1980 sonrasında emperyalist merkezler tarafından estirilen neo liberal rüzgârlara kendilerini kaptıranların dillerinden düşürmedikleri bir söz vardı. “Devasa boyutlara ulaşmış, hantal bir devlet yapısı vardır. Bu devlet halkın sırtında bir yüktür. Devleti küçültelim. Asli görevi olan güvenlik ile sınırlayalım. Diğer bütün alanlardan elini eteğini çeksin. Böylece küçülsün ve halkın sırtındaki vergi yükü azalsın.”
Bu propagandanın yüksek sesle dillendirilmesinden bu yana yaklaşık 30 yıl geçmiş bulunuyor. Bu süre içinde “devleti küçültmek” ve “yurttaşın sırtındaki yükü azaltmak” adı altında çok şey yapıldı.
“Devlet ayakkabıcılık, terzilik, sütçülük vb. yapmaz” diyerek bütün kamu kuruluşlarını sattılar veya kapattılar.
Parasız eğitimi neredeyse paralı hale getirdiler. Bütün üniversiteler öğrencilerden ciddi miktarda “harç” alıyorlar.
Aynı şekilde sağlık hizmetlerinden de “katkı payı” adı altında paralı hale getirdiler.
Bütün bu düzenlemelerden sonra yurttaşın üzerindeki vergi yükünün azalması beklenir değil mi? Hayır yurttaşın sırtındaki yük azalmamış tam tersine artmıştır.
VERGİ YÜKÜ
1980 yılına kadar yurttaşlardan toplanan vergi miktarının Gayrı Safi Milli Hâsılaya oranı yüzde 12 – 13 dolaylarında olmuştur.
Bugün ise söz konusu oran, yüzde 26 – 28 dolaylarındadır. ‘Devleti küçültüyoruz’ demişlerdir. Ve gerçekten de ulusal devleti tasfiye yolunda çok ciddi adımlar atmışlardır. Ama bu arada yurttaşın sırtındaki vergi yükü iki mislinden daha fazla artmıştır.
“Hantal” diye suçlanan devlet yüzde 13’lük vergi payıyla eğitim, sağlık vb hizmetleri bedava görmüş, Bu arada ekonominin bütün temel dallarında önemli bir aktör olarak rol oynamış, bütün devlet hizmetlerini de çok büyük bir aksama olmadan yerine getirmiştir.
Bugün ise sözüm ona “küçülmüş” olan devlet, milli gelirin neredeyse üçte birine varan vergi geliriyle en temel hizmetleri bile görmekten aciz duruma düşmüştür.
Bu kadar kaynak nereye gitmektedir. Devlet gerçekten küçülmüş müdür?
HORTUMLANAN KAYNAKLAR
Tasfiye edilen gerçekte milli devlettir. Milli devlet tasfiye edilirken, emperyalizmle işbirliği yapan bir avuç komprador ile Ortaçağ gericiliği palazlanmaktadır. Devlet Denetleme Kurulunun 2001 yılında yaptığı bir araştırmaya göre 1980 sonrasında 20 yıl boyunca hortumlanan kamu kaynağı 430 milyar dolar civarındadır.
Hortumlanan kaynaklar, yurttaşın sırtındaki yükün ağırlaşmasından başka bir anlama gelmez.
FAİZ ÖDEYEN DEVLET
1980 öncesinde bütçe içinde faiz ödemelerine ayrılan pay son derece azdı. İç borç diye bir harcama kalemini Türkiye tanımıyordu.
Dış borç, henüz çok önemli rakamlara ulaşmamıştı. Türkiye’nin toplam dış borcu 1980 yılında 13 milyar dolardı.
Oysa Özal ile başlayan iç borçlanma zaman içinde korkunç boyutlara ulaştı. 2008 yılı bütçesi içindeki 58 milyar TL’lik iç borç faiz ödemesi, toplam bütçe giderlerinin üçte birine yakındır.
Vergi yükünün neden arttığı ve buna rağmen devletin vatandaşa karşı yükümlülüklerini neden tam olarak yerine getiremediği bu rakamlarla birlikte açıklığa kavuşmaktadır.
POLİS DEVLETİ
Devleti küçülteceğiz diyenlerin aslında küçültmek istedikleri devletin halka karşı yükümlülükleridir. Devletin halka karşı yükümlülüklerini yerine getirememesi, halkın sıkıntı içine düşmesi sosyal huzursuzlukları kaçınılmaz olarak birlikte getirir. Ve böylece polisiye önlemlere olan ihtiyaç artar.
1980 sonrasında istikrarlı bir şekilde büyüyen gider kalemi iç güvenlik için yapılan harcamalardır. Devlet eğitim, sağlık, ulaştırma vb birimleri küçültmüştür ama Polis teşkilatı ve Emniyetin harcamaları devamlı olarak büyümüştür.
Devleti yönetenler halktan uzaklaşıp emperyalistler kaderlerini birleştirdikçe kendilerini halktan koruyacak tedbirlere daha fazla ihtiyaç duymuşlardır. Tayip Erdoğan herhangi bir yere giderken bir Polis ordusu eşliğinde gitmektedir.
Yani olan şudur: Millete hizmet eden devlet küçülmekte ama halkı soyan ve ezenlere hizmet eden devlet büyümektedir.
90 YILIN DERSİ
Osmanlı Devletinin son yüz yılı da bize aynı gerçeği göstermektedir. Ama Cumhuriyetin 90 yıllık tarihi, devlet milli olduğu ölçüde halkın sırtındaki yük azalmakta, milli olmaktan uzaklaştığı ölçüde halkın sırtındaki yük ağırlaşmaktadır.
Son derece anlaşılır bir durumdur bu. Devlet milli olmaktan uzaklaştıkça halkı sırtına emperyalist sömürücüler, hortumcular ve din bezirgânları da binmektedir.
Bu kadar haramiye elbette yüzde 13’lük vergi geliri yetmez, yüzde 28’lik bir vergi yükü bile az gelir. mbgultekin@ip.org.tr