DEVLETİN Mİ, AKP'NİN Mİ KAYMAKAMI?Yurtseverlere ‘şerefsiz’ diyen kaymakama suç duyurusu

"Bu şerefsizleri mi savunuyorsunuz! Hepsi şerefsiz bunların, suçlu bunlar!” Bu sözler Keşan Kaymakamı Metin Borazan’a ait. ‘Şerefsiz’, ‘suçlu’ diye bahsettiği kişiler ise, Ergenekon tertibiyle tutuklanan, yargılamaları devam eden yurtsever aydınlar. İşçi Partisi, Kay...

Tarih:

"Bu şerefsizleri mi savunuyorsunuz! Hepsi şerefsiz bunların, suçlu bunlar!” Bu sözler Keşan Kaymakamı Metin Borazan’a ait. ‘Şerefsiz’, ‘suçlu’ diye bahsettiği kişiler ise, Ergenekon tertibiyle tutuklanan, yargılamaları devam eden yurtsever aydınlar. İşçi Partisi, Kaymakam hakkında hakaretleri nedeniyle suç duyurusunda bulundu.

Keşan Kaymakamı Metin Borazan, Silivri’deki yurtsever aydınlara ‘şerefsiz’ diyerek hakaret etti. Borazan ayrıca, yargılama devam diyor olmasına rağmen, Ergenekon tertibiyle tutuklananlara ‘suçlu’ dedi. İşçi Partisi, Keşan Kaymakamı hakkında suç duyurusunda bulundu; durumu ilgili diğer makamlara da bildirdi.

KAYMAKAM, TANIKLAR ÖNÜNDE ISRARLA HAKARET ETTİ
İşçi Partisi Edirne İl Başkanı Hüseyin Kadri Gültekin, partisinin yurt çapında başlattığı “Doğu Perinçek ve yurtsever aydınlar serbest bırakılsın” kampanyası kapsamında, ilçede 4-5 Eylül günlerinde imza masası açacaklarını ve bildiri dağıtacaklarını bildirmek üzere, 31 Ağustos günü Keşan Kaymakamlığı’na gitti. Gültekin, ilçede yürütecekleri faaliyetlerle ilgili dilekçeyi kaymakamlığın yazıişleri müdürlüğüne verdi. Görevli memur, dilekçeyi alarak Kaymakam Metin Borazan’ın odasına girdi; odanın kapısı aralık kaldı. Birkaç dakika sonra Metin Borazan’ın sesi duyuldu: “Tutuklu insanlar yurtsever mi oluyormuş! Ne yurtseveri, suçlu bunlar!”
Memur dışarı çıktı, Gültekin’e kaymakamın kendisini görmek istediğini söyledi. Kaymakamla İP Edirne İl Başkanı arasında şu diyalog yaşandı:
Kaymakam- Size izin vermiyorum.
H. Kadri Gültekin- İzin istemiyorum, partimin faaliyetine dair bilgi veriyorum.
Kaymakam (yüksek sesle)- Bu şerefsizleri mi savunuyorsunuz. Hepsi şerefsiz bunların, suçlu bunlar, yargılanıyorlar!”
Gültekin- Devam eden bir davanın sanıklarıyla ilgili böyle konuşmanız suçtur!
Metin Borazan yine de Silivri’deki aydınlara hakaret etmeyi sürdürdü. Gültekin de her defasında uyardı. Bu kez araya Yazıişleri Müdürü girdi, Gültekin’i iterek odadan çıkardı.
Keşan Kaymakamı Metin Borazan’ın hakaretlerine 4 kişi daha tanık oldu; sekreterlikte görevli bir personel, Borazan’ın iki konuğu ve bir yerel gazeteci.

İP, SAVCILIĞA VE İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NA BAŞVURDU
Hüseyin Kadri Gültekin, Metin Borazan hakkında, hakaret içeren sözler sarf ettiği, kamu görevini kötüye kullandığı ve adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettiği gerekçeleriyle, Keşan Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Dilekçeyi, 1 Eylül’de Cumhuriyet Savcısı Soner Uygur’a veren Gültekin, kaymakam hakkında inceleme ve soruşturma başlatılması için, aynı dilekçeyi posta yoluyla İçişleri Bakanlığı’na da gönderdi. Suç duyurusu dilekçesi, 2 Eylül’de de Edirne Valiliği’ne iletildi. İşçi Partisi Genel Başkanvekili Mehmet Bedri Gültekin de İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a başvurarak, Metin Borazan’ın sözlerinin yürütmekte olduğu görevle bağdaşmadığını, Borazan hakkında soruşturma açılarak gerekenin yapılması gerektiğini belirtti.

KAYMAKAM, TAVRINI SAVUNDU
Olay yerel basına yansıyınca, Kaymakam Metin Borazan yaptığı açıklamada kendini şöyle savundu: “Bunlar ortalığı karıştırmak için müracaat ediyor. Git açıklamanı yap. Biz, bir suç unsurunu tespit edersek savcılığa intikal ettiririz. Önceden yasaklama diye bir durum söz konusu değil. Ama bunlar bize gelip ‘Ben bir suç işleyeceğim, bana izin ver’ diyor. Böyle bir şey olabilir mi?”
Hüseyin Kadri Gültekin de izin istemediklerini, prosedür gereği bilgi verdiklerini hatırlatarak, Borazan’ın suç işlediğini söyledi.

KEŞAN KAYMAKAM’I DİK DURMALIDIR!
İP Edirne İl Başkanı Hüseyin Kadri Gültekin konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Değerli Basın Mensupları;
Keşan Kaymakamı Metin BORAZAN’ ın dün yerel basında yer alan beyanları üzerine bu basın açıklamasının yapılması zorunlu olmuştur.
Keşan Kaymakam’ı “Bunlar ortalığı karıştırmak için müracaat ediyor. Git açıklamanı yap. Biz, bir suç unsurunu tespit edersek savcılığa intikal ettiririz. Önceden yasaklama diye bir durum söz konusu değil. Ama bunlar bize gelip (Ben bir suç işleyeceğim, bana izin ver) diyor. Böyle bir şey olabilir mi?” demektedir.
Keşan Kaymakamlığına 31 Ağustos 2009 tarihinde İlçe örgütümüzce verilen 2009/12 sayılı yazımızı ekte sizlere sunuyorum. Görüleceği gibi bu yazıda bir izin talebi yoktur. Bir İlkokul öğrencisi bile yazıyı okuduğunda yazının bilgi vermek amaçlı olduğunu söyleyecektir. Yapılacak bir etkinlikten dolayı gerekli güvenlik tedbirlerinin alınması için sadece bir bildirim vardır. Nitekim Keşan Kaymakam’ı ile makamında yaptığımız tartışmada da kendisine izin istemediğimizi, bu yazı ile bilgilendirmede bulunduğumuzu söyledim. Buna rağmen Keşan Kaymakam’ı gazetelere yaptığı açıklamada suç işliyorlar beni de ortak ediyorlar diyerek gerçek dışı hayali beyanlarda bulunmayı yeğlemiştir.
Değerli Basın Mensupları;
Keşan Kaymakamlığı partimizce hazırlanan bildirinin dağıtılmasını engellemekle suç işlemektedir. Siyasi Partilerin hazırladıkları ve dağıttıkları bildiriler ancak mahkeme kararı ile toplatılabilir ya da dağıtımı engellenebilir. Keşan Kaymakamı Mahkeme kararı almak yerine yazdığı yazı ile bildiri dağıtmamızı uygun görmediğini beyan etmiştir. Tarafımızdan Cumhuriyet Savcılığına hakkında suç duyurusunda bulunulduktan sonra durumu anlamış olacak ki kendisi de Savcılığa başvurmayı uygun görmüştür.
Değerli Basın Mensupları;
Keşan Kaymakamı suç işlemeye devam etmektedir.
1-İlçe örgütümüze yazmış olduğu 01.09.2009 tarih ve 317-2009 sayılı yazıda yazıda; “İddia olunan Ergenekon Terör Örgütü ile ilgili olarak ….. ” tabirini kullanmaktadır. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın 23 Ocak 2009 tarihli 41. Duruşmasında alınan ara karar gereği Ergenekon Terör Örgütü tabirinin kullanılmaması gerektiği, böyle bir terör örgütünün varlığına ancak mahkeme sonuçlanınca karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu durum İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca ilgili bütün kurumlara ilan edilmiştir. Kaymakam Metin BORAZAN, bize gönderilen ve basında da yer alan ifadelerinden anlaşıldığı gibi mahkemece kullanılması yasaklanan ibareyi kullanmaya, mahkeme kararını hiçe saymaya devam etmektedir. Sizin aracılığınız ile de Cumhuriyet Savcılarımıza suç duyurusunda bulunuyorum. Ayrıca bizde bu noktada Keşan Kaymakamı hakkında, alınan mahkeme kararına tekrarla karşı geldiği işin gerekli yasal girişimde bulunacağız.
2-“İşlenmiş bir suçu veya İşlemiş olduğu suçtan dolayı kişilerin alenen övüldüğü…” diyerek henüz görülmekte olan bir davada yargılananları suçlu ilan etmekte, yargılananlara destek verenleri ve suçsuz olduklarını savunanları ise suç ve suçluyu övmek olarak göstermektedir. En temel hukuk kuralıdır. Hakkında mahkumiyet kararı kesinleşmedikçe her kes masumdur. Keşan Kaymakamı bunu bilmemekte midir. Bir çok kişinin bu davadan yargılandığından hareketle suçlu oldukları sonucuna varmaktadır. Keşan Kaymakamı kendisini mahkemenin yerine mi koymaktadır? Yargılaması devam eden insanlar hakkında hüküm verme yetkisini nerden almaktadır?
3- …“Kürt açılımına” soyunan Abdullah Gül ve Tayyip ERDOĞAN’ların himayesinde yürütülüyor…” diyerek devlet büyüklerini bölücülükle itham ettiğimizi söylemektedir. İşçi Partisi Türkiye’ de bir siyasi partidir. İktidarı ve ülkeyi yönetmeyi hedeflemektedir. İktidar mücadelesi vermektedir. Türkiye’nin önümüzdeki dönem tek iktidar seçeneği olan programa sahiptir. İktidarı ve onun yanlış olan uygulamalarını eleştirmek en doğal hakkıdır. Son günlerde Kürt açılımı adı altında ABD planlarının ülkemizde uygulanmasına yönelik adımlar atan, her fırsatta Bop eş başkanı olduğunu beyan eden ve kendisinin görevlendirildiğini söyleyen, kardeş kavgasını körükleyen ve ülkemizi etnik temelde bölmeye yönelik adımları atan siyasi iktidar ve yöneticilerini eleştirmek için parti olarak Keşan Kaymakamından mı izin alacağız?
4- Bildirinin son bölümünde halkımıza sesleniyoruz. Ülkemizde yaşanan gelişmelere duyarsız kalmamalarını istiyoruz. Bundan daha doğal ne olabilir. Bir siyasi partinin görevi halkı bilgilendirmek ve ülkesine sahip çıkmasını sağlamaktır. Ülkemizin karşı karşıya kaldığı tertibe karşı milletimizi uyarmak için Keşan Kaymakamından mı izin alacağız?
Keşan Kaymakamı suçlu mu aramaktadır? Anayasa mahkemesi kararı ile laikliğe karşı eylemlerin odağı olduğu tespit edilen ve cezalandırılan iktidar partisini görmesini salık veririz.
Kaymakam Metin BORAZAN’ın basına yaptığı açıklamalardan anlaşılan o ki söylediklerini inkar etmeyi yeğlemektedir. Kendisine dik durmasını tavsiye ederiz.
Son olarak bizi suç işlersek yakamızdan tutup savcılığa teslim edeceğini söyleyerek gözdağı vermektedir. Ülkemiz ve halkımız için mücadele ediyoruz. Her türlü zorluğa göğüs germesini en iyi biz biliriz. “O duvar, o duvarınız vız gelir bize vız…”