Bursa'da Bölge Toplantımız Gerçekleştirildi

Genel Başkan Yardımcılarımız Yıldırım Koç ve Mehmet Bedri Gültekin'in katılımıyla bölge toplantımız gerçekleştirildi.

Tarih:

Bursa İl Binamızda yapılan bölge toplantımıza Sakarya, Yalova, Çanakkale, Kocaeli, Bursa yönetici ve milletvekili adaylarımız katıldı. Bursa İl Binamızda yapılan toplantıya çok sayıda parti üyemiz katıldı. 1 Kasım seçimlerinde Milletvekili adaylarımız arasında şehit yakınları, emekli öğretmen, esnaf, 14 Mayıs işçi eylemleri önderleri, çeşitli sendikalara üye işçiler, bankacılar, TMMOB bağlı çeşitli mühendis eski oda yönetici ve üyeleri, adaylar arasında bulunuyor. Katılımın yoğun olduğu toplantıda sıcak gelişmeler ve bölge sorunları, Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik kriz ve terör eylemleri ve toplumun çeşitli kesim ve sınıflarının bu temel konulara ilişkin yaklaşımları seçimlerden sonra Türkiye'nin içine gireceği durum, buna ilişkin önlemler ve toplumun bu badireleri atlatmasına yönelik politikalar ele alınırken seçimlerde izlenecek stratejilerde ele alındı.

 

İki bölüm halinde yapılan toplantının sabah bölümüne Merkez İşçi Sendika Bürosu Başkanımız, ODTÜ Öğretim Üyesi Yıldırım Koç, öğleden sonraki bölümde ise Merkez Örgütlenme Bürosu Başkanımız Mehmet Bedri Gültekin başkanlık etti.

 

Bursa'da ve Türkiye'de yaşanan ekonomik kriz ve sonuçları, yaşanacak toplumsal sarsıntı ve bunlara karşı alınacak önlem ve politikalar, Ankara Garında patlayan bombalar ve verilmek istenen mesajlar, Vatan Partisi ve CHP arasında sürdürülen seçim ittifakı çalışmaları ele alındı. Partinin seçim bildirgesi ve çalışmasına ilişkin yöntemlerin ele alındığı toplantıda sabah bölümünde İşçi Sendika Büro Başkanımız Yıldırım Koç, çalışanların sorunlarından söz ederek, işçi mücadeleleri ve iş gücünü satarak geçinenlerin sorunlarından örnekler vererek Vatan Partisinin bu konulara ilişkin çözüm, önerilerinin nasıl hayata geçirilebileceğini anlattı. Her il ve ilçede işçi sendika bürolarının il yönetim kurullarına bağlı olarak çalışması gereğinden söz ederek, İşçi Sendika Bürosu bulunan iller bu büroları genişletmeli, bulunmayan iller derhal kurulmalı, dedi. Koç, sözlerine şöyle devam etti: "Çevremizde parti üyesi birçok işçi arkadaşımız görev alarak bu alanda örgütlü bir çalışma başlatmalı. Uludağ Üniversitesinde, evimizin su elektrik işlerini çözerken ve her yerde, günlük hayatta gidip  işçi arkadaşlarla iletişim halinde olunduğunu onların sorunlarını öğrenme ve çözme, Vatan Partisinin çözüm önerilerini anlatma kanunların verdiği hakları kavrama ve kavratma, sorunları çözmek için birlikte hareket etmek görevimizdir" dedi.

 

Yoksul işçiler değil yoksullaşan işçiler ve insanlar harekete geçiyor diyen Koç, "Kapitalizm dönem dönem insanların refahını artıran çoğu zaman da krizler üreten bir sistemdir. Kriz dönemlerinde yoksulluk, işsizlik ve savaşlarla krizini aşmaya çalışır. Ülkemizde önceki yıllarda işçilerin ev, araba, ev eşyası almaları söz konusu değilken bu gün ev, araba almaktadırlar. Ancak bütün modern yaşamın gereçleri borçlanarak, kredi kartı ve ağır kredi borç yükleri ile karşılanmıştır. Önce anne babalarının desteği, sonra tarla, tapu satışları ile ödenen borçlar bu gün ödenemeyecek duruma gelmiş, artan hayat pahalılığı ile krizin tüm yükü yine üretenlere, işçilere yıkılmaktadır. İşte bu koşullarda Vatan Partisi işçilerin, çalışanların, üretenlerin sorunlarına çözüm önerilerini anlatabilmek için ilçe, il işçi sendika büroları kurarak buralarda faaliyet yaparak, Türkiye'nin üretim ve çalışma hayatını örgütlemelidir. Emperyalist sistem; ABD, AB, Türkiye'yi bölemeyeceğini, iç çatışma çıkaramayacağını gördü. Millet işçisi köylüsü ile bir bütün ve dayanışma halinde, herhangi bir yerde bir acı yaşandığında herkes o acıyı sıkıntıyı dayanışma içinde çözmeye koşuyor. Bunu gören ABD ve ona bağlı güçler, Türkiye'de işçileri bölmeye yöneldiler. Ankara Garı önünde patlayan bombaların bir nedeni de budur. Bombalar aynı zamanda Türk işçi sınıfını ve milleti kökten bölmeye yönelik kışkırtmalara malzeme yaratmaya yönelik, büyük bir provokasyonun parçasıdır. Ancak bunu başaramayacaklar. Bunu Tek Gıda-İş önderliğinde yürütülen, büyük Tekel, Yatağan, Reno, Tofaş, Fors, ORS eylemlerinden biliyoruz. İşçi sınıfı, sınıf birlik ve dayanışmasını yıkmaya çalışan kimselere pabuç bırakmamayı ve vatanın  birlik ve bütünlüğünü diğer tüm kesimler kadar korumasını bilir" dedi.

 

Merkez Örgütlenme Bürosu Başkanımız Mehmet Bedri Gültekin, "Ankara Tren Garında yaşanan patlama, Türkiye'de yeni bir döneme girildiğini gösteriyor. Yaşanan şey yeni bir durumla karşı karşıya kaldığımızın işaretidir. Irak ve Suriye'de yaşanan bombalı saldırıların TV'lerden izlediğimiz durumun Türkiye'de de yaşanmasıdır. Aydınlık Gazetesi bugün tarihi bir sayı çıkarmıştır. Bu olayın perde arkasını yansıtan ele alan çok önemli bir yayın yapmıştır. Amerika tarafından, Ankara Tren Garında patlatılan bomba ile Türkiye'ye bir uyarı yapılmıştır. Canlı bomba deyince dinci militanlar geliyor akla. Muhtemeldir. Bunun bir önemi de yoktur. Yapılmak istenen iki şey vardır: Birinci olarak, 24 Temmuz'dan beri Türkiye ile ABD'nin 'kara gücüm' dediği PKK ve uzantıları arasında bir çatışma  sürüyor. İkinci olarak da, gelinen son noktada Rusya’nın Suriye'deki çatışmalara müdahil olmasıdır. ABD bölgede iki alanda savaşmak zorunda kalmıştır. Bir taraftan Suriye'de, Rusya ve Suriye Ordusunun teröristlerin bulunduğu bölgelere yaptığı operasyonlarla, öte yandan kara kuvvetim dediği PKK ve uzantılarına, TSK'nın yürüttüğü operasyonlarla sıkışmıştır. Ankara'dan verilen mesajda, Türk Amerikan savaşının artık açık hale geldiğidir. İki bölgede, aynı anda şavaşamayacağı gerçeği ile karşı karşıya kalan ABD'nin kara güçlerini bu sıkışıklıktan kurtarılarak, 78 milyon Türk Milletinin açılım, çözüm ve  sözde barışa ikna ederek uyutulmaya çalışılıp yeniden kuvvet toplamaya yönelik zaman kazanmak olduğu açıktır. 3 saniye ara ile patlatılan ve 100'e yakın vatandaşımızın canına ve yine yüzlercesinin yaralanmasına yol açan bombanın bir başka hedefi de, bölgede ABD çıkarlarına hizmet eden terör örgütlerini bitirmeye yönelik operasyonları sürdüren, Rusya ile Türkiye'nin yakınlaşmasını önlemektir. ABD'nin çıkarları için bölgeyi kan gölüne çeviren BOP'a karşı, Türkiye, Rusya yakınlaşmasını önlemek. Bütün bu olup bitenlere rağmen, ABD bölgede artık hedeflerine ulaşamayacaktır. Bölgemizde kanlı boğazlaşmalar nasıl ki Suriye'de, Irak'ta nihai olarak işe yaramamış ve tüm ABD politikaları çökmüşse, Türkiye'de de aynısı olacaktır. ABD'nin politikalarını bu millet görmektedir. Bombalarla geçen seçimlerde 1-2 puan HDP oy artırmış olabilir. Açılım, çözüm, barış diye %4 civarında insanımızda PKK uzantılarına oy vermiş olabilir. Ancak şu anda miting meydanlarında 500 kişi toplayamayan, ABD'nin kara gücü  PKK uzantısı, HDP de halk desteğini kaybetmiştir. Küçük bir araştırma yapıldığında görülecektir ki PKK terör  eylemlerini 24 Temmuz'dan sonra başlatmamıştır. 7 Haziran seçimlerinin hemen ardından yol kesme, vergi toplama, kimlik kontrolü, gösteri vs. adı altında 200'e yakın terör eylemi gerçekleştirmiş, HDP'li belediyelerin bulunduğu illerde art arda eylemler yapmış, 10'a yakın yurttaşımızı katletmiştir. 24 Temmuz'a gelinirken PKK'nın yaptığı polis, asker, korucu ve vatandaşlarımıza yönelik bu terör eylemlerine hiçbir devlet, ordu ve güvenlik kuvvetleri kayıtsız  kalmazdı. Bizim ordumuz ve güvenlik kuvvetlerimiz de kalmamıştır. Bütün bu sürecin tek bir sorumlusu vardır. Açılım çözüm süreci adı altında AKP'dir. PKK'nın güçlenmesine, kuvvet toplamasına ve kasaba ve şehirlerde kendi hakimiyetini kurmaya yönelik hareketlerine göz yuman AKP, siyasetleridir. Bu seçimlerde AKP, bunun bedelini ödeyecektir. Bu millet şunu görmektedir: Bu Türk-Amerikan savaşıdır. PKK bombalar, silahlar  kullanılan bir araçtır. Bunu Türkü, Kürdü 78 milyon Türk Milleti görmektedir" dedi.

Bursa'da Bölge Toplantısı Gerçekleştirildi (12 Ekim 205)

1/6
2/6
3/6
4/6
5/6
6/6