Ankara İl Başkanımız Osman Yılmaz, (4 Şubat 2016) Güvenpark’ta yaptığı basın açıklamasıyla TBMM’de toplanan Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun toplanmasıyla başlatılan “Yeni Anayasa” çalışmaları ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak “Bölücü Anayasaya Geçit Yok” Kampanyasını başlattı:
“YENİ ANAYASA” GİRİŞİMİ YASADIŞIDIR.
Meclis’te oluşturulan Anayasa Uzlaşma Komisyonu bugün ilk toplantısını yapıyor. AKP iktidarının dayattığı “Yeni Anayasa” için kurulan komisyona CHP, MHP ve HDP de katılıyor.
Bu Meclis Yürürlükte olan Anayasaya göre seçilmiştir ve Milletvekilleri yürürlükte olan Anayasa üzerine yemin etmişlerdir.
Bu Meclis, Anayasada değişiklikler yapabilir, fakat yeni bir Anayasa yapamaz.
O nedenle “Yeni Anayasa” girişimi, yasadışıdır.
“Yeni Anayasa” hazırlamak için kurulan Uzlaşma Komisyonu da yasadışıdır.
YALANLARIN ALTINA SAKLANAN BÜYÜK TUZAK
“Darbe Anayasasını değiştiriyoruz”, “Yerli ve Milli Anayasa” yalanlarıyla milleti kandırmak istiyorlar. AKP yönetiminin “Yeni Anayasa” girişimi özet olarak dört maddeden oluşuyor:
1. Türk Milleti kavramını Anayasa dışına sürmek.
2. Özerklik.
3. Cemaat ve tarikatları yasallaştırarak Devrim Kanunlarını delmek.
4. Başkanlık rejimi.
Bu dört maddenin dördünde de Türkiye’nin devlet ve ülke bütünlüğü, millî birliği, Cumhuriyet Devrimi ve yurtta barışı hedeflenmektedir.
TÜRK MİLLETİ ANAYASADAN ÇIKARILMAK İSTENİYOR
Vatandaşlık tanımından Türk Milleti çıkarıldığı zaman, Türkiye’nin milleti ve devletiyle bölünmesi talebi Anayasaya geçirilmiş olur ve Bölücü Teröre anayasal zemin verilir. Türk milletsiz bir Türkiye’de milletin parçalanmasına yönelik terör eylemleri hem hukuki, hem de ideolojik dayanak kazanır.
Zaten Türk milletinin anayasadan çıkartılması için en gayretli parti, PKK’nın güdümündeki HDP’dir. ABD emperyalistleri de, bu dayatmanın başındaki uluslararası güçtür.
AKP ve CHP, Anayasanın vatandaşlık maddesini değiştirme talepleriyle Türk milletine savaş açan ABD ve PKK ile aynı mevziye giriyorlar.
PKK’NIN TALEBİ ANAYASAL GÜVENCEYE ALINMAK İSTENİYOR
AKP, CHP ve HDP’nin özerklik girişimi, vatanı ve milleti bölme girişimidir. Bu çabanın Avrupa Özerklik Şartı’nın arkasına saklanması bir şey değiştirmiyor. Özerklik, ülke topraklarının bir bölümünde ayrı bir siyasal rejimin kurulması kabul ediliyor. Ve o ayrı rejimin uygulandığı özerk bölgenin halkı da, plana göre Türk milleti dışında bir kavim olarak tanımlanıyor. O zaman hem ülkenin bütünlüğü, hem de milletin bütünlüğü anayasal düzlemde ortadan kaldırılıyor. Böylece ABD ve İsrail’in “İkinci İsrail” girişiminin sınırları çiziliyor.
Özerklik, Güneydoğu’da yaşayan yurttaşlarımızı ve Kürt kökenli yurttaşlarımızı farklı ya da öteki olarak tanımlıyor. Özerklik kabul edildiği zaman, Kürt yurttaşlarımıza anayasa düzleminde “Siz bizden değilsiniz” denmiş olur. Böylece Türk milletinin ayrılmaz parçası olan Kürtlerimiz Türkiye’nin her yerinde ikinci sınıf konumuna hapsedilir. Bir yandan bu aşağılama nedeniyle Bölücü Terör kışkırtılır. Öte yandan “özerk bölge”de PKK’ya bölgesel otorite sağlandığı ve sınırlar da çizildiği için, Bölücü Teröre devlet olanakları verilir.
ORTAÇAĞA ANAYASAL GÜVENCE GETİRİLMEK İSTENİYOR
Yeni Anayasada, “İrfan ocakları” adı altında, cemaat ve tarikatlar yasallaştırılmaktadır. Ayrıca “Dinsel mezhep ve toplulukların yaşam tarzlarına güvence” yoluyla cemaat ve tarikatların kendilerinin düzenleyecekleri hukuk rejimleri kurmalarına özgürlük getirilmektedir. Böylece Cumhuriyetin toplumsal temeline dinamit yerleştirilmektedir. Yeni Anayasa girişimi, Cumhuriyetin Medenî Kanunu ve Devrim Kanunları tasfiye girişimidir.
AKP, CHP, PKK/HDP, cemaat ve tarikatları yasallaştırmak için anlaşmış bulunuyorlar. MHP de, bu konuda Vatan ve Cumhuriyet düşmanı cephede yer alıyor.
Cemaat, tarikat, aşiret gibi bölünmeler nedeniyle Ortaçağda yaşanan azgın şiddet ne yazık ki arkada kalmış değil. Bugün Ortadoğu ve Orta Asya’daki terör örgütleri, cemaat ve tarikat bağlarını kullanarak terörist yetiştiriyorlar.
BAŞKANLIK ADI ALTINDA MAFYA REJİMİ GETİRİLMEK İSTENİYOR
AKP’nin “Başkanlık Sistemi” dediği, aslında bir Mafya Rejimi tasarısıdır. Türkiye’de Başkanlık, katı bir kuvvetler ayrılığı rejimini değil, Başkanın sultasını getirir.
Başkanlık rejimi, ABD’nin BOP Eşbaşkanlığı rejimidir. Eşbaşkan üzerinden küresel efendilerin diktatörlüğü kurulur.
Başkanın çevresindeki mafya, yalnız yürütme organını değil, yasama ve yargıyı da avucuna alır. Ekonomideki mafyanın diktası oluşur.
Parlamenter rejimin tasfiyesiyle terör örgütlerine alan açılır.
TÜRKİYE’NİN ALTINA DİNAMİT KOYMA GİRİŞİMİ
Bütün milletimizi, bütün partileri uyarıyoruz.
Dikkat! Dört maddelik Yeni Anayasa girişimi Türkiye’nin altına dinamit koymaktır.
Yeni Anayasa girişimi, siyasal, toplumsal, ekonomik sonuçlarıyla terör eylemidir. Türk Milletini Anayasa dışına sürmek, Özerklik getirmek, Devrim Kanunlarını delmeye kalkmak ve Başkanlık rejimi, hepsi birer terör eylemidir. Bu kez mayınlar ve dinamitler, Türkiye’nin altına yerleştirilmektedir.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Polisin ve Köy Korucularının 24 Temmuz’dan bu yana yürüttükleri Bölücü Teröre karşı mücadeleye karşı en tehlikeli sabotaj, Yeni Anayasa girişimidir.
AKP, CHP ve MHP, Yeni Anayasa girişimine derhal son vermeliler.
Anayasa Uzlaşma Komisyonu, yasadışıdır.
Bu Meclis yeni Anayasa yapamaz.
Vatan Partisi ve Türkiye’nin Millî Güçleri, Yeni Anayasa terörüne kesinlikle geçit vermeyeceklerdir.
“BÖLÜCÜ ANAYASAYA GEÇİT YOK” KAMPANYASI
AKP, CHP ve HDP, Bölücü Anayasasının esasları konusunda uzlaşmış bulunuyorlar. MHP de, cemaatlerin ve tarikatların yasallaştırılması konusunda onlarla birliktedir.
Bölücü anayasa girişimine dur deme görevi Vatan Partisi'nindir. “Bölücü Anayasaya Geçit Yok” Kampanyasını başlatıyoruz. Ankara’nın bütün ilçelerinde semt ve mahallelerinde imza masaları açacağız. Bu tuzağı millete anlatacağız ve milletin gücüyle bu saldırıyı boşa çıkaracağız.