Teori dergisinin, 1 Ağustos'ta bayilerde olacak bu ayki sayısında önemli bir tartışma konusu ele alınıyor. İşçi Partisi Genel Başkan Doğu Perinçek'inı "Türkiye solu ve PKK", Arslan Kılıç'ın "PKK ile Neosol arasındaki hastalıklı ilişki" başlıklı makaleleri özellikle sosyalistlerin dikkatle okuyup incelemeleri gereken yazılar.
Doğu Perinçek'in makalesinde konu şu başlıklarla irdeleniyor:
I. EZİLEN DÜNYA ÜLKELERİ İÇİNDEKİ MİLLÎ MESELEDE ŞİDDET
I. 1. Genel olarak
Ezilen Dünya ülkelerinin hemen hepsinde birden fazla milliyet yaşıyor. Çünkü demokratik devrimlerini tamamlamış değiller. Bu ülkelerin farklı etnik toplulukları bir millet halinde kaynaştırma süreci devam ediyor. Mazlumlar dünyasında, içteki milliyet sorunlarını şiddete dayanarak çözmeye yönelenler, kendilerini kaçınılmaz olarak emperyalizmin kucağında bulurlar. Şiddet eylemlerine hangi ideoloji ve programla başlanırsa başlansın, bu bir tunç yasasıdır. Özellikle emperyalizmin 1990 sonrasında millî devletleri ortadan kaldırmak için atağa geçtiği küreselleşme denen dönemde!
Lenin, Marksizm’in Bir Karikatürü: Emperyalist Ekonomizm başlıklı ünlü kitapçığında, emperyalizmin eğilimini ortaya koydu: “Ezilen Dünya ülkelerini alabildiğine sömürebilmek için, millî devletlerini de ortadan kaldırmak, tam sömürge haline getirmek.” [1]
Çünkü her türden millî sınır, emperyalizmin azamî sömürü eğiliminin önünde bir engeldir. O nedenle emperyalizm için ekonomik bağımlılık yetmez, siyasal bağımsızlık da ortadan kaldırılmalıdır. Ezilen Dünya ülkelerinin gümrükleri, kamu iktisadî kuruluşları, millî bankaları, tarımlarını destekleyen kurum ve uygulamaları, işgücünün fiyatını yükselten sosyal kurum ve güvenlikleri olmamalıdır. Olanlar yıkılmalıdır. Devletleri küçültülmeli, hatta yok edilmelidir. Yalnız Ezilen Dünya ülkelerinin mi; onlarla aynı konuma itilen Rusya, Yugoslavya gibi orta halli ülkelerin de. Hatta Çin Halk Cumhuriyeti gibi, ABD’nin korkusu olan, sosyalist ülkelerin de. O nedenle bu yazımızda Ezilen Dünya ülkeleri dediğimiz her yerde, dünyanın bu geniş cephesini de kastediyoruz. Ezilen Dünya’nın millî ve dinsel ayrılıkçılıkla parçalanması veya dize getirilmesi olayını, özellikle 1990 sonrasında bütün dünya yaşadı.
Emperyalizmin bu saldırısına direnecek devletleri ve kurumları olan Çin, Hindistan, Vietnam, bazı Güney Amerika ülkeleri büyük atılımlarını sürdürdüler; aralarında bölgesel birlikler kurdular. Ezilen Dünya’nın birçok ülkesinin varolan devletleri ise, deyim yerindeyse sanallaşma sürecine girdi. Sovyetler Birliği gibi bir zamanların süper devleti bile dağıtıldı. Yugoslavya iç savaş ve dış savaşla 6 parçaya (Kosova ve Voyvodina’yı da hesaba katarsak 8 parçaya) bölündü. Çekoslovakya barışçı yoldan ikiye bölündü. Afganistan işgal edildi. Irak işgal edildi ve 3’e bölündü. Libya parçalanıyor. Suriye’de etnik ve mezhepsel çatışmalar kışkırtıldı ve NATO müdahalesi gündemde. Bütün bu uygulamaları, ABD, millî ve dinsel ayrılıkçılığı kullanarak yürüttü ve yürütüyor. Sömürgelerin emperyalizme karşı bağımsızlığını kazanması süreci, aslında 1975 yılında Vietnam, Kamboçya ve Laos’un ve arkasından Angola, Mozambik, Gine Bissau, Zimbabve ve Güney Afrika gibi ülkelerin kurtuluşuyla tamamlanmıştı.
ABD emperyalizminin rakibi Sovyetler Birliği’ni dağıttığı ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin inisiyatifi ele geçirmek için zamana ihtiyacı olduğu koşullarda (1990–2010), Ezilen Dünya ülkelerinin içindeki farklı milliyetlerin “bağımsızlık” hareketleri, doğrudan ABD tarafından desteklendi ve Ezilen Dünya ülkelerinin sömürgeleştirilmeleri amacıyla kullanıldı. Bunun tek bir istisnası yoktur. Örnek ise çoktur: Yugoslavya’daki Hırvat, Sloven, Boşnak, Makedon, Kosova, Arnavut, Karadağ millî “bağımsızlık” hareketleri; Irak’taki Barzani-Talabani hareketi, Rusya’daki Çeçen hareketi, Doğu Timor’un Endonezya’dan koparılması, Çin Halk Cumhuriyeti’ndeki Tibet ve Uygur hareketleri, şimdi gündemde olan Suriye’deki Kürt ayrılıkçılığı ve mezhep çatışması, Asya ve Afrika’nın çeşitli ülkelerindeki ayrılıkçı hareketler, hepsi ABD emperyalizmi tarafından desteklenmiş ve emperyalizmin aletleri olmuşlardır.
Burada şiddet kullanmak belirleyicidir. Ezilen veya Gelişen Dünya ülkesinde şiddete başvuran bir “millî hareket”, baş edemeyeceği bir güçle hesaplaşmaya girince, kaçınılmaz olarak büyük kuvvetlerin yardımına sığınmaktadır. O büyük kuvvet de, ABD emperyalizmidir.
Şurası çok önemli: O “millî hareket”, başlangıçta ilerici program ve sloganlar öne sürse dahi, silahlı mücadelede diretince, ABD emperyalizmi ile işbirliğinden kurtulamamakta ve gerici bir millî hareket olmaktadır. 20. yüzyıl bu açıdan zengin deneyimlerle doludur. Hepsi de şunu kanıtlamışlardır: Ezilen Dünyada ve sosyalist ülkelerde, hangi iddialarla başlarsa başlasın, millî hareketler silahlı mücadeleye girişince kaçınılmaz olarak emperyalist devletlerle işbirliğine yönelmişlerdir.
I. 2. Millî Hareketin ilericiliğinin ölçütü
I. 3. Sosyalist ülkelerin deneyimleri
II. PKK’NİN ALTI DÖNEMİ
II. 1. PKK’nin 1980 öncesi
II. 2. PKK’nin 1981–1990 dönemi
II.3. PKK’nin 1991–1998 dönemi
II. 4. Öcalan’ın Suriye’den çıkartılması
II. 5. Abdullah Öcalan’ın “Kemalistlerle Yürüme” dönemi (1999–2004)
II. 5. 1. Öcalan Mahkemede “Atatürk milliyetçiliğini” savundu
II. 5. 2. Öcalan’ın İmralı’da subaylarla görüşmeleri
II. 5. 3. Öcalan 2000’de Kürt isyanları konusundaki görüşleri
II. 5. 4. Öcalan’ın 2000’de Kemalizm ve Ordu konusundaki açıklamaları
II. 5. 5. Öcalan’ın 2000 yılındaki 28 Şubatçı açıklamaları
II. 5. 6. Öcalan’ın 2000 yılında silahlı mücadeleye ilişkin açıklamaları
II. 5. 7. Öcalan’ın 2000 yılında ABD ve AB’ye tavrı
II. 5. 8. Öcalan’ın 2000 yılında Suriye’ye bakışı
II. 5. 9. Öcalan’ın 2000’deki çözümü
II. 6. PKK’nin 2004 sonrası dönemi: “Lozan’ı güncellemek”ten Sevr tezgâhına
II. 6. 1. Arada ne oldu?
II. 6. 2. Ergenekon tertibinin rolü
III. PKK’NİN BUGÜNKÜ MEVZİLENMESİ VE PRATİĞİ
III. 1. PKK’nin ABD ile işbirliği
III. 1. 1. Siyasal ve hukukî destek
III. 1. 2. İlişkiler ve görüşmeler
III. 1. 3. Askerî yardım
III. 1. 4. Parasal destek
III. 2. PKK ABD-İsrail denetimine zincirlenmiştir
III. 3. ABD planına göre Kürdistan’ın başına PKK getirilecek
III. 4. PKK’nin Türkiye’deki mevzilenmesi
III. 5. PKK’nin halk desteği
III. 6. Zor oyunu bozar
IV. TÜRKİYE SOLUNUN PKK DERSLERİ
IV. 1. Emperyalizm çağında temel saflaşma ve devrim teorisi
IV. 2. Vatan bütünlüğü ve sosyalizm
IV. 3. Büyük millet ve büyük coğrafyanın devrimci rolü
IV. 4. Birlikte örgütlenme devrime götürür, ayrı örgütlenme karşıdevrime
4.5. Kürdümüze hep birlikte Hükümet olmayı vaat ediyoruz
IV. 6. Sosyalizm bölünerek değil birleşerek kurulur