Son zamanlarda Fethullahçı Gladyo’nun, AKP takımının ve neo liberal tayfanın en fazla saldırdığı isimlerin başında Mahmut Esat Bozkurt geliyor.
Bu saldırının temel bir açıklaması var: Emperyalistler, Ortaçağın karanlık güçleri ile kolkola, Cumhuriyet Devrimi’nden tarihi rövanşı almak üzere saldırıları yürütürlerken, hala düşürülmemiş olan yargı kalesinin önde gelen temsilcisinin hedefte olması son derece doğaldır.
Mahmut Esat Bozkurt Atatürk’ün Adalet Bakanı’dır.
Herhangi bir Bakan olmanın ötesinde Cumhuriyet Devrimi’nin en önemli ideologlarındandır. Cumhuriyetin devrimci hukukunu inşa etmede en önde görev almamakla kalmamış, aynı zamanda bu Devrimci Hukuk”un teorisi’ni de yapmıştır.
Bütün bu özellikleri göz önüne alındığında, onun saldırıya uğramasına şaşırmamak gerekir.
Hayatı bir devrimcinin hayatıdır. Öğrenim gördüğü İsviçre’den Milli Mücadeleye katılmak için yurda dönmüş, Kuşadası ve civarında faaliyet gösteren Kuvvayı Milliye çetesine katılmıştır.
Ölene kadar da Mahmut Esat Bozkurt, Vatanı için İsviçre’yi bırakıp Aydın dağlarında hayatını ortaya koyan kuvvacı ruhunu korumuş ve bir devrimci olarak bu dünyadan göçmüştür.
Aradan tam 70 yıl geçti. “Tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye” diyenler olarak hala Mahmut Esat Bozkurt’u hatırlıyoruz.
Aynı şekilde emperyalizm ve Ortaçağ’ın karanlık kuvvetleri de onu unutmuyorlar. Bir milletin tarihi capcanlı durduğu müddetçe, o milleti esir etmek mümkün değildir.
Karen Fogg’lar onun için “Türk tarihinin hakkından gelmek gerekir” diyorlardı.
Tarihin hakkından gelmek, o tarihi yapan olumlu kahramanların karalanması, olumlu rollerinin üstünün örtülmesi demektir.
İşte Mahmut Esat Bozkurt’a bunun için saldırılıyor.
CUMHURİYETİN DEVLET ADAMLARI
Bir devlet adamı nasıl olmalıdır?
Mahmut Esat Bozkurt’un bu konuda yazdıklarını okuduktan sonra AKP, Fethullahçı Gladyo ile bilumum yalakaların neden bu büyük devrimciye düşman oldukları çok daha iyi anlaşılıyor.
Şöyle demektedir Atatürk’ün Adalet Bakanı:
"Devlet adamları fakir ölmelidirler ki, idare ettikleri milletler zengin ve mesut olsunlar. Devlet adamları cep doldurmaya kalkarlarsa millet, fakir, bedbaht olur, dava hezimete uğrar. Fakirlik içinde ölmek, devlet adamının, hele ihtilal şeflerinin süsüdür. İhtilal şefleri, devlet adamları fakirlikle taçlanırlar."
Cumhuriyet Devrimini gerçekleştiren kadroya bakınız. İçlerine dünyalığını yapmak için çalışan bir tek kişi gösterilemez. Atatürk, İnönü, Mahmut Esat Bozkurt, Reşit Galip, Ziya Gökalp, Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak ve diğerleri…
Hiçbirisi zenginlik peşinde koşmadığı gibi, yakınlarının da böyle bir amaç peşinde koşmasına izin vermemiştir.
Atatürk’ün, vasiyetine mirasından en yakın arkadaşı İsmet İnönü’nün çocuklarının eğitim masrafları için pay ayırması, Cumhuriyetin İkinci Adamının çocuklarının, böyle bir yardıma ihtiyaç duyabileceklerini düşünmüş olmasındandır.
Hatta Adnan Menderes ile ilgili olarak anlatılan bir anekdot son derece öğreticidir. Adnan Menderes Cumhuriyet Devriminden sapmanın temsilcisidir. Ama buna rağmen o da o devrimin yarattığı iklimin bir parçasıdır.
Çocuklarından biri ticaretle uğraşmak istediği vakit buna izin vermemiş, kendisinin Başbakan olmasından dolayı, ticarette oğlunun haksız yere avantaj elde etmesinin doğru olmayacağını düşünmüştür.
Cumhuriyetin bütün önderlerinin “Devlet adamları fakirlikle taçlanırlar” anlayışına sahip olduğu koşullarda Adnan Menderesler de farklı bir tutum alamamışlardır.
AKP’NİN “DEVLET ADAMLARI”
Bir de şimdiki sözde “devlet adamlarına” bakalım:
Recep Tayyip Erdoğan, dar gelirli bir ailenin çocuğu olarak çıktığı hayat yolunda, Rahmi Koç’un deyişiyle 2001 yılında milyar dolar ile ifade edilen bir servetin sahibi oldu. Bunun mümkün kılan beş yıllık İstanbul Büyükşehir belediye Başkanlığı dönemi oldu.
8 yıllık Başbakanlık döneminin Tayip Erdoğan’ın servetine neler kattığını da elbet önünde sonunda öğreneceğiz.
Ama oğluna aldığı 300 metrelik gemiciğin parasını, düğünde ki takılarla izah eden bir zihniyet her şeyi yapabilecek bir zihniyettir.
Sadece Recep Tayip Erdoğan değil söz konusu olan. AKP’li bütün bakanların çocukları iş aleminde harikalar yaratıyorlar!
Abdullah Gül’ün, Kemal Unakıtan’ın, Osman Pepe’nin, Binali Yıldırım’ın çocuklarının ticari başarıları herkesin dilinde.
Basında bu konuda yazılanların haddi hesabı yok.
AKP’nin iktidar pratiği Mahmut Esat Bozkurt’un sözlerindeki büyük gerçeği bize bir kez daha gösterdi. “Devlet yöneticileri zenginleştikçe halk fakirleşir.”
İşte bütün bunlardan dolayı iktidar makamlarını kişisel zenginlik için sonuna kadar kullananlar için, “Devlet adamları fakir ölmelidir” diyen Mahmut Esat Bozkurt’tan daha büyük düşman olamaz.
Sadece bu tablo bile bugün, Cumhuriyet’in devrimci hukukçusuna karşı yürütülen karalama kampanyasını açıklamaktadır.
mbgultekin@ip.org.tr