek ve bölücübaşı Abdullah Öcalan’ın avukatı Doğan Erbaş’ın aralarında yapmış oldukları toplantıda, Abdullah Öcalan’ın şartları arasında sayılan; Avrupa’dan barış heyetleri gelmesi ve bunların kabul edilmesi, Kuzey Irak’tan bir kısım gerillanın itirafçı olarak geleceğini ve bunlara göz yumularak köylerine dönmelerini, yurt dışında teröre, silahlı propogandaya karışmamış öbür gönüllülerin Türkiye’ye barış gönüllüleri adı altında teslim olacakları şeklinde beyanda bulunması üzerine… “Abdullah Öcalan’ın avukatı Doğan Erbaş, Veli Küçük ve Doğu Perinçek’in kendi aralarında alınan kararların hepsinin bire bir uygulandığı anlaşılmaktadır.” (İddianame, s. 279.)
l) “Subaylar PKK’ya 6 bin silah verdi”
“JİTEM subaylarıyla silahlardan on iki bin (12 000) adedinin Barzani’ye, (12 000) adedinin Talabani’ye verildiğini, ancak Kosret Resul’un kendilerine altı bin (6 000) adet silah verilidi_ini söyleyerek ‘Tamer hep bize böyle _eyler yapıyor’ dedi_ini, geriye kalan altı bin (6000) silahın ise Talabani’nin adamları ve Binba_ı Tamer ve di_er subayların, Kale Dizar denilen Komünist Parti binasında PKK’lı Cemil Bayık’a teslim ettiklerini, Cemil Bayık’ın bu silahların, Do_u Perinçek’in organizesinde, yani üst kadro içindeki ‘cunta’ hareketinden geldi_ini bildi_ini…” (İddianame, s. 297.)
m) “Komutanlardan bir grup PKK’ya silah sattı,
uyuşturucu trafiğini birlikte yürüttü”
“Öcalan yakalanmasaydı, TSK içinde büyük sorun çıkacaktı. Çünkü komutanlardan bir grup, PKK’ya silah sattı, uyuşturucu trafiğini birlikte yürüttü.” (İddianame, s. 283.)
n) “Karargâh Evleri yapılanması ile TSK içinde gizli örgütlenme var”
“Örgütün en çok önem verdiği ve sızmaya çalıştığı kurumlardan birisinin Türk Silahlı Kuvvetleri oludğu, bu nedenle halen gizli bir şekilde faaliyetlerini sürdürdüğü, hatta bu faaliyetlerini KARARGAH EVLERİ şeklinde adlandırarak özellikle harp okullarında bulunan subaylar ve öğrencilerle ilgilendikleri, halen görevde olan bazı TSK mensupları ile ilişki içerisinde oldukları, bu ilişkileri örgütün farklı amaç ve hedefleri için kullandıkları anlaşılmıştır.” (İddianame, s. 117.)
“Çok gizli ibareli ve Genelkurmay Başkanlığı’a gönderilen Karargah Evleri ile alakalı MİT Müsteşarlığı’nın yazısının İşçi Partisi Genel Merkezi’nde Doğu Perinçek’in odasında bulunması da Ergenekon terör örgütünün TSK içinde gizli yapılanmasını sürdürdüğünü ve raporun İşçi Partisi’nden çıkması da örgütün TSK içinde çok önemli mevkilere kadar sızdığını göstermektedir.” (İddianame, s. 121.)
o) “Genelkurmay başkanlığından Org. Karadayı’nın,
çalışmalarından dolayı Doğu Perinçek’i telefonla kutlaması suç delili”

“İşçi Partisi’nde bulunan dokümanlar arasında Eski Genelkurmay Başkanlarından İsmail Hakkı Karadayı ile telefon görüşmesi (10 Eylül 2002) başlıklı yazıda; İsmail Hakkı Karadayı’nın araması, çalışmalarından dolayı takdir etmesi, ABD’nin Tayyip Erdoğan ve Baykal’lı hükümet projesi hakkında konuşmalar yapmaları...” (İddianame, s. 1419.)
p) “Org. Çevik Bir, Kırıkkale MKE’deki sabotajı yaptırdı”
İddianamede Ordu komutanlığı yapmış Orgeneral Çevik Bir’in MKE Kırıkkale Mühimmat Fabrikası’na sabotaj yaptırdığı iddiası ileri sürülmektedir. (İddianame, s. 1413 vd, s. 1525, Tuncay Güney Mülakat, s. 120 vd)
Bu iddialarda yer yer doğrudan Türk Silahlı Kuvvetleri, yer yer ise Ordu'yu temsil eden yüksek kademelerdeki komutanlar hedef alınmıştır.
İddiaların kanıtları yoktur. Tuncay Güney’in ne zaman, kimin tarafından yapıldığı belirsiz bir görüşmedeki beyanlarına dayanmaktadır.
Savcılar, İddianamede bu iddialara yer vermekle Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ve onun komutanlarına iftira ve hakarette bulunmuş, suç isnat etmiş ve bu yolla Ordu'nun moralinin bozulmasına, savunma yeteneğinin zaafa uğramasına, halkın askerlikten soğumasına neden olmuşlardır.
İftiralar içinde, Türkiye'nin toprak bütünlüğünü ortadan kaldırmaya çalışan “PKK ile işbirliği yapmak”, “uyuşturucu trafiğini yönetmek”, “rüşvet almak” gibi çok ağır olanlar vardır.
Kendilerine iftira edilenler bu davanın sanığı olmadığı için, mahkeme önünde bu iftiraları çürütmekten de yoksun bırakılmışlardır.
Cumhuriyet Savcıları, kamu adına görev yaparlar. Başka kamu görevlilerinden esirgenen "Cumhuriyet" sanı, yalnız onlara bahşedilmiştir. Bu nedenle görevleri, Cumhuriyet'i ve onun kurumları ile kamu düzenini savunmaktır.
Oysa bu İddianame ile ülkenin savunmasında en temel görevi yüklenmiş olan Ordu'ya ve onun üst düzey komutanlarına iftira atılmakta, kurumun güvenilirliği hakkında kuşku yaratılmakta, Ordu – Millet birliği bozulmak, halkımız askerlikten soğutulmak ve Ordu'nun savunma yeteneği zaafa uğratılmak istenmektedir.
Böyle bir yönteme, ancak düşman bir ülkenin psikolojik savaş birimleri başvurabilir.
Ordu'nun görevini yapıp yapamaması, savunma yeteneğinin zaafa uğrayıp uğramaması, bütün milletin güvenliğini yakından ilgilendirdiğinden, onun bu tür iftira ve hakaretlere karşı korunması, Ordu mensupları kadar, bütün bireylerinin de hakkı ve görevidir.
İddianame, bu biçimiyle Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu'nun iddianamelerin içeriğini düzenleyen 170. maddesine de aykırıdır.
Savcıları bu eyleminin suç oluşturduğu açıktır.

III. CELBİ İSTENEN BELGE ve BİLGİLER

1. Haymana Savcılığı’na yazı yazılarak, Doğu Perinçek’in 1998-1999 yıllarında, hangi tarihler arasında ve ne kadar süreyle Haymana Cezaevi’nde kaldığının sorulmasını; (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.19-21)
2. Ankara 1 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin 20.12.1999 gün ve E:1999/124, K 1999/202 sayılı kararının celbini; (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.21–23)
3. Ankara 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 07.12.2000 gün ve E: 2000/271, K: 2000/1136 sayılı kararının celbini; (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.21-23)
4. Mersin Ağır Ceza Mahkemesi’nin E: 1992/131 sayılı dava dosyası içinde bulunan Emniyet Müdür Vekili Ertuğrul Verdi, Mersin Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü Orhan Savaş ve Mersin Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Müdürlüğü’nde görevli Yunus Kurt’un dosya içinde bulunan ifade tutanakları ile anılan dosyada verilen mahkeme kararının istenmesini; (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.24-25)
5. İstanbul 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin, 27.06.1990 gün ve E: 1989/277, K: 1990/148 sayılı kararının celbini; (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.25-31)
6. İstanbul 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin 04.12.1991 gün ve E: 1991/216, K 1991/454 sayılı kararının celbini; (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.25-31)
7. İstanbul C. Başsavcılığı’ndan, Hz. 1997/1777, K: 1997/237 sayılı takipsizlik kararının celbini; (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.25-31)
8. Başbakanlık’a yazı yazılarak, Devlet Tanıtma Fonu’ndan Doğu Perinçek ve İşçi Partisi ile Aydınlık dergisi, Ulusal Kanal ya da bunların imtiyazına sahip kuruluşlara Ermeni meselesi ile ilgili olarak herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının sorulmasını; (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.33)
9. İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü ile Radyo Televizyon Üst Kurulu’na (RTÜK) yazı yazılarak, Ulusal Kanal’ın imtiyaz sahibi olan Yeditepe İletişim Hizmetleri Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’nin kuruluş tarihi ile Ulusal Kanal logosuyla yayına başlama tarihinin sorulmasını; (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.33-34)
10. Yeni Şafak gazetesinde “Taha Kıvanç” imzasıyla yazı yazan Fehmi Koru’ya yazı yazılarak adı geçen gazetenin 30 Nisan 2001 ve 1 Mayıs 2001 tarihli nüshalarında yayımlanan yazılarında “Ergenekon Temel Belgesi/Raporu” olarak sözünü ettiği ve elinde bulunduğunu belirttiği belge aslının istenmesini; (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.42-45)
11. Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ve ATV Televizyonuna yazı yazılarak, Savcı Zekeriya Öz’ün “Ergenekon Soruşturması’nın merkezinde İşçi Partisi var.” ifadelerinin yayımlandığı ATV televizyonunun 23 Temmuz 2008 tarihli ana haber bülteni kasetinin istenmesini; (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.60)
12. İstanbul C. Başsavcılığı’na yazı yazılarak Doğu Perinçek’in;
a. Kaynak Yayınları tarafından yayımlanan “Mafyokrasi” isimli kitabı ve
b. Kamuoyuna 16 Kasım 2003 günü açıklanan “Kuşatma Nereden ve Nasıl Yarılır?” başlıklı açıklamasının yayımlandığı Aydınlık dergisi hakkında soruşturma açılmış mıdır, sorulmasını; (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.63)
c. Yargıtay C. Başsavcılığı’na yazı yazılarak, İşçi Partisi’nin, 22–24 Kasım 1996 günlerinde toplanan 4. Genel Kongresi’nde kabul edilen “Kürt Sorununa Acil Kardeşlik Çözümü” hakkında bir soruşturma yürütülmüş müdür, sorulmasını; (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.66-67)
d. Ankara C. Başsavcılığı’na yazı yazılarak, “2000’lerde İşçi Partisi” başlıklı İşçi Partisi yayını (2. baskı, Şubat 2002) hakkında bir soruşturma yürütülmüş müdür, sorulmasını;
13. İstanbul C. Başsavcılığı’na yazı yazılarak Doğu Perinçek’in yazdığı “Kemalist Devrim–4 Kurtuluş Savaşı’nda Kürt Politikası” başlıklı, Kaynak Yayınlarınca basılmış kitabın 1, 2 ve 3. basımları hakkında soruşturma yürütülmüş müdür, sorulmasını;
14. Diyarbakır Valiliği’ne yazı yazılarak, 9 Haziran 2007 günü Diyarbakır’da gerçekleştirilen mitingi;
 İşçi Partisi ile birlikte kimin yaptığının,
 Kimlerin konuştuğunun,
 Miting hakkında Emniyet Güvenlik Şube’nin tuttuğu raporun,
 Miting bildirilerinin,
 İşçi Partisi’nin miting öncesinde bir ay yürüttüğü çalışmalarla ilgili bilgi ve raporların,
 Mitingde Emniyet’in çektiği hareketli görüntü ve fotoğrafların,
 Miting sonrasında Diyarbakır’da ve bölgede çıkan haber ve fotoğrafları içeren gazete ve dergi örneklerinin,
 Diyarbakır ve bölge televizyonlarında yayımlanan miting haber ve görüntülerinin,
 Mitingle ilgili herhangi bir soruşturma açılıp açılmadığının, bildirilmesinin istenmesini; (Bkz. D. Perinçek, Sorgu Özeti, s.69)

Sonuç ve istem : Açıklanan nedenlerle yukarıda;
(I.) Bölümde belirtilen ve İddianame’de yer alan “maddi hatalar”ın, iddia makamınca düzeltilerek, tutanağa yazdırılmasının istenmesine;
(II.) Bölümde yer alan hususlar TCK ve disiplin mevzuatı uyarınca suç oluşturduğundan, Savcılar Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın haklarında cezai ve idari soruşturma açılması için adli ve idari mercilere ayrı arı suç duyurularında bulunulmasına;
(III.) Bölümde belirttiğimiz bilgi ve belgelerin celbi için ilgili yerlere yazılar yazılmasına;
Karar verilmesini saygılarımızla arz ederiz. 30.01.2009

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek vekilleri:
Av. Mehmet Cengiz Av. Hasan Basri Özbey

Konuyla ilgili olarak ULUSAL KANAL ve HABER TÜRK televizyonlarında yayımlanan haberleri aşağıdaki bağlantıdan izleyebilirsiniz:
http://www.doguperincek.info/ergenekon-savcilarinin-10%20yanlisi-4-subat-2009.htm