İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, İzmir’in Tire ilçesine bağlı Ayaklıkırı köylülerinin daveti üzerine, 30 Ekim Salı günü Ayaklıkırı, Akçaşehir ve Yeniçiftlik köylerini ziyaret etti. Köy kahvesinde toplanan Ayaklıkırı köylüleri, Perinçek’i kapıda karşıladılar. Eller sıkıldı, hâl hatır soruldu, çaylar geldi ve sohbet başladı. Önce ön sıralarda oturan bir köylü söz aldı. Köyünü kısaca tanıttıktan sonra, sıra tek geçim kaynakları olan tarıma geldi. Ayaklıkırı köyünde bir zamanlar şeker pancarı, tütün, pamuk ve zeytin üretimi yapılıyordu. Ancak IMF’ye verilen sözler, Avrupa Birliği’yle yapılan kota anlaşmalarıyla birlikte üretim gitgide azalmış, en sonunda bahçelerinde zeytinden başka bir şey kalmamıştı.
Bir başka köylü girdi araya: “Şimdi sıra zeytine geldi. Onu da elimizden aldıklarında ne yapacağız bilmem!” Köylüleri tek tek dinleyen Perinçek, tüm bu sorunların Amerika’ya bağlı siyasi iktidarlardan kaynaklandığını belirterek, partisinin Milli Hükümet Programı’nı anlattı. Türkiye’nin başı dik, üreten bir ülke olabilmesi için milli bir hükümete ihtiyacı olduğunuörneklerle açıkladı.
KÖYLÜLERİN HAYAT VERDİKLERİ TOPRAKLAR ELLERİNDEN ALINIYOR
Köylüler, “Bana sorunlarınızı anlatın. Nasıl yaşadığınızı anlatın. Ben sizden bilgi almaya, öğrenmeye geldim” diyen Perinçek’e, diğer sorunlarını da anlattılar. Cumhuriyetin ilk yıllarından beri bulundukları arazide yaşayan, topraklarını işleyen köylülere hâlâ tapu verilmemişti. Ayaklıkırı köylüleri 50 seneden beri her 5 yılda bir devlete kira ödüyorlardı. Ancak 2 yıl önce köye gelen yetkilikler, köylülere
2010 yılına kadar arazilerini satın alma şartı koymuştu. En verimsiz arazinin dekarına biçilen fiyat bile köylülerin ödeyemeyecekleri orandaydı. Köylülerden birinin olan biteni anlatmasından sonra, bir başka köylü araya girdi: “Biz onlarca yıldır bu topraklarda çalıştık, ölü araziye hayat verdik. Değer kazandırdığımız toprakları bize yüksek fiyatla satmaya çalıyorlar.” Bir diğer köylü, “biz alamayacağımıza göre, arazilerimizi aslında zenginlere satmak istiyorlar” dedi.
Olayı ayrıntılarıyla öğrenen Perinçek, aralarında avukatların da bulunduğu, beraberindeki parti yöneticilerine, köylülerin arazi sorunlarıyla ilgilenme ve çözüme kavuşturma görevi verdi.
“YA BİZ BUNADIK, YA DA TAYYİP BİZE MUSKA YAPTI”
Çaylar tazelenmiş, sohbet de koyulaşmıştı. Perinçek, “Ben artık sizin arkadaşınızım. Bana karşı samimi olun” dedikten sonra sordu: “AKP iktidarından memnun musunuz?” Köylülerden biri hiç vakit kaybetmeden cevap verdi: “Köyüm adına değil, Türkiye adına konuşuyorum. Hiç kimse pişman değil Başkanım. Seçimlerden önce siz çok büyük mitingler yaptınız. Milyonların yürüdüğü eylemlerde
önderlik ettiniz. Biz ‘insanımız uyanıyor’ sandık. Genelkurmay Başkanımız Nisan ayında ne dedi, ‘Kuzey Irak’a girmemiz gerek’ dedi. Bugün Genelkurmay Başkanının dediği yere geldik ve geçtik. O gün o adam bize doğruları söyledi. Ama en sondan örnek vereyim, referandumun olduğu gün 12 şehit verdik Sayın Başkanım, 17 askerimiz de yaralandı Sayın Başkanım, 8 askerimizi de alıp gidiyorlar Sayın Başkanım. Sonra biz sandık başına gidiyoruz, yüzde 69 ‘evet’ diyoruz. Biz
ya bunadık, ya da Tayyip bize muska yaptı!” Köylümüz sözlerini bitirir bitirmez, kahvedeki herkes kahkahayı koyuverdi. Birçok köylü de hem gülüyor, hem de “evet, evet”, “doğru” diyerek onaylıyordu. Ayaklıkırı köylülerinden bazıları referanduma gitmemiş, bazıları da “hayır” oyu vermişlerdi.
Köy kahvesindeki toplantının sonlarına doğru ayağa kalkan Köy Muhtarı Sami Ormancı, “Hepinizin bildiği gibi kürsüye çıktığı zaman 5 saat aralıksız konuşabilen bir vatandaşınız olarak, şu an sayın genel başkanımın huzurunda –ki kendisi benim kahramanımdır- bu yeteneğimi kaybettim. Eğer kabalık etmiş olmazsam bildirgemizi metinden okumak istiyorum” diyerek, köylüler adına hazırladığı bildirgeyi okudu. Türk köylüsünün içine düşürüldüğü durumun özetlendiği, Türkiye’nin gidişatına ilişkin tespitlerin yapıldığı bildirgede, köylülerin ülkemizin bölünmesine izin vermemekte kararlı olduğu vurgusu ön plandaydı. Bildirgenin okunmasıyla birlikte kahvede alkış tufanı koptu. Elini dostça sıkarak muhtarı tebrik eden Perinçek, “Türk devrim
tarihine Ulusa Sesleniş bildirgenizle yazıldınız. Bildirgenin tamamı büyük önem taşımaktadır. Bu bildirgeyi tüm muhtarlarımızın imzasına açacağız” dedi.
MUHTAR: “TARİHİ FIRSATI KAÇIRMAYALIM, İP’YE ÜYE OLALIM”
Muhtar Sami Ormancı, toplantının sonunda köylülere seslenerek, “Bugüne kadar birçok partinin üyesi olduk. Ama bugün bizim için bir dönüm noktasıdır. Hep birlikte İşçi Partisi’ne üye olalım, üyelik kartlarımızı da Genel Başkan imzalasın. Bu tarihi bir fırsattır” dedi. Muhtarın çağrısı üzerine Ayaklıkırı köylüleri İşçi Partisi’ne üye oldular. Yurttaşların üyelik kartlarını Perinçek bizzat imzaladı, yeni üyelere rozetlerini de Perinçek taktı. İP üyesi Ahmet Aydın da, köye bir kütüphane yapma ve bütün
masraflarını karşılama sözü verdi. Bütün köylülerle tekrar tek tek tokalaşıldı ve veda zamanı… Bir sonraki durak Akçaşehir Köyü.
AKÇA PAKÇA BİR KÖY: AKÇAŞEHİR
Akçaşehir Köyü’ne giderken, İP Tire ilçe başkanı Ali Türköz, Akçaşehir Muhtarını anlata anlata bitiremiyor. Muhtarın çalışkanlığını bin bir örnekle ballandıra ballandıra anlatıyor. Türköz’ün haklılığını köye girer girmez biz de anlıyoruz. Köyün mimarisi, tertemiz sokakları dikkatimizden kaçmıyor. Aslında Perinçek’in vakti dar. Oralara kadar gitmişken yolu üzerindeki bir köye uğramadan geçmek istemediği için Akçaşehir’e illa uğruyor. Kendisini köyün girişinde karşılayan muhtara da diyor ki “Bir çay içimlik uğradım ama söz başka zaman mutlaka geleceğim.”
SON DURAK YENİ ÇİFTFTLİK KÖYÜ
Şimdi de Yeniçiftlik köyündeyiz. Muhtar Ali Köklü, parti heyetini köyün girişinde karşıladı. Köy kahvesinin bahçesinde toplanan köylüler, Perinçek’e hem sorunlarını anlattılar, hem de İşçi Partisi’ne dair merak ettikleri her türlü soruyu sordular. Bütün köylüleri tek tek dinleyen, bütün sorulara cevap veren Perinçek, partisinin programını Yeniçiftlik’te de anlattı.