İzmir’de 1 Mayıs mitinginde beklenen oldu. İşçi Partisi’nin Türk-İş , DİSK ve KESK yöneticilerine her 1 Mayıs öncesi yaptığı uyarıların ne kadar doğru ve yerinde olduğu anlaşıldı. Bölücü ve yıkıcı gruplarla birlikte hareket eden, onları himaye eden kimi sendika liderlerinin işçi sınıfının haklarını ve özgürlüklerini savunamayacakları bir kez daha görüldü.
İşçi Partisi 1 Mayıs mitingine 600 kişilik düzgün disiplinli ve Türk bayraklarıyla donatılmış kortejiyle girdi. Türk-İş’e bağlı sendikaların ve İşçi Partisi’nin bulunduğu yürüyüş kolu Alsancak Limanı önünden Gündoğdu Meydanına yürüdü. İşçi Partisi kortejinde çok sayıda Türk bayrağını gören işçiler ve sendikacılar sevinçle ve mutlulukla “İyi ki İşçi Partisi var. Sizin varlığınız bize güç veriyor.” dediler. Türk-İş’e bağlı sendikaların getirebildikleri işçi sayısı geçen yıla göre azdı, çünkü miting başlama saati vardiya çıkış saatine uymuyordu. Bu nedenle izin alabilen Belediye işçileri çoğunluktaydı. Türk-iş’ten katılan işçi sayısı 3 bin civarındaydı.
Mitingin yapılacağı Gündoğdu Meydanı’na DİSK, KESK ve TÜRK-İŞ’e bağlı sendikaların işçilerinden sonra İşçi Partisi girdi. CHP, EMEP, ÖDP diğer taraftan gelerek meydana girdiler. Olaylar yüzünden mitingin başlaması sürekli ertelendi. 1 Mayıs Marşı hep bir ağızdan söylendi ama İstiklal Marşı okunmadı, saygı duruşunda Mustafa Kemal Atatürk’ün adı anılmadı.
Cumhuriyet Meydanı yönünden gelen DTP, ESP (Ezilenlerin Sosyalist Platformu) arama noktasında polisin üzerlerini aramasına karşı çıktılar. Bir çuvalın içinde bulunan APO posterleri ve bölücü bayraklara polis el koymak isteyince polise taş ve sopalarla saldırdılar, polis de onlara gaz bombasıyla karşılık verdi. Bu guruplar bir yandan “Azadiya Kürdistan” sloganı atarken öte yandan dükkânların vitrinlerini ve gazetecileri taşladılar. Yüzleri maskeli gurubun gazetecilere saldırırken söyledikleri sözler de dikkat çekici: “Savaş koşuları başlamıştır hedef gözetmek yok.” Polise taş atanlar miting alanına ulaşınca biber gazı alanda bulunanları da etkilemeye başladı. Bu nedenle birçok insan alanı terk etti. Bu olaylar, Gündoğdu Meydanında miting yapılmasının yasaklanmasını isteyen çevrelerin elini güçlendirdi. İzmir Valisine bu alanın mitinglere kapatılması için çağrı yapan bir yerel gazete bu taleplerinde ne kadar haklı olduklarının ortaya çıktığını yazdı.
Kürsüde bulunan DİSK ve KESK yöneticileri bölücü ve yıkıcı gurubun taşlı saldırısına biber gazıyla karşılık veren polise “Faşizme karşı omuz omuza “ sloganıyla yanıt veriyordu. Bölücü ve yıkıcı unsurlar miting alanından uzak tutulması yerine davet ediliyordu. DİSK Bölge Temsilcisi Azad Fazla konuşmasında “Olayları başlatan polistir. Arama noktasında yasadışı hiçbir şey bulunmadığı halde 15 arkadaşımızı gözaltına aldılar. Onların derhal serbest bırakılmasına istiyoruz.” dedi.
Polise taş atan, bölücü sloganlar ve pankartlarla gerginlik yaratan, esnafın camlarını kıran bu unsurların niçin mitinge davet edildiğini, niçin himaye edildiğini işçiler birbirine soruyordu.
Başta Türk-İş olmak üzere sendika liderlerine İşçi Partisi’nin yaptığı uyarılar dikkate alınsaydı bu olaylar yaşanmayacaktı. Bölücü ve yıkıcı unsurları hiçbir şekilde aramıza almayan bir disiplinle sadece Türk Bayrağı altında “İş, Ekmek, Vatan” sloganı etrafında birleşecek örgütlerle miting yapma çizgisi kabul edilmelidir.