Doğu Perinçek'in Aydınlık'taki başyazısı: Ankara’nın yolu Diyarbakır’dan geçer

AB projesi bir parçalanma projesidir ve iflas etmiştir. Bugün geçerli olan iktidar formülü şudur: Türkiye’yi birleştiren iktidar olur. Başka deyişle: Ankara’nın yolu Diyarbakır’dan geçer.

ŞU ANDA ABD DİYARBAKIR’I GÖZETLİYOR

Şu anda ABD’nin bütün ...

Tarih:

AB projesi bir parçalanma projesidir ve iflas etmiştir. Bugün geçerli olan iktidar formülü şudur: Türkiye’yi birleştiren iktidar olur. Başka deyişle: Ankara’nın yolu Diyarbakır’dan geçer.

ŞU ANDA ABD DİYARBAKIR’I GÖZETLİYOR

Şu anda ABD’nin bütün uzay araçları, Diyarbakır’ı gözetliyor. Yalnız Washington’un değil, bütün Dünyanın gözü, şu sıra Diyarbakır’dadır. Yedi iklimden bakanlar, en büyük al bayrağın Diyarbakır burçlarından dalgalandığını görüyorlar. Mesele, bayrağın boyutları değildir. Bayrağı büyük yapan, dalgalandığı burçtur.

WASHİNGTON, TEL AVİV VE BRÜKSEL’E
BAYRAK GÖSTERİYORUZ

Diyarbakır’ın surlarından halkımıza sesleniyoruz:

Yurttaşlarım dalgalandırın al bayraklarımızı!

Washington’a bayrak gösterin!

Tel Aviv’e bayrak gösterin!

Brüksel’e bayrak gösterin!

Bayrak gösterilmiştir. Büyüyen gözlerle bayrağı görmüşlerdir. Gözleri korkudan kocaman olmuştur.

ARTIK ABD TÜRKİYE’DEN KORKUYOR

Bugün Diyarbakır, dünyanın odağıdır. ABD, Kerkük-Telafer-Diyarbakır üçgenini, kendi şeytan üçgeni haline getirmek gayretinde. Büyük Ortadoğu Projesi’nin odağı, işte bu üçgendir. ABD, oraya yerleşebilseydi, stratejik hedefine ulaşmak için en önemli mevziyi ele geçirmiş olacaktı. Bunu başaramadı, başaramayacak. ABD, Irak’ta yenildi; İran’a ve Suriye’ye diş geçiremedi ve şimdi en büyük yenilgiyi Diyarbakır’da yaşıyor.

HALK HAREKETİ BÜTÜN MİLLETİ DİYARBAKIR’DA KUCAKLADI

9 Haziran 2007 günü Diyarbakır İstasyon meydanından Diyarbakır esnafının, Batman’lı işçinin, Bismil’li köylünün, Şırnak’lı kamyoncunun ellerinde yükselen ayyıldızlı al bayrağımız, ABD’yi korkutmuştur. Artık ABD Türkiye’den korkuyor. Çünkü Türkü ve Kürdüyle tekmil milletimiz ayağa kalkmıştır. Tandoğan, Çağlayan ve Gündoğdu’dan Diyarbakır kalesinde burçlara çıkan bu büyük halk hareketi, bütün milleti birleştirmiştir.

BÜYÜK MİLLETİN BÜYÜK GELENEĞİ

Bakınız milyonlarca insanımızın Tandoğan’dan Diyarbakır’a uzanan o görkemli çağlayışında herkes, büyük bir özenle, hasretle ve sevgiyle Kürdümüzü incitecek tek söz söylememiş, Kürdümüzü bağrına basmıştır. Bu, büyük bir gelenektir; muazzam bir tarih mirasıdır; olağanüstü bir bilinç birikimidir. Bu mirasta Anadolu ve Trakyamızda yaşayan her yurttaşımızın payı vardır.

İşte büyük millet böyle olunur. Büyük millet, ırk değildir; etnik grup değildir. Büyük millet, dünyanın her yerinde büyük kucaklaşmanın, büyük kaynaşmanın ürünüdür. Büyük kültür, büyük kucaklaşmalarla yaratılır. İşte Türk ve İslam uygarlıkları, işte Çin, Hint, Fars, Arap, Rus, İspanyol, Fransız ve Alman uygarlıkları: Hepsi büyük kucaklaşma ve kaynaşmalarla olmuştur.

İMPARATORLUK VE DEVRİM MAYASI

Türk milleti, binlerce yıllık kaynaşmaların ürünüdür. Anadolu ve Orta Asya’dan gelen köklerimizden filizlenen imparatorluklar, hep o kaynaşmalarla yaratılmış ve yeni yeni halkları bağrına almıştır. Sumerler, Hurriler, Mittaniler, Hititler, Hunlar, Göktürkler, Hazarlar, Uygurlar, Karahanlılar, Altınordu, Selçuklu ve Osmanlılar’dan 21.yüzyıla uzanan kaynaşmalar tarihi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla çağdaş bir millet yaratmıştır. Büyük imparatorluklar örgütleme kültürü, ticaret yollarına egemenlik ve Türkçenin büyük gücü, bugünkü Türk milletinin mayasını oluşturmuştur. Büyük imparatorluklar kurmak, birlikte yaşama kültürünün temelidir. Ticaret yollarını denetlemek de başka türlü olmaz. Türkçe ise, o ticaret yollarına bağlanan halkların ortak dili olmuştur.

BÜYÜK IRMAĞIN SUYU

Kürdümüz, milletimizin ayrılmaz parçasıdır. Türkiye’de kim hangi etnik soydandır, artık bunu belirlemek zordur. Ama “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkı”nın bir millet oluşturduğu, tarihin kararıdır. Anadolu’da yaşayan soylar, binlerce yıllık bir süreçte birbirine karışmış, büyük bir millet olmuşlardır. Nasıl ırmağa karışan derelerin suyunu, artık birbirinden ayırmak mümkün değilse, bu büyük milleti de yeniden soylara bölmek imkansızdır. Türkiye halkının soyu, ırmağın suyu gibidir.

O nedenle Diyarbakır’daki kucaklaşma, binlerce yıllık kucaklaşmanın mühürüdür. Toprağın altında kucak kucağa yatan şehitlerin etnik kökenlerini araştırmak ne kadar aptalca bir iş ise, bugün bu büyük milleti soy kökenlerine ayırmak o kadar saçmadır ve o kodar boşunadır.

TILSIMLI OLAY

“Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur.” Diyarbakır’da Edirne’li Siirtli’ye, Rize’li Mardin’liye, İzmir’li Batman’lıya, Mersin’li Şırnak’lıya kavuşmuştur. Hepsi sarılmıştır birbirine. İşte tılsımlı olay budur.

Türk ve Kürdün özkardeş ve tek millet olarak birleşmesi, her türden ayrılıkçılığın ve terörün zeminini ortadan kaldırmaktadır. Halkı kazanan, savaşı kazanır.

AB PROJESİNİN İFLASI

ABD ve AB güdümlü yöneticiler, “AB yolu Diyarbakır’dan geçer” diyorlardı. Onların programı, AB’nin istediği gibi Türkiye’yi ve Türk milletini bölerek, AB kapısına bağlanmışlığı sürdürmektir. Çünkü Türkiye’nin kanını emen Üç Sülük, hakimiyetini ancak ABD güdümünde ve AB kapısında devam ettirebilir. Bütün korkuları, Türkiye’nin Batı güdümünden kurtulması ve yeniden Kemalist Devrim rotasına girmesidir.

AB projesi bir parçalanma projesidir ve iflas etmiştir. Bugün geçerli olan iktidar formülü şudur: Türkiye’yi birleştiren iktidar olur. Başka deyişle: Ankara’nın yolu Diyarbakır’dan geçer.

İKTİDAR YOLU

Ülkemizi 1980’lerden beri yönetenler, Batı’nın Türkiye’yi AB kapısında parçalama planlarına teslim olarak ikitidarlarını sürdürme gayretinde oldular. Merkez sağı da, merkez solu da, AKP’si de, hepsinin yaptığı budur. Ancak artık o devrin sonu gelmiştir: Artık Diyarbakır’dan Brüksel’e gidilmiyor; Diyarbakır-Brüksel yolu kapalıdır. Diyarbakır’dan Ankara’ya gidiliyor. Ankara’nın yolu Diyarbakır’dan geçiyor.

İşçi Partisi, vatan savunmasının başındadır; milleti birleştiriyor; terörün zeminini kaldırıyor; yurda barış getiriyor; bu nedenle iktidar yolundadır.

Türkiye’yi bölenlerin iktidarı yıkılmaktadır.

Türkiye’yi birleştiren iktidar olur.

Aydınlık, Başyazı, 10 Haziran 2007