Mustafa Kemal Devrimlerine karşı, şimdiye dek sürdürülen örtülü süreç, yeni bir döneme adım attı.
Stratejinin kendisinin zaten Mustafa Kemal Devrimlerine karşı olduğunu biliyorduk. Taktik düzeyde sürdürülen süreç, artık açıktan Mustafa Kemal’e karşı savaş düzlemine girdi.
Asıl hedefleri de buydu.
Şimdiye dek, kenarından köşesinden sürdürülen karşı devrim dalgası, ara ayrıntıları bırakarak, Mustafa Kemal’i mahkûm etmeye yöneldi. Sağ olsaydı, ellerinden de gelseydi Silivri toplama kampına gönderirlerdi.
Dersim Olaylarının sanki bugün olmuş gibi gündeme taşınmasının nedeni budur.
Örtülü sürecin açık sürece dönüştüğü kırılma noktasındayız.
Taktik düzeydeki bu değişikliğin iki sebebi var. Birincisi artık topladıkları güç bakımından bu taktik değişikliğin zamanının geldiğine inanıyorlar. İkinci sebep ise, Aydınlık Gazetesinde iktidarın ne kadar çok suçun içine girdiğini, MİT Daire Başkanı merhum Kaşif Kozinoğlu’nun açıklamalarını karartmaya yöneliktir.
Menemen Hadisesinin yeniden gündeme taşınması, Melih Göçek’in Anıt Kabir’in yönetiminin kendisine verilmesi ısrarı, Dersim’de, Mustafa Kemal’i Seyit Rıza’nın katili olarak ilan etme girişimleri savaşın ne kadar açıktan sürdürüldüğünü göstermektedir.
Anıt Kabir’i yönetimlerine alıp, önce ziyarete kapatmak, daha sonra da arazilerini özelleştirerek satmayı planlıyorlar.(Yugoslavya’da Tito’nun mezarına yapıldığı gibi)
Öncelikle cami duvarına işediklerini söylemeliyim.
Anıt Kabir’i gece gündüz bekleyecek milyonların çıkabileceğini hesap edemiyorlar. Bu ülkede Mustafa Kemal’i sadece CHP’liler savunur sanıyorlar. CHP’yi bitirdik, sıra Mustafa Kemal’e sıra geldi diye düşünüyorlar.
Kemalizm’in dışındaki laikleri, yetmez ama laikçi yaparak hallettik diye düşünmektedirler.
Bilmiyorlar ki, iş Mustafa Kemal ismine doğrudan yöneldiğinde, kişi bu saldırıların doğrudan kendisine yapıldığını algılayacak. Tepki beklemediklerinden de şiddetli olacak.
Seyit Rıza mı, yoksa Mustafa Kemal mi noktasına doğru zorlanan halkın, bu onursuzluğa dayanabileceğini sanmak, hesap bilmemektir.
Başta söylemem gerekenini sonda söylemeliyim.
Mustafa Kemal Dersim olaylarında sonuna kadar haklıydı. Devlete karşı olan bir kalkışmaya, siyasi ve politik yaklaşılamaz. Devlete karşı kalkışmanın siyaseti olmaz. Baş kaldıranların ezilmesinden başka tutulacak yol yoktur. Mustafa Kemal Seyit Rıza’yı ezmeseydi, Seyit Rıza Mustafa Kemal’i ezerdi.
Seyit Rızanın kuracağı iktidar da İngilizlere bağlı olan bir devlet olurdu. Aydınlanma olmaz, devrimler olmazdı.
24.11.2011, bulentesinoglu@gmail.com