Birgün gazetesi Senem'in 'Fethullah ve Susurluk' kitabını tanıttı

BİRGÜN Gazetesi Ergenekon tertibi kapsamında 3 yılı aşkın tutsaklığın ardından tahliye olan İP Genel Başkan Yardımcısı Av. Nusret Senem'in yazdığı "Fethullah ve Susurluk" isimli kitabını okuyucularına tanıttı. Yazıyı aşağıda sunuyoruz.

AKP iktidarı dönemin...

Tarih:

BİRGÜN Gazetesi Ergenekon tertibi kapsamında 3 yılı aşkın tutsaklığın ardından tahliye olan İP Genel Başkan Yardımcısı Av. Nusret Senem'in yazdığı "Fethullah ve Susurluk" isimli kitabını okuyucularına tanıttı. Yazıyı aşağıda sunuyoruz.

AKP iktidarı döneminde yürütülen Ergenekon ve Balyoz gibi davaları canla başla desteklerken, ‘derin devletin üzerine giden gazeteci’ pozları kesen Nazlı Ilıcak ve Hüseyin Gülerce’nin, Susurlukçulara övgüler düzdüğü ortaya çıktı. Ilıcak, Akşam Gazetesi’ndeki köşesinde Susurluk’un baş aktörlerinden İbrahim Şahin için şunları yazmış: “Kahraman polis müdürü İbrahim Şahin’e vuran vurana, hay başınıza İbrahim Şahin kadar taş düşsün.” Hüseyin Gülerce de yedi TİP’li öğrencinin katili, uyuşturucu kaçakçısı, derin devlet tetikçisi Abdullah Çatlı için ‘vatansever’ tanımını yapmış.

Faili Meçhul cinayetlerle ve yasadışı örgütlerle verdiği mücadeleyle tanınan, son olarak Ergenekon Davası'nda üç yıl tutuklu kaldıktan sonra tahliye olan Nusret Senem'in “Fethullah ve Susurluk” kitabı çıktı. Maraş ve Sivas katliamlarında, Eşref Bitlis suikastinde, Kasaplar Deresi'nde işlenen faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması için davalarında müdahil avukatlık yapan Senem, Silivri Cezaevi’nde 28 klasöre varan Susurluk raporlarını inceledi. Gülen Cemaati'nin yapılanmadaki yerini sorguladı.

‘ŞAHİN KADAR BAŞINIZA TAŞ DÜŞSÜN!’
Senem, kitabında Hüseyin Gülerce, Nazlı Ilıcak gibi bugün Ergenekon Davası'nı destekleyen isimlerin Susurluk sanıklarını nasıl övdüğüne yer verdi. Örneğin 22 Şubat 1997'de Ilıcak Akşam Gazetesi'nde İbrahim Şahin için şunları yazıyordu: “Kahraman polis müdürü İbrahim Şahin'e vuran vurana, hay başınıza İbrahim Şahin kadar taş düşsün. Belki o zaman kendinize gelirsiniz.” 12 Aralık 1996'da ise “Eski Özel Hareket Daire Başkanı İbrahim Şahin'i Susurluk olayı patlak verdikten sonra tanıdım; anlattıklarını dinledim ve söylediklerinden ikna oldum, bu vatan için tek parmağını dahi taşın altına sokmamış insanlar tarafından, pervasızca karalanmasını içime sindiremedim.” Ilıcak'ın İbrahim Şahin’in, Abdullah Çatlı ile yan yana fotoğraflarını yayınlayan Kanal D'yi eleştirmesine dair birçok yazısı kitapta yer alıyor.

‘AYHAN AKÇA, KAHRAMAN’
Ilıcak'ın şimdilerde itiraflarıyla gündeme gelen JİTEM’ci Ayhan Çarkın ve suçladığı özel harekatçılarla ilgili yazıları da kitapta var. Örneğin özel harekatçı Ayhan Akça’nın kendisini ziyaretini Ilıcak, 8 Ocak 1997'de Akşam'da şöyle anlatıyor: “Günlerdir karalanan ve ucu eroine ulaşan, kara parayı akladığı iddia edilen Ayhan Akça ziyaretime geldi. İri yarı, esmer, yağız bir genç adam... Senenin yarısını Güneydoğu'nun dağlarında PKK eşkiyasıyla savaşarak geçiriyor... Bize göre bir kahraman. Aldatılan, beyni yıkanan kimi basın mensuplarına göre 'kara para aklayıcısı, karanlık ilişkileri olan hain'.” Ilıcak’ın kahraman ilan ettiği Özel harekatçı Akça’nın, iş adamı Savaş Buldan’ın öldürülmesini de içeren pek çok faili meçhul cinayette dair pek çok iddia var.

ÖZEL HAREKATÇILARA SİPER OLMUŞ
Ilıcak, 3 Aralık 1996 tarihinde şimdilerde Çarkın'ın ifadesiyle gündeme gelen Özel Harekatçılar için şunları yazdı: “Topal cinayetine karıştıkları öne sürülen özel TİM görevlisi polisler Ayhan Çarkın, Oğuz Yorulmaz, Ercan Ersoy'un olayla bir ilgilerinin bulunmadığı teslim tutanaklarından anlaşıldı.”

ÇATLI’NIN VATANSEVERLİĞİ
Yandaş medyanın önemli isimlerinden Hüseyin Gülerce de o dönemde derin devlet mensuplarına övgüler düzmüş. Her ne kadar kendisi sürekli yalanlasa da kamuoyunda Gülen cemaatinin basın sözcüsü muamelesi gören Gülerce bakın 7 Kasım 1996'da (Susurluk kazasından hemen sonra) Zaman gazetesinde neler yazıyor: “Abdullah Çatlı'nın cenazesi Uğur Mumcu'nunki gibi devlet töreni ile kaldırılmadı ama eski arkadaşları, onun vatanseverliğine hayranlık duyan binlerce eski dostu, öldüğü günde yanındaydı.”

‘BUCAK, PKK İLE MÜCADELE ETTİ’
Gülerce Aynı yazıda Susurluk kazası için ise şunları yazdı: “Aşiret reisi Sedat Edip Bucak PKK ile mücadelede binlerce adamı ile devletin yanında yer alıyor. Mücadelesi PKK ile. Abdullah Çatlı da PKK'nın maddi manevi kaynaklarından Ermeni Örgütü ASALA'nın tüketilmesinde 'devletin izni ile' önemli başarılar sağlamış birisi. Arabadaki 3. kişi ise Türkiye Cumhuriyeti'nin Emniyet işlerinde başarılı görevlerde bulunmuş, aynı zamanda bir alevi dedesi olan Hüseyin Karadağ. Kimse onun hakkında olumsuz bir şey söylemiyor. O halde arabada bulunan kişilerin hüviyetleri dikkate alındığında vatan ve millet aleyhine ittifaktan söz etmek pek mümkün değil.”

‘YANAN DOKUNUR’
Kitap, cemaatin Susurluk ilişkilerini devlet raporları ile gösteriyor. Senem, bu raporlara da ilginç bir şekilde ulaşmış. Sanık olduğu Ergenekon Davası'na tüm Susurluk raporlarının mahkemeye getirilmesini isteyen Senem, bu raporları inceleyerek kitabını yazmış. Yani kitap Cemaatin sıkça söylediği gibi karanlık güçlerin verdiği belgelerle yazılmamış. Bundan sonra altı kitaplık Fethullah Gülen dizisinin geleceğini yine kitaptan öğreniyoruz. Üç yıl hapis yatan Senem'in yazdığı kitapla ilgili en çok yapılan espri ise “yanan dokunur” şeklinde.