'BRİFİNG' DEĞİL 'TEKMİL' ! İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Cengiz: ABD’ye brifing olayı soruşturulmalı, İçişleri Bakanı ve Emniyet yetkililerinden hesap sorulmalıdır!

İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Cengiz, bugün (6 Şubat 2012) Ankara'da bir basın toplantısı düzenleyerek, polis müdürlerinin ABD Büyükelçiliğine Ergenekon brifingi vermesini değerlendirdi. Cengiz'in açıklaması şöyle:

3 Şubat 2012 tarihli Aydınl...

Tarih:

İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Cengiz, bugün (6 Şubat 2012) Ankara'da bir basın toplantısı düzenleyerek, polis müdürlerinin ABD Büyükelçiliğine Ergenekon brifingi vermesini değerlendirdi. Cengiz'in açıklaması şöyle:

3 Şubat 2012 tarihli Aydınlık ve Yurt gazetelerinin manşetten verdiği haberlerle, Türk polisinin, “Ergenekon soruşturması” konusunda ABD’nin Ankara Büyükelçiliğine düzenli olarak brifing verdiği ortaya çıktı.

23 Kasım 2008’de Washington’a gizli koduyla gönderilen kriptoda, ABD Büyükelçiliğinin Türk polisinden “Ergenekon soruşturması kapsamında bilgilendirme” istediği, bunun kabul edildiği ve Türk Emniyet Teşkilatından bir heyetin Ankara’daki Amerikan Büyükelçiliğine giderek çok detaylı bir brifing verdiği belirtiliyor. Hatta bu brifing sırasında geniş kapsamlı bir sunum yapıldığı da vurgulanıyor. 29 Mayıs 2009’da yine ABD Büyükelçiliğinde bir başka “Ergenekon brifingi” daha verilmiş. Sürdürülen “Ergenekon Operasyonları” na ABD’den destek istenmiş.
Kriptoda şu bilgiler yer alıyor:

- Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın kızının cinsel aktiviteleri hakkında fotoğraflar ve belgeler.

- CHP lideri Deniz Baykal’a rüşvet ödendiğine ilişkin belgeler.

- Türk hükümeti ile ABD ve Avrupa Birliği’ne karşı örgütler ve bunların propaganda yöntemleri hakkında bilgiler…

Başbakanlık ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamalarda, bazı Türk polis şeflerince ABD Büyükelçiliği görevlilerine “ Ergenekon” soruşturması konusunda verilen brifingler inkâr edilmemekte, sadece ‘biz bu bilgi ve belgeleri şantaj aracı olarak kullanmadık’ denilmektedir.

Brifingin veriliş tarihi ile, Ergenekon operasyonlarının yapılış tarihleri arasındaki çakışma gözlerden kaçmıyor.

Bilindiği gibi, “Ergenekon tertibi”nin düğmesine, 5 Kasım 2007’de, yani bu brifingin verildiği 21 Kasım 2008 tarihinden önce Bush-Erdoğan görüşmesinde Oval Ofiste basılmış, daha sonra 35 CIA görevlisi ABD’den Türkiye’ye gelerek soruşturmanın başına geçmiştir.

Polis şeflerinin ABD Elçiliğinde yaptıkları, “brifing” değil, ABD’ye “tekmil” vermektir. Talimat ve planlama ABD’den, uygulama F tipi polislerdendir.

Nitekim, ABD’nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey’in, 4 Aralık 2009’da Washington’a gönderdiği kriptoya göre; “Ergenekon soruşturması”nı Fethullahçılar yürütüyor. “Gülencilerin nihai hedefi, Türkiye’nin görünür biçimde İslamcı hale gelmesini onaylamayan kurumların yıpratılması”, “askeri şahsiyetler dahil olmak üzere muhaliflerin tutuklanması ve tasfiyesidir”.

Durum vahimdir:

Emniyet yetkilileri içinden bir grubun, yabancı bir devletin görevlilerine. Türkiye'nin Genelkurmay Başkanı, ana muhalefet lideri, önemli kamu görevlileri hakkında, Türkiye'nin iç siyaseti ve güvenlik konularına ilişkin şantaj malzemesi olarak da kullanılabilecek yazılar ve görsel malzemelerin de sunulduğu brifingler verdiği ortaya çıkmıştır.

Bu brifingler, Türkiye'nin güvenliğine karşı işlenmiş ağır bir suçtur. İhanettir. Casusluk ve vatana ihanet suçunun bundan daha açık bir örneğine rastlamak kolay değildir. Ayrıca Türkiye'nin onuru da açıkça çiğnenmiştir. Millet olarak aşağılandık, yüzümüz kızardı.

Suç, delilli ve ispatlıdır. Ne ABD yetkilileri, ne de Türk resmi yetkilileri brifing olayını ve içeriğini reddetmişlerdir.

Brifingi veren Emniyet yetkilileri hakkında derhal soruşturma açılmalıdır. Emniyet ekibini brifing vermek üzere ABD Büyükelçiliğine gönderen yetkili amirler ve İçişleri Bakanı da açıkça suç işlemişlerdir. Bunlar hakkında da soruşturma yapılmalıdır.
Meclis'teki muhalefet partileri, eğer ülkemize ve kendilerine saygıları tükenmemişse, derhal Hükümet hakkında gensoru vermelidirler. Gensoru mekanizması, böyle bir olay hakkında işletilmezse hangi durumda kullanılacaktır?

Yok eğer, ABD'nin hışmından çekiniyorlarsa, kaset ve benzeri şantajlarla karşılaşma ihtimalinden endişelilerse, bunu da açıkça milletimizle paylaşsınlar ki, millet başının çaresine baksın!