Değişik bir Kurultay

İşçi Partisi’nin 8. Genel Kurultayı 17-18 Nisan tarihlerinde Ankara’da Büyük Anadolu Oteli’nde toplandı.
Televizyonlardan görmeye alıştığımız Parti kongrelerinden farklı bir Kurultay manzarası vardı karşımızda. Önlerinde masalar, masalarda not alabilecekleri blok...

Tarih:

İşçi Partisi’nin 8. Genel Kurultayı 17-18 Nisan tarihlerinde Ankara’da Büyük Anadolu Oteli’nde toplandı.
Televizyonlardan görmeye alıştığımız Parti kongrelerinden farklı bir Kurultay manzarası vardı karşımızda. Önlerinde masalar, masalarda not alabilecekleri bloknotlar,760 delege iki gün boyunca Merkez Karar Kurulu’nun sunduğu raporu tartıştı.
Oysa diğer Partilerin kongrelerinde gördüğümüz manzara şudur: Türübinler Parti yönetimi tarafından izleyicilerle doldurulur. Genel Başkan esas olarak türübinlere yönelik bir ajitasyon konuşması yapar. Genel Başkan’ın konuşması üzerine hiçbir tartışma olmaz.
Sonra oylamaya geçilir. Canlılık salona değil kulistedir. Bu arada çoğunlukla salonda farklı gruplar arasında gerilimler yaşanır. Çoğunlukla havada sandalyeler uçuşur. Vb. vb.

KURULTAY’IN SÜRESİ
Bu manzaralardan hiçbiri İşçi Partisi Kurultayına yaşanmadı. İki gün boyunca 50’ye yakın delege söz alarak çeşitli konulardaki görüş, öneri ve eleştirilerini dile getirdi.
Divan heyeti, 2. gün öğle saatlerinde gelen yeterlik önergesini oylatıp görüşmelere son verdiğinde, hala söz sırası bekleyen otuzdan fazla delege vardı.
Eleştirilere cevap vermek üzere söz alan Genel Başkan Vekili, bir özeleştiri ile konuşmasına başladı:
“Bu Kurultay göstermiştir ki İşçi Partisi’nin Kurultayları için iki gün yetmez. Kurultaylarımız üç veya dört gün olmalıdır. Kurultay süresinin iki gün olarak belirlenmesinin hatası bize aittir.”
Bu özeleştiri ile, hem eleştiri ve görüşler açısından konuşmak isteyen bütün delegelere yeteri kadar zaman ayırmak, hem de yönetime aday olmak isteyen üyelere kürsüden kendilerini tanıtmak için yeteri kadar süre tanımak açısından iki günün yetersiz oluğunu söylenmiş oluyordu.

YÖNETİME ADAY OLMA
Bilindiği üzere yönetime aday olmak açısından diğer Partilerde görülen manzara şudur: Önemli olan Genel Başkan adaylarıdır. Her Genel Başkan adayının kendi listesi vardır. Ama bu listelerin çok bir önemi yoktur. Önemli olan hangi Genel Başkan’ın adayları olduklarıdır.
Eğer birden fazla Genel Başkan adayı yoksa ve yönetim kuruluna gerekli sayıdan çok daha fazla aday varsa, o zaman da esas olarak kulislerde yapılan fiskoslarla adaylar, oy toplamaya çalışır.
İşçi Partisi Kurultaylarında ise adaylar tek tek kürsüye çıkarak kendilerini tanıtır. Adaylar üzerine delegeler lehte veya aleyhte söz alarak konuşur. Bütün delegeler böylece tanımadığı adaylar konusunda yeteri kadar fikir sahibi olarak oyunu buna göre kullanır.

DİVAN
Kurultay Divanı da bizatihi Divanı oluşturanların kimliği ile, başlı başına bir çok açıdan önemli mesajlar verdi.
Divan başkanlığını, İzmir Emek ve Cumhuriyet Platformu’nun kuruluşundan bu yana sözcülüğünü yapan Av. Erdoğan Özer yaptı.
Yıllardır ağaların zulmüne karşı toprak ve özgürlük için mücadele eden Bismil’in Cumhuriyet (Arslanoğlu) köyü muhtarı Mehmet Tanrıkulu ile Varto Hürriyet mahallesi muhtarı Niyazi Bingöl; Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinden Divanda yer alan üyeler oldular.
Divan’da ayrıca direnişçi Tekel işçilerinin temsilcisi, Parti’n gençlik örgütünden iki üye ile kadın örgütünden bir üye, Tekirdağ üniversitesinden Doç. Dr. Füsun Ekmekyapar ve Ulusal Kanal’da emek saati programını yapan Esin Ergenç yer aldılar.
Divanda hem bütün Türkiye vardı. Hem de toplumumuzun ve Parti’nin hemen bütün kesimleri temsil edildi.

GENEL BAŞKAN
İşçi Partisi’nin 8. Olağan Genel Kurultayı (Muhyettin Öksün Kurultayı) Genel Başkanlığa Doğu Perinçek’i katılan delegelerin oybirliği ile seçti. Bu da çok önemli bir mesaj oldu.
İki yıldan uzun bir süredir Ergenekon Tertibi onucunda Silivri zindanında olan Doğu Perinçek’in oybirliği ile Genel Başkanlığa seçilmesi, İşçi Partisi’nin tertibe karşı mücadelede kararlı olduğunun bir ifadesi olması bakımından önemlidir.
Gene Kurultay’ın oybirliği ile almış oluğu; Silivri’deki tutuklulara dayanışma mesajı gönderilmesi kararı da bu açıdan kaydedilmeye değer.

MUHYETTİN ÖKSÜN
Kurultay; adını, 2008 yılında toprak ağaları tarafından katledilen Parti’nin Cumhuriyet Köyü temsilcisi, yoksul ve toraksız köylü Muhyettin Öksün’den aldı.
Parti Merkez karar Kurulu Kurultay sürecinin en başında, bu Kurultay’ın temel yönelimlerini “devrimcileşmek”, “emekçileşmek” ve “büyümek” olarak belirlemişti. Muhyettin Öksün adı, bütün bu özellikleri kişiliğinde somutlaştıran bir isim olarak Kurultay’ın hedefinin ne olduğunu gösteriyordu.
İşçi Partisi’nin 8. Genel Kurultayı 1920’lerden sonra ülke olarak ilk defa devrimci bir durum yaşadığımızı belirleyerek buna uygun görevler belirledi.
“Milli Hükümet İçin Halk Hareketi’nin Başına” temel sloganı ile, bu görev en özlü şekilde dile getirildi.
mbgultekin@ip.org.tr