Cumhuriyet Güçbirliği:“Yanlı olan yayın değil, karardır!”

Yüksek Seçim Kurulu’nca, Cumhuriyet Güçbirliği adayları ile ilgili haberlere fazla yer verdiği gerekçesiyle Ulusal Kanal ana haber bültenine bir gün yayın durdurma cezası vermesi, Cumhuriyet Güçbirliği ve Ulusal Gönüllüleri tarafından protesto edildi. YSK önünde yapılan ...

Tarih:

Yüksek Seçim Kurulu’nca, Cumhuriyet Güçbirliği adayları ile ilgili haberlere fazla yer verdiği gerekçesiyle Ulusal Kanal ana haber bültenine bir gün yayın durdurma cezası vermesi, Cumhuriyet Güçbirliği ve Ulusal Gönüllüleri tarafından protesto edildi. YSK önünde yapılan basın toplantısında, Cumhuriyet Güçbirliği adına açıklama yapan Av. Mehmet Cengiz şunları söyledi:

HUKUKDIŞI KARAR!
Cumhuriyet Güçbirliği bağımsız milletvekili adaylarının yoğun ve etkin çalışmaları karşısında kitlelerin bu adaylara yönelişi, belli çevreleri tedirgin etmektedir. Buna karşı harekete geçmişlerdir.
Bu bağlamda YSK, 13 Mayıs 2011 tarih ve 689 sayılı kararıyla, Ulusal Kanal’ın 27 Mayıs 2011 günlü ana haber bülteninin yayınını yasaklamıştır.
YSK’nın bu kararının gerekçesinde, Ulusal Kanal’ın “yayınlanan programlarda, genel olarak İşçi Partisi mensupları tarafından oluşturulan Cumhuriyetçi Güçbirliği (CGB) adlı siyasi yapılanmaya açıkça destek verdiği, özellikle gün içinde yayınlanan haber bültenlerinde uzun uzun CGB’ye ilişkin toplantı, açılış, milletvekili aday tanıtımı gibi haberlere yer verdiği, bunun yanı sıra, tartışma, söyleşi ve yorum niteliğindeki programlarda da sıklıkla CGB adlı siyasi yapılanmayı destekleyen ve CGB milletvekili adayı olan konukların görüşlerine yer vermesi nedeniyle siyasi partiler arasında fırsat eşitliğini sağlamamak suretiyle seçim döneminde uyulması gereken hükümlere aykırı davrandığı” denilmektedir.
YSK’nın bu kararında, “aynı tür yayınların devamı halinde” Ulusal Kanal’ın 15 güne kadar kapatılması tehdidi de yer almaktadır.

ULUSAL KANAL GÖREVİNİ YAPIYOR!
Oysa yasa, “siyasi partiler arasında fırsat eşitliği”nden söz etmektedir. “Cumhuriyet Güçbirliği” bir “siyasi parti” olmadığı gibi sözü edilen programlara seçime katılan bütün siyasi partilerin temsilcileri çağrılmakta, ancak başta AKP olmak üzere bazı partilerin temsilcileri katılmamaktadırlar. Haklıdırlar, çünkü Cumhuriyet Güçbirliği adaylarının karşısına çıkmak yürek istiyor!
“Siyasi partiler arasında fırsat eşitliği”ni sağlamanın biricik yolu, bu siyasi parti temsilcilerinin programa çağrılmasıdır. Bunlardan bazıları katılmadı diye yayın kuruluşlarından, program yapmaması beklenemez.
İkincisi; Cumhuriyet Güçbirliği, toplumumuzun Cumhuriyetin temel ilkelerine duyarlı çeşitli kesimlerinin ve çeşitli siyasi partilerin mensuplarının oluşturduğu bir birlikteliktir. Adı üstünde, “güçbirliği”dir.
Hal böyle iken YSK’nın bu oluşumu, “İşçi Partisi mensupları tarafından oluşturulan Cumhuriyet Güçbirliği” olarak tanımlaması, haddini aşmaktır. YSK, yazdığının bir gazete makalesi değil, yargı kararı olduğunu bile unutmuştur. Tek başına bu olgu, “tarafsızlık”tan dem vuran YSK’nın tarafsız olmadığını göstermektedir.
Zaten YSK, bu yasaklamaya dayanak yaptığı kendi kararında, seçime ilişkin yayınların “kamuoyunun siyasal beklentilerine cevap verecek şekilde” yapılması gerektiğini söylemekte, yapılacak yayınların belli çevrelerin “siyasal beklentilerine” uygun olması koşulunu aramaktadır. Bu çevrelerin “siyasal beklentilerine” uygun olmayan, oyunu bozan çalışmaların kamuoyuna yansıtılmasını engellemeye çalışmaktadır.

TARAFLI YAYINI TRT YAPIYOR!
Devletin TRT’si AKP’nin borazanı haline getirilmişken suskun kalan YSK’nın, konu Cumhuriyet Güçbirliği ve Ulusal Kanal olunca telaşla harekete geçmesi anlamlıdır.
Soruyoruz: Aynı YSK, Cumhuriyet Güçbirliği adaylarından tek cümleyle söz etmeyen, sanki seçime yalnızca üç parti katılıyormuş gibi yayın yapan, programlarına tek bir Cumhuriyet Güçbirliği adayını çağırmayan TRT’nin ve diğer yandaş medyanın bu tutumunu “tarafsızlık”la nasıl bağdaştırmaktadır?
Yine soruyoruz: Simav depremi mağdurlarına Kızılay tarafından gönderilen çadırından yatağına değin yardım malzemelerinin, AKP’nin seçim otobüsüne yüklenmesi ve halka AKP milletvekili adayınca dağıtılması karşısında YSK neden suskun kalmaktadır?

BOŞUNA ÇIRPINIYORLAR!
Daha örneklerini çoğaltabileceğimiz bu olgular karşısında söylenebilecek tek söz vardır: YSK tarafsız değil, taraftır!
Ama gayretleri boşunadır. Bütün engelleme çabalarına rağmen Milletimiz, 12 Haziran’da Cumhuriyet Güçbirliği adaylarını Meclise gönderecektir!